Türkiye önemli bir petrol ülkesi olsa ekonomisi nasıl olurdu?
"Oil curse" yani "petrolün laneti"ne inanlardan değilim ama büyük ihtimal "berbat" olurdu.
Neden mi?
Türkiye'nin dünyada neredeyse tekel konumda olduğu ender ürün fındığın başına gelenleri gördükten sonra Ortadoğu ülkelerini yüz yıldır yakan "petrolün lanetini" düşünemiyorum bile…
Dünya fındık üretiminin yüzde 70'ini tek başına Türkiye gerçekleştiriyor.
Fakat buna rağmen Türkiye'nin "akılcı bir fındık politikası" olmadığı için bırakın kar etmeyi birtakım "uyanık aracılar" dışında herkes zarar ediyor.
Tablo öylesine çarpık ki, neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
Fındığın esas tüketicisi dünya çikolata sanayii.
Yıllık ortalama talep 750 bin ton civarında. Oysa sadece bu yıl yanlış ekim politikalarından dolayı Türkiye'nin üretimi 900 bin tonu bulacak.
Siz buna bir de Toprak Mahsülleri Ofisi'nin depolarında bekleyen 650 bin tonluk stoku ekleyin, arz ve talep dengesizliğinin geldiği boyutu görün.
Bir ülke dünyada neredeyse tekel olduğu bir ürünü bu kadar mı vizyonsuz yönetir?
Haksızlık yapmayalım, bu çarpıklığın tek sorumlusu AK Parti Hükümeti değil.
Bugün karşı karşıya olduğumuz "fındık çıkmazı" hükümetlerin yıllardır sürdürdüğü popülist politikaların sonucu.
Oy uğruna verilen kontrolsüz destek çiftçiyi ihtiyaçtan fazla üretime teşvik etti.
Üretim arttıkça fiyat düştü, fiyat düştükçe çiftçi ağlamaya başladı ve hükümetler hazine kasasından depolarda çürütmek pahasına alım yaptı.
Türkiye yılda 2 milyar doların üzerinde ihracat geliri elde edebileceği mukayeseli üstünlüğe sahip olduğu fındıktan zarar etmeye başladı.
Öyle ki hükümetin bu yıl bütçeden TMO'ya aktardığı 4 aylık "görev zararı" 1 milyar 268 milyon TL. Toplam zarar şimdiden 3 milyar TL'yi buldu.
Ve işin kötüsü bu işten ne üretici memnun ne de tüketici.
Peki bu noktaya nasıl gelindi? Daha önce de yazdım kritik tarih 2006.
Çünkü 2006'da Fiskobirlik geçmiş yılların popülist yaklaşımıyla fındık alım fiyatlarını yukarı çekmek için uğraşırken Erdoğan iki önemli argümanla karşı çıkmıştı.
1- Fiskobirlik yüksek fiyattan fındık alarak stok yapıyor, bu fındıkların çoğu depolarda ya çürüyor ya da zararına yağlık olarak fabrikalara gönderiliyor. Devletin sırtına yüklenen fatura 1.5 milyar YTL. Bu da bir nevi hortumculuk!
2- "AK Parti Karadeniz'den oy alamaz" diyorlar "Türkiye biteceğine partim bitsin."
Ne oldu da üç yıl önce böylesine cesur çıkışlar yapan Erdoğan Fiskobirlik'i devre dışı bırakıp TMO üzerinden söylediklerinin tam tersini yapıyor?
Maalesef bu sorunun tek bir cevabı var seçimler, seçimler, seçimler!
Başka türlü hiç kimse kısa, orta ve uzun vadede hemen hemen herkesin aleyhine işleyen AK Parti hükümetinin fındık politikasını daha doğrusu politikasızlığını izah edemez.
Yok eğer petrol gibi fındığın da bir "laneti" olduğuna inanıyorsanız o zaman bir izah daha var. 1950'li yıllarda Türkiye'nin en büyük fındık tüccarı olarak iki defa iflasın eşiğine gelen Rum asıllı Trifonidis'in "Fındık Manifestosu".
Madem hükümetler yıllardır akılcı bir fındık politikası üretemiyor gelin Ulusal Fındık Konseyi'nin sitesinde de yer alan canı yanmış bir fındık tüccarının 1964 tarihli şu muhteşem manifestosuna kulak verelim.
1- Fındık dinsizdir.
2- Fındık imansızdır.
3- Fındık nikahsızdır.
4- Fındık kitapsızdır.
5- Fındık namussuzdur.
6- Fındık işini iyi bilirim de, yaparım da diyen delidir.
7- Fındık işinin ilerisini görürüm de yaparım diyen zırdelidir.
8- Fındığı elinde tutup satmayacak olursan yanlış yapmış olursun.
9- Fındık paran kadar mal alırsan ve hesaplı gidersen zarar etmezsin.
10- Fındıktan korkmayan Allah'tan da korkmaz.
11- Fındık hakkında konuşurken başkalarını dinle fakat tatbik etme.
12- Fındığın alış ve satışında fazla ısrar edersen, evvela malına sonra da canına mal olur.
Gel de "fındığın lanetine" inanma!
Bende bir fındık zedelilerden olarak şuanki fındığın durumu içler acısı ben bu sene fındığı toplamamayı duşunuyorum. Toplamazsam daha karlıyım.
Gönül hanım hislerime tercüman oldunuz.Ah KARADENİZ doyamadım sana doyamamda.Güzel insanlarım,yoksulluk içindeki mutlu insanlarım.Gülen gözler, mert sözler.Sen bunları haketmiyorsun.
Türkiye nin tarım ve tarım ürünleri politikası olmadığı gibi bir fındık üretim politikası da yoktur.Bu belirsizlik durum da Türk tarımı bir çöküntü içerisindedir.Ve her an dibe vurmak üzeredir.Türk tarımında deniz bitmiş duvara dayanmıştır.Türk tarımı üzerinde bu yanlış siyasi oyunlar ve Türk çiftçisini sadece oy potansiyeli olarak gören siyasiler Türk tarımını hasta adam durumuna getirmişlerdir.Allah fındığı verir ama kırmaz.İşte burada fındık üzerinde söz sahibi olanlar zamanında fındığın geleceğini düşünerek sahip çıkamadıklarından dolayı bu sorunlar yaşanmaktadır.Şimdi bu aşamada suçlu aramanın pek mantığı yoktur.Suçlular kendilerini biliyorlar.Suç kürk olmuş kimse giymemiş.Şimdi bu kürkü kimse giymek istemiyor.Zamanında fındık politikası belirlenmiş olmuş olsaydı şimdi fındık üreticileri bu yaşam işkencesini çekmemiş olacaklardı..Bizim Giresun un cömert hayır seven fındık üreticileri ve Fiskobirlik yönetimi fındığın Türkiye nin her tarafına dikimine izin vermeselerdi fındığa zamanın da sahip çıkmış olsalardı şimdi belki bu sorunlar hiç yaşanmamış olacaktı.Fındık Türkiye nin stratejik milli ürünüdür.Dünyanın fındık üretiminin yüz de yetmiş beşini Türkiye üretmektedir. Türkiye üretilen fındığın yüz de sekseni dış ülkelere ihracat edilmektedir.Eğer Türkiye fındık üretimindeki bu büyük gücü elinde tutmak istiyorsa bir an önce fındık üreticisinin sorunlarını çözmek zorundadır.Fındık üzerinde hala bazı kesimlerin siyaset yapması önlenmelidir.Bu kısır çekişmeler yüzünden asıl olarak Giresun halkı ve fındık üreticisi ile birlikte Türkiye ekonomisi büyük zarar görmektedir. Fındık üzerinde oyunlar oynanacak bir oyuncak değildir. Türkiye de üretilen fındığın yüzde sekseni ihracat edilmektedir. Türkiye ihracatının yüzde otuz ve kırkını fındık ihracatı teşkil etmektedir.Bu milli ürün üzerine fazla oynamaya gelmez. Çünkü dünyada Türk fındığının rakipleri çoğalmaktadır.Dünya çikolata sanayi firmaları Türkiye nin bu sorunları aşamayacağı düşüncesi ile fındık alım alanlarını genişletmek için Romanya,Bulgaristan,Gürcistan ve Azerbeycan a fındık dikimi yapmışlardır ve dikimleri teşvik etmektedirler.Bu durum ileride Türkiye nin fındık üretimdeki liderliğine son verebilir.Türkiye bu duruma karşı daha akılcı fındık politikalı üretmek zorundadır.Bu neden ile yaşanan bu sorunlara hemen acilen bir çözüm bulunmalıdır.Kaçan balık büyük olur ama, bu defasında fındık konusunda kaçan balina gerçekten çok büyük.Çünkü Fındık Türkiye için elinde küçük bir balık değil, büyük bir balinadır.Aylardır Giresun halkına ve fındık üreticisine bu sıkıntıları sorunları yaşatan siyasiler tarafından acaba nasıl algılanmaktadır. Gelecekte bir seçim olsa bu sıkıntıları ve sorunları yaşayan Giresun halkı ve fındık üreticileri kendilerine bu sıkıntıyı çektiren siyasilere yine oy verirler. Çünkü bu Türkiye siyasetinin bir gerçeğidir. Toplumlar layık olduğu biçimde yönetilirler.Biz buna layık mıyız bilmiyorum.Dünya da iki kişi fikrini değiştirmez bir deliler bir ölüler.
Akılın yolu açıktır.Giresun halkının fındık üreticisinin ve Fiskobirlik üzerindeki bu abluka kaldırılmalıdır.Kaçan balina gerçekten çok büyük..!Büyük balinaya büyük abluka yapıyorlar.Yazık oluyor benim masum Giresun halkına ve fındık üreticisine.
Cennet meyvesi elden gidiyor.Bu Giresun halkının ve fındık üreticisinin acı kayıptır.
Başınız sağ olsun.
Benim canım Karadeniz insanımız ne yazık ki, bu yazının ana temasının altına ister bilerek, ister bilmeyerek gizlenmiş olan psikolojinin eseri olarak zor durumdadır. Fındık bizim öz be öz kendi ürünümüzdür. Meselenin temelinde çok tabii olarak dünya fındık piyasasının tadının diğer ülkelerin iştahını kabartıyor olmasıdır. Karadeniz bütün dünyaca da kabul edilmektedir ki, fındıkla tanınır. Ancak gelin görün ki, fındıkla tanınan Karadeniz, fındığı avrupalılara kaptırmaktadır. Bir zamanlar Almanyadaki fındık borsasını Türkiyeye getirmek için mücadele veren 54. Cumhuriyet Hükümetinin başbakanı Erbakan'a ne yazık ki, en çok benim Karadenizlim karşı çıkmıştı. Şimdi ne oldu, fındık üzerinde "lanet" aramaya başladık. Hayırlı olsun. Böyle gidişle biz pek çok daha lanet buluruz. Asıl lanet, bizim aymazlığımızdadır. Şimdi benim Karadenizlim AB'ye girersek eğer acaba yiyecek fındık bulabilecek mi? Bırakın fındıkta dünyanın en büyük ürüticisi olmamızı. Bize milli politikalar lazım. Yerli politikalar lazım. Bize biz lazımız. Başka çıkar yol yok. Fındık Borsası Türkiyeye gelsin.
ortada lanet filan yok ortada bazı uyanıklar var bu uyanıklar her sene bir şekilde dışarıdan fındık ürünü getiriyorlar yada getrecekmiş gibi gösteriyorlar fındık fiyatı hesaplanırken bütün bu değerler göz önüne alınıyor bu yüzden fındık fiyatı düşüyor tüccar ucuza fındığı toplayıp daha büyük toptancılara satıyor git bir markete 100 gıram fındık paketlenmiş olarak al kaça alacaksın türkiyeye yabancı karteller girdikten beri zeytin fındık incir mısır buğday pek çok üründe aynı dümen yapılıyor halkı vatandaşı koruyan bir sistem yok zaten bunu yapanlar ya bakanın ya milletvekilinin ahpabı akrabası oğlu oluyor onların çıkardıkları yasalarlada bu gibi spekülasyonları yapmaları gayet hukuki hukuksuz bir durum yok üzerimizdeki tek lanet siyasi sistemimiz ve seçmek zorunda olduğumuz bencil ve dürüst olmayan insanlar
findigi bitirdiler toplamaya gerek yok bunu findikla ugrasanlara sorun .güzel koltukta oturup da konusanlar bilmez.
Fındık,Karadeniz'in 60 derece dik arazisinin bekçisidir.Fındık dışında hiçbir bitki,o sarp arazinin toprağını tutamazdı.Fındığı söküp kanola ekmek istediler.Fındık ağacı ortalam 15 yılda verimli hale gelir.Zor yetişir.Kanola denilen şalgam,yıllık bitki olup,o araziye ekilemez.Şalgam yağının zararlarını saymakla bitmez.Çünkü Karadenizin dik yamaç arazisinde mevsimlik tarım yapılamaz,yapılmaya kalkışılsa dağlar, taşlar,toprak kaymasından erir.Halk genetiği bozulmuş ,ailesinin genetik haritasını değiştirmekte olan hibrit buğdaydan yapılan bisküvi ,cips gibi yiyeceklere dünyanın parasını veriyor.Fındık bunların hepsinden daha ucuz,daha yararlı.Halkımız da topraklarımızın bu olağanüstü bitkisini korusa iyi olur.Sahil ve düz alanlarda sonradan dikilen fındıkların arasına da eskilerde olduğu gibi soya fasülyesi dikilebilir.Fındıklar bundan zarar görmez. dünyanın en güzel yeşil ve kuru fasülyesi Karadeniz'de yetişir.Aslında fındıklara zarar vermeden düz araziye dikilmiş fındık dallarına zarar vermeden salatalık,kabak,fasülye,hatta çiçek yetiştirilebilir.Tavşan yapılır.Üreticinin büyük heyecenlarla kurduğu FİKOBİRLİK yıllardır hırsız kemeler tarafından soyuldu,işlevsiz hale getirildi.Üretici yıldırıldı.
FINDIGIN ZAHMETINI ÜRETICI CEKIYOR KAYMAGINI DA TEFECI YIGIYOR.BU BÖYLE GELDI BÖYLE GIDECEK VE HIC BIR KIMSE DE BU DURUMU DEĞISTIREMEYECEK.YIGIN YIGEBILDIGINIZ KADAR BU DÜNYA SIZEDE KALMAZ BIRGÜN SIZDE GIRERSINIZ DOKUZ TAHTANIN ALTINA VE YEDIKLERINIZI KUSARSINIZ AMA ISISTEN GECMIS OLUR.O ZAMAN BIZDE SIZE YÜDEYÜZELLIDEN HAKKIMIZI HELAL EDERIZ TABIKI KREDINIZ OLURSA.
aynen katılıyorum o tefeci dediğiniz kişler vatan hainidir.ülke çıkarını geri plana attılat yıllardır sömürdüler.malatyadan yazıyorum .malatya kayısı'sıda dünya genelinin %80 ini karşılıyor.bu hırsızlara dur demek lazım nerde bu millet hani devlet politika nerde.kayısı malatyaya has bir meyve başka yerde yok.