19
Nisan
2025
Cumartesi
ANASAYFA

DTP'nin şahinleri, PKK'nın sonu

Son günlerde bazı DTP il ve ilçe örgütlerinde, Abdullah Öcalan’ın sağlık durumunun bozulduğu iddiasını ve PKK’ya yönelik sınır ötesi operasyonları protesto etmek amacıyla açlık grevleri yürütülüyor.

Ayrıca 42 ilden yola çıkacak gruplarla Diyarbakır’a buluşacak olan DTP’liler 6 Şubat’ta Şırnak’a geçerek sınıra kadar yürüyüş düzenleyecekmiş.

”Demokratik çözüm yürüyüşü” adını verdikleri bu eylemlerinin amacı ‘barış’ taleplerini dillendirmekmiş.

DTP’nin ve öncesinde onun devamı niteliğinde olduğu partilerin, insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve barış gibi evrensel değerleri ifade eden talepleri eskiden çok daha fazla taraftar bulurdu.

Zira son birkaç yıl öncesine kadar Türkiye, insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi konularda hem içeride hem dışarıda ciddi eleştirilere maruz kalıyordu.

Dolayısıyla DTP’nin bu talepleri, ülke içinde ve dışında Türkiye’nin demokratikleşmesini isteyen geniş çevrelerin talepleriyle örtüştüğü için bu parti ile aynı kulvarda görünen geniş bir kesim vardı.

Türkiye, demokratikleşme konusunda adımlar attıkça ve konudaki çabası ve samimiyeti ortaya çıktıkça DTP yalnızlaştı. Türkiye’de büyük bir aydın ve sanatçı kitlesinin desteğini yitirdi.

Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde daha önceden gördüğü güçlü desteği kaybetti. Ve tabiî ki içeride büyük bir taban erimesi yaşadı.

DTP’nin son eylem gerekçelerine bakıldığında onların taleplerinden de anlaşıldığı üzere somut olarak dillendirdikleri iki talep var; Abdullah Öcalan’ın durumu ve operasyonlara son verilmesi.

Tabi aslında Öcalan ile ilgili asıl talepleri serbest bırakılması. Ancak bunun mümkün olmadığını bildikleri için sağlık durumunun kötü olduğu iddiasını dillendirmektedirler. Dünyanın en demokratik ülkesinde bile Öcalan konumundaki bir kişinin serbest bırakılamayacağını aklı başında olan herkes bilir.

Ayrıca yine dünyanın en demokratik ülkesinde bile askerini, polisini ve de sivil vatandaşlarını öldüren bir terör örgütüne karşı o ülkenin askeri güç kullanacağını, kullanması gerektiğini bu hakkının meşru hatta söz konusu örgütün insanların canına kast ettiği için bu operasyonun aynı zamanda ‘insan hakları’nın da bir gereği olduğunu herkes bilir.

Dolayısıyla DTP’nin bu eyleminin ve taleplerinin insan hakları, demokrasi ve barış kavramlarıyla açıklanamayacağı hatta bilakis bu evrensel değerlere ters düştüğü de gün gibi ortada.

DTP’nin özellikle yaklaşık 1 yıldan bu yana giderek şahinleştiği, gündemi, siyaseti ve bu partiyi takip eden hemen herkesin ortak kanaati. Tabi bu süreç aynı zamanda PKK’nın da eylemlerini yoğunlaştırmasına paralel düşüyor.

Yani PKK ve DTP eşzamanlı ve eşamaçlı olarak Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışıyor. Dillendirdikleri konu tabiî ki her zamanki gibi barış ve demokrasi vs. Ama yine dikkat edileceği gibi hükümet, toplumsal barışın ve demokrasinin güçlenmesi konusunda adımlar attıkça bu talepler yoğunlaşıyor.

Yani DTP aslında Türkiye’nin demokratikleşmesini falan istemiyor. Çünkü PKK istemiyor. Çünkü Türkiye demokratikleştikçe PKK eriyor. PKK varlığını sürdürebilmek için Türkiye’nin ‘sertleşmesini’, anti-demokratikleşmesini istiyor. İnsan hakları ihlallerinin artmasını istiyor.

Artık herkesin mütabık olduğu bir konu varya; PKK, 12 Eylül askeri darbesinin bir ürünüdür diye. İşte bu darbenin yarattığı sonuçlar ortadan kalktıkça PKK da yok oluyor.

Ve PKK yok olmamak için aynı ortamı istiyor. DTP de siyasal platformda bu amacın gerçekleşmesini sağlamaya çalışıyor. PKK’nın da DTP’nin de iddiaları bu tezin aksi bile olsa artık bunu herkes görüyor.

Dolayısıyla bir zamanla PKK ve DTP ile yan yana gözüken içte ve dışta geniş bir kesim artık Türkiye’nin yanında yer alıyor.

Elbette DTP içinde de Türkiye’nin demokratikleşmesini isteyen kesimler var. Hatta PKK’nın da içinde o arzuları güdenler vardır. Ama göründüğü kadarıyla onlar PKK’da da DTP’de de susturulmuş vaziyetteler.

DTP içinde veya dışına itilmiş olan, Kürt sorununa dayalı politika üreten çok sayıda kişi vardır. Bunların içinde gerçekten Kürt sorununa demokratik çözümler üretilmesi konusunda ciddi çabaları olan kişiler de vardır. Ancak DTP’nin son kongresinde Ahmet Türk ve ona yakın olarak tanımlanabilecek isimlerin geri plana itilmesi ve siyaset sahnesinde adı sanı bilinmeyen bir ismin Nurettin Demirtaş’ın tek aday olarak seçime girip genel başkan seçilmesi DTP’de ‘şahin’ kanadın hakimiyetinin tescili oldu.

Bu durum isimler nezdinde genel seçimler öncesinde de ortaya çıkmıştı. Uzun yıllardan bu yana aynı camia içinde siyaset yapmış olan ancak PKK’nın her söylediğine gözü kapalı ‘başüstüne’ demeyecek kişiler -3-4 isim hariç- DTP’nin listelerinde yer almadı.

Kürt siyasi camiası içinde Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Akın Birdal ve Hasip Kaplan gibi birkaç isim hariç amiyane deyimle siyasi olgunluk anlamında ‘çocuk’ diye nitelendirilebilecek kişiler bugün Meclis’te güya Kürtler adına siyaset yapıyor ve sözümona Kürt sorununu çözmeye, toplumsal barışı sağlamaya çalışıyor.

Tabi bu isimlerin PKK’nın sözcüsü gibi davrandıkları ve her türlü davranışlarının PKK’nın amaçlarının gerçekleşmesine yönelik olduğu gün gibi sırıtıyor. Ve PKK’nın da Türkiye’de, Kürtler dahil hiçbir kesim için ‘iyilik’ istemediği artık hemen herkes tarafından anlaşıldığı için bu DTP’lilerin de söyledikleri her sözcükten kuşku duyulur hale gelinmiştir.

Özellikle Diyarbakır’da yaşanan son bombalama eylemi son 25 yılda yaşanan çatışmalardan en büyük acıyı çekmiş olan ve bugüne kadar acılarının müsebbibi olarak devleti gördükleri için her daim DTP ve öncesi partilere yakın duran Diyarbakır halkında da büyük bir dönüşüm yarattı ve daha da yaratacağı benziyor.

Ağabeyi PKK saflarında olan bir gencecik kızın, yine babası, ağabeyi veya bir başka akrabaları PKK’ya üyelik veya yardım yataklık suçlamalarıyla cezaevinde bulunan çocukların ve gençlerin PKK tarafından gerçekleştirilen bir bombalama eyleminde hayatlarını kaybetmeleri, bugüne kadar bu örgüte sempatiyle yaklaşan ve dolayısıyla DTP’ye oy vermiş olan geniş bir kesimde büyük bir hayal kırıklığı yarattı.

Bu çevredeki bir çok kesim bu bombalama eylemini anlamlandıramıyor. Son birkaç yılda yaşananları biraz iyi analiz edebilen herkes bunu normal karşılayacaktır. Hatta bu veya buna benzer olayların yaşanması da sürpriz olmayacaktır.

Zira yukarıda da belirtildiği gibi PKK’nın şiddet ortamından beslendiği artık çırıl çıplak ortadadır. Ve yine şiddeti körüklemeye çalıştığı da.

İşte Türkiye, PKK’nın bu tuzağına düşmedikçe, bir yandan silahlı kuvvetleriyle ülkeyi ve halkı korumak için mücadele verirken öte yandan demokratikleşmeye yönelik çabaları sürdürdükçe PKK giderek kendini vurmaya başlayacaktır.

Bunun örneğini Türkiye yıllar önce yasadışı sol örgüt DHKP/C ve diğerlerinde yaşadı. Özellikle 1 Mayıs ve benzeri günlerde başta DHKP/C olmak üzere yasadışı bir çok sol örgüt Türkiye’nin bir çok metropolünde adeta gövde gösterisi yaparlardı.

Onlar da varlıklarını insan hakları ihlalleri, anti-demokratik uygulamalardan alıyorlardı. Ve ne zaman ki insan hakları ihlalleri ve anti-demokratik uygulamalar azaldı, ne zaman ki karakollarda işkence iddiaları gündemden düştü onlar da yok olmaya doğru gittiler.

Ve artık taban bulmak için halka sunacakları bir şeyleri olmayınca, halk onları aralarına almayınca kendilerine yöneldiler.

Son ses getiren eylemleri o olmuştu. Örgütler, kendi militanlarını sempatizanlarını açlık grevine ve ölüm orucuna yatırdılar. Varlığını sürdürebilmek için militanlarını kurban eden örgütler birer birer yok oldu.

PKK’nın sonu çok farklı görünmüyor…

Ahmet Yılmaz-Kenthaber
Yayın Tarihi : 22 Ocak 2008 Salı 18:04:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
kiraz IP: 163.156.240.xxx Tarih : 23.01.2008 14:46:13

hangi kiliga burunurse burunsunler.isterdtp olsunlar isterse baska parti kimse abdullah ocelani ordan cikartamaz.cikti gun ben canli bomba olmaya hazirim kaybettigimiz sehitler icin.


oflu fatih IP: 88.78.184.xxx Tarih : 23.01.2008 12:45:08

AHMET YIZMAZ BEY YAZINIZI SON NOKTA SINA KATAR OKUTUM NEHIKMETTIR BILMEM AMA SÜPER BIR YORUMLAMA VE PKK LI LARIN NEYE HIZMET VE NEYI AMACLATIKLARINI NOKTASINDAN VIRGÜLÜNE KATAR KIMSENIN ANLAMA ZORLUGU CEKMIYECEK SEKILTE AKTARMISSINIZ TEBRIKLER INSAALALAH BILGI ETINMEK ISTEYENLER YAZINIZI TIKKATLE OKUR ÖRNEGIN V:YILMAZ DIN KONUSUNUN D SIYOK BEK KARDESIM YORUM NEREYE AIT: AHMET YILMAZ BEY EYER BU MAKALENIZLE YOLA CIKAR ISEK DTP LI PKK YANTDASLARI YANI MILLETVEKILLERI SORGULANMASI TAHA DOGRUSU YARGILANMASI GEREKMIYORMU ILLAKI DAGA CIKIP ASKERMI SEHIT ETECEKLER TAHA BERBATINI ADAMLAR YAPIYOR DOGULU VATANDASLARA KIN NEFRET TOHUMLARINI ATIYORLAR SANKI KÜRTLER TC VATANDASI DEGIL UZAYTAN TÜRKIYEYE GELMIS AYRI BIR MILLETMISLER GIBI VATANDASA LANSE ETILIYORLAR DTP TARAFINDAN NEDEN. DÜGMEYE BASILMIYOR SIYASET ARENASINDAN KANUNEN YOK ETILMIYORLAR BU SAHSIYETLERIN TCBMM ILISKILERI KESILMESINI UZATIYORLAR SAYGILAR OFLU FATIH GERMAYN


mahmut ozturk IP: 212.42.111.xxx Tarih : 23.01.2008 16:55:06

bir gun bu hainlerden hesap sormasam namerdim bir daha cocuklari baba aneleri babalari evlatsiz birakan teror orgutu ppk nin gokunu kazimasam iste ozaman namedim


V.Yilmaz IP: 91.65.234.xxx Tarih : 23.01.2008 04:26:51

Bakin su vicdansiz bebek katillerine nasilda birbirine yakisiyorlar.Biri kudesten Idare eder, biri de meclisten demokrasiden bahseder dururken, bizimkilerde kimi Dini siyaset ederek kimi Coban sürüsünü daglada otlattiktan sonra geri dönerken getirdigi sürünün yarisinin farkinda olmayarak kayboldugunu güdenlerden ne bekleyebiliriz. Saygilarimla:Yilmaz


V. Yilmaz IP: 91.65.234.xxx Tarih : 23.01.2008 19:53:52

Sayin Davadas Kardasim OFLU FATIF: ne yapabilirim ki baska Bizler Bizi yönetenlere karsi koymak amaciyle cikmiyoruzki sokaklara. ne yaparsin iste Bizim yöneticiler ancak Türklügü savunanlara karsi direnip iki ermeni boguntusuyla ücPkk liyi Devletimize habire durmadan hakaret ettiriyorlar.Katlanilacak gibi degil. Fatih benimle tanismak istersen ben E.Postami yaziyim Bende Karadereliyim. E.Mail. veyselyilmaz@web.de Saygilarimla.Sayin Media yayinlarsaniz sevinirim cünkü bir arkadasima ulasmam lazim.


07 IP: 88.248.49.xxx Tarih : 23.01.2008 13:29:27

yeter artık ya bunları dinlemekten bıktık elde hiç bir zaman sonuç yok yazıkki bizim halkımız bunları dinliyor ve inanıyor araya biraz türban haberi girdi millet onunla oyalanıyor ve bizim askerlerimiz şehid olmaya devam ediyor bu vatan için onlar ölüyor biz burda türban haberi dinliyoruz


senol german IP: 88.242.218.xxx Tarih : 23.01.2008 20:37:39

sayın yılmaz tespitleriniz son derece doğru sizi tebrik ediyorum.ama benim üzüldüğüm nokta bu coğrafyada yaşayan nice savaşlar görmüş omuz omuza mücadele vermiş bu vatanın çeşitli etnik kökenden gelen her vatandaşının dedelerinin kanlarıyla oluşmuş bu türk bayrağı altında birleşmiş türk ulusunun şanlı insanlarının etnik kimlikleriyle ayrıştırlmaya çalışılmasını ve bu oyuna kürtlerin tarih boyunca dış odakların oyuncağı olmasını hayretle karşılıyorum bu vatan hepimizin şu anda yapılan kürt milliyetçiliyle türkiyeyi bölme noktasına getirilmek istemesini de hayretle ve esefle izliyorum.ben arnavutum ama "ne mutlu türkim diyene "


I.Akdogan IP: 89.166.156.xxx Tarih : 23.01.2008 20:49:17

Pkk nin sonunun gelmesini cok gecikti mecliste covalmiya basladilar Türük miletini sabri bir yere kadar dir. acik acik Pkk prpogandasi yapiyolar meclisde. seyitlerimizin kemikleri sizliyor. yurt disinda sesleri cikmiyo artik .Biz yurtdisndaki türklerin de etkisi oldu .


Aylin Eysa IP: 81.214.41.xxx Tarih : 23.01.2008 18:19:21

Sayın kardeşler.Bu insanlar bunca kişi katledilirken neredeydi Neden o zaman canlı kalkan olmayı istemediler pkk cinayetlerini sürdürürken hiç birisi dur demedi. Şimdi yaptıklarının manasına gelince bu apaçık pkk cinayetlere devam etsin,rahatlıkla esrar eroin satsın,gencecik insanlar ölsün,aileleri acı içinde depreşirkene bu işin başındakiler kırallar gibi ayaklarını uzatıp bir eli yağda bir eli balda yaşasın demektir.Ya insanlar eskiden ailelerinden bir hırsız-bir esrarkeş-bir katil çıkınca utanır,utançlarından kimsenin yanına çıkamazlardı.Devir amma değişti.Şimdi yüzsüzce marifet yapmışlar gibi dolanıp duruyor ve hatta ortalık yerlerde bağıra çağıra delleniveriyorlar.Yarın kendilerine lazım olacak halkı işine götürüp getiren otobüsleri yakıyorlar.Kürtmüş Türkmüş bakmadan İnsanlar ölsün diye sağa sola bomba koyuyorlar.Halis mulis bir Kürt olarak, akrabalarının büyük bir kısmı hala Gaziantep ve Diyarbakır'da yaşayan birisi olarak insana kıyan herkesi,insanları zehirleyen herkesi,insanların huzurunu kaçıran herkesi,ve bu ahlaksızlıklardan nemalanan herkesi kınıyorum.İster bir dine bağlı olun isterseniz ateist olun.Allah bunun hesabını çok şiddetli bir şekilde soracaktır.Hem bu dünyada hem ahirette bu kötülükleri yapanlar asla huzur bulamayacaklardır.Kötülüklerinizi saçmanız için elinize verilen zaman sizleri aldatmasın.İlahi adaleti ve öldürdüğünüz aslında kardeşleriniz olan insanların, öldürdüğünüz masumların ahının üstünüzde gezindiğini aklınızdan bir an bile çıkarmayın.