Anımsayacaksınız; Pazar (10 Eylül 2006) günü Bilecik’in Söğüt ilçesinde “725’inci Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Şenlikleri” vardı.
Şenliği, kendi şenliklerine dönüştüren MHP’lilerle, şenliği kendi şenliklerine dönüştürmek isteyen AKP’liler kavga ettiler.
Türkiye’nin azınlık AKP iktidarının ve AKP’nin başı Başbakan’ın korumalarından bıçakla yaralananlar oldu, özel korumaların başı konumundaki Başbakan’ın yeğeni Ali Erdoğan suratından muşta yedi.
Bozkurt işareti yapan ülkülerin, “Kahrolsun PKK, işbirlikçi AKP”, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez”, “Başbakanlık yan gelip yatma yeri değildir”, “Türkiye’nin değil, İsrail’in Başbakan’ı” sloganlarını attığı, “Türk askeri yan gelip yatmıyor, can veriyor”, “İsrail sizinle gurur duyuyor” pankartlarını açtığı şenlikte, Başbakan, sloganları duymazdan, pankartları görmezden geldi, hakkını helal etti. Ve gitti.
*
Sonraki gelişmeleri biliyorsunuz…
“Başbakan Danışmanı” kadrosundaki baş korumacı yeğeninin yüzünün muştalandığını görünce; açılan pankartları görmezden, atılan sloganları duymazdan gelen, “hak helal eden”(!) Başbakan, küplere bindi, İçişleri Bakanı’na soruşturma açtırttı.
Suçlananların tepesinde, Bilecik ili Emniyet’i geliyordu…
AKP’lilerin savlarına göre; paylaşılamayacağının, hatta kanın akacağı işaretinin alındığı kavgadan sonra bir gurup MHP’li ülkücü yakalandı, gözlem altına alındı; ama polis, onları bıraktı…
Bilecik polisi şimdi sorguda…
*
Hürriyet’in bugünkü (13 Eylül 2006 Çarşamba) “Emniyet Müdürü: Kavga pilav kuyruğunda çıktı” başlıklı haberinden öğreniyoruz ki; Bilecik Emniyet Müdür Şuayip Doğanç, Ankara’ya bir rapor göndermiş.
O raporu, Emniyet Genel Müdürlüğünden bir yetkili, Saygı Öztürk’e şöyle açıklıyor:
“Biz gerekli önlemleri almıştık. Şeref tribününün 70-80 metre arkasında kalan yerde şifalı pilav yemek için kuyruğa girildi. Başbakanlık korumaları hiçbir şeyi bize bırakmadılar. Ali Erdoğan’a saldırı sırasında olaya Başbakanlık korumaları müdahale etti. Yakalayıp bize teslim ettiği kimse de olmadı. Erdoğan’a saldıran iki kişi olay yerinden kalabalığın arasına katılıp kaybolmuş. Kamera görüntülerinden bu kişilerin kimliklerini belirlemeye çalışıyoruz.”
*
Açıklamadaki, “şifalı pilav” sözcüklerine takılıyoruz!
“Şifalı pilav” ne demek?!.
Demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin emniyetinin üst düzey yöneticileri, bilime aykırı böylesi bir söylemi nasıl söylerler?!
Konunun dağılmaması için “Neyse…” diyelim.
*
Söğüt’teki kavga ve sonrasıyla ilgili olarak ayrıntılara girmeyeceğiz.
Ama…
Söğüt’te patlak veren MHP ile AKP arasındaki kavganın özüyle birlikte her şeyi anlatan bir haberi bilginize sunacağız.
Haber, 8 Eylül 2006 Cuma günü Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlandı. 5’inci sayfada 8 sütundan verildi ve iki başlıktan oluşuyor.
Üst başlığı, “Genç sağ seçmenin oylarının MHP’ye gideceğini düşünen Erdoğan, Türk Dünyası Kurultayı’nı toplayacak”, alt başlığı da, “AKP’de ‘milliyetçi oy’ kavgası” olan haber özetle şöyle:
“Bazı anketlerde seçimlerde ilk kez oy kullanacak 4 milyon yeni seçmenin MHP’ye yöneldiği yönünde sonuçlar çıkması, AKP’yi harekete geçirdi. Başbakan Erdoğan, partisinin Kızılcahamam kampında, ‘Önümüzdeki yıl 4 milyon genç, ilk kez oy kullanacak. Bu seçimler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, yüzde 25’i AKP’ye, yüzde 17’si ise MHP’ye oy vereceğini belirtmiş. Bu oranlar bizim oylarımızı aşağı çeker. Bu kitleye yönelik strateji geliştirmeliyiz. Özellikle kadın ve gençlik kollarımız daha çok çalışmalı’ demişti.
AKP, milliyetçi kesimin oylarını çekebilmek için Türk dünyasına yöneldi. Başbakan Tayyip Erdoğan, 5 yıldır toplanmayan Türk Dünyası Kurultayı’nı bu yıl gerçekleştirecek. Bunun için Tanıtma Fonu’ndan ödenek ayıran Erdoğan, 18-20 Eylül günleri arasında Antalya’da toplanacak kurultaya himaye edecek. Kurultay için hazırlanan davetiyelerde, ‘Başbakan Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde’ ifadesi yer alacak.”
Her şey o kadar açık ve net ki!.. “18-20 Eylül 2006 günlerinde Antalya’ya dikkat” diyor, yazımızı noktalıyoruz.
Yayın Tarihi :
13 Eylül 2006 Çarşamba 14:28:13