Yeni Şafak gazetesinin bugünkü sayısında , Şaban Arslan imzasıyla yayımlanan bir haber, oldukça ses getirecek (!) cinsten.
Habere göre, Ergenekon soruşturması kapsamında ifade veren gizli tanık, müthiş ifşaatlar bulunmuş ve bir dönemin tamamen aydınlanmasına yardımcı olmuş!
Öncelikle kendisini, bu ifadeyi hazırlayanları ve çok gizli (!) belgeye ulaşarak, müthiş bir gazetecilik örneği sergileyen mahrac sahibi gazeteciyi kutluyoruz!
Şimdi gelelim habere:
Bakalım ne denmiş, akıllara durgunluk veren bu inanılmaz (!) haberde:
Ergenekon soruşturması kapsamında ifadesine başvurulan bir gizli tanık, 28 Şubat döneminde kurulan çirkin tezgahların, Fadime Şahin-Müslüm Gündüz ve Ali-Emire Kalkancı skandallarının perde arkasını gözler önüne serdi.
İşte korkunç senaryonun detayları:
TAKSİDE DARBE GİRİŞİMİ!
Refah Partisi'nin giderek oylarını artırdığını ve bunun hiçbir şekilde önüne geçilemediğini gören darbeciler, büyük şehirlerde, toplumun nabzını en iyi tutan meslek grubu olan taksicilerle görüşüp tahlil yaptılar. Taksiye binip şoförlere, Refah Partililerin yaptığı iddia edilen yolsuzlukları anlattılar. 'Bunlar Türkiye'yi İran'a çevirecek' dediler. Gördüler ki bu iddiaları, taksiciler ciddiye almıyor. Sonra taksicilere, 'Filanca tarikatın şeyhi, kadınlara kızlara tecavüz etmiş' şeklinde hayali hikayeler anlattılar. Taksiciler buna çok sinirlendi. 'Vay namussuz, şerefsizler' dediler.
Türk toplumunun en hassas tarafı burası; namus, belden aşağı mevzular. Hemen bu yönde senaryolar hazırlamak için kollar sıvandı.
(Herhalde takside darbe yapma fikri sadece bizim ülkemizde olur demek geliyor içimizden ama, bir de düşünmeden edemiyor insan: Şu parlak fikirli darbeciler, neden daha ucuz ve daha fazla kişiye hitap edebilecekleri ‘minibüs’ veya halk otobüslerini tercih etmediler?)
ORDUEVİNDE YEMEK
Senaryoları darbeciler adına Veli Küçük organize ediyordu. 'İhale', Turgut Yağ Sanayi'nin sahibi Turgut Büyükdağ'a verildi. Veli Küçük'le Turgut Büyükdağ, bir akşam Harbiye Orduevi'nde buluşarak baş başa yemek yediler ve 'senaryonun' ayrıntılarını konuştular.
(Biz de kulakları çınlasın, aynı tarihlerde Sayın Erbakan’ın tüm tarikat şeyhlerini Başbakanlık Resmi Konutu’nda toplayıp verdiği yemeği çok iyi hatırlıyoruz ama, o yemekte neler konuşulduğunu ifşa edecek müthiş bir tanık nedense halen ortaya çıkmadı!)
EKİP KURULUYOR
Senaryonun finansörü Turgut Büyükdağ, organizatörleri, Strateji Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmeni Ümit Oğuztan, Sisi olarak bilinen transseksüel Seyhan Soylu ve Polis Müdürü Ümit Bavbek'ti. Bütün görüşmeler, Büyükdağ'ın sahibi olduğu, Nişantaşı Akkirmanlı Sokak'taki Strateji Dergisi'nin ofisinde yapılıyordu.
Önce işe iki tarikat şeyhi bulunarak başlandı. Birisi, sıra dışı kıyafetleriyle dikkat çeken Aczmendi Tarikatı'nın Lideri Müslüm Gündüz, diğeri de çevresinde 'cinci hoca' olarak tanınan Ali Kalkancı idi.
(Ne büyük iş başarmışlar! Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın kolu-kanadının altında olmayan iki şeyhi bulup çıkarmak, darbecileri oldukça uğraştırmış olmalı!)
PAVYONDA ÇALIŞIYORDU
Sıra, tarikat şeyhlerine kadın bulmaya gelmişti. Ümit Oğuztan, Aksaray'da, sonradan Hanedan Restoran olarak değişen pavyonda çalışan Fadime Şahin'i bu iş için ayarladı. Şahin, iddialara göre konsomatrislik yapıyor, Sisi ve Ümit Oğuztan tarafından erkeklere pazarlanıyordu. Ümit Oğuztan ve 'basın danışmanı' Sisi, Fadime Şahin'e büyük paralar vaat ediyorlardı. Fadime Şahin, hemen bir tesettür mağazasına götürüldü ve iki takım tesettür kıyafeti ve renk renk eşarplar alındı.
(Mağazadan söz konusu alışverişi yaparken, acaba tezgahtarlar bile bu müthiş (!) tezgahı anlayamadı mı dersiniz?)
Alkolik ve işsiz Kalkancı'yı eğitip hacca gönderdiler
Askeri müdahaleye zemin hazırlamak ve kamuoyunu yönlendirmek amacıyla amacıyla birbiri ardına ortaya çıkartılan sözde skandallar, 28 Şubatçılar tarafından tek tek planlanmıştı.
O günlerde TV ekranlarını uzun süre meşgul eden 'irtica' haberlerinin başlıca konukları arasında yer alan sahte şeyh Ali Kalkancı ise, bu skandal üretiminin tipik bir örneğiydi. Darbe tezgahının figüranlarından birisi olarak kamuoyuna sunulmak üzere hazırlanan Ali Kalkancı, ünlü bir işadamının kızı olan Emire Ersoy ile tanıştırıldı. Evlenmeleri için ortam hazırlandı.
Ancak ünlü işadamı, işsiz güçsüz ve alkolik biri olarak bilinen Ali Kalkancı'ya kızını vermek istemiyordu. Kalkancı dini konularda eğitime tabi tutuldu, rolü ezberlettirildi. Sonra da hacca gönderildi. Dönüşte, Kalkancı'ya kız istemek için Emire'nin babasının kapısı çalındı. Kızını vermeye yanaşmayan babaya bu kez kendisi hakkında tutulmuş bazı dosyalar gösterildi. Baba, “Sen bize yardımcı olursan biz de sana yardım ederiz, dosyaları yok ederiz. Ayrıca bu işin olmasını Peygamber efendimiz de istiyor' denilerek ikna edildi.
(Alkolik bir zavallıyı bu kadar kısa sürede ikna eden, içkiden vazgeçiren, ilmi eksiksiz bir şekilde öğreterek, bir de aynı süreye muhteremin hac farizasını sığdırabilen bu müthiş kişiliklere,‘Allah rıza göstersin’ demek geliyor insanın içinden…)
Tezgah sonuç verdi Refahyol düşürüldü
İktidarın büyük ortağı olan Refah Partisi'nin giderek oylarını arttırdığını gören ve gidişattan hoşnutsuz olan darbeciler, askeri müdahaleye zemin hazırlayabilmek amacıyla çalışmalara başladı. Büyük şehirlerde yapılan anketlerle halkı hangi konuların etkileyebileceğini tespit eden darbeciler hazırlana senaryo gereği irtica yaygarasına başladı. TV kanallarına servis edilen dosyalar birer ikişer ortaya çıkarılıyordu. Tezgahın son halkası olarak Sincan'da tanklar yürütüldü ve Refah Yol hükümeti çekilmek zorunda kaldı.
(Peki bu müthiş tanığı sorgulayanlar, R. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün partiden ayrılacağını, yeni bir parti kurarak, birinin Dışişleri Bakanı, diğerinin de Başbakan olacağını 1990’lı yıllarda ABD’li siyaset analiz şirketi Rand Coorperation’un hazırladığı dosyalarda bulamamış mı?)
PAVYONDAN TARİKAT ŞEYHİNE
Ismarlama skandal için bir pavyondan ayarlanan Fadime Şahin'in, kısa sürede İslami konulara adapte edilmesi gerekiyordu. İslami kesimin önde gelen bazı isimleriyle tanıştırıldı. Bu sırada, tanıştığı isimlerden biri de Aczmendi Tarikatı'nın Lideri Müslüm Gündüz'dü. Sonra Fatih'te 'staja' tabi tutuldu. Zaten Sultanbeyli'de yaşayan muhafazakar bir aileden geliyordu. Kısa sürede belli konularda bilgi sahibi olması sağlandı.
Senaryo gereği skandalların patlatılması için toplumun dini duygularının yoğun yaşandığı Ramazan ayı seçilmişti. 29 Aralık 1996 tarihinde, aylardır gazete sayfaları ve televizyon ekranlarında ilginç kıyafet ve bastonlarıyla haberlere konu olan tarikatın lideri ile başka bir tarikatın çevresinde büyük saygı gören liderinin gayri meşru ilişkileri art arda toplumun gözünün önüne seriliyordu. Müslüm Gündüz, bir gazete yazarı olan arkadaşının evinde Fadime Şahin'le basılıyor, ünlü işadamının güzel kızının, bir tarikat şeyhi tarafından nasıl kandırılarak tuzağa düşürüldüğü manşetlere taşınıyordu.
(Keşke vatanını seven bir emniyet müdürü çıkıp, o baskınlardan bir tanesini şimdi de yapsa da, şu gözünü sevdiğimin şeyhlerinin acaba kaçar kadını veya ‘oğlanı’ olduğunu, yani aslında bu iş için tezgaha filan hiç gerek olmadığını gözler önüne serebilse…)
VE HÜKÜMET DÜŞÜYOR
Senaryoyu yazanlar, istedikleri sonucu almakta gecikmiyorlar. Bir yandan Sincan'da tanklar yürütülüyor, diğer yandan da Türk basınının etkin gazete ve televizyonları, 'irtica' kampanyaları başlatıyor. Aylardır süren 'Bırakın' baskısı, art arda patlayan skandallar sayesinde sonuç veriyor. Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi'nin koalisyonundaki Refah Yol Hükümeti'nin Başbakanı Necmettin Erbakan, 18 Haziran 1997 tarihinde istifa ediyor. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini, DYP Lideri Tansu Çiller'e değil, ANAP Lideri Mesut Yılmaz'a veriyor.
(Haberin sonunda o müthiş (!) tanıktan ve acar gazeteciden, kafamıza takılan bir iki şeyi de aydınlatmalarını rica ediyoruz: Acaba Hüseyin Üzülmez ağabeyinizin kanını kaynatan, soluk alışverişlerini sıklaştıran tacizi de böylesi bir komplonun ürünü müydü? Ayrıca sizin sözünü ettiğiniz 28 şubat'ı hazırlayan tarihlerde başta Sincan olmak üzere ülkenin birçok şehrinde düzenlenen ‘irtica’ geceleri ve provaları da Ergenekon darbecilerinin kıvrak zeka isteyen planlarının bir tezahürü müydü?)
bazı arkadaşlarda malesef çok boş ve bilmeden konuşyorlar..insan bildiği şey hakkında konuşur ve bilmediğinin cahilidir..sorsan müslümanım der.Fakat ömründe bir kere fıkıh kitabı bile okumamıştır,iş islama geldiği zaman başta şeriata küfür etmekle başlayıp kendi kafasındaki dini anlatmaya başlar ve dinden ahkam keser.Zannederki islamı anlattı..o kişilere,hayırdır vahiy mi geldi diye sormak isterim!bu dinin peygamberi h.z muhammeddir(s.a.s)..hükümler koyulmuştur.kimsenin kendi aklından bişey eklemeye veya çıkarmaya hakkı yoktur..buna atatürkte dahil..o yüzden kalkıpta yok millet uzaya gidiyo biz şunlarla uğraşıyoruz falan diye mantıksızca konuşup, osmanlı padişahlarının bile önlerinde dizüstü oturduğu,kapılarında gözyaşı döktüğü;sizlerin ve bizler için gece gündüz dua eden alimler,evliyalar hakkında edepsizce konuşmanın uzaya gitmekle ne gibi bi alakası var,bu anlayış hangi mantıktan,bunlar ahkam kestiğiniz müslümanlığın neresinde..lütfen ama lütfen sözde mensubu olduğunu iddia ettiğiniz bir dinin senelerce değişmeden günümüze gelmesine sağlamış alimler evliyalar hakkında daha edepli olun.ve ölmden sonra ahirete inandıklarını iddia edip,sadece ramazan aylarında dini sözde hatırlayan,bunuda bayramlarda eğlence programları düzenleyerek yaptığını zanneden zihniyetteki bu ilginç müslümanlara mezara girdiklerinde kendilerine ne sorulacağını bi düşünmelerini tavsiye ediyorum..yarın çok geç olabilir..
hüsyin üzülmez eski ve işede yaramaz bir ülkücü iken ismailağa cemaati tarafından keşfedildi hatta o cemaatin dergisinde cemaat liderinin huzuruna gelişi ve ona bağlanmasını elini öpüşüne kadar hüseyin üzmez kendi ağzından anlatır ve cemaat lideri mahmut hoca derki artık televizyonlara hüseyin üzmez çıkacak tabi gerisini biliyorsunuz aynı dönemlerde yani refah partisinin palazlandığı yıllarda pek çok cemaat adeta topraktan fışkırır gibi fışkırmıştır bunlardan bazılarıda Atatürk e ve cumhuriyete çeşitli sataşmalarla saldırıya geçmiştir bu adamlar o kadar şımarmıştır ki müritleri camilere tv kanalı çağırıp cıhat nağraları atmakta idiler hatta ben ankarada böyle bir olaya şahit oldum akşam namazı için kocatepeye gitmiştim namazı kıldım bir dışarı çıktım ki bir sürü tv kamerası uzun saçlı asalı şahıslarla röpörtaj yapıyor allah allah dedim az önce namaz kıldık bu adamlar içerde yoktu nerden çıktılar bu kameralar nerden geldi şaşırmış kalmıştım kısacası bu aşırı giden zatları devlet firenlemek için tabi en aşırılarına darbe vurmaya karar verdi en uygun anı bekledi ve o an geldi bizzat hüseyin üzülmezin evinde fadime ile müslümün buluşacağı haberi alındı daha sonra 9 kamera ile operasyon yapıldı ve devlete cıhat ilan edenlerin kirli çamaşırları ortaya döküldü şimdi kalkmış komplo teorisi üretiyorlar aklı selim olan dursun düşünsün bu adamların hilekarlıkları yüzlerinden okunuyor
efendiler kişiler öz verili davranarak düşüne bilmeyi öğrenmeliler aksi halde olaylara taraf kalırlar ve doğru ve gerçeklerden ziyade inanmak istedikleri gibi saf tutarlar . bu olayları ve benzerlerini medyada görsel ve tüm çıplaklığı ile defalarca izledik hatta ACI VARMI gibi deyimlerde o günlerden beri günümüze taşınır oldu tabiki düşünsel ve zihinsel çatışma içinde olan kişilere bunların gerçekçiliğini kabül ettirmek mümkün olmuyor çünkü kati süretle kandilerini taraf görüyorlar ve savunmaya geçerek hayir efendim bunlar komplo bunlar kişiliklere düzenlenmiş dezgâh deyip işin içinden sıyrılıp çıkıyorlar aslında çıktıklarını sanıyorlar bir an olsun kabüllenelimki bunlar koplo hazırlanmış dezgâh peki bu önemli kişiler ŞIH gibi özellikleri olan kişiler olayların içinde olumsuz zeminlerde işleri ne ??? yoksa onların benzeri dublor larmı kullanılıyor bu tezgâhlarda?? toplumdaki kariyerlerini bozmak için ? gerçekler acıda olsa gerçekdirler kabüllenmesini bilin lütfen . dini konuları inançları kullanan hangi terikatın içine gireseniz girin benzeri olaylarla bizzat karşılaşırsınız bunlar saf temiz inançlarımızı şahsi emellerine yönelik kullanan ve her fırsatta kullanmaya çalışan açıkça istismar eden kişilerdir bu karara varmadan önce kendine bir sor BEN TARAFMIYIM .saygılar hüseyin
bak güzel kardeşim anlamadın herhalde kafanı kaldır etrafına bir bak öbür tarafa gidip gelen varmı hiç.? elbette yeryüzününde gelmiş geçmiş ALİMLERİ EVLİYALARI bizde biliriz tövbe haşa dilimiz uzanmaz... sen kalkıp bana islamı yaşamayı tartışıyorsun peki sen islamı tam manasıyla yaşadığına inanıyor musun?. bak bakalım yazdığımda ŞERİATA İSLAMA veya gelmiş geçmiş ALİMLERE EVLİYALARA hakaret içeren birşey varmı??? muzculara sahte şıhlara gelince sen önce yazılanı oku anla daha sonra cevapla...adamlar uzaya çıkıyor çıkarlar sen veya biz neden çıkamıyoruz?? dahada anlamadıysan NEYZEN TEVFİK in güzel şiiri.. be hey..... BUL_OKU_ANLA.....
güzel kardeşim sende git uzaya şehir kur araştır ilerle ondan sonra git nerde evlenirsen evlen kardeşim aş artık bunları sen nasıl imam nikahı olmadan resmi nikah olmadan evlenemiyorsan elbette o insanlarda kilise olmadan vs evlenemiyorlar gayet normal sen nasıl müslüman dininiyle bütünsen onlarda inandığı diniyle bütün tabi alayana...
VALLAHİ NEREDEYSE HERSUÇU ERGENEKON İŞLEMİŞ ĞİBİ BİR DURUM VAR ORTADA SENARYOLARLA İNSANLAR KARALAMAK ŞİMDİ BU TİP SENARYOLAR İNSANI ĞÜLDÜRÜYOR...NE ERĞENEKONMUŞ......LÜTVEN YARGI VARSA BIRAKALIMDA ADALET YERİNİ BULSUN EYER BU KADAR AĞIR SUÇLARLA İTHAM EDİLEN BU İNSANLAR ADALET ÖNÜNDE AKLANIRSA BU TİP HABER YAPANLAR?NASIL HESAP VERECEK VALLAHİ BEN MERAK EDİYORUM.SAĞCI VEYA SOLCU VE YASA DİNCİ HİÇ FARK ETMEZ ADALET HERKEZE AYNI MESAFEDEDİR. LÜTVEN HERŞEYİ BİR KENARA BIRAKALIM CUMHURİYETİMİZİN DEĞERİNİ BİLELİM.ESEN KALIN ULUSALCI YARALI KARTAL24 KENTLİ
TARAFLI HABER DİYE BOŞUNA YORULMAYIN ALIN İŞTE YAZAN ÇİZEN HEPSİ BİZİZ NEYİN DOĞRU NEYİN YALAN OLDUĞU ORTADA...
Artık dünya yansa umrumda değil... ALLAH BUYURUR KURAN-I KERİMDE:: BENIM NAZARIMDA,DÜNYANIN BİR SİNEK KANADI KADAR DEGERİ OLSAYDI,KAFİRLERE,MÜNAFIKLARA BİR YUDUM BİLE SU İÇİRMEZDİM... YARADAN BILE DUNYAYI YOK GORUYO HERŞEYİ MAHŞERE BIRAKIYO,BİZ NEDEN BURDA BİRBİRİMİZİ YİYORUZ? ANLAMIŞ DEĞİLİM,YOK ALİ KALKANCI BÖYLE YAPMIŞ,MÜSLÜM GUNDUZ BOYLE ETMIŞ ÇOKDA TIN YAA... NE HALT YERSE YESIN... ELBET ODA OLCEK DAAA... UNUTMAYALIM Kİ ÖLÜM VAR ŞİMDİLİK GİTMESEKDE GÖRMESEKDE O ÖLÜMLÜ KÖY BİZİM KÖYÜMÜZDÜR... HEPIMIZ KARDEŞİZ TÜRKÜYLE,KÜRDÜYLE,ÇERKEZIYLE,AZERİSİYLE.YOK OTESI BEN BUTUN HEPSINI KARDEŞİM ILAN ETTİM O KADAR ..... SAYGILAR
murtaza bey ben CUMHURIYET GAZETESINI ima etmiyorum O ILKELI LAIK BIR gazetedir siz benim kimlere kalin kafali dedigimi aslinda anladiniz ama kendinizce ceviri yapiyorsunuz isterseniz yorumu mantikli olarak okuyun insallah anlarsiniz
yorum güzel de ya haber gerçekse bide bayanın kalın kafalı medya olarak doğan grubu ve cumhuriyet gazetesi çalışanları yani bu halkın inancına zerre kadar saygı duymayan gezeteciler
Sacmalik Ak partinin kendini kurtarma ve gecmiste olan bütün olaylari ergenekon diye bir örgüt yaratip onun üstüne atmaktan baska bir sey degil!!!! Unutmayinki erbakan zamaninda refah partisi millet vekilleri Pkk kamplarini ziyaret ederdi!!!
Yuh Yani teksas tommiks ten başka bişey okumadınızmı neredeyse 28 şubatı savunuyorsunuz sermayenin adamı olmuşsunuz açın gözünüzü artık o uzaya giden milletler kilisede evleniyor incile el basıyor neredeyse dinle yönetiliyor hele dunya gucu israil şeriatla yönetiliyor bizdeyse muslümanlar öcü olarakgösteriliyor ve batı köpeği olunmuşislami rahat bırakında soytarılar peydahlanmasın fadime müslüm vs. gibi
adamlar uzaya şehir kuracaklar biz hala şeyh le şıh la uğraşıyoruz yok muzcu yok şucu yok bucu yirmi küsür nüfusu olan ilçede bile saysan kaçtane tarikat çıkar allah bilir ak sakallıya hacı ya hemen ooo adama bak be maşallah dört dörtlük..bırakın bunları kardeşim kelin ilacı olsa başına sürer.....
Evet hepsi yalan.bu ülkede müslüm gündüz diye birisi yaşamamıştır.fadime şahin diyede birisi yaşamamıştır.hele hele hüseyin üzülmez diye birisi bu dünyaya hiç gelmemiştir.o resimlerde hayali resimlerdir.buların hepsi dini çevreleri yıpratmak için düzenlenmiş şeylerdir.refah partisi ve akp.hiç lekesiz tertemizdir.bu atıla çamurlar batı taklitçiligidir.sizi gidi batı taklitçileri sizi.
supeer haber yorumu kent habere bu guzel ve anlamli yorumu icin cok tesekkur ederim malesef arkasindaki yanlislara bakmadan önündeki konulara camur atmaya calisan medya mensublarinin da bu yorumu okumasini tavsiye ederim tabii o kalin kafalari algilayabilirse
Kenthaber´e bu güzel haberinden dolayı teşekkür ederim. halkımızın bilinçlenmesi ve bir daha böyle oyunlara inanmaması için bu haberi daha geniş kitlelere ulaştırınız (televizyon,gazeteler...)
bu yazıyı yazandan tutunda bütün medya organları,yazarkarı v.s hepsi taraflı..hiç biri kalkıpta boşuna demesin TARAFSIZ DÜRÜST GAZETECİLİK diye..laikçi,cumhuriyetçi görünen kısım dinle,müslümanlarla uğraşır.nerden bi açık yakalıcam diye bakar.yakaladığı açığı islama dayandırır bi şekilde.olayları kendi istediği şekilde yorumlar..hatta uslubunu bile buna göre kullanır. aynı şekilde islamcı medya diye lanse edilen kısımda bu şekilde yapar.. bu yorumda buna bir örnektir..eleştirilen düşünce,yorum güya muhafazakar kesimin;eleştiren tarafta e tabiki laikçi,cumhuriyetçi taraf..bu ülkede tarafsız basın yok kesinlikle..
Ulkenin en onemli kurumlarini bu turlu suclamalarla ve bu zirva ifadelerle mesgul eden ve de bu sacma ifadeleri dikkate alanlara (Orhan Gencebay'in deyisiyle) yaziklar olsuuuuuuun!!!
selma hanım sn.murtaza beyi uyarmanıza gerek yok.adam murtaza olurda kafasının inceliğini düşünebilirmisin.ben düşünmem.çünkü murtaza olmayı istemem.