30
Nisan
2025
Çarşamba
ANASAYFA

Çetin Altan - Milliyet Gazetesi

'Hamaset' ve 'şiddet' üstüne akrobasi...


BAKALIM, Osetya'da bir ilkokulu, okulların açıldığı gün basıp, küçücük öğrencileri velileri ve öğretmenleriyle birlikte rehin alan Çeçen teröristlerin eylemleri; bugün nasıl bir vahşet boyutu çizecek?
Bekleyiş sürecek mi, yoksa bir sonuca ulaşılacak mı?
***
İyice dibe vurmuş 1 milyara yakın yoksulu bulunan Hindistan'ın, Budistleriyle Brahmanları, uluslararası terör eylemlerinde hiç yoklar.
Güney Amerika'nın yoksul Katolikleri de, kendi ülkelerinde gerilla savaşlarını sürdürseler bile, uluslararası terör eylemlerinde pek görünmüyorlar.
Tüm dünyanın yüreğini ağzına getiren terör eylemleri, nedense hep "İslami" kökenli...
***
İnsandaki "ölüm bilinci"nin yarattığı çeşitli mistik inançlar arasında; boynu bükük kurbanlarının şakaklarına namlu tutan, kaçırdıkları rehinelerin gırtlaklarını nasıl kestiklerini sergileyen, ilkokul basan terör umacıları; neden hep "İslam"ın ve şeyhleriyle liderlerinin fedaileri görünümünde; bazen kafalarındaki kara maskeleriyle, bazen kadınlı erkekli kendilerini de patlatan canlı bombalarıyla?
***
Arkadan arkaya politikanın yelpazelediği, demagojik polemikleri çok aşan konular bunlar...
Şeriata uygun yaşaması gereken bir Müslümanın, şeriatın uygulanmadığı bir düzende, yeterince Müslüman sayılamayacağını iddia edenler de çıkabilir ortaya; İslamın görevinin, tüm insanlığı şeriat düzeni içine almak olduğunu iddia edenler de...
İslamı, çok daha insancıl ve hoşgörülü bir din olarak değerlendirmeye kalkanlar da olduğu gibi...
"Radikal İslam"la, "radikal olmayan İslam" ayrımlarının nereden, nasıl kökenlendiği ise, yeterince berraklaştırılmış değil.
***
Uzun lafın kısası, Osetya'daki ilkokul baskınından sonra, bir eksi puan daha aldı Müslüman olmak...
"Ben bir Türküm, dinim cinsim uludur" hamaseti de, artık iyice sevimsizleşmekte...
Nasıl ki "onlar - biz" ayrımı da; "bireylerin yaşam kalitesi" açısından, Finlandiya'nın 88 basamak altına düşmüş Türkiye'ye, pek uğur getirmedi.
Hepimiz aynı çağı paylaşan insanlarız şu yusyuvarlak "yer" küresinde...
Kuşaklar boyu sürmüş olan, "Viyana kapılarına kadar gitmiş olma" övünmeleri; Avusturya'nın, AB üyeliğimize burun kıvırarak bakmasında hiç mi etken olmadı acaba; ne dersiniz?
***
İstanbul, sanırım yeryüzünde en fazla yabancı okulun bulunduğu bir kent...
Son yüz yıl içinde bu okullardan mezun olmuşların, nasıl bir yaşam grafiği çizmiş olduklarının da bir dökümü yok kimsede.
Hem "onlar - biz" ayrımı; hem İstanbul'daki yabancı okullardan mezun olmuşların, çok daha başarılı ve kaliteli bir yaşamdan geçmiş olmaları olasılığı...
***
Saydamlık imanın, görünmez mihrabıdır.
Günde 5 vakit namazını aksatmamışlarımız bile, olanakları varsa, çocuklarını ABD'de okutmayı yeğlemiyorlar mı?
Ya hastalandıklarında hangi hastanelere atıyorlar kapağı?
Ama içeride Türk ve İslam hamaseti de sürüp gitmede:

Binlerce can dirilse de nakletse geçmişi,
Dağlar lisana gelse de anlatsa hepsini;
Garbın cebini zalimi affetmedim seni,
Türküm ve düşmanım sana, kalsam da tek kişi.

Bir yandan da AB üyeliği için can atma...
***
Küreselleşme, gün günden hızını artırırken; hala "onlar - biz" ayrımlarıyla, dünyaya posta koyma hamasetinin yiğitlenmelerinde kanat çırpma alışkanlığı; acaba çağdaş dünyanın yan bilincinde bir kuşku yaratmıyor mu, Türklerle, Türkiye'ye karşı?
Üstelik değişik bir açıdan bakıldığında, aynı kuşku "kökten dinciler"de de var, Türklerle Türkiye'ye karşı...
***
Şayet bizde de, toplumsal terazideki Hazine'den geçinmeli "değersiz önemliler" kadroları yanında; "önemsiz değerliler" kefesi, denge tutabilseydi; "Devletin koskoca valisi, kaymakamı, generali, genel müdürü" pohpohlamaları yanında; evrensel bilimcilerin, yazı adamlarının, heykelcilerin, ressamların, mimarların, kompozitörlerin de, gönüllerde taht kurmuş bir ağırlığı bulunsaydı; belki de "Kışla" - "Cami" parfümlü politika gerginlikleri çoktan aşılmış; "varlıklı olma" ile "var olma" arasındaki çağdaş sentezlerle de bütünleşilmiş olurdu...
***
Ne yapalım ki, ne olmuşsa; ancak o kadarı olabildiği için, öyle olmuştur...
Bakalım Osetya'daki Çeçen teröristlerin eylemi, bugün nasıl bir vahşet boyutu çizecek?

c.altan@prizma.net.tr
ÇETİN ALTAN - MİLLİYET GAZETESİ
Yayın Tarihi : 4 Eylül 2004 Cumartesi 19:42:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Vahit KOÇ IP: 81.212.223.xxx Tarih : 5.09.2004 22:49:53
Değerli yazar, Terörle ilgili yazdığınız yazının tamamına kendim de imzamı atıyorum. Gerçekten de eğitim sisteminden öte genel eğitim anlayışımızda estetik değerlerin olmayışı egolarımızı dinin kendisinden daha ön plana çıkarmaktadır. Artık aciliyetle anlaşılmalıdır ki şeytanın gör dediği şey kendi içimizdeki iflah olmaz şeytandır. Herhalde şeytan kıskançlıktan çatlıyordur. Hamasetin her türüne karşı çıkmakta belli bir anlayışın oluşmaması da bunun sebeplerindendir. Vahit KOÇ Öğretmen