21
Nisan
2025
Pazertesi
ANASAYFA

Benim Türklüğümden kimse birşey alamaz

Bensiyon Pinto, yeni yayımlanan kitabında, yakın tarihimizde meydana gelen pek çok trajedinin, Müslüman bir ülkede yaşayan bir Yahudi’nin zihninde bıraktığı derin izleri seriyor gözler önüne.

1934’te Trakya’dan Yahudilerin sürülmesi de var bunun içerisinde, 6-7 Eylül de. Ancak, en çarpıcı olan Pinto’nun, II. Dünya Savaşı’nda yaşanan Yahudi soykırımı için söylediği şu söz olsa gerek: "Soykırımın suçlusu bütün Avrupa’dır."

"Tzipi Livni, İsrail Dışişleri Bakanı da çok etkileyici, çok bilgili, az konuşan, gözleriyle karar veren bir kadındır. Türkiye sevgisi ve hayranlığı çok büyüktür. Sayın Abdullah Gül’le çok iyi anlaşmışlardır ve her ikisini de bunu sıcak bir dille ifade etmiştir. Bu hanımefendiyi tanımam da çok ilginçti. İsrail Başbakanı Ariel Şaron Ankara’ya geldiğinde, Türk Yahudi cemaatini de tanımak istemiş. Bizi Ankara’ya davet ettiler. Türkiye ile ilgili düşüncelerini anlattığında inanamadık. Bize yalan borcu yoktu tabii ama o günlerdeki politikasını düşündüğümde başka şeyler duyacağımı zannediyordum. Tam tersiyle karşılaşmış olmak beni ve arkadaşlarımı şaşırttı. Türkiye’nin Ortadoğu için ne kadar önemli bir ülke olduğuna altını önemle çizdi. Orada da sarışın bir hanım vardı. Hiç konuşmadan duruyordu. Konuşmaların bitmesine yakın bizi yanındakilere tanıştırdı. ’Bu bakanım, bu müsteşarım, bu hanımefendi de iki kuşak politikacıdır. Babası da bakanımdı, Tzipi Livni’ dedi. Şöyle bir süzdün kadını, döndüm, şöyle dedim:

’Kızım sen Eytan’ın kızı mısın?’

’Evet, siz nereden biliyorsunuz’

’Baban benim arkadaşımdı.’

Hikáyemizi anlattım. Ağlamaya başladı. Sonra aramızda bir aile muhabbeti başladı." 

İsrail Dışişleri Bakanı’na, "Kızım sen Eytan’ın kızı mısın" diye soran, Türk Yahudi Cemaati’nin Onursal Başkanı Bensiyon Pinto’dan başkası değildir. Pinto, Doğan Kitapçılık tarafından yeni yayımlanan "Anlatmasam Olmazdı, Geniş Toplumda Yahudi Olmak" isimli kitabında, buna benzer pek çok çarpıcı detay anlatıyor. Bu detaylar, Yahudilerin Türkiye’de varolma biçimlerine ışık tuttuğu gibi, karşılaştıkları güçlükleri de seriyor gözler önüne. Bunun içinde 1934 Trakya Olayları da mevcut, 6-7 Eylül’de İstanbul’da yaşanan büyük trajedi de. Hele küçük bir çocuğun, İkinci Dünya Savaşı sırasında, babasının ikinci kez askere alınmasına tanık oluşu var ki, herhalde hiçbir zaman silinmeyecektir zihninden.

Ancak, daha vahimini iki yıl sonra Varlık Vergisi sırasında yaşayacaktır. Bensiyon Pinto, haciz memurları eve geldiğinde henüz yedi yaşındadır. Gelen görevlilerden birisi dedesine, "Yahudi, sen bu parayı niye ödemiyorsun" diye sorduğunda çok şaşıracak, kendi ifadesiyle, "ağzındaki lokmayı yutamadan öylece kalakalacaktır." Çünkü, "İlk kez birinin diğerine ’Yahudi’ diye seslendiğine şahit" olmaktadır ve ister istemez kendi kendine şöyle düşünecektir: "Acaba Yahudi olmak kötü bir şey miydi? Bir suç muydu? Neden bu kadar öfkeliydi bu adam?" 

Haciz memurları, evden bir şeyler almaya karar verirler. O sırada Pinto oturduğu masadan kalkmış, annesinin yanına giderek eteğine yapışmıştır. Tam o sırada, yerdeki halıyı ayaklarının altından çeker görevli memurlar. Annesi atak davranıp yana çekilmiştir ama Pinto halının üzerindedir ne yazık ki.

"Bense o kadar hızlı davranamadığım için halının kaymasıyla birlikte yere düştüm. O kadar kızgındım ki düşer düşmez kalktım ve hiç ağlamadım. Halbuki başımı fena vurmuştum. Canım çok yanmıştı (...) Adamlar bundan sonraki sürecin nasıl işleyeceğini anlatıp halıyı alıp gitti. Aradan bir kaç ay geçtiğinde, bizim de vergi borcumuzun olduğunu, babamı Aşkale’ye çalışma kamplarına göndereceklerini öğrendik. Halbuki babam yirmi sınıfla askere alınmıştı. Bunu yetkililere bildirince, babamın cezasını önceden çektiğine hükmederek bizim vergi borcumuzu sildiler. Bu iyi bir şey miydi, değil miydi, buna sevinmeli miydik, bilmiyorum."

YARIN Devlete yaranmaya çalışan biri miyim?)

Yahudi soykırımının suçlusu bütün Avrupa’dır

"Ülkeme baktım. Trakya’dan sürüldük. Varlık Vergisi’ni, 6-7 Eylül olaylarını yaşadık. O zaman muazzam ikilemler yaşandı. Malını mülkünü almak isteyenlerle ona karşı çıkan halk da vardı. Ama insanlık da vardı. Komşusunun kapısına Türk bayrağı astıran da, dostlarının malını mülkünü koruyanlar da... Bugün düşündüğümde altı milyon Yahudi’nin öldürülme olayında beyin Almanya olmasına rağmen, ben tüm Avrupa Birliği devletlerini suçluyorum. Almanlar bu görüşü savunmuş ve o dönemde bunun için harekete geçmiş olabilir. Peki, herkes üzerine düşen görevi niye yapmadı? Gemiyle kaçan Yahudileri niye hiçbir ülke kabul etmedi? Amerika neden olaya müdahale etmedi? Afrika ülkeleri neden seyirci kaldı? Neden İngilizler Filistin’e kaçanların gemilerini batırdı? Bunun olmasını sanki herkes istiyor gibiydi. Altı milyon Yahudi’nin öldürülmesinde bütün dünya suçlu. Bir buçuk milyon çocuk gaz odalarına götürülürken, gelecekleri karanlığa gömülürken dünya neredeydi? İnsan hakları neredeydi?" (s. 296)

Babam, ’Yirmi Kura İhtiyat’ olarak yeniden askere alındı

Yıl 1941’dir. Gayrımüslimler, "Yirmi Kura İhtiyatlar" tertibinden yeniden askere alınmaktadır. Ancak tuhaf bir askere alma biçimidir bu. Çünkü, kendilerine silah ve üniforma verilmemektedir. "Babamın ikinci kez askere gittiği gün, hayatımın en korku dolu günüydü. Nereye gittiğini, ne zaman döneceğini, ne kadar kalacağını, onu özlersem ne yapacağımı bilmiyordum. Kapıdan çıkarken annemi ve beni öptü. Daryo’nun başına bir öpücük kondurdu. Ağlıyordu. Babamı ilk ve son kez, o gün ağlarken gördüm." (s. 33)

Avrupa ülkeleri kadar güçlü olmasa da, Türkiye’de anti-semitik, yani Yahudi karşıtı bir damar her zaman olageldi. Bensiyon Pinto, küçük yaşlardan itibaren Müslüman bir toplumda yetiştiği için, cami de, mevlit de yabancısı değil. Ama o asıl Türklüğe vurgu yapıyor ve bunu kitabında şöyle anlatıyor: "Bana ne sıfat takılırsa takılsın, kimse benim Türklüğümden bir şey alamaz." 

BENSİYON Pinto, bugüne kadar hem cemaat içinden, hem de cemaat dışından eleştirilere maruz kalmış bir isim. Cemaat dışından, bilhassa fanatik milliyetçi ve İslamcı çevrelerden gelen eleştiriler neyse ne de, Yahudi cemaatinden gelen eleştiriler bir hayli canını sıkmış olmalı. En temel eleştirilerden birisi, Yahudi cemaatinin yaşadığı sorunları dile getirmek yerine, ortalığı güllük-gülistanlık olarak göstermek için gayret sarfettiğine ilişkindi. Böylece, sorunlar hasıraltı ediliyor, dışarıdan bakanlar, Yahudi azınlığın hiçbir sorunu yokmuş gibi bir tutum içine giriyordu.

Öyle anlaşılıyor ki, bu eleştiriler Bensiyon Pinto’nun da canını yakıyor. Bu eleştirilere elbette bir cevabı var Pinto’nun

Bu cemaatin genç askerleri Çanakkale’de bu ülke için savaştı. Bu toprakla yoğrulduğumuzu kimse inkár edemez. Benim için ’Bu adam dalkavukluk yapıyor’ diyenler oldu. Bunlar dolaylı yoldan kulağıma geldi. Devletle kişisel bir işim hiç olmadı. Üstelik ikiyüzlü bir adam olsam, bakanların, müsteşarların, başbakanların yanında ne işim olurdu? Onların kafasının bana dalkavuk diyenlerden daha çok çalıştığı kesin." (s.250)

Buna rağmen, Yahudilerin bu toplumda potansiyel bir casus olarak görülmesinden ve gösterilmesinden rahatsızdır. İsrail’den herhangi bakan veya başbakan geldiğinde, söz gelişi İsrail Başbakanı kastedilerek kendisine, "Yahu Bensiyon, senin başbakanın sözünde durur mu" diye soranlara verdiği cevap her aynıdır: "Kardeşim, senin başbakanın benimkiyle aynı. Bu soruyu İsrailli birine soracaksın."

Ne var ki, benzer yaklaşımlar sık sık başına gelecektir Pinto’nun. Bu açıdan şu satırlar son derece dikkat çekici olsa gerektir: "Bana ne sıfat takılırsa takılsın, kimse benim Türklüğümden bir şey alamaz. Ben bir Türk vatanseveriyim. Asla ırkçı değilim ama milliyetçiyim. Bayrağı görünce ağlıyorum. İçim kıpır kıpır oluyor. Bunu ancak hisseden bilir. Herkes ülkesini sever ama biz Türkler başka türlü severiz."

Pinto ve temsilcisi olduğu Yahudi cemaatini en sert eleştirenlerin başında hiç kuşkusuz radikal İslamcı gruplar geliyor. Araştırmacı Rıfat Bali’nin muhtelif vesilelerle ortaya koyduğu bu eleştiri, zaman zaman anti-semitizmin sınırlarını zorlayan nitelikler bile taşıyor. Oysa, "Benim bir Musevi olarak İslamiyet’i reddetmem söz konusu değildir. Hak dinler, insanlığı iyiye, güzele ve doğruya sevk etmek için gelmiştir. Hak dinlerden birine inanmış bir insanın diğerini tanımaması, görmezden gelmesi olacak iş mi?"

Hürriyet
Yayın Tarihi : 11 Eylül 2008 Perşembe 18:25:08
Güncelleme :12 Eylül 2008 Cuma 14:56:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Sukru Arslan IP: 82.231.126.xxx Tarih : 11.09.2008 23:41:06

Sn Deli Balta: Tek Tanri inancina ulasan Sumerlerden ba yana tek Tanrili dinlerin tumu asagi yukari birbirini takip eder. Ancak, tumu Musluman degildir. En azindan dinin liderleri acisindan ayrilirlar. Ayni kokten bir dinin alt inanclari bile birbirine dusman olabiliyor. Buyurun, Corum ve Maras katliamlari, Sivas'ta 37 canin yakilarak katli... Kim demis size herkes Musluman diye...


oflu fatih IP: 92.73.113.xxx Tarih : 13.09.2008 18:31:44

MÜSLÜMAN TÜRKLER HER ZAMAN GAYRI MÜSLIM INSANLARA IYI DAVRANMISTIR BIR ISPANYA SÜRKÜNLERINI GÖZE ALIN OSMANLI NASIL BAGRINA BASMISTIR AYNI HOS GÖRÜYÜ MALESEF YAHUTILERDEN GÖREMIYORUZ BASKA DIN MENSUPLARINA KARSI ÖTMEYIN FILISTIN ORTADA KIMSE SAHTE SAVUNUCULUGA KALKMASIN KIMSE ELINDEN TÜRKLÜGÜ ALAMAZMIS SÖYLÜYOR YAZAR TÜRKLÜK BARAYLA ALINMAZ VERILMEZ TÜRKLÜK YASANIR BAK BEN OTUZ YILDIR ALMANYADA YASIYORUM AMA AYNEN MÜSLÜMAN BIR TÜRK GIBI SÖZLERLE IFATE OLMAZ VATAN MILLET SEVGISI


emine tan IP: 85.97.117.xxx Tarih : 13.09.2008 17:17:08

merhabalar, lütfen bırakın bıraksınlar hangi dinden hangi mesepten hangi ülkeden olursak olalım hepimiz insnız şü 3 5 günlük dünyada sevgi saygı barış içinde kardeşce yaşaylım. DÜNYA insanlarının huzura ve sevgiye ihtiyacı var. sevgiyi yaşatma adına elele saygılarımla.


barış saygı IP: 78.180.213.xxx Tarih : 12.09.2008 08:38:39

öncelikle şunu söylemek istiyorum yeryüzünde hiçbir millet türklerin yahudilere gösterdiği ilgi ve sevgiyi göstermemiştir bu geçmiş tarihtede böle idi mesela çok eskiden ispanyadan kovulmaları ve osmanlının kucak açması gibi veya yunanistandan kovulmaları gibi ve gariptirki biz bunu müslüman bir ulus olmamıza rağmen yaptık onlar bize çok şey kattı bizde onlara ben yahudileri severim gizli bir hayranlığımda vardır Ancak her kesimde olcağı gibi onlardada bizdede bunun değerini bilmeyenler vardır ve daima olacaktır SEVGİ VE BARIŞ İÇİNDE YAŞAMA DİLEĞİYLE


emine tan IP: 85.97.117.xxx Tarih : 13.09.2008 17:12:47

mrhaba insanım diyen herkese bende türküm ama önce insnım önemli olanda insn olmak değilmidir.geçmiştende bugünde geleçekten de savaşlar olmuş oluyor ve olacaktır haklı haksız bir sürü insanlarımız madur oluyor ben insan olarak bunlar olmasın ve yaşanmasın istiyorum ve diliyorum.günümüzde cıkar için bir sürü insanlar ölüyor ve oldürüyor keşke yaşanmasa ve yaşamasak hepimiz bazı haksızlıklra karşı çıkalım gerçekleri konuşalım konuşulsun geçmişide bugünüde gelecekten olanlarıda konuşmak ve hataları tekrarlanmaması için saygılarımla


nazan IP: 78.181.14.xxx Tarih : 14.09.2008 19:15:15

bunlar romantik laflar ve romantik kitaplar halepçe katliamındaki bombaların menşeileri hangi ülkenin onu biliyormu bu hanım efendi yada filistindeki olan zulümü biliyormu bu ülkede en çok ne satar ya türkçülük ya dincilik sadece bunu çok iyi biliyor bu kurnaz abla evet biz onlara çok iyi sahip çıkmışız ama babamızın hayrına degil biri tavşan kaç demiş digerinede tazı tut demiş yani yine emir büyük yerden gelmiş hep birileri emir verir bizde sahip çıkarız çok vicdanlıyızda neden bosna savaşında insanlar daglara kaçtı bebekler neden donarak öldü neden sınırı 2 adam boyunda tellerle çevirdik holladalı askereler ufacık ilk okul ögrencilerini öldürürken nerdeydik yada yada yada daha bir sürüüüüüü yadalar var onun için kendimizi inisiyatifli bir millet gibi göstermenin alemi yok önce insan olmak gerek sonrası zaten gelir


deli_balta IP: 85.98.81.xxx Tarih : 11.09.2008 19:13:00

kitap indirilmiş tüm dinler müslümandır.şu veya bu nedenle kimse islam dinine mensup ğlmayanları hakir görmesin.Ben ancak vatanımıza kastedilirse başka din mensuplarına karşı çıkarım.bırakın şu 3 günlük dünyada birbirimizi severek yaşayalım.saygılarımla


özdemir köksal IP: 87.78.17.xxx Tarih : 11.09.2008 23:39:32

simdi benim kafam karisti.ben sahsen bir türk,bir müslüman olarak yahudi toplumuna karsi sempati,saygi ve sevgim vardir.yukarida okudugum roman ,hikaye yada neyse bizim toplumu genellemis.bence yanlis ikincisi bu yazi yasanmis bir olay midir yoksa bir hayal ürünümüdür.benim anlamadigim bu insanlardan vergi istenmis. yahudi olduklari icin mi yoksa zengin olduklari icin mi? bilen birinden cevap ve yorum bekliyorum.yaradilani severim yaradandan dolayi.herkeze saygi ve sevgilerimle.