28
Aralık
2024
Cumartesi
ANASAYFA

AB Türkiye'yi uçuracak (!) Bekleyin geliyor!..

Geçtiğimiz yıl 17 Aralık’a birkaç hafta kala, bir yerde ilginç bir yazı okuduk. Şimdi tam olarak nerede okuduğumuz anımsamıyoruz.

Adamcağız çocuğunu evlendirecekmiş bir bilene soruyor: Acaba düğün için, Avrupa Birliği’nin ülkemize müzakere tarihi vereceği 17 Aralık sonrasını beklese daha mı iyi olurmuş…

Bunun karasızlığı içersinde…

Neden ?

Şundan ötürü:

Çünkü edindiği intibaya göre…Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye müzakere tarihini vereceği 17 Aralık 2004’den sonra ülkede her şey güllük gülüstanlık olacağı için, öyle bir ortamda da, bir baba olarak çocuğunun evlenmesinde daha az külfete katlanma şansını kaçırmak istemiyor

Öyle ya…

Avrupa Birliği’den Türkiye’de her çocuk evlendirenin cebine karşılıksız şu kadar para konacak…

Avrupa Birliği, Türkiye’de her isteyene oturdukları yerde sebil gibi bol bol para dağıtacak.

Avrupa Birliği’ nden müzakere tarihi alıp görüşmelere başladıktan sonra, artık ülkede kimsenin çalışmasına gerek kalmayacak.

Her sırtı üstü yatan Türk vatandaşına, Avrupa Birliği, ömürleri boyunca bol bol para dağıtacak.

Öbür yandan, Avrupa Birliği, Türk vatandaşlarına istedikleri Avrupa ülkesinde istedikleri her işi hemen bulacak ve ölene kadar tüm ailesine AB’e girdiğimiz için bize duymuş olduğu şükran nedeniyle(!), karşılıksız bakacak…

Şöyle çevrenize bir kulak verin daha ne beklentiler…

Ülkemizin aslan medyası ve içinde barındırdığı, hiçbir karşılık beklemeden(!) Avrupa Birliği’ne “tamamen duygusal (!)” bağlarla bağlı olan “muhteşem kalemleri “ maalesef, sonunda halkımızı bu noktaya getirdi.

Ne yazık ki… AB denen Hıristiyan tayfasından bize hayır gelmeyeceğini hala anlayamamış olmanın talihsizliğini ülke olarak elan yaşamaya devam ediyoruz

Edirne’den öte hemen hemen bütün ülkelerin; bize, yani Türk’e düşman olduğunu anlamamakta niçin direniyoruz?

Son zamanlarda ülkemize dayattıkları küstah teklifleri, kükremeden, sineye çekmekte nereye kadar sessiz kalacağız?
Adam, utanmadan bize ne öneriyor; Atatürk’ün resimlerini devlet dairelerinden indirmeliymişiz!..

Bu ne şerefsiz bir teklif!

Siz kim oluyorsunuz da, Türk milletinin bağrında sonsuza değin yaşayacak olan bir dünya liderinin resimlerine dil uzatabiliryor sunuz.?

Sözün özü:

AB’ye girmek hiçbir zaman kurtuluş değil, girememiş olmak ta bir kayıp değil.

Karşılarında ezilip bükülmeye gerek yok.

Bizim onlara değil, onların bize ihtiyacı var.

Haaa!... Gelir yalvara yalvara aralarına katılmamızı önerirler, koşullarımızı kabul ederler, o zaman düşünürüz.

İşte Belarus… AB’ye girmedi, paşa paşa varlığını ve gücünü sürdüyor. Kimseye de eyvallahı yok.

Yeter ki kendimize olan güvenimiz yitirmeyelim.

AB girmek mutlak şart değil.

Burhan Özbey
Yayın Tarihi : 30 Eylül 2005 Cuma 13:26:16


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?