İmralı fikir değiştirdi: Açılım hikaye

Abdullah Öcalan, 'Açılım hikâye, amaç PKK'yı tasviye etmek. Bundan sonra grup murup da gelmeyecek' dedi. Öcalan: Fransa'nın Korsika'ya tandığı hakları tanısınlar yeter

Daha önce Kürt açılımını destekleyici mesajlar veren PKK lideri Abdullah Öcalan, görüş değiştirdi. “Açılım hikâye, asıl amaçları PKK’nin tasfiyesidir” diyen Öcalan, bundan sonra hiçbir PKK’lı grubun teslim olmak için Türkiye’ye gelmeyeceğini söyledi.

Öcalan’ın haftalık görüşmesini yaptığı avukatları aracılığıyla gönderdiği mesajlar Fırat Haber Ajansı tarafından yayımlandı. Öcalan, kendisinin çağrısı üzerine Kuzey Irak’tan Türkiye’ye gelip teslim olan PKK’lılar için düzenlenen karşılama törenlerinin ardından hükümetin ‘açılım sürecine ara vermesi’ni değerlendirirken şunları söyledi:

“Bu grupların gelişi ve buna karşı Kürt halkının sahiplenişi hükümetin gerçek niyetini ortaya çıkarmıştır. Oraya sadece DTP ya da PKK sempatizanları değil AKP’liler de gitti. Hükümeti korkutan da budur. Kasım ayı içinde bir şeyler olabilir diyorlar ama göreceğiz. AKP samimi değil. Bu açılım sürecinin geldiği son nokta yine ‘alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete’dir. Erdoğan’ı ciddiyete davet ediyorum. Bundan sonra grup mrup da gelmeyecek. Gelmelerine gerek kalmadı.”

Erdoğan’ın DTP’nin tavrını “Böyle devam ederse sil baştan yaparız” diye eleştirmesine de değinen Öcalan şöyle dedi: “Sil baştan ne demek? Zaten bunların barış gibi bir niyetleri yok. Arınç’ın yaklaşımı biraz daha olumlu gibi. Arınç’a sesleniyorum. Bu AKP’nin yaptığı dine sığmaz, kardeşliğe de demokrasiye de sığmaz. Elli bin kişi ölmüşse orada savaş vardır. Savaş varsa ortada iki taraf olur. Ve barış da taraflar arasında olur. Bu barış grubunun gelmesiyle AKP’nin ne yapmaya çalıştığı açıkça ortaya çıkmıştır. Zaten benim grup çağırmamdaki amaç da buydu. Beni kullanarak meseleyi kendilerince halledeceklerini hesaplıyorlar. Beni bu amaçla kullanamazlar. Açılım hikâye, asıl amaçları PKK’nin tasfiyesidir.”
Kürt aydınları da eleştiren Öcalan, şunları söyledi: “Diyarbakır’da çocuklara Kürtçe öğreten bir kız vardı, ismi Medya. Türkiye’nin savcısı kız hakkında soruşturma başlattı. Senin savcın Kürtlerin anadilini öğrenmesine bile tahammül edemiyor, bu mu açılım? Diyarbakır utansın, Diyarbakır’daki aydınların kanı kaynamıyor, anadilini öğretmek bir küçük kıza kalmış.”

Öcalan çözüm içinse Korsika modeli önerdi: “Erdoğan geçmişte futbol oynamıştı, futbolu iyi bilir. Futbolda oyunun ortasında kurallar değiştirilmez. Erdoğan oyunun ortasında kendisi üç kural ihlali yapıyor. Bir yandan savunmada oynayacağım diyor, kaleyi koruyorum diyor, işte bunu tek devlet, tek millet, tek bayrak deyip yapıyor. Aynı anda orta sahada oynayacağım diyor. Yine aynı oyunda ileride oynayacağım, gol atacağım diyor. Bu da üçüncü kural ihlalidir. İşte bu açılımla ileride oynayarak Kürtlere gol atmaya çalışıyor. Ama Kürtler bu gölü yemez. Diyarbakırlılar futbolla ilgililer, iyi anlarlar. Tek devlet, tek millet, tek bayrakla bir sorunumuz yok. Kendilerine örnek aldıkları Fransa’nın Korsika’ya tanıdığı hakları tanısınlar yeter. Korsikalılara haklarını verdiklerinde Fransa’nın üniterliği mi bozuldu? Barış grubunun gelişinden de anlaşılıyor ki silah bırakma konusunda hâlâ PKK’yı ikna edebilirim. Ama ben artık karışmıyorum, üzerime düşeni yaptım. Ben buradan savaş kararı da veremem, vermem. Bu kararı sadece PKK’nin kendisi verebilir.”