Evdeki gül gibi kadın niye aldatılır?

Psikoterapist Çağatay Öztürk, son dönemde artan aldatma vakalarını yorumladı

Son dönemde güvendiğimiz dağlara karlar yağdı. Mutlu aile tablosuyla dikkat çeken ünlü anchorwoman Defne Samyeli de aldatıldı ve boşanacağını açıkladı.

Hülya Avşar, Zuhal Olcay gibi isimlerden dolayı kulağımız alışmıştı bu tarz haberlere ama son kalemiz de elimizden gidince ne yapacağımızı şaşırdık. Biz de Psikoterapist Çağatay Öztürk’ün kapısını çaldık, aldatılmamak için ne yapmak gerektiğini sorduk.

Niçin aldatırız?

Erkek için bunun 3 sebebi var; Kendini eksik hissetme, cinsellikte farklılık arayışı ve monotonluk. Son yıllarda bana gelen vakalarda en çok gördüğüm şey ise cinsel arayış. Erkek, cinsel anlamdaki farklılık ve çeşitliliği karısıyla yaşayamadığı zaman dışarıda biriyle yaşama arzusu hissediyor.

Kadın ise genelde duygusal aldatma yapıyor, inat olsun diye. Cinsellikten ziyade, kafasını omzuna yaslayabileceği bir erkekle aldatmayı seçiyor.

Kadınların yaptığı en büyük hata ne?

Kadınlar bir süre sonra anne rolüne bürünüyor. “Karım peşimde ilaçlarla dolanıyor ya da vitaminini aldın mı diye 3 kere arıyor” diyenler var. Anne ve eş olma kimliğini karıştırdığınızda, erkek bilinçaltında annesiyle seks yapmak istemiyor. Çünkü seksin içinde hayvanilik vardır. İlişkilerde 3 ana ayak var: Zihinsel iletişim, fiziksel iletişim ve ruhsal iletişim. Belli bir yaştan sonra seks monotonluk kazandığı zaman geriye kalan diğer iki ayak ilişkiyi diri tutar. Ama Dr. Mehmet Öz’ün dediği gibi yılda 700 kez seks yapın diye bir şey yok, o zaman sabah akşam seks yapalım. 35 yaşına kadar haftada 3 kez normal; 40 yaşından sonra ise erkekte andropoz ve kadınlarda menapoz başladığı için haftada bir de olur. İdeal yaş farkı ise 5’tir.

Defne Samyeli gibi dört dörtlük kadınlar niçin aldatılıyor; işi, çocukları var, iyi bir eğitim almış ve de güzel bir kadın?

Erkek, ben bu kadar mükemmel bir kadını hak etmiyorum diyor. Hepimizin ucuz tarafları var. Herkes pirüpak bir tavır sergiliyor ama değiller. Böyle olmasaydı koskoca ABD Başkanı Bill Clinton, oval ofiste oral seks yaptırırken yakalanmazdı. Erkek o ucuz tarafını gidip daha alt seviyedeki, daha basit bir kadının yanında yaşıyor. Karşı tarafı gölgede bırakma duygusuyla yapıyor bunu. Bir de tabii Defne Samyeli gibi anchorwoman seviyesine ulaşmış, hem entelektüel anlamda hem fiziksel anlamda belli bir birikimdeki insan, eşini bazı konularda farkında olmadan da olsa ezebiliyor. Öyle olmasa bile kocası ezildiğini zannediyor. O yüzden de, kendini daha güçlü hissedebileceği biriyle beraber oluyor... Monotonluk ve erkeği ihmal de aldatılmanın en önemli sebeplerinden biri. Erkeğin egosunun kadın tarafından biraz da olsa okşanması gerek.

Sadece bir kez aldattıysa affedin

Son yıllarda daha da arttı ama bu aldatma vakaları, o neden?

Çünkü kadınlar artık kendilerini özel tepsilerde sunuyorlar, çok ucuzladırlar.

Evli erkeğin kıymete binme durumu da var ama değil mi?

Evet o da var. Ben ünlülerin aldatılmasına hiç şaşırmıyorum. İnsanların da şaşırmaması gerek. Çünkü oradaki dert sadece o erkekle beraber olmak değil Defne Samyeli’nin kocasıyla beraber olmak. Kendince Defne Samyeli’yi alt ediyor orada.

Erkeğin psikolojisi tam olarak nasıl, Eren Bey ne düşünüyordu sizce?

Şöyle ki, Hülya Avşar aldatılmayla çok gündeme geldi ve diğer kadınlar da “Hülya Avşar bile aldatıldı” deyip durumu normalleştirdiler. Ama Defne Samyeli olayında özel bir durum var. Erkek “Ben bu özelliklerde bir kadını hak etmiyorum. Kendimi eksik hissediyorum” diyor ve kendini eksik hissettiği için egosunu böyle tatmin etmeye çalışıyor. Aslında erkek karısını kaybetme korkusu yaşıyor. Yani Eren Bey belki de Defne Hanım’ı kaybetme korkusu yaşıyordu. Maddi olarak da bazı şeyler inişe geçmeye başladığı için “Defne ya beni bırakırsa?” diye düşündü. Terk eden insan terk edilmekten korkan insandır. Düşünsenize, ben bakışlarınızdan beni kovacağınızı anlasam kalkar burayı hemen terk ederim. İçgüdüsel bir şey.

“Aldatıyorum ama karımı seviyorum” diyen erkek doğru mu söylüyor?

Aldatmayı ben neye benzetiyorum biliyor musunuz? Boynunuzdaki çok değerli bir mücevherin yere düşmesine. Aldatılan çiftlere de, aldatan erkeklere de buradan şunu söylemek istiyorum: Eğer sadece bir kez aldattıysa bitirmeyin. O zaman herkesin robot gibi olması lazım. İnsan hata da yapabilir. O boynunuzdan düşen mücevheri çamura düştükten sonra da alıp, temizleyip kullanabilecekseniz ve bunu yaşarken eşinizin başına kakmayacaksanız ayrılmayın.

Defne Samyeli’ye ne tavsiye edersiniz?

Türkiye’den uzakta, tanınmadığı bir yere gidip kimseyle konuşmadan, kendini, eşini ve ilişkisini (yanına aile fotoğraf albümlerini de alarak) değerlendirmesini ve öyle karar vermesini öneriyorum. Eşi söylediği gibi pişmansa da bir şans daha vererek evliliğini kurtarması gerektiğini düşünüyorum.

Aldatılmamak için yapılması gerekenler

- İlişkiniz monotonlaştıysa hareketlendirin; çocuk yapın, eve bir köpek alın ya da eşyaların yerini değiştirin.

- Şehirde bile olsa bir geceyi, bir hafta sonunu kocanızla otelde geçirin.

- Kocanıza annelik, ablalık yapmayın.

- Erkek eve geldiği zaman huzur arar. O huzur ortamını sağlamak için ne gerekiyorsa yapın. Şikayetçi olmak yerine sorunu ortak çözme yolunda ilerleyin.

Ünlüler dünyasında yaşananlar...

- Haluk Bilginer- Zuhal Olcay: Dikkat ettiyseniz Aşkın Nur Yengi, Zuhal Olcay’ın biraz daha genç versiyonudur. Haluk Bey, bilinçaltında Zuhal Hanım’ı yaşatıyor bu ilişkide. Öyle kolay değil alışkanlıkları bir çırpıda yok etmek.

- Sibel Can- Sulhi Aksüt: Sibel Hanım’ın Sulhi Bey’in borçlarını kapadığına dair çok fazla yazı çıktı. Kadın erkek için böyle bir şeyi yapıyorsa adam, kiralık adam pozisyonuna düşüyor. O zaman da kendini kötü hissediyor ve kendini ispatlama çabasına giriyor.

- Gülben Ergen- Mustafa Erdoğan: “Mustafa asla aldatmaz” diyerek aslında ilişkisini korumaya çalışıyor. Yani “Benim çocuğum bana yalan söylemez. Benden habersiz cüzdanımdan para almaz” diyen bir anne gibi.

- Oya Germen- Neco: Gitti bir sürü estetik ameliyat yaptırdı. Çünkü aldatılmasının nedenini kendisinde arıyor. İstediği kadar güzel olsun, adam aldatacaksa gidip bir boşluktan faydalanıp aldatır.

Genç kadınla gençleştiklerini sanıyorlar

- Erkeğin aldatacağı kadını seçmesinde gençlik bir etken olabilir. Orta yaşa gelen erkeğin testosteron hormonunun azalmasıyla birlikte seksüel gücü de azalıyor ve genç kadına giderek bir anlamda kendi gençliğini geriye getirdiğini zannediyor. ”Genç kadının da hakkından gelebiliyorum, ona yetebiliyorum“ diye bir inanışı var bizim erkeğin.

- Bazı diziler var; mesela Aşk-ı Memnu, Unutulmaz... Türk toplumu bu diziler sayesinde dejenere edilmeye çalışılıyor. İnsanlar o dizilerdeki oyuncuları rol model alıyorlar ve “Normal, nasılsa dizilerde de var” diyorlar.

Timuçin Esen bu durumu lehine çevirebilir

Toplumdan starların mükemmel olması bekleniyor. Bir star 24 saat oyuncu olarak yaşamaya kalkarsa ruh sağlığını kaybeder. Kelepçelenme boyutu kantarın topuzunun kaçtığı yer. Ne olursa olsun diye haber yapılmaz. Bir insanın kariyerini bitirmeye yönelik bir haberse bunun kimseye bir faydası olmaz. Esen, bitmiş bir adam konumuna sokuldu. Günümüzde ne olursa olsun reklam oluyor. Kötü de olsa reklam bu. Timuçin Esen’in ismini öğrendim mesela ben bu sayede. Uzun vadede bu izler unutulur; Gülben Ergen’in kaset skandalı, Sibel Can’ın kayınpederiyle ağız dalaşı... Hepsi unutuldu. Bir süre bu imajı silmek adına o tarz görüntü vermemesi gerek. Yoksa her Timuçin Esen denildiğinde “Aa şu içkili gezen sarhoş adam mı?” olur. Bir süre dinlenip sadece işiyle geri dönmeli. Böylece artıya bile çevirebilir bu durumu. Ama hiç konuşmamalıydı. Ali Kırca’nın da görüntüleri yayınlandı mesela ama ne oldu, unutuldu gitti. Olaylar konuştukça pekişir.

- Levent Kırca: Daha çok dikkat çekmek adına kavga ettiğini düşünüyorum. Bilinçli yapılmış bir şeydir. Elini sanatçılar adına masaya vurdu. Yılların hiciv ustasının bu kadar kontrolsüz davranabileceğine inanmıyorum. Hande Ataizi’nin şemsiyeyle yaptığı kontrolsüz tarzı bir şey değil bu.

Çağatay Öztürk Kimdir?

İngiltere’deki Middlesex Üniversitesi’nden mezun olan Öztürk, yüksek lisansını da aynı üniversitede Psikanaliz alanında yaptı. Kod Adı İnsan adlı bir kitabı da olan Öztürk, yüksek lisans araştırmasını ise Oxford’da yaptı.