İşler ne zaman sarpa sarsa hemen geçmişe dönülür, gündemi değiştirmek için senaryolar ortaya atılır, bu da yeterli olmazsa cumhuriyetin ilk yarısından bir şeyler bulmaya çalışılır, bazı kurumlar, kişiler suçlanır, yargı birbirine düşer!.. Nedense günah keçisi gibi suçlamaların önceliğini ya yeri doldurulamayan İsmet İnönü ya da CHP alır!... Oysa bu tür suçlamaları yapmadan önce o dönemin içeride ve dışarıda gelişen olayları ve tarihi bilinmelidir.
Ama nerde?
Kim okuyacak kim öğrenecek? Kulaktan dolma, derme çatma bilgilerle yasak savmak, ileri geri konuşmak çok daha kolay!..
Son zamanlarda CHP’nin kuruluşundan sonraki dönemlerle ilgili suçlamalar yine gündeme taşındı. CHP ne yaptı deniliyor ve hemen ardından da CHP’nin tek parti diktatörlüğünde (!) ne yapıldı sorusu ortaya atılıyor. CHP’nin ilk yıllarında dünyanın tüm ülkeleri II. Dünya Savaşı öncesi ve sonrası en zor günlerini yaşıyordu. Avrupa’da faşist rejimler, krallıklar ağırlık kazanmıştı, demokrasinin esamesi okunmuyordu. Bazılarının yeterince bilmediği, anlamak istemediği İsmet İnönü ne yapacaktı? Savaşa girmenin an meselesi olduğu Türkiye’de, okuma yazma oranlarının çok düşük olduğu ortamda, din sömürücülerin fırsat kolladığı, devrimlere karşı olanlarla el ele verip demokrasiye mi gidecekti?
Bilmeyen öğrensin ki, İsmet İnönü, Türkiye’de demokrasiyi başlatan bir devlet adamıdır ve bunun erken bir giriş olduğu 1946 seçimleri ve sonrasında açıkça görülmüştür. Büyük olasılıkla o günlerde toplum yeterince bilinçlenmemiş, eğitimi tamamlanmamıştı.
CHP’ye yapılan suçlamalar birbirini izliyor…
Bu suçlamalar kime karşı yapıyor? Önce bunu bir açıklığa kavuşturmak lazım… CHP’nin tek başına iktidarda olduğu 1923–1950 yılları Atatürk ve İsmet İnönü dönemleridir. O halde zaman zaman yapılan saldıralar Atatürk ve İsmet İnönü dönemi CHP’sine mi, yoksa daha sonraki dönemlerde koalisyon ortağı olan CHP’ye mi?
Bu memlekette dikili bir ağacı var mı? Bu partinin bu ülkeye hiçbir katkısı olmamıştır. CHP iktidarında şu ülkede bir taş üstüne taş kondu mu? Diyenler var… Ardından da biz bu partinin tüm geçmişini biliriz. Hiçbir eseri, emekleri yoktur demekten de kaçınılmıyor…
Tarihe meraklı olanlar, okuyanlar, yazanlar, düşünenler ve o günleri yaşayanlar çok iyi bilirler; Böylesine ithamlara CHP layık değildir. CHP’nin de yanlışları olmuş mudur? Olmuştur. En büyük eksikliği halkın seviyesine inememiş, onları yeterince aydınlatamamış daha doğrusu din sömürüsü(!) yapmamıştır. İyi ki de yapmamış…
CHP 1923–1950 yılları arasında tek başına iktidarda kalmış, CHP’den ayrılanların kurduğu Demokrat Parti döneminin yıkılışından sonra kurulan kısa süreli bir kaç koalisyona katılmak zorunda kalmışsa da icraat yapabilme olanağını pek bulamamıştır.
CHP 9 Eylül 1923’de kurulmuş ve Genel Başkanlığa da 11 Eylül 1923’te Atatürk seçilmiştir. Şimdi CHP ne yaptı suçlamalarına karşı derlediğim bazı bilgilerle yanıt vermek ve yanlış ithamlara bir açıklık getirmek isterim;
13 Ekim 1923’te Ankara başkent ilan edilerek ilk planlı şehir olarak düzenlenmeye başlanmış, 1924’te hilafet kaldırılmış, Tevhid-i Tedrisat (Öğretim birliği ) kabul edilmiş ve ilköğretim zorunlu hale getirilmiştir. Okullarda karma eğitime geçilmiş, Köy Öğretmen Okullarının ilki Kayseri’de açılmış, onu Köy Enstitüleri, Halk Evleri izlemiştir. Ne yazık ki, toplumun kültür düzeyini yükseltmeye çalışan Halkevleri 1951’de Demokrat Parti tarafından kapatılmıştır. Kapatıldığında ise 478 Halkevi ve 4322 Halk Odası bulunuyordu. Halka okuma yazma öğretmek için Millet Mektepleri açılmış ve yaklaşık 3.000.000 kişiye eğitim verilmiştir. Türk Medeni Kanunu kabul edilerek kadın erkek eşitliği ve kadınlara seçme ve seçilme hakkı sağlanmıştır. Türk Kadını seçme ve seçilme hakkını Avrupa’nın birçok ülkesinden önce kazanmıştır.
Osmanlı hükümetinin yabancılara tanıdığı imtiyaz hakları ile yine yabancılara satılan devlet işletmeleri, kurumları yeniden kazanılmıştır. Bunların başında Türkiye limanlarında deniz taşımacılığı yapan yabancılara verilmiş ayrıcalıkları önleyen Kabotaj Kanunu yürürlüğe girerek onlara verilen imtiyaz ellerinden alınmıştır. İzmir Rıhtım İşletmesi, İzmir Havagazı Şirketi, Kozlu Kömür İşletmeleri ile İstanbul Rıhtım Şirketi, Ankara Havagazı Şirketi, İstanbul Elektrik Şirketi, İzmir Telefon Şirketi, İstanbul’da deniz ulaşımını sağlayan Şirketi Hayriye yabancılardan satın alınmıştır. İstanbul’da yabancıların işlettiği tramvay ve tünel, Bursa, Mersin elektrik tesisleri, Adana elektrik şirketi hükümete devredilmiştir.
Gölcük’te ilk tersane, Devlet Demiryolları, Türkiye İş Bankası, Türkiye Merkez Bankası, Türk Tütüncüler Bankası, Eskişehir Bankası, Türkiye Sanayi Kredi Bankası, Eti Bank, Halk Bankası, Kayseri Milli İktisat Bankası, Emlak ve Eytam Bankası, yerel yönetimlere finans sağlayan Türkiye İller Bankası kurulmuş, İstanbul-Ankara arasında ilk yolcu uçağı seferleri başlamıştır. Türkiye’deki ilk milli sigorta olan Anadolu Sigortası faaliyete geçmiştir. İlk madeni para ile kâğıt paralar, cumhuriyet altını tedavüle girmiştir. Osmanlı döneminde köylülerden alınan Aşar Vergisi kaldırılmıştır.
Kültür ve eğitim yönünden Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Milli Sahne olarak tanınan Devlet Tiyatroları açılmış, arkeoloji kazıları başlamış, Eski Eserler ve Müzeler Müdürlüğü, Topkapı Sarayı, Ayasofya, Bergama müzeleri başta olmak üzere çeşitli illerde müzeler açılmıştır. Bilimsel kişileri bir araya getiren Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu kurulmuştur.
Cumhuriyetin ilk yıllarında, CHP yönetiminde fabrikalarla atölyelerin kurulduğu da inkâr edilemeyen gerçeklerdir. Bunların başında demiryollarının gereksinimini karşılayan Eskişehir Cer Atölyesi, Eskişehir’de Uçak Bakım İşletmesi, Eskişehir Şeker Fabrikası, Eskişehir İspirto Fabrikası, Kayseri Motor Fabrikası (Demokrat Parti tarafından 1950’de kapatılmıştır), Sivas Demiryolu Makineleri Fabrikası, Adana Mensucat Fabrikası, Alpulu Şeker Fabrikası, İstanbul’da inşaat demiri üreten ilk haddehane, Bakırköy Çimento Fabrikası, Bünyan Dokuma Fabrikası, İstanbul Bomonti’de Türk Mensucat Fabrikası, Gaziantep Mensucat Fabrikası, Paşabahçe Rakı ve İspirto Fabrikası, Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası, Diyarbakır Tekel Rakı Fabrikası, Keçiborlu Kükürt Fabrikası, Turhal Şeker Fabrikası, Isparta Gülyağı Fabrikası, Bursa Merinos Fabrikası, Bakırköy Sümerbank Bez Fabrikası, Nazilli Basma Fabrikası, Gemlik Suni İpek Fabrikası, Paşabahçe Şişe Cam Fabrikası, Zonguldak Türk Antrosit Fabrikası, II. Dünya Savaşı yıllarında son derece önemli olan Ankara Mamak Gaz Maskeleri Fabrikası, Ankara Çimento Fabrikası, İzmit’te kâğıt üretimi yapan SEKA, Karabük Demir Çelik İşletmeleri, Ayancık Kereste Fabrikası, Bursa Süttozu Fabrikası gelmektedir. Kuşkusuz, bu iş yerlerinin açılmasıyla da işsizlik sorunu büyük ölçüde çözülmüştür.
Onuncu Yıl Marşında belirtildiği gibi önce Osmanlı devletinin yabancılara imtiyaz tanıdığı mevcut demiryolları devlete kazandırılmış, ardından Türkiye’nin büyük bölümlerine yeni demiryolları döşenmiştir. Anadolu Demiryolu Şirketi yabancılardan satın alınmış; Anadolu-Bağdat; Mersin-Tarsus; Yenici-Mersin; Mersin-Adana, Samsun-Çarşamba; Bandırma-Menemen-Manisa; İzmir Kasaba (Turgutlu); İzmir Basmahane-Afyon, İstanbul-Edirne; Toprakkale-İskenderun; Aydın demiryolları yine yabancılardan satın alınmış, Haydarpaşa-Eskişehir-Konya; Ankara-Kayseri, Samsun-Havza-Amasya; Amasya-Zile; Kütahya-Emirler; Ankara-Sivas; Kayseri-Sarkışla; Bursa-Mudanya; Gölbaşı-Malatya; Samsun-Sivas; Sivas-Erzincan; Kütahya-Balıkesir; Ulukışla-Niğde-Kayseri; Adana-Fevzipaşa; Fevzipaşa-Ergani-Diyarbakır-Kurtalan; Diyarbakır-Cizre; Afyon –Isparta ve Zonguldak-Kozlu demiryolları yapılmıştır. Cumhuriyetin ilk on beş yılında 3.000 km demiryolu döşenmiştir. Bu arada demir konstrükyonlu demiryolu köprülerin yanı sıra Türkiye’nin ilk betonarme köprüsü Menderes Nehri üzerinde yapılmıştır.
Danıştay, Türk Hava Kurumu (Türk Tayyare Cemiyeti), Türk Kuşu, Anadolu Ajansı, bugün büyük bir bölümü kemirilen Gazi Orman Çiftliği, Tarım Satış Kooperatif, Ankara ve İstanbul Radyoları, Ankara Numune Hastanesi, Haydarpaşa Numune Hastanesi, Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü, elektrik, hidroelektrik santralleri, Çocuk Esirgeme Kurumu, Devlet Hava Yolları, Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Ankara Devlet Konservatuarı, Yüksek Ziraat Enstitüsü, Kömür İşletmeleri, Devlet Üretme Çiftlikleri, Fiskobirlik, Garp Linyitleri, Türkiye Zirai Donatım, Et Balık Kurumu Türk ekonomisine, sosyal yaşantısına, hukukuna büyük katkısı olmuştur.
Hepsinden önce de bugün Avrupa Birliği’ne girebilme uğraşı veren, olumlu sonucun alındığı söylenemeyen topluluğun en erken kuruluşu olan Milletler Cemiyetine Türkiye 1932 yılında üye olmuştu. Kuşkusuz bunda Atatürk’ün kişiliğinin büyük payı vardı.
Ne yazık ki, günümüzde tek parti diktatörlüğüyle suçlananlar, hiç yoktan Türkiye’yi böyle kurarak yüceltmişlerdir. Ya onlardan sonra gelerek demokratım diyenler ne yaptılar?
Sanırım sorun da buradan kaynaklanıyor. İktidar olduğu dönemlerde CHP sosyal hukuk devletini, çağdaşlığı, uygarlığı, insan haklarını, laikliği Türkiye’de uygulamıştır. O günün zor koşullarında Cumhuriyet devrimlerini yaparak Türkiye’yi çağdaş uygarlıklar düzeyine çıkarmıştı…
Ne yazık ki, yukarıda kısaca değinmeye çalıştığım cumhuriyetin ilk yarım yüzyılında kurulan kurum ve işletmeler ve onların dışında kalanlar ANAP döneminden itibaren özelleştirme ismi altında geniş arazileriyle birlikte satılmış, sonrada yeni sahiplerince yabancılara devredilmiştir.
Türkiye özelleştirme adı altında yapılan satışlardan kâr mı yoksa zarar mı etti? Başka bir deyişle bunlardan kazançlı çıkanlar oldu mu? Türkiye’nin büyük sorunu işsizlik bu kurumlardan çıkarılanlardan mı kaynaklandı?
Kuru sıkı atmakla bu işler olmuyor, basit bir tabirle güneş balçıkla sıvanmıyor…
erdemyucel2002@hotmail.com
dindar geçinerek gericlik yapıp halkı kandırmakla bundan çıkar sağlamakla devrimci koministim deyip chp inön taraftarı olup Atatürkümüzün arkasına sığınarak devrimcilik adına anti emperyalistlik yaparak bilim ve teknolojiye karşı çıkmakta gericiliktir hani demirelin bi sözü var karpuz gibi bunlar dinciler yeşil solcular kırmızı gerici yobaz ah atam işte böyle kara talihliyiz işte fakat bu ülkeden yeni bir atatürk çıkması çok beklenir fakat ihtimal vermiyorum öyle lidere layık olmalıyız zamanında gazi başkomutan mareşal mustafa kemalimizin zayıf yönlerinden faydalanmaya çalışan vatan hainleri bilsinlerki daha kaçacak delikleri kalmadı ona göre
düne ait ne varsa dünle gitti cancazım şimdi yeni şeyler söylemek lazım.m.c.sen doğru yoldan şaşarsan .diğeri dağı aşar sebep malum.
Yazı, olabildiğince aydınlatıcı olmuş. Ama öyle konularda CHP yanlış yapmışki, bizim bugün çektiğimizin çoğu ta oralara dayanır. 24 Anayasasına giren tekke ve zaviyelerin yasaklanması, daha sonraları menderes taklit edilerek dindarlardan oy toplayabilmek adına serbest bırakılmış ve bu günlere gelinmiştir. Yani demem şuki dincilere menderes taviz vermekten çekinmiş ama inönü onların önünü açmıştır. Yani demem şuki: CHP bu ülkenin dününden nekadar sorumluysa, bugünü ve yarınındanda o kadar sorumludur. Ülkenin temelini atanda CHP, duvarındaki her taşın ve harcın sahibi ve sorumlusuda CHP. Ulu önderin değerlerinden sapılmıştır, bunuda ayrıca belirtmek isterim.
tüm bu yazılanları CHP mi yapmış yoksa Atatürk tarafından ön ayak olunan inkılap ve devrim hareketleri tarafından mı yapılmış. cumhuriyete sayip çıkmayan kim ?CHP
Tekil işcileri 2 yıl boyunca çalışmadan maaş alırken sesi çıkmayan kim
CHP
Ordu göreve pankartı açılırken o pankartın altında güneşlenen kim?
CHP
işbankasının hissesi olup ayakta durmaya çalışan kim ?
CHP
CHP'yi Atatürk kurdu ama şu andaki CHP lilerden hayır gelmez....
Türkiyede güzel işleri CHP yapar, Ama CHP saldırmak adettendir. Tekel işçilerine dahi laf söyleyecek kadar gözü dönenlere neyi anlatacaksınız. Güzel Dinimizi siyaset uğruna sömürenleri görmek yerine halen daha CHP saldırıyorlar. AKP geldiğinde zeytin peynir et kaç lira idi şimdi kaç lira buna bakacak gözü olmayan olayları saptırıp CHP düşmanlığı yapıyor. AKP her ilde gençlik kollarına bilgisayar almış maaşlı adamlara sabahtan akşama gazetelere dergilere faks çektirip ayakta duruyor. Kamuoyununu kendileri için ayarlamaya çalışanlar ilk seçimde dersini alacak. CHP yaptıklarını yakınlarına peşkeş cekenlerde hesap verecek. Deniz fenerciler sizi.
sayın yücel yazdığınız yazı için teşekkürler ama siz ne yazarsanız yazın ne kadar çok bilirseniz bilin unutmayınki bilginiz ve belgeniz ancak sizi okuyan ve dinleyeninkini geçmez sizin bilginiz ancak sizi dinleyen veye okuyanınki ile eş değerdir zira okuyan kişi anlamak istemez o daima suçu atacak bir yer arar kimse ayranım kara demiyor yokdan var edenin hakkını vermekdense yapıyı ya da sistemi çökertenin suçunu da o temeli geliştirene yıkmağa çabalıyor ve hakim olanda işte o zihniyet 1954 seçimlerinde aydın da kürsü konuşmasında propaganda yapan demokrat parti millet vekili adayı halka hitap ederken arkadaşlar dün burada size hitap eden ismet inönü asker kaçağıdır deyince büyük bir alkış alır yanında duran diğer dp li ne yapıyorsun adam kaçtane savaş kazandı der beriki hiç isdifini bozmadan boşver yahu sen alkışa bak alkışa der işde biz böyle bir miletin içindeyiz bazen türklüğümle müslümanlüğımla utanıyorum ama türk. ve müslümanlıkdan deyil bu değerler kullanılarak yapılan yalan dolan ve yersiz iftira kampanyalarından boşuna dememişler DOĞRU VE DÜRÜSTLER GERİ DURDUKÇA YALANCI VE HIRSIZLAR HEP ÖN SAFDA YER ALIR. kimse çıkıpda sayı erdoğana sormuyor bu sattıklarını baban mı yapdırdı yoksa sen mi yapmışdın diye ama kalkıp eleştiri yaptınmı ya da soru sordun mu yandım anam şarkısını nakarat olarak söylemeğe başlarsın çünkü eleştiriye tahamülleri yok rahmetli inönü ye yapılan haraketlerin onda biri buna yapılsa kıyameti koparır mızmız çıt kırıldım çocuklar gibi en ufak birşeyde mahkeme kapısında alıyor soluğu kendi rakiplerine yalancımı demedi kılavuzu karga olanın burnu b...dan kurtulmaz [{baykala]mı demedi tek yumurta ikizi mi demedi tek yumurta ikizi ana baba aynı demekdir anlamıda çok manidardır vel hasıl doğrulardan vaz geçdik sahtekar lar başımıza tac oldu bakalım nereye kadar herşeyin bir sonu vardır dünyanın bile.
DEMOKRATIK ACILIM VE DIGER ESAS / ACIL SORUNLARIN COZUMLERI ICIN MEYDANI AKP'YE BIRAKAN CHP DEGIL MI? HATTA BU GAFLETTE KENDI "DOGU RAPORU"NU BILE INKAR EDEN CHP DEGIL MI? AVRUPA AYARINDA BIR ANAYASA'YA BILE KARSI GELEN CHP DEGIL MI?GUNDEMI EN POLARIZE EDEN (KUTUPLASTIRAN) CHP DEGIL MI?
sayin yazar sap ile samani birbirine karistirmis! CHP'yi yapici elestirenler ile yikici elestirenleri YA AYIRT EDEMIYOR YADA CHP'YI ELESTIRMEYI KIMSEYE YAKISTIRAMIYOR. SANKI CHP BIR KUTSAL!SANKI CHP INSAN YAPIMI BIR SEY DEGIL!!!
Sayın üstat,yazınızda anlatılan olayları tüm Cumhuriyet Halk Partililer tabana mutlaka anlatmalı.Eğer doğru ise bu yapılanlardan sonra İsmet İNÖNÜ Menderese demokrasiye geçiş döneminde devlet hazinesinde 365 TON altın bırakıldığı söyleniyor.Bugünkü iktidar da beş yüz milyar dolar borcumuz olduğunu söylüyor.Bu altınlar ne oldu,özelleştirilen malların parası ne oldu.
Sevgili üstat, öncelikle yüreğinize ve ellerinize sağlık. Malum, bugünlerde Atatürk'e saldırılar CHP ve İsmet Paşa üzerinden yapılmaya çalışılıyor. Siz CHP'nin yaptıklarını pek güzel özetlemişsiniz zaten. Belki bir gün AKP'nin yaptıklarını özetlersiniz de herkes bir kıyaslama yapar? Yani esas hedefleri Atatürk'tür üstat. "Atatürk is: An outstanding person who devoted himself for the development of international understanding cooperation and peace a revolutionist who realized extraordinary reforms the first Leader who fought against imperialism and colonialism. A unique Statesman respectful to human rights pioneer of worldwide peace who never discriminated people according to their color religion or race through out his life founder of Turkish Republic." UNESCO (United Nations Educational Scientific and Culture Organizations). BM / Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO'nun bu Atatürk tanımının orijinal metnini özellikle koydum. Çünkü, Türkçesini ya anlamak istemiyorlar ya da anlayamıyorlar! Ama biz yine de Türkçesini anımsatalım dostlarımıza: "Atatürk; Uluslararası anlayış işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün bir kişi olağanüstü reformlar gerçekleştirmiş bir devrimci sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk lider insan haklarına saygılı dünya barışının öncüsü bütün hayatı boyunca insanlar arasında renk din ve ırk ayrımı gözetmeyen eşsiz bir devlet adamı Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu. Bu muhteşem tanım, Atatürk'ün 100. doğumyılı olan 1981 için 1979 yılında tam 152 üye devletin oybirliği ile yapılmış bir tanımdır. BM / UNESCO dünyada ilk kez ve bir defa olmak üzere bir kişiyi böyle bilimsel ve nesnel bir biçimde tanımlamıştır. Şimdi, bir takım bölücü ve yobazın bu büyük insanı karalaması nedeniyle son söz değerli Emniyet Mensubu, gerçek Kemalist ve Laiklik yanlısı insan Em. Müd. Mutlu Çelik'ten:
"Ne ararsın TANRI ile aramda!...
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda,
Başı açığa niye türban sorarsın?
Rakı, şarap içiyorsam sana ne.
Yoksa sana bir zararım, içerim.
Ikimiz de gelsek kıldan köprüye,
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim!
Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp ATATÜRK'e dua et.
Senin gibi dürzülerin yüzünden,
Dininden de soğuyacak bu millet!
Işgaldeki hali sakın unutma.
ATATÜRK'e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan yine çıkardın amma,
Baban kimdi bilemezdin ŞEREFSİZ!
chp yapmış akp satıp yiyiyor.merak etmeyin türkiyde yüzde 30 aydın okumuş var. bunu zaten biliyor.geride kalan yüzde 70[ yüzde 55 akp oy verdi] bu cahil kesim okusun birseyler ögrensinler.birde merak ettigim 1950 den bu tarafa bu ülkeyi sag yönetiyor madem o kadar iyi o kadar herseyi biliyorsunuz bu memleket neden batmış durumda.beter olsun
Sayın yücel, ellerinize sağlık, altına imza atılacak tespitlerde bulunmuşsunuz. CHP iktidarının bittiği 1950 den sonra yapılanlar, ülkeyi Kemalist devrimlerden adım adım geri götürmekten başka birşey değildir.Teknoloji ilerledi ama iş yok, eğitim sakat, ulusal çıkarlar gözetilmiyor,yeraltı ve yerüstü kaynaklarımız israf ediliyor ya da küresel şirketlere peşkeş çekiliyor.Bütün bu olumsuzlukları yapan CHP değil ama ha bire CHP ye yükleniliyor.Çünkü emperyalist patronlar ülke içindeki liberallere ve cemaatlere öyle emir vermiş. Amaçları son ulus devlet olan Türkiye Cumhuriyeti ni parçalamak ve ortadan kaldırmak. CHP olduğu sürece amaçlarına ulaşamayacaklar.