Zavallı damat adayının trajedisi
***
‘Kanal Yumuşakge’nin sürekli yayınlanan şu anonsu dikkat çekti...
... “Bir hafta sonra başlayacak yeni yarışma programı ‘Ben Yıkamam Onu – Pis Kokuyor Donu’ için rekor sayıda katılım olduğu belirtildi.”...
‘Kanal Yumuşakge’ yetkililerinin açıklamalarına göre yeni yarışma, son derece zor rekabet koşulları altında ve şeffaf olarak 24 saat sürekli ‘gelin – kaynana’ mücadelesini ekrana yansıyacak.
“Gelinim Olur musun’, ‘Damadım Olur musun’, ‘Kaynanam Olur musun’, ‘Baldızım Olur musun’ konulu programların gördüğü aşırı ilgi sonucunda reytinglerin tavana vurduğunu belirten ‘Yumuşakgeci’ler şu açıklamayı yaptı:
“Ekrana yansıyan bu tür aile programları ülkemizde çılgınca beğeni toplamaktadır.
Daha önceki ‘Enişte Öper misin’, ‘Ceviz Oynar mısın’, ‘Dama Çıkar mısın’ yarışmalarımızın izlenme oranlarının sürekli rekor kırması üzerine kanalımız televizyon yayıncılığında devrim yaratacak ‘dişleri gedik kaynana - dövüşken gelin’ temalı programının son aşamalarını tamamlamıştır.”.
Kısaca ‘Kanal Ğ’ olarak bilinen ‘Yumuşakge’nin yetkilileri diğer tüm örnekleri gibi bu yeni yarışmalarının da ülkemizdeki toplumsal sorunlara eğilerek, özellikle aile içi şiddet konusunun çözümünde son derece yararlı olacağını ifade ettiler...
***
Sayın okurlar, yukarıdaki satırlar her ne kadar ciddiyetten uzaksa da yolladığı mesajın ne denli gerçeğe paralel koştuğunu, bizler gibi, üzüntüyle algıladığınıza eminiz...
Zavallı damat adayı Atâ Türk’ün, cenazesi de reyting rekorları kırarken, yaşamına doyamayan gencin trajedisi kim vurduya gitti..
Yapay şöhretin bunalımına dayanamayarak genç yaşta hayata gözlerini yuman eden talihsiz Atâ’nın trajik sonunu hazırlayan uluslararası önem taşıyan bir örneğe değinmek istiyoruz.
Bu tür ‘beşerdeki ifrit’i uyandırma amacındaki televizyon programlarını zalimci eleştiren ‘Network - Şebeke’ adlı filmi anımsayın...
Yönetmen Sydney Lumet’nin 1976 yapımı bu sosyolojik daha doğrusu telelojik kritiği, 30 sene önceki ekrankolik Amerikan toplumunun, günümüzde ulusumuza nasıl birebir yansıdığının depresif bir örneğiydi...
Kısaca hatırlamağa çalışırsak, filmde reyting alma yolunda her türlü pespayeliği deneyen televizyon kanallarının, naklen yayında intihar etmeye kadar varan halk avcılığı eleştiriliyordu.
***
Atâ Türk’ün solan çiçeğinin toprağa verilmesi töreninde bile ne denli toplumsal çöküntü içinde olduğumuzu ekranda izledik.
Bu trajediyi naklen yayınlayacak denli duygu sömürüsü yapılmaktan kaçınılmadı.
Cenazeye gelen ‘seyirciler’, çünkü binlercesi cemaat değil, ekrana çıkmayı hedefleyen gariplerdi.
Ana, baba birbirine girdi...
Bayrak örtmek, merhumun ölümüne sebep olduklarını söyleyerek, ekmek uğruna 12 kiloluk kameranın hamallığını yapmaktan başka suçları olmayan kameramanlara saldırmak, cüzdan – cep telefonu araklamak motifleriyle bezeli gösteriye katılanların, uzatılan mikrofonlardan yankılanan yanıtları, ülkemiz insanının ne denli boş ve anında her yola gelmeye hazır olduğunun kanıtıydı...
Yaşlı başlı kadınların söylemi birbirinin aynıydı:
“Semranum’a bahmaya geldük...”
Oğluna gelin beğenmeyen Semranım, ülkemizde çok yaygın bu ‘gelin – kaynana’ sorununun alemdarı olurken kantarın topuzu çoktan kaçmıştı...
Giderek olup biten en önemli sorunlarda bile onun fikri alınmaya başladı...
Kimi bu denli ekrana yansıtırsan, olay iyice zıvanadan çıkmış demektir...
Yakında ‘Evliya Sarısemra’ diye yeni bir yapay reyting kahramanını ekrana salarlarsa şaşmayalım...
Zira 70 milyon gözün (aslında nüfusun yarısı olan 35 milyon kişiyi, tek gözlü olanları hesaba almaksızın ikişer gözden hesaplayınca bu sayıya varılabilir...) günün 24 saatini bu tür reyting araklama programlarını seyretme, telefonla oylama, otobüslere istiflenerek stüdyolara nakledilme yoluyla yaşamsal önem verdikleri göz önüne alındığında televizyon kanallarının gücüyle başa çıkabilmenin nice zor olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor...
‘Her millet seçtikleriyle idare edilmeye müstahaktır’ sözüne ‘seyrettiklerine müstahaktır’ı da mutlaka eklemek gerek...
***
Ey necip televizyon seyircilerimiz...
Yeni yarışma programımız ‘Ben Yıkamam Onu – Pis Kokuyor Donu’ haftaya başlıyor...
Kaçırmayın, kaçırtmayın...
Siz her şeye layıksınız...
MedyaBurger