1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

BANKALARIN GERÇEKLERİ BAŞBAKANLA UYUŞMUYOR

Bankacılar ekonomi bürokratlarını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı yeteri kadar bilgilendirmemekle eleştiriyor. Erdoğan'ın kredi konusunda kendilerine haksız biçimde yüklendiğini düşünen bankacılar, mevzuat gereği suçlu duruma düşmemek için kredileri geri çağırmak zorunda kalabileceklerini belirtiyorlar.
Başbakan Tayyip Erdoğan, dozu artan biçimde, krediler konusunda bankalara yüklenmeye devam ediyor. Ama banka bilançolarındaki değişim, Erdoğan'ın bu eleştirilerini haklı çıkarmıyor. Bunun da ötesinde bankacılığa ilişkin mevzuat başta olmak üzere bazı somut gerçekler de yine Başbakan'ın eleştirileriyle çelişiyor.
Bankacılar, kendilerine haksız biçimde yüklenildiği kanısındalar. Ancak bunun için Başbakan'dan çok ekonomi ekibini, daha çok da Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'i eleştiriyorlar. Başbakan'ın tüm detayları bilemeyeceğini kaydeden bankacılar, ekonomi bakan ve bürokratlarının bankacılığın nasıl işlediğini, kaynaklar kısıldığı zaman kredilerin de kısılmak zorunda olduğunu Başbakan'a anlatmaları gerektiğini belirtiyorlar.
Bankacılık sektörünün dış etkilere en duyarlı sektör olduğunu, bankaların ekonominin öncü kuruluşları olduğunu kaydeden bir bankacı, "İçeride ve dışarıdaki hareketlerden en çabuk bankaların etkilendiğini, en hızlı bankaların reaksiyon verdiğini iyi bilmek gerekir" dedi.
2001 Krizi'nden sonra çıkarılan bankacılık mevzuatı gereği kredi vermenin, risk yönetiminin belirli sıkı kurallara bağlı olduğunu kaydeden bir bankacı, "Şu anda istenen şeyin mevcut mevzuata ters düştüğünü bile anlatmıyorlar herhalde" diye konuştu.
Çok yoğun döviz kredisi kullanmış bir şirketin mevcut durumda riskinin arttığını, bu durumda zaten oturup şirketin durumunu bankanın yeniden gözden geçirmesi gerektiğini, kuralların bunu söylediğini hatırlatan bankacı, böyle bir durumda banka yöneticisinin suçlu durumuna düşmemek için bile krediyi geri çağırmak zorunda kalabileceğini söyledi. Bankacılar "zimmet maddesi"nin Başbakan'a da anlatıldığının altını çizdiler.

Rakamlar kötüleşiyor
Bilanço rakamları da Başbakan'ın haksız yere bankacılara yüklendiğini ortaya koyuyor.
3 Ekim 2008 tarihi ile 13 Kasım 2008 tarihi arasındaki sektörün genel rakamlarına bakıldığında, eleştirilerin yoğunlaştığı son 1.5 ay içerisinde mevduat ve kredi gelişmelerinin, yabancı para mevduat ile Türk lirası bazında mevduat ve kredi ilişkilerindeki değişimin açıkca ortaya çıktığı gözleniyor.
Bu tarihler arasında repo hacmi 9.5 milyar YTL azalmış durumda. Repo hacmi 44.8 milyar YTL'den 35.2 milyar YTL'ye düşmüş. Buna karşılık TL mevduat ise 12.1 milyar YTL'lik artış göstermiş ve 297.1 milyar YTL'ye çıkmış. TL kredilerinin hacmi ise 7.2 milyar YTL azalmış durumda. 13 Kasım'da TL kredi hacmi 267.2 milyar YTL'ye inmiş.
Tek başına bu rakamlar tabloyu eksik gösteriyor. Çünkü döviz cinsinden hareketlerle TL hareketlerin bu dönemde çok yakın ilgisi var.
Aynı 1.5 aylık dönem içinde yabancı para mevduatın 13 milyar dolar azaldığı görülüyor. Yurtdışı bankalardan gelen para da yine 1.5 milyar dolar azalmış. Yabancı para kredilerindeki düşüş 2.8 milyar dolar düzeyinde.
Bu gelişmeler bize gösteriyor ki; Döviz Tevduat Hesapları'ndaki (DTH) azalmanın bir bölümü TL mevduata kaymış. Ancak bu da tek başına durumu açıklamıyor, bankacılar çözülmenin bir bölümü ile kredilerin kapatıldığını, bir bölümünün ise yurtdışına gittiğini söylüyorlar.
Tüm bunların sonucunda ortaya çıkan şu rasyo ise durumu özetliyor.
Toplam kredilerin TL mevduat, repo ve yurtdışı bankaların toplamına bölümünde ortaya çıkan rasyo 3 Ekim 2008 tarihinde yüzde 78 iken, 13 Aralık 2008 tarihinde de aynı oranı, yani yüzde 78'i koruyor. Yani TL ve YTL arasında gidiş gelişler var ama sonuç olarak kredilerin kaynaklara oranı aynı kalıyor.

Faizi bankalar tuttu 

Bunun yanı sıra devlet iç borçlanma senetlerindeki durum da pek içaçıcı değil. 28 Aralık 2007 tarihinde yurtdışı yerleşiklerin tahvil-bono stoku yaklaşık 37 milyar YTL iken bu rakam 31 Ekim 2008 tarihi itibariyle 27.7 milyar YTL'ye inmiş durumda. Yani çok açık olarak yabancıların Türkiye'den çıktığı, bu arada devlet kağıtlarından da çıktıkları gözleniyor. Buna karşılık "Ne olmuş" derseniz, bu kağıtların büyük bölümünün yerli bankalar tarafından satın alındığını gözlüyoruz. Tüzel kişilerin portföyü aynı dönemde 51 milyar YTL'den 55.4 milyar YTL'ye çıkmış.
Özetle; Başbakan'ın çok eleştirdiği bankalar yabancı çıkışlarının bir bölümün kağıt alarak yumuşatmasalardı, şu ada özellikle faiz oranları çok daha yüksek noktalarda olacaktı.
Başbakan Erdoğan, krediler konusunda bankalara yüklenmeye devam ediyor ama banka bilançolarındaki değişim, başbakanın eleştirilerini haklı çıkarmıyor...
( KB) 

Global krizin "gelişmekte olan piyasalar" krizine dönüşeceği yönündeki endişelerin tavana vurduğu bir dönemde, en önemli beklenti olan Uluslararası Para Fonu (IMF) ile anlaşma konusunda artan belirsizlikler piyasaları vurmaya devam ediyor. Uzmanlara göre küresel krizin etkilerinin yeni yeni hissedilmeye başladığı İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) 1.565 puanlık sert düşüşle dört yılın dibine geriledi. Endeksin 21.929 puanla 25 Ekim 2004'ten bu yanaki en düşük kapanışını gerçekleştirdiği borsada hisse senetlerinin kaybı yüzde 6,66 olurken, şirketlerin piyasa değeri de 91.3 milyar dolara geriledi. Döviz piyasasında ise yabancı talebi ve kamu kurumlarının alımlarıyla dün 1.70 YTL'yi deneyen doların ateşi euro/dolar paritesi sayesinde düştü. Paritenin 1.27'nin üzerine yükselmesiyle dolar kuru 1.67 YTL'ye geriledi. Bono cephesinde ise en çok işlem gören 4 Nisan 2010 vadeli kağıt yüzde 23,48 seviyesinden işlem gördü. Küresel krizin etkilerinin yeni yeni görülmeye başladığı ve kısa vadede endeksin 20.000, doların ise 1.77 YTL'yi görebileceği uyarısında bulunan uzmanlar, panik havasındaki artışın tek nedeni olarak ise IMF ile anlaşma konusundaki belirsizliği gösteriyorlar.

Tüpraş taban oldu 

IMF ile ilgili belirsizliklerin yanı sıra yabancı fonların yılsonu geri ödeme takviminin yaklaşmasının da satışları artırdığı borsadaki düşüşte banka ve holding hisseleri başı çekti. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings'in "Türk bankalarını zor günler bekliyor" açıklamaları da satışları artırdı. Bankacılık sektör endeksinin yüzde 7,83'lük düşüşle 43.456 puana geriledi. Garanti Bankası yüzde 10,55, Bank Asya yüzde 10,48, Tekstilbank ise yüzde 10,26 ile en çok düşen ilk üç banka oldu. Türk Ekonomi Bankası (TEB) yüzde 9,2, Yapı Kredi ise yüzde 8,72 oranında değer kaybetti. Tekstilbank'ın sahibi GSD Holding de bulunduğu endeks içinde yüzde 8,7 ile en çok değer kaybeden hisse olurken, Koç Holding yüzde 5,09'luk kayıpla 2.05 YTL'&ye indi. Günü 2.64 YTL'den kapatan Sabancı Holding'in kaybı ise yüzde 5,04 oldu. Tüpraş hisseleri ise yüzde 15,15'lik kayıpla günü 11.20 YTL'deki taban fiyatından kapattı.

Etkilenme yeni başladı 

Döviz piyasasında kamu kurumlarının alımlarının doları 1.70 YTL'ye taşıdığını belirten uzmanlara göre, dün parite etkisiyle akşam saatlerinde yaşanan düşüş geçici. Doların önümüzdeki günlerde 1.77 YTL'ye kadar çıkabileceğini endeksin ise 20.000 puana kadar inebileceğini vurgulayan uzmanlar, hükümetten başta IMF olmak üzere önlem paketi gelmesi gerektiğini düşünüyor. Global krizin etkilerinin daha yeni yeni yansımaya başladığı uyarısında bulunan uzmanlar, IMF ile anlaşmanın çok önemli olduğunu vurgulayarak, gerekli adımlar atılmazsa sert satış sürecinin önümüzdeki aylarda da sürebileceği uyarısında bulunuyor.

IMF ile anlaşma konusunda artan belirsizlikler piyasaları vurmaya devam ediyor. Uzmanlara göre küresel krizin etkilerinin yeni yeni hissedilmeye başla...
( KB)

Referans
Yayın Tarihi : 20 Kasım 2008 Perşembe 17:16:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
FAHRETTİN YÜCE IP: 88.242.255.xxx Tarih : 24.11.2008 23:16:37

Bu ülkede sürekli kazanan, para babaları, bankacılar,Malum holding sahipleri servetlerine servet katarlar, Şu kadar para kazandık derler. Özelleştirmelerden devletin en nadide yerlerini alırlar. Ağlamaları bir türlü bitmez. Bedeli sürekli Vatandaş, Memur, Esnaf ve Emekli ödemeye devam eder. Bu arkadaşların sesini hiç bir hükümet duymaz.


ismail IP: 85.107.67.xxx Tarih : 22.11.2008 22:57:21

recep bey dinimizde israf haram, sana bir uçak yetmiyormu? meçlisin araçları yenileniyor ne gereği var. komtanlara uçak alınıyor ne gereği var, millet açlıktan geberiyor siz saltanat peşindesiniz. Kahraman Atatürk saltanatı kaldırmış ama siz devam ediyorsunuz.


hakkı ince IP: 88.252.250.xxx Tarih : 28.11.2008 23:32:29

artık yeter herkes dosdoğru olsun alt tabaka kan ağlarken birileri saltanat sürüyor bu gidiş nereye


ayhan şahin IP: 88.247.18.xxx Tarih : 22.11.2008 23:43:38

sayın başbakan artık yükü kaldıramıyoruz ne olacaksa olsun battık gidiyoruz ekmek bulamıyacak hale geldik