1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

MERAL OKAY TARİHİ SENARYO YAZMASIN!

Sayın Meral Okay’ı yazdığı senaryolardan, oynadığı oyunlarından tanırım. Karşılaşıp iki kelime konuşmuşluğumuz olmadı. Günaydın Gazetesinde bir süre çalışmış, büyük olasılıkla aynı tarihlerde ben de araştırma ve köşe yazarlığı yapmıştım. Demek ki, orada da karşılaşmak kısmet olmamış... Yalnızca değerli bir sanatçı olan merhum eşi Yaman Okay’ı müşterek dostumuz merhum Türbeler Müzesi Müdürü Cenk Alpak aracılığı ile tanımıştım.

Meral Okay, Yasemince, Asmalı Konak, Fedai ve Bir Bulut Olsam gibi dizilerin senaryolarını yazmış, Siyad Türk Sinemasında (2002) ve 14.Adana Altın Koza Film şenliğinde (2007) en iyi yardımcı kadın oyuncu ödüllerini almış gerçek bir sanatçıdır. Gerçek sanatçı diyorum; çevremizde adı sanatçıya çıkmış, sanatla ilgisi olmayan öylesine çok insan dolaşıyor, ekranlarda izleniyor ki…

Henüz iki bölümü yayınlanan ”Muhteşem Yüzyıl” dizisi ile belki de isminden en çok söz edilen senaristlerinden birisi oldu… Dizi daha yayına girmeden başlayan aleyhteki yaygara her geçen gün biraz daha genişledi; yazılı, görsel ve internet basınında tüm hızıyla sürüyor…

Kendisine naçizane bir tavsiyem olacak; Türkiye’nin akıl, bilim ve aydın düşünceden uzak, bazı ortamlar değişmediği sürece bir daha tarihi senaryo yazmasın… Muhteşem Yüzyıl dizisi bir belgesel niteliği taşımayıp, Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan arasında geçen aşkın çevresinde dolaşıyor. Ancak bizim toplumun biraz garip bir tutumu var; yeterince tarih okumazlar, daha doğrusu okulda okutulanlar dışında pek fazla bilgileri yoktur. Buna bazı siyasileri, akademisyenleri ve gazetecileri de dâhil etmemiz olasıdır. Bizim çocukluk ve gençlik yıllarımız Tarkan ve kurdunu, Malkoçoğlu filmlerini izleyerek geçti. Bizans tekfurlarını nasıl perişan ettiğimizi, İstanbul’u nasıl fethettiğimizi okuduk, filmlerini izledik.

Böyle olunca da tarihe objektif bakamayan bir toplum ortaya çıktı… Beyinlere pompalanan kahramanlıkların çoğunu gerçek sandık… “Azim bir cenk oldu küffara kılıç çaldık”, “bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik” sözleriyle büyüdük… Yanılmıyorsam Viyana kuşatmasında üzüm bağından üzüm yiyen, sonra da parasını asma kütüğüne asanların soyundan geldiğimize inandık veya inandırıldık!... Osmanlı padişahlarının tebası olmaktan gurur duyduk, ecdadımız diye başımızda taşıdık, üzerlerine toz kondurmadık!..

Osmanlı padişahlarına da toplum olarak ayrı bir hayranlık duyar, onların eleştirilecek yanları olmadığını düşünürüz. Meral Okay’ın bu gerçekleri (!) görmeden senaryo yazması biraz yanlış oldu ve bu yüzden şimşekleri üzerine çekti. Tarihi gerçekleri, objektif yazmak yerine senaryosunun içerisine dörtnala giden atlar üzerinde küffara kılıç sallayan, haremdeki kadınlara yüz vermeyen Kanuni Sultan Süleyman’ı koymuş olsaydı tepki değil, alkış üzerine alkış alırdı… Bugün dizisini yeren yazılar yerine çarşaf çarşaf öven yazıları okurdu.

Bakın Reha Muhtar, ne kadar güzel uyarıda bulunmuş; Kanuni dizisine Cüneyt Arkın Malkoçoğlu Bali Bey olarak girmeliydi demiş..

Malkoçoğullar’ından Yahyapaşazade Malkoçoğlu Bali Bey’in Belgrad’ı almasını acilen senaryoya eklesin Meral Okay…

Yahyapaşazade Malkoçoğlu Bali Bey, Malkoçoğulları’ndan olup Belgrad’ın alınmasında imzası olan komutanlardandır. Bu bölümleri Malkoçoğlu Bali Bey namına Cüneyt Arkın oynamalı, beyaz bir atın üzerinde, dıgıdık dıgıdık dıgıdık giderek…”

Muhteşem Yüzyıl dizisinin tenkit edilen bir başka yanı da Kanuni Sultan Süleyman ile Alexandra Anastasia Lisowska (Hürrem Sultan)’ın iki gün halvette kalarak, RTÜK’e inat sevişme sahneleri…

Dünyaya hükmetmiş bir hükümdar porno yıldızları gibi sevişir mi?

Nedense bazı tarihi büyüklerin insanüstü varlıklar olmadığını, onların da insan olduklarını düşünmeyiz. Sanki onların ateşli sevişmeleri ayıptır, günahtır!... Oysa Kanuni’nin de Hürrem Sultan’ın da birer insan olduklarını düşünmeyiz...

Arkeolojinin ana temasını oluşturan mitoloji tanrılarının ateşli aşklar yaşadıklarını acaba kaç kişi biliyor?

Cinsel eğitimsizliğin, cinselliği ayıp olarak nitelemesi burada da karşımıza çıkıyor. Bugünkü genç nesil bizlerden daha farklı, okuyor, görüyor ve yaşıyorlar. Bizim kuşakların ana babaları, çocukları leyleklerin getirdiğini veya çeşme yalaklarında bulduklarını söylerlerdi! Biz de bu masallara saf saf inanmıştık!...

Meral Okay’ın, padişah ile sultanı seviştirmesi olacak iş değil!.. Onlar insan üstü yaratıklardır, aşık olmazlar, sevişmezler!... Acaba buz gibi mi ilişkiye girerler?

Kanuni’nin büyük aşkı Hürrem Sultan’a duyduğu aşkı dile getiren gazeli, şu sıralarda internette yer alıyor;

“Hayatımın, yaşamımın sebebi Cennetim, Kevser şarabım.
Baharım, sevincim, günlerimin anlamı, gönlüme nakşolmuş resim gibi
Sevgilim, benim gülen gülüm…”

Meral Okay tarihi gerçekleri, özgür bir düşünce içerisinde yazarsa, başta siyasilerden olmak üzere böylesine tepki alır, kanal da ihtar alır!... Oysa senaryosunda o dönemle ilgili bazı kesitlere cesaretle yer vermiş; özellikle Osmanlı Tarihi’nin acımasız Harem yaşantısını, Haremağalarının baskısını, oradaki kadınların birbirleriyle nüfuz mücadelesini ortaya koymuş. İnsanın aklına elde olmadan bir soru takılıyor, daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi Harem’deki kızlar, aileleri tarafından padişahımızın bir gece için de olsa koynuna girsin diye mi getirilmişler? Yoksa yabancı ülkelere yapılan seferlerde ganimet olarak mı ailelerinden acımasızca koparılmışlar? Yoksa esir tüccarlarından mı satın alınmışlar?

Sultan Süleyman’ın Hürrem ismini verdiği Alexandra da Lehistan’da Rohatyn’de doğmuş, 20 yaşındayken Tatarlar tarafından kaçırılmış, ailesi öldürüldüğünden bir süre Kırım Hanı tarafından himaye edilmiş ve Osmanlı Sarayına sunulmuştur. Senarist bu gerçeği dizide dile getirince, tepki görmüş…

Osmanlı padişahlarının Sultan Osman ve Sultan Orhan dışındakilerin Türk kanı taşımayan analardan doğduğu söylenince neden tepki çekiyor, anlayabilmiş değilim. Kaldı ki, bu konuda yazılmış, Ali Kemal Meram’ın “Padişah Anaları, Reşat Ekrem Koçu’nun “Osmanlı Padişahları”, Necdet Sakaoğlu’nun “Bu Mülkün Sultanları” diye okunması gereken kitaplar var; bilmeyen varsa hatırlatırım…

Meral Okay, Osmanlı devlet teşkilatında önemli bir yeri olan devşirme müessesine de değinmiş... Hıristiyan çocuklarının ailelerinden koparılıp getirildiğini, Harem ve Enderun’da eğitim verildiğini ve sonra erkeklerin devletin önde gelen mevkilerinde sadrazam, vezir, paşa olduklarını belirtiyor. Yalan mı?

Dizide, tarihe Makbul ve Maktul İbrahim Paşa’ya en az Kanuni kadar yer verilmiş… Pargalı İbrahim denilen İbrahim Paşa, Venedikli Sofya’nın oğlu olup devşirilmiş, çocukluğu Kanuni’nin şehzadeliğinde yanında olmakla şansı açılmış… Padişahın kız kardeşi Hatice Sultan ile evlenmiş… Ancak sonu hiç de iyi gelmemiş, Hürrem Sultan’ın entrikalarına kurban giderek öldürülmüş. Tarihçiler kendisinden bu yüzden Makbul ve Maktul İbrahim Paşa olarak söz etmişlerdir.

Muhteşem Yüzyıl dizisi RTÜK’ten ilk bölümünün ardından uyarı cezası almıştır. Önümüzdeki bölümleri gerçekten merak ediyorum tarihi gerçekler objektif olarak yazılacak mı?

Yavuz Sultan Selim zamanında devşirilen, Kayseri Ağırnas köyünde doğan, üç padişaha baş mimarlık yapan Mimar Sinan’dan acaba nasıl söz edilecek?

Mimar Sinan, Ermeni kökenli devşirmedir ama Türk mimarisine ölümsüz eserler kazandıran, Müslümanlığı, Osmanlılığı benimsemiş olduğu nasıl vurgulanacak? Sanırım yine bazı fanatikler ortaya çıkacak, o Müslüman doğdu diyerek diziye bir ceza daha verilecek…

Meral Okay’ın işi gerçekten çok zor; o yüzden bir daha tarihi senaryo yazmasın derim. Günümüzde ayyuka çıkan, içki içenleri, satanları zorlayan yönetmelikler çıkarılırken Osmanlı padişahları içki değil şerbet içerlerdi safsatası yine gündeme taşınacak… Önümüzdeki bölümlerde Kanuni ile Hürrem Sultandan olan oğlu Sultan II. Selim’in içki müptelası olmasını acaba nasıl açıklayacak? Belki de birileri ortaya çıkıp içki değil şerbet müptelasıydı mı diyecek?

Meral Okay, senaryoda en büyük yanlışı da burada yapmış…Kendisine, “Sultanım içkiniz” diyerek içki sunanın yüzüne içki kupasını çarpacak ve hemen boynunu vurduracaktı… Bakın o zaman nasıl alkışlanır, ödül bile verilirdi!...

Merakla beklediğim dizinin bir bölümü de Hürrem Sultan’ın Sadrazam Rüstem Paşa ile işbirliği yaparak kendi oğlu Selim’i tahta çıkarabilmek için tahtta gözü var, yeniçeriler onu tutuyor diyerek öz oğlu Şehzade Mustafa’yı Kanuni’ye boğdurmasını nasıl açıklayacak?

Kısacası senaryonun bu bölümünü gerçekçi yazarsa bir yığın Osmanlı hayranını, ecdadımıza laf söyledi diye karşısına alacak?

Yukarıda da belirttiğim gibi Meral Okay’ın yapacağı en iyi iş tarihi senaryo yazmaktan vazgeçmesidir. Toplumun belirli bir kesimi gerçeklere henüz hazır değil… Aklıselim vatandaşlar diziden rahatsız olmak bir yana çok da beğendiler. Kimse ortaya çıkıp padişahımızın özel hayatına girilmez demesin; yakınlarda insanların telefonları dinlenmiş, kasetleri piyasaya sürülmüş, özel yaşamları ortaya dökülmüştü. O zaman Kanuni’ye arka çıkanların neden sesleri çıkmadı?


erdemyucel2002@hotmail.com 

Erdem Yücel
Yayın Tarihi : 15 Ocak 2011 Cumartesi 17:50:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
gulcan gokyuz IP: 71.247.255.xxx Tarih : 14.04.2011 05:14:52

Sayin Erdem Hocam,

Sanirim artik 'Meral Okay Tarihi senaryo yazmasin'  baslikli yazinizin miyadi doldu.

Maalesef, Meral Okay'da yapti. Ya da, uzulerek soyluyorum, yaptirdilar!

Bildigim kadariyla Sultan Suleyman Hurrem'i asla surgune gondermedi. Mahidevran'la oglunu gonderdi. Gozu Hurrem'den baska kimseyi gormedi. Hurrem'in dizinin dibinden ayrilmadi, O ne dediyse yapti, nikah bile kiydi. Hurrem'e, hayatini defalarca kurtaran kisiyi ve oz oglunu oldurtecek kadar inandi. Bu inananmaktan ote bir sey bence, tapmak derim ben buna. Savasa giderken bile hasretine dayanamayip yaninda goturdugunu biliyorum, dogru yerden ogrenmissek eger. Savas planlarini da Makbul Ibrahim Pasa yapmisti zaten.

Beyefendi, sansliydi. Imparatorlugun cok iyi bir zamaninda padisah oldu, pek az padisaha kismet olan buyuk bir ask yasadi, savas planlarini Ibrahim Pasa yapti, O zafer kazandi. O'na 'muhtesem' sifatini veren de Turk milleti degil zaten. Avrupa O'na 'muhtesem' dedi, bugunku sinirlarini O'na borclular. Biz, var olan kanunlari kagida döktugu icin O'na Kanuni Sultan Suleyman dedik.

O, muhtesem bir padisah degil. Muhtesem bir yuzyila denk gelmis, sansli bir padisahti.

Meral Okay tarihi gercekleri degistimeyi nicin kabul etti?

Suleyman'i hayallerde canlandirilmis adam gibi adam yapti. Bu karekterdeki biri sonra nasil Hurrem'e kanipta oglunu oldurtecek?

Dizideki suklum puklum Hurrem karekteri cilve yapmadan, gecelerini gunduzlerini sultanla gecirmeden O'nu nasil Ibrahim'i ve oglunu oldurtmeye ikna edecek?

Bu kadar mi cok rahatsiz edildi Sayin Meral Okay?

Yapmasaydi, dizinin devamini getirmeseydi bene cok daha iyi olurdu.

Yazik!  Bir ulkeyi en kotu sona surukleyen sey kaleme kelepce takmaktir. Yazik!


Adanali IP: 78.42.99.xxx Tarih : 17.01.2011 10:21:15

Daha dakka bir  gol bir  herhalde  bu diziyi sonuna kadar  harem odalarinda seyredecek Millet. Tabi  Zenginlerimiz  neden korkuyorlarsa halbuki cok iyi yatirim  getir dünyaya mal olmus artistleri Türk tarihinde  hic  Truva'lar  altin harflerle yazilmis noktalar yokmu cok, adam gibi yatirim yap bak  bütün dünya  kapis kapis.Saygilar


Yılmaz Ergüvenç IP: 85.102.229.xxx Tarih : 17.01.2011 15:48:38

İşte, pırıl pırıl, aydınlık kafalı bir yazar: Erdem YÜCEL. Bütün yazdıklarını, A'dan Z'ye kadar onaylıyor, başarılarının devamını diliyorum. Bu yazıyla bana da ilham verdin. Ben de bir şeyler karalayacağım, ama benimki biraz fantezi olacak. Selam ve sevgilerimle...


SUZAN YILMAZARSLAN IP: 88.225.194.xxx Tarih : 17.01.2011 09:44:38

 Hocam Çok Doğru bir yorum yapmışsınız Türki'de artık sanat eserlerine ucube gözüyle bakılıyorsa tarihin gerçeklerini ortaya koyan gerçekleri de çarşaf giydirmek gerekiyor. Çünki bu günkü iktidarın hoşua gidecek işler yapmak istiyorsak tarihide çarşafa sokmak gerekiyor. Ben ecdadını en çok merak edenlerden olduğumdan Osmanlı hakkında bir çok kitap okudum. Benim Anneannemin annesi büyük dedeme Edirne sarayından gelin gelmiş. Fakat Anneannem annesi öldüğünde yedi yaşında olduğundan akrabalarını ve annesinin ailesini çok iyi tanımamış. Ben bu yüzden çok araştırma yapıyorum Osmanlı hakkında, gördüm ki bu gün senaryolaştırılan bütün olaylar neredeyse tıpa tıp aynı. Osmanlıyı yabancı yazarlardanda Türk yazarlardanda okudum ve karşılaştırdım. Hiç birisinde bir abartı ve mülalağ görmedim. Şimdi diziyi izlerken tüm araştırmalarımda okuduklarım aynen canlandı sayın Okay sayesinde ellerinize sağlık Sayın Okay. Ama bir daha siz siz olun gerçekleri yazmayın tarihimiz ecdadımız konusunda yoksa sizede eserlerinizede UCUBE gözüyle bakılır.
 


Mehmet E. IP: 84.62.37.xxx Tarih : 16.01.2011 12:59:54

Hocam ellerine saglik!Ögle anlasiliyor,ki Muhtesem Yüzyul dizisi icin cok sey yazilacak vede tartisilacak.Cünkü Türkiye,nin baska sorunu kalmamis gibi görülüyor.Türkiye,nin sorunlari ile ilgilenmemiz gerekirken ve cözüm icin neler yapmamizi düsünmemiz gerekirken hepsini bos verip Kanuni Sultan Süleyman,in harem odalari ile ilgilenip ugrasyoruz.

Oysa bu son zamanlarda Türkiye,de olan bitenleri göz önünde bulundurursak izledigimiz yazili internet ve görsel basindan gördügümüz manzaralar,Ne diyelim fazla mal göz cikarmaz misali.Uckuruna düskün Türk milletinin yapamiyacagi birsey yok demektir.birle ikiliyle ücüncülügiyle yetinmeyen bir milletiz.Bunuda söylemeden gecemiyecem.Bu Muhtesem Yüzyil dizisini izleyip,te kinayanlarin birkacini takip edilse neler yaptigi,da ortaya cikar sanirim.

Kanuni Sultan Süleyman,in Muhtesem Yüzyil serisinden sonra,Simdide yazili basindan ve internetten okudugumuz kadari ile Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk,ün 19 karisi oldugu dedikodulari yayilmaga baslamistir.Ilerde bunun filmini,de yaparlarsa ve kamu oyuna yansitilarsa acaba o zaman neler olur diye düsünüyorum.

Burda sanaryo yazarlarina düsen birsey var,Büyük insanlarin hicbirinin uckuruna deyinmemek gerekir diye düsünüyorum.Sebebi Halkimiz okumadan sagdan soldan duyduklari dedikodulara inanarak tepki göstermektedir.Birseyi okumadan tarih kitaplarini karistirmadan böyle tepki gösterip,Sanarist Meral Oktay ve dizi icinde yer alan oyunculara ölümle tehdit etmek bence hic,mi hic dogru bulmuyorum saygilarimla.