14
Nisan
2025
Pazertesi
ANASAYFA

ÖSS'DE NELER OLACAK?

Öğrenciler, idealleri için ilk adımlarını attıkları, birçoğunun tozpembe hayallerle daha ne istediklerinin fakında bile olamadıkları ama hayatlarına belirli bir yön verecek ve bundan sonra o yönde ilerlemelerini gerektirecek olan ÖSS sınavına hızla yaklaşmaktalar.


Üniversite sınavı, evet, çok önemli bir sınav. İstedikleri bölümü kazanırlarsa, geleceğe dair hayalleri doğrultusunda ilk adımı atmış olacaklar. İstedikleri bölümü kazanamazlarsa da, ya puanlarının yettiği yerlere -ki bu öğrencilerin en büyük sorunu- tercih yapacaklar, ya da inatlaşıp tekrar denemek zorunda kalacaklar.


Sınava girecek öğrencilerin şimdi en büyük kaygısı, başarısız olmak. Bütün sene boyunca her şeyden fedakârlık edip bu sınava hazırlanan çalışkan öğrencinin de, hiç çalışmayan tembel öğrencinin de şu an en büyük kaygısı bu. Üzerlerinde sınav baskısı var Her ne kadar aileler anlayışlı olsun ya da olmasın tüm öğrenciler baskı altında. Çünkü bu hazırlanma sürecinde sadece çocuklar sınava hazırlanmıyor, çocukla birlikte aile de hazırlanıyor. İlk başta maddi olarak en az bir sene boyunca kendi masraflarından kısıp çocuğunun eğitimi için dershaneye gönderiyor, gerekli materyalleri alıyor, özel ders aldırıyor.

Manevi olarak da hazırlık süresi boyunca ona konsantre olabileceği bir ortam hazırlıyor, anlayışlı ve hoşgörülü davranıyor. Sırf çocuğu okusun, geleceğini garantilesin diye. Çocuklara, bu yapılan fedakârlıklar söylenmese, hissettirilmese de zaten bunların farkında olan bilinçli bir çocuk, sınav yaklaştıkça bunların da ağırlığını üzerinde hissediyor. Bu durumda hem kendi geleceğinin kaygısı, hem ailesinin ondan beklentisi çocuklarımızı bu son dönemde iyice strese sokarken; konsantrasyonlarını da azaltıyor.


Hayatımızda tercihlerimiz bizi bazen istediğimiz yöne bazen de tam tersi hiç istemediğimiz yöne iter. Kendimizi tanımaya, karakterimizi ifade etmeye başladığımız bir yaşta, önümüze kazanmak zorunda olduğumuz bir sınav çıkıyor. Bu sınav istediğimiz mesleği yapabilmemiz, toplumda itibar gören bir statü kazanmamız için mutlaka girmek zorunda olduğumuz bir sınav. Öncelikle sınava girecek adaylar için belirteyim; bu sınav bizim ne kadar çalışkan, azimli ve hırslı olduğumuzu belki bir dereceye kadar ölçebilir ama zekâ seviyemizi asla ölçemez. Bunu unutmayın ve başarmanın yolunun çalışmaktan, özel hayatınızdan yaptığınız fedakârlıktan geçtiğini bilin. Ve sonuç ne kadar olumsuz olursa olsun dünya yıkılmışçasına asla üzülmeyin.


Neyi seçeceğinize kendiniz karar verin ve çok iyi düşünün!Geçenlerde yanımdan iki genç kız geçerken onlara kulak misafiri oldum.Ellerinde neredeyse kendi ağırlıkları kadar kitaplarla,konuşuyorlardı.Şu üniversiteyi istiyorum,bu bölümü istiyorum,ama orası olmazsa bu bölüm şu üniversite de olur ama o şehirde okumam,arkadaşım bilmem neresi daha güzel dedi,buraya gelme dedi falan falan.Daha tam olarak ne istedikleri belli bile değil.Üzerinden aslında o kadar da uzun zaman geçmemiş olan kendi sınav zamanımı ve sonrasını hatırladım birden..Ben istediği bölüme gidip sonradan bana uygun olmadığını keşfedenlerden ve mesleğini yapmayanlardanım.

Üniversitedeyken arkadaşlarımdan duyduklarımdan bazı örnekler vermek istiyorum.Arkadaşlarımla konuşurken çoğunun aslında istedikleri bölümde olmadığını fark etmiştim.Bazısı aile baskısından kurtulmak için neresi olursa diye rastgele gelmiş,bazısı ise ailesi istediği için istemediği bölümü okumak zorunda kalmış,bazısı o şehir olsun da hangi bölüm olursa olsun diye gelmiş,bazısı benim gibi istediği yeri kazanmış ama daha sonra ona hitap etmediğini düşünmüş,bazısı da halinden memnundu ama bu oran diğerlerine oranla oldukça düşüktü tabi..

Görüştüklerim arasında,mezun olduktan sonra mesleğine yönelen sadece bir arkadaşım var.Diğerlerimiz,okuduğumuz bölümlerle tamamen tezat işlerde çalışıyoruz.

Anlatmak istediğim şu; gerçekten ama gerçekten derinlemesine düşünün.Ne olmak istediğinizi,hangi mesleği yapmak istediğinizi iyice düşünün.O işin size,ekonomik,sosyal getirisini,sizi her yönden gerçekten tatmin edip etmeyeceğini hesaplayın. Çünkü bu sınav sizin ilerde yapacağınız mesleğinize doğru attığınız ilk adım. Kararlarınızı kendiniz verin. Başkalarından etkilenmeyin. Kendinizi en iyi siz bilirsiniz. Eğer kazanamazsanız da dünyanız yıkılmasın. Gerçekten kararınızdan ve kendinizden eminseniz yılmadan tekrar deneyin.

Bir sene daha sıkılmak, ömür boyu sıkılmaktan iyidir.


Stres,sıkıntı,endişe,merak…Şimdi bitsin şu lanet olası sınav ne olacaksa olsun dönemi..Bir aydan az bir zaman kaldı ve bu dönem yapılacaklar için her kafadan bir sesin çıktığı herkesin nasihat verdiği,bolca konuştuğu bir dönem.Herkes kendinin farkında aslında.”Ne ektiysen onu biçersin” hesabı çalıştıysan,biliyorsan heyecan tabii ki vardır ama korku yoktur.

Çalışmadıysan,bilmiyorsan;heyecan,korku,stres,endişe,panik bütün durumlar mevcuttur.Zaten deneme sınavları aşağı yukarı bize kendimizi gösterir.Çok çok aksi bir durum olmadıkça sınav tahmin edildiği şekilde geçecektir.


Burada asıl bahsetmek istediğim; ailelerin şu dönemde çocuklarının üzerine fazlaca gitmemesi. Evet, herkes bunu söylüyor zaten. Ama yapmacık da olmayın. Aslında sonuç kötü olunca söylenmeye başlayacağınızı bilerek şu kısa dönem için iyi davranmak sahtekârlık olacağı gibi çocuğunuz sizin kişiliğinizi bildiği için onun sınav stresine kendinizi de eklemeyin. Asla; çalışmıyorsun, hiç çalışmadın, bütün sene şöyle yaptın böyle yaptın diyerek onu baskı altına sokmayın. Onu, başarılı olan başkalarının çocuklarıyla ve arkadaşlarıyla asla kıyaslamayın. Unutmayın ki herkesin aile yapısı farklıdır ve her çocuk da birbirinden farklıdır.

Maddi-manevi destek verdiniz ama yaptığınız fedakârlıkları ona söylemeyin. Bu sınav evet onun için ve sizin için önemli ama kazanamazsa da hayat bitmeyecek, bu bir acı son olmayacak. Ona, sonuç iyi olsa da kötü olsa da her zaman destek vereceğinizi, arkasında olduğunuzu hissettirin. Çocuğunuzun başarılarında kendinize pay çıkartacağınız, övüneceğiniz gibi; onun başarısızlığında da kendi eksiklerinizi düşünmeyi unutmayın. Her çocuk ailesini memnun etmek ve kendi geleceğini kurmak ister. Bazen hayatımızda istediğimiz şeyler zamanında olmayabilir. Hayat istediğimiz şekilde gitmeyebilir.

Çocuğunuza ne olursa olsun güvenin, eğer isterse her şeyi başarabileceğini ona aşılayın.


Kendini bu sınava hazır hisseden veya etmeyenler! Hayatınız boyunca karşılaşacağınız en basit sınavlardan birine giriyorsunuz. O kadar çok heyecan ve stres yapmanıza gerek yok. Bu sınava bunca zaman herkes nasıl girdiyse siz de girip çıkacaksınız ve başaranlar nasıl başarıyorsa siz de öyle başaracaksınız. Kendinizden eminseniz zaten sorun yok, atlatacaksınız. Ama değilseniz de kaygılanmaya gerek yok. Unutmayın bu sınav bir zekâ ölçüm sınavı değil. Çalışmayanla çalışanın ayırt edildiği bir sınav.

Kazanamazsanız da bu; demek ki yeterli hazırlanmadığınız anlamına gelir. O zaman da, eksiklerinizi fark edin, onları yinelemeden biraz daha fazla emek harcayarak, yılmadan tekrar deneyin ve sadece kendi istekleriniz, hayalleriniz doğrultusunda ilerleyin. Kendinize güvenin, asla yanlış tercihler yapmayın. Tercihlerimiz hayatımızı şekillendirir bunu unutmayın!
 

Sınava girecek tüm adaylara başarılar dilerim!
 

Deniz F. Bursalı
Yayın Tarihi : 25 Mayıs 2009 Pazartesi 11:22:20
Güncelleme :26 Mayıs 2009 Salı 12:37:49


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
emre kardeş IP: 88.244.177.xxx Tarih : 25.05.2009 21:09:38

Gerçektende yazarımız çok önemli bi konuya el atmış!Sınavın psikolojik anlamda getirdiği stres çok yüksek.Gençlerimiz sınava hazırlanırken  sınav psikolojisini,stresini üzerlerinden atarak hazırlanmaları  onlar için önemli.Bunların en başında aile baskısı!Ailelerin açık görüşlü ve baskı yaratmadan çocuklarının sınava hazırlanmasında katkısı çok ama çok önemli.Gençlerimizinde hayallerini gerçekleştirmek istedikleri bi gerçek!.Gençlerimiz kendilerine güvenmeli iyi hazırlanmalı ve en önemlisi bu sınavın onlar için hayatının yönü olduğunun farkında olmaları! ''Kent Habere'' teşekkür ederiz.


Bekir Özdemir IP: 195.174.26.xxx Tarih : 25.05.2009 21:28:05

İşte harika bir yazı! Yazar her yıl yaşanan sınav stresini gençlerin ve ailelerin gözünden yazmış. Ellerinize sağlık. Keşke bu yazıyı herkes okuyabilse?


ayşe şirin IP: 88.247.86.xxx Tarih : 25.05.2009 12:11:42

gerçekten de bu sınav yaklaşırken ailece strese girmiş durumdayız oğlum yoğun baskıdan çok hırçınlaştı babasıda kazanamazsan seni tamirci çırağı yaparım diyor.oğlum için çok üzülüyorum elimden bir şeyde gelmiyor. gerçi oda haklı çünkü borçlanarak çocuğumuzu bu sınava hazırlamaya çalışıyoruz. bir sınav yüzünden çocuklarımızı bu kadar yormamalıyız. ailesi olarak bizde çok yorulduk. kenthabere bu konuya duyarlı yaklaşımından dolayı teşekkür ederim.


irem saygılı IP: 88.245.93.xxx Tarih : 26.05.2009 14:08:22

Öncelikle yazarımızı tebrik etmek istiyorum.Çünkü bir çoğumuzun sadece son bir yıl değil eğitim hayatı boyunca bu sınav psikolojisiyle yaşaması ve gün geçtikçe dış çevrenin öğrenciye yarattığı baskısı tartışılmaz.Bunu üniverste sınavına giren tüm öğrenciler yaşadı ve  yaşıyor.Fikrimce bu baskının azaltılması ve öğrencinin kendi hayatıyla ilgili karar alması için erken bir yaş .Buı sebeple ailelerin çocuklarına mantıklı ve karakterlerine uygun bir yol gösterlerimeleri gerekiyor.Bir çoğumuzun okuduğu bölümle farklı sektörlerde çalışmış olması bunun en büyük örneği.Eğer yetisen bireylerden verim bekliyorsak en yüksek bölümlü üniversteleri tercih etmeleri değil onlara uygun sektörlere yöneltmek gerekiyor.Bunun için rol dershanelerden , öğretmenlerden çok velilere düşüyor.Yazarımızın sayesinde bu yazıyı okuyan velilerimiz eminim daha duyarlı olup bu baskaıyı azaltarak çocuklarının bu sınava daha rahat hazırlanmlarını ve doğru tercihler yapmalarını sağlayacaklardır.Yazarımıza bu yazı için teşekkür ediyorum ve sınava son günler kala ailelerin  bu yazıyla daha duyarlı olacağını düsünüyorum..Elinize sağlık!....