Nur hareketinin Türk milliyetçiliğine hizmet etmesi, hem bu hareketin ruhuna hem de İslam'ın özüne aykırıdır
İslam dünyasında Batı kültürüne ve Batı modeli yaşam tarzına tepki gösteren en eski ve en etkin akım Nurculuktur. Modernitenin sosyal değerleri karşısında İslam dininin yeniden yorumu ve yabancı bir medeniyetin, hayatın bütün yönlerini etkisi altına aldığı bir çağda, Müslümanca yaşamanın fiilen mümkün olduğunu ispatlamaya çalışan bu akımın kurucusu Bediuzzaman Said-i Nursi’dir. Osmanlı döneminin doğu medreselerinde geleneksel eğitim alan bu zat, olağanüstü zekâsı, fıkıh ve kelam gibi İslam dininin temel alanlarına olan vukufu ile kendi zamanındaki ulemanın takdirini kazanmıştı. 20. asrın başlarında, her Müslüman düşünürün baş meselesi, Batı dünyasına maddeten ve manen mahkûm olan İslam âleminin nasıl kurtarılabileceğiydi. Bu konuda, zaman olarak kendisinden biraz önce, ancak bir bakıma çağdaşı sayılabilecek Cemalüddin Afğani ve öğrencisi Muhammed Abduh gibi İslam dünyasında iyice bilinen alimler de görüş belirtmişlerdi. İslam düşünce tarihinde bu iki düşünüre genellikle “reformcu” denir. Bunun sebebi, Batı kaynaklı modern bilimlere uygunluk sağlamak amacıyla bazı Kuran ayetlerini ve belki bir kısım hadisleri farklı tevil etmeleriydi. Said-i Nursi için “reformcu” tabiri pek kullanılmaz.
Said-i Nursi bu iki reformcunun bakış açısından farklı olarak, İslam dinini Batı değerleri karşısında kavramsal olarak savundu. İmkanlar dâhilinde yeni bilimleri öğrenmeye de çalıştı. Said-i Nursi, gerek İslami bilimlere vukufu ve gerekse Avrupa medeniyetinin esaslarını kavrama bakımlarından Cemalüddin Afğani ve Mıhammed Abduh’ten daha ehliyetlidir. Ancak üçünün de ortak yönleri, hem İslam felsefe tarihini hem de modernitenin felsefi esaslarını bilmemiş olmalarıydı.
Buna imkanları pek yoktu. Çünkü medreselerde felsefe maddesi uzun zamandan beri terk edilmişti. İbn Sina, İbn Rüşd gibi filozofların adları biliniyor ama eserleri bilinmiyor ve okunmuyordu. Diğer taraftan Batı dünyasında yeni gelişmekte olan müspet ve sosyal bilimlerin ana kaynakları Doğu dillerine henüz tercüme edilmemişti. Mevcut tercümeler de Batı mantalitesini köklü bir biçimde aktarmıyordu. İşte bu felsefi unsurun eksikliğinden dolayı, İslam’ın savunması yetersiz kaldı. İdeal mükemmel bir savunma, hâlâ bir beklentidir.
Ancak Said- Nursi’nin diğer çağdaş düşünürlerden farkı ve belki, geçmiş birçok İslam ulemasından farklı yönü, pratik yaşamda sergilediği mükemmel kişiliğidir. Yeni kurulmuş, adaletin pek tecelli etmediği Cumhuriyet’in mahkemelerinde, dimdik durmuş, görüşünü, inancını ve muhalefetini, eğip bükmeden, kendisine has bir vakar içerisinde dile getirmişti.
Bu pervasız ve nitelikli duruş, kendisini yargılayanları bile hayrete düşürmüş, onu mahkûm ederken, onun erdemli şahsiyeti, derin bilgisi, zihinsel yetenekleri karşısında küçülmüşler, ona saygı duymuşlardı. Hangi düşünceye mensup olursa olsun, bir insanın, Said-i Nursi’nin hayat serüvenini okuyup ondan etkilenmemesi, onun şahsına hayran kalmaması mümkün değildir. Garip olan şudur ki, yenilik ve doğruluk adına, adalet ve çağdaşlık uğruna onu yargılayan zihniyet, ona denk düşebilecek bir şahsiyet henüz yetiştirebilmiş değildir.
Ancak bu hayranlığımız onun görüşlerini eleştirmemize engel olmamalıdır. Çünkü dostluk ve hayranlık, nazariyelerde ittifakı gerektirmez. Bizzat kendisinin, kavramsal analizlerde görüş farkının doğal ve yararlı olduğu yönünde sözleri vardır.
Said-i Nursi’nin yazmış olduğu kitaplara genel olarak, “Risale-i Nur” veya “Risale-i Nur Külliyatı” denir. Bu kitapların dili, Osmanlıca’ya daha yakın olmakla beraber kendi devrinde kullanılan Osmanlıca’dan farklıdır. Yazar, medrese eğitimini Kürt diliyle aldığından ve Türkçe eğitimi almadığından, eserlerinde bolca Arapça kelimeler kullandı. Terimler peşpeşe mastar kipleriyle kullanıldı. Kendine has bir üslup olan bu ifade tarzının Arapça ve İngilizce çevirileri de farklı bir şekil aldı. Bu sebeple, Risale-i Nur’larda Türk dili kullanımı açısından edebi bir sanat aramak gereksizdir. Ayrıca yazar, Türkçe kelime haznesi bakımından bazen öyle zorlanır ki, bir kitabında “bir avuç zebib” diye bir ifade kullanır. “Zebib” Arapça bir kelimedir ve “üzüm” anlamındadır.
Siyasi hüviyet
Risale-i Nur münderecatı, İslam’a bir methiye ve moderniteye karşı bir savunma (apology) olmakla birlikte, 21. asırdaki bir Müslümanın yaşam rehberi olmaktan uzaktır. Çünkü, gayrı İslami kültürel unsurların ve pratiklerin egemen olduğu bir ortamda yaşayan bir müminin, İslamca yaşama endişesini sadece kavramsal grafiklerle kotarmak yeterli değildir. Mümin, çoğu zaman, bir hareketinin dine uygun olup olmadığını öğrenmek ister. Başka bir deyişle bir fıkıh otoritesinden fetva ister. Nur cemaati içinde bu tür otoritelere pek rastlanmaz. Bu hususu dile getirmemin bir amacı vardır. O da şudur: Genellikle barışçıl, şiddetten uzak, modern yaşam biçimiyle pek çatışmayan bir çizgi çizen Nurcular, daha özgür bir ortamda nasıl yaşayacaklar? Başka bir deyişle, laik rejimin baskıları altında mazereti olan bir İslami yaşamla iktifa eden bu cemaat, yarın iktidarın bir kısmını ele geçirirse, daha mükemmel olabilecek İslami bir yaşantıya nasıl geçecekler? Kendi içlerinde bir fetva makamından yoksun olduklarından, bu konuda hangi kaynağa başvuracaklar? Laik rejimin bir kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı’na mı, yoksa, El-Ezher gibi İslam âleminin diğer yetkin merkezlerine mi? Modern çağda İslamca yaşamanın kodlarını başka bir kaynaktan alacak olsalar, acaba hâlâ barışçıl, şiddetten uzak çizgilerini koruyabilecekler mi? Çünkü, dine uygun yaşamak adına modern yaşamla çatışan, tavır koyan ve hatta şiddeti mubah gören birçok İslami akım mevcuttur.
İkinci ve daha önemli bir husus ise, İslam dinini, bir ruh ve ahlak disiplini olarak takdim eden Nur hareketinin siyasi bir hüviyet kazanmasıdır. Günümüze kadar kendilerine ait, siyasi bir partinin olmamasına rağmen, siyasi tercihlerini kendilerine yakın partiler yönünde kullanmışlardır. Bu durum, Nur cemaatini siyasetin kirliliklerinden uzak tutmuştu. İslam âlemindeki diğer siyasi İslam hareketlerinde olduğu gibi, dine ve dindara malolan zararların failleri de olmamışlardı. Ancak, son on yılda Fethullah Gülen liderliğindeki Nur cemaati, yurtiçi ve yurtdışı okul, dersane ve diğer etkinlikleriyle siyasi ve ekonomik bir güç haline geldi. Bu güç, halihazırda, devlet yönetiminin karar merkezlerine kadar ulaştı. Devletin bazı kurumlarıyla geçmişin muhasebesi adına bir cedel içine de girdi.
Üçüncü husus bu hareketin görünen ve görünmeyen yönleriyle ilgilidir. Kendilerine ait eğitim kurumlarında Kemalist laik eğitimin tüm şartlarını yerine getirdikleri görünüyor. İddiaları da bu yöndedir. Ancak tarihi bir realite olarak, Said-i Nursi ile Mustafa Kemal arasındaki ihtilaf bilinir. Said-i Nursi’nin Kemalist reformları benimsemediği ve onlara karşı mücadele verdiği de bilinir. Bu yüzdendir ki merhumun hayatının uzun yılları hapishanelerde geçti. Birçok Nurcu hapsedildi, Nur eserleri yasaklandı. Gülen Nurculuğunun Kemalist çizgisi öyle bir noktaya ulaşmış olmalı ki, Bülent Ecevit gibi Cumhuriyet’in değerlerine bağlı bir devlet adamı bile ikna oldu ve bu okulları savundu. Acaba görünmeyen yüzü de böyle midir? Hiç de öyle olduğunu sanmıyorum. Nurcuları yakından tanıyan ve bütün Nur külliyatını okumuş biri olarak, Nur hareketinin Kemalizm’le barışmasını, zıtların buluşması olarak görürüm. Yoksa, bu durum hâlâ, “takiyye” denilen, korkudan dolayı içyüzünü saklama fenni midir? Yoksa bu Fethullah Gülen’nin Nur hareketine bir katkısı mıdır? Çünkü din gibi insanın ruhuna hitap eden mesajın saklanmaya ihtiyacı yoktur. Dürüstlük ve samimiyet isteyen bir dini hareketin, iki yüzünün bir olması gerekir. Nitekim bu hareketin kurucusu, en çetin şartlarda “takiyye” yapmamış, sözünü açık seçik söylemiş, mesajını evirip çevirmeden tebliğ etmişti. Muhaliflerinin görüşlerine meyletmemiş, verdikleri cezaya aldırmamış, ama onlardan büyük saygı ve takdir görmüştü.
Ümmet ve milliyetçilik
Dördüncü husus, Fethullah Gülen liderliğindeki Nur hareketinin ümmet prensibinden vazgeçip Türk milliyetçiliğini benimsemesidir. Said-i Nursi, İslam uğruna, inanç birliği uğruna, Kürt kimliğini terk etmişti. İslam davasına bu içten bağlılık, çok iyi fark edilmiş olmalı ki, onun birinci derecedeki şakirtleri Türk kökenlidir. Bu birinci nesil Nurcularda milliyet unsuruna pek rastlanmıyor. Nur hareketinin Türk milliyetçiliğine hizmet etmesi, hem bu hareketin ruhuna hem de İslam’ın özüne aykırıdır. İslam tarihi, kavmiyet esasına dayalı dini akımların, dine ve dindara ne tür felaketler getirdiğinin örnekleriyle doludur.
Nur hareketinin en büyük kaynağı, dünya nimetlerinden, bedensel hazlardan, şöhret ve kibirden uzak duran, davasını, en açık bir dille korkmadan ürkmeden tebliğ eden Said-i Nursi’nin şahsiyetidir. Bu şahsiyet olmasaydı Nur külliyatı, sadece teorik fikirleriyle bu etkiyi yaratamazdı. Çarmıha gerilmeyen İsa peygamberin, Hıristiyanlığı etkin hale getiremeyeceği gibi.
Nur hareketinin liderliğini yapmakta olan Fethullah Gülen’in de dünya hazlarından uzak, sade bir hayat yaşadığı biliniyor. Bu kişiliğiyle hem taraftarlarını cezbettiği hem de hayır sahibi mütedeyyinleri, davaya hizmet ve bağış yapmaya ikna ettiği doğrudur. Ancak davaya siyasi bir nitelik ve milliyetçi unsur katarak, Nur hareketinin mecrasını değiştirmiştir.
YASİN CEYLAN: Prof. Dr., ODTÜ Felsefe Bölümü
Cemaatten değilim, ama takdir ve teşekkürlerimi tüm nur cemaatine sunuyorum Kim ne derse desin engellenemez yükselişinizi hiç kimse durduramaz durduramıyor da Türk bayrağını ve türk kalitesini dünyanın en uzak çoğrafyasında dalgalandıran bu cemaatin önünde saygıyla eğiliyorum ALLAH RAZI OLSUN
Serkan kardeş söylediklerine katılıyorum.Bilinen şu ki insanlar bilmedikleri konularda atıp tutmayı çok seviyor.Nur cemaatini çok iyi tanıyorum. Tek amacı İnsanın sahip olduğu imanı daha üst seviyeye çıkarmak, genç nesillleri kötülüklerden uzak tutmak. Tamamennnn ahirete yönelik. Siyasetle en ufak bir iştigal söz konusu değil. Ben bu cemati çok iyi tanıyan birisi olarak '' Türk düşmanlığını, ırkçılığı, devletin bekasına yönelik en ufak bir tehlikeyi göremedim. Bu adamlar nasıl oluyorda dışardan bakıp 'bekara karı boşamak kolay' misali bol keseden sallıyorlar. Ben Türkoğlu Türküm!! ve İslamın ögördüğü çerçevede milliyetçiyim.Nasıl oluyor da bu cemaatlerin Türk düşmanlığını göremiyorum.Neden Said Nursi'nin en ileri gelen talebeleri Türk ?. Zaten İslamiyet her milletin kendisini benliğine sahip çıkmasını, inkar etmemelerini istiyor.İslamiyet insanlardan ölçülü millyetçilik ( Kendi benliğine sahip çık ama başkalarından üstün görme) yapmalarını istiyor.Bence Nurculara ateş püskürenler ilk önce cemaatin içine bir girsinler meselenin dışardan bakıldığı gibi olmadığını görsünler sonra yorum yapsınlar.Tekrar söylüyorum amaç sadece ''Ahiret mutluluğunu kazanmaya çalışmak'' Olay bundan ibaret. Aklınızı gözünüzden çıkarıp kalbinize yerleştirin daha güzel görüceksiniz. Çünkü göz bazen görmeye yetmiyor.Saygılar.
Nurculuğun ya da tarikatçılığın ne milliyetçiliğe ne de Tanrı inancına bir pozitif katkısı vardır.Tanrı inancında esas alınan rehber,bağlı bulunulan dinin bizzat kendi kitabı ve insani vicdandır.Bu anlamda Kuran ı Kerim in hiç bir yerinde tarikat ya da nurculuk diye bir bölüm yoktur.Biri çıkıp ben böyle yorumladım kitabı benim görüşüme göre inceleyeceksiniz öyle anlayacaksınız derse en büyük küfürü etmiş olmaz mı?Ya kitaba göre inanırsın ya da inanmazsın.Eğer her isteyen bir yorum yaparsa bölünme kaçınılmaz olur.Bir sürü mezhep ve tarikat var.Hepsinin de ibadet tarzları farzları farklı farklı.Kitaba uymak bazılarının işine gelmiyor ve nüfuz meselesi haline dönüşüyor.Bu sorunun asıl kaynağı kitabın vahyedildiği zamandan çok sonra yazıya dönüştürülmesinde yatmaktadır.Özellikle Nurculuk ve Fathullah öğretileri, Emperyaliszm hizmetine koyun gibi uslu bir şekilde boyun eğecek nesiller yetiştirmek için uydurulmuştur.Bu yüzden bu tarikatın karanlık efendileri yurt dışında Türkiye ve Türklük düşmanı ülkelerde konuşlanmaktadır.Önceleri fakir ,kimsesiz öğrenciler tuzağa düşürülürken sonraları boşluğa düşmüş, sosyal isanlamda sorunlu insanlar kandırılmaya başlanmıştır.Fethullah Gülen in yetiştirmelerine bakın normalde sakin munis insanlardır ama Fethullahı eleştirmeye kalkarsanız saldırganlaşırlar.Aslında bu onların gerçek yüzleridir.Fethullah örgütü bir bakıma Haşhaşin mezhebi gibidir.
Türkiye`m icin pkk dan cok daha büyük bir tehlike bu sahistir! sahte imamlik ve abd cia paralariyla sefaat süren bölücünün teki!!!
Amaç Türkiye Cumhuriyeti'nin yıkılması ve Türk Ordusunun dağıtılmasıdır. Nekadar şirin faaliyetler olsada,kerametler gösterseler de,ne kadar dindar olsalar da yarın başka şucu bucu olurlar.Ama bu devleti kuran irade,bu orduyu kuran güç Rasülullah'ın duasıyla kurulmuştur. Endişelenmeyin.Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok güçlüdür.
ali yılmaz bey! sen de dünyaya geldiginde müslüman dogdun. aklını çelmişler müslümana ve müslümanlara hakaret ediyorsun, kendine gel kardeşim. müslümanlık ; hz. adem (as) la başlar ve peygamber efendimiz (sav) le kemale ererek kıyamete kadarda devam edecektir, şeytanın ve şeytanlaşmışların engellemelerine ramen, bilmeyenlere ve unutanlara hatırlatırım... ayrıca ali bey türkün türklüğü islamiyet sayesinde ayakta kalmiştır, orta asyadan göç eden türkler 2 ye ayrılırlr , asya tarafına göç edip müslümanlarla tanışıp müslüman olanlar türklüklerini korumuşlar, volva nehrini geçip avrupa tarafına geçenler hristiyan olup türklüklerini kaybetmişlerdir macarlar gibi... geçmişimizi iyi bilirsek gelecekte kaybolmadan yaşarız........ çanakkalede bizi yenemeyen yamyam ve din düşmanları bak bizi nasıl böyle birbirimize düşürüyor, dinimize ve tarihimize düşman ediyorlar .. düşmanların oyunlarına gelmeyelim. dinimize ve din kardeşlerimize saygılı olalım... elele tutuşup cennet vatanımızda kardeşce yaşayalım vesselammmm...
İnsanlar dünyalara sığmadıklarını zannederler ama malesef bazen bir zerre de boğuluverirler, farkında olmazlar..Dini ilimler konusunda sahip olduğu birikimin ''taklidi'' olmaktan öteye gidememiş bir çok arkadaşımızın yorumunu görüyoruz burda. Bazıları diyor ki ''Biz sadece Peygamberi ve Kuran'ı biliriz.. Biz de aynen öyle biliyoruz kardeşim!!. Said Nursi vb. Tefsir Alimleri İslamiyete kendi fikirlerini empoze etmiş değiller. Yaptıkları tek şey İslamiyeti Asrın anlayışına sunmak.. İnsanlara islamı hatırlatmaya çalışmak. Bir ülkeyi nasıl tek kişi yönetmiyorsa ve yardımcıları varsa İslamı anlatan tek kişi de peygamber değildir.Ölçüyü Allah belirlemiştir. Peygamber ve sonrada alimler müçtehitler uygulamıştır.Acaba 2000 küsür sayfalık Külliyatı defalarca okuyup da bahsi geçen anormallikleri görmeyen bende mi problem var yoksa hiç okumadan başımıza profesör kesilen sizde mi problem var buna karar verelim. Farklı kaynaklardan yararlanıp Nurcular şöyle, Said Nursi böyle, Fetullah Gülen bir türk düşmanı demek yerine; Nurcuların yararlandığı kaynağın kendisini okuyun bakalım hakikaten öyle mi? Saygılar...
gerek Fethullah gülen gerek sait nursi hakındaki yorumları okudum.cahilce yorumlar.....kasıtlı ve haksız...düsmalık ve kıskançlık kokuları var.bence ,gidin okulları görün.çağdaslık böyle olur diyeceksiniz.yoksa surdan burdan duyma yalan ve yanlıs fikirlerle kafa karıstırmayın lütfen.camur at izi kalsın hesabısait nursi türk değildir ama ermeni de değildir.hele fethullah gülene lawrens yakıstırması baska birsey değildir.lütfen insaflı olalım...
sayın yorum yazanlar "insan bilmediğinin düşmanıdır" derler ya , çogunuzun dini konulardan bilgisinin olmadıgı belli , insaflı yazın, ahirette işiniz zor benden söylemesiii....
İşte arabın dinini Türk ün kültüründen tarihinden üstün tutup 1400 yıllık araplaştırmanın sonucunu fetullah aleyhisselam gibi araplaşmış adamlarda görüyoruz.Bizler Türk oğlu Türkleriz arapların gelenek ve görenekleri olan yaşam şekilleri olan muslumanlık denen geleneği din diye empoze etmeleri bizler çağdaş ve ileri gelişmislik seviyesindeki uluslardan yüzyız geride bırakmışlardır. Bizler arap değiliz araplar gibi yaşayıp düşünmek zorunda değiliz ,araplar gibi ilkel çobanlar sürüsü değiliz binlerce yıldır var olan medeniyetler kurup yaşatan asil bir ırkız ve arabın yaşantısı olan muslumanlık denen yaşam şeklini alıp geri kalmak durumundan kurtulmalıyız.Türk Türk doğar Türk ölür ama asla ilkel araplar gibi vurdumduymaz vatansız olmaz.Bizler araplardan öncede Tanrı yı biliyorduk.
fetullah gülen en büyük türk düşmanıdır bu yazının ne amaçla yazıldığını anlayamadım ama fetullah güle kürt sait ayaklanmasının günümüze kadar gelmiş uzantısıdır. yıllardır kendi okullarında ideolojik olarak devletin önemli kadroları için adam yetiştirmiş bunlar şimdinin ergenekon davasını açan hakimleri savcılarıdır yıllardır bu günü beklemiştir ve kendi mürid lerinden oluşan akp başa geçince faliyetlerine başlamıştır fetullah gülenve akp pkk çok daha büyük bir düşmandır. ergenekon adı altında şimdiye kadar pkk ile savaşan asker siyasi bütün herles ten pkk nın hesabını sormaya çalışmaktadır. bütün suikaslar artık akp ve fetullahın derin devleti tarafından işlenmektedir
Cemaatlerin asıl amacı "Türk" kimliğini yok etmektir. Bunu da; "dinimizde ırk ayrımı yoktur" açıklamasını kullanarak gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Halbuki kendileri her daim kimliklerini muhafaza etmektedirler (sinsice). Bu cemaatlere giden "Türk" kökenli vatandaşlar, bir süre sonra "ben Türk'üm" demenin "günah" olduğuna inanmaya başlayacak ve meydan Ermeni, Rum vs. kalacaktır. Uyanın artık! Müslüman olabilmek için, bir cemaate üye olmaya gerek yoktur. Allah, kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'i ve elçisi Hz. Muhammed'i boşuna mı gönderdi? Kur'an-ı Kerim'de ve hadislerde herşey belirtilmişken, kalkıp da ne idüğü belirsiz insanların peşinden koşturmak akıl kârı mıdır?
ohooo bilende bilmeyende dokturmus bu konuda beyler bazi konular hakkinda fikir beyan etmek icin once o konuyu o konunun muhataplarini tanimak bilmek gerekir.ben musluman bir turk evladiyim herseyden ote turkum suan 28 yasindayim okul hayatim sizin lavrens dediginiz ermeni kurt dediginiz fethullah gulen vesilesiyle said nursi vesilesiyle acilmis ol;an okullarda gecti simdi ben onlarin icinde uzun zaman yasamis bir turk olarak sunu soyliim o okullarda okudugum yillarda bayrak sevgisinden vatan sevgisinden insanliga millete faydali bir insan olma yolunda cok seyler ogrendim birilerinin anlattigi gibi ne devlet dusmani ne siyaset ne vatana faydasiz hicbirsey gormedim duymadim.devletin yapamadigi modern bilgisayarli okullarda dunyanin her yerinde turk bayragi dalgalaniyor degisik milletten cocuklar turkce ogrenmek icin yarisiyor ataturkun resimleri dunyanin her ulkesinde okullarda asili duruyor o yuzden atip tuttugunuz gibi ne said nursi turk dusmanidir kaldiki said nursi arap asillidir oteki saidle karistirmayin kurt olan otekidir nede fethullah gulen cia ajani degildir adamin herhangi bir liderlik derdi felanda yoktur o bir hocadir ve uzun zaman ulkeye hizmet etmistir bunun meyvesi olarakta bircok insandan saygi ve vesgi gorur sozunu dinleyen cok insan oldugu icin okullar yapilmasini istemistir faydali insanlarin yetistirilmesini istemistir hep turkiye icin birseyler istemistir ve zamanla dersaneler okullar yurtlar acilmistir siz buna nurculuk dersiniz birileri fethullahcilik der birileri baska birseyler der ancak tek bir sey der her insan kendi ahlakiyla kendi faydaliligiyla dunyada insanlik icin duzgun birseyler yapmalidir der o yuzden kafalari karistirmayi birakin asalim bu benden olmayan benden olan dusuncesini turk bayragini dalgal;andiran her kimse onu alkislayalim ha sunuda ekliim sahsi dusuncem fazla gruplasmalara cemaatlesmelere bolunmelere imkan vermeyeleim yanlis yapmadiklari surece bu bayragi dalgalandirani alkislayalim herkes sevdigi insanlari dusnceleri sevebilir ama bunu turk ve musluman birlikteliginden daha ustun gormeyelim ben turkum muslumanim bitti fethullah guleni said nursiyi severim nurcu degilim fethullahci degilim onlari alkislarim sadece turk ve muslumanim .....
bence bu profa sormak lazım yurtdışında hangi türk okulunu ziyaret etmiş. ve kendini Türk Milliyetçisi sanan insanlar yurt dışında En fazla Ülkemin reklamını yapan bu Okullar. Küçücük çocuklar İstiklal marşımızı söyleyip ve Atamızı bizden daha iyi sevip tarif ediyorlar. İnsan bilmediği birşeyden korkar. Önce gidin öğrenin. Varsa devlete millete kasıtları beraber olalım.Ama yoksa zaten yok o zaman destek olmuyorsunuz, bari gölge etmeyin.
ne islamın nede milliyetciliğin nurculukla alakası yoktur zaten nurculuğun kurucusu said kürdi ermeni kürt karışımı bir türk düşmanıdır hayatı boyunca türklerin içine nifak sokmak için kent kent dolaşmış bu uğurda ömür harcamıştır bu adamın dedesi ermeni olan ve bu zatta türkiyeyi bölmeyi bu nurcu kürt hareketinde görmiş o da o harekete sarılmıştır dededen ermeni olduğu için amerikadan müthiş destek görmüş hatta zaman gazetesinin matbaası amerikadaki aşır hıristiyan tarikat olan moon tarikatı tarafından kendisine verilmiş hatta amerikadaki bu moon tarikatının çıkardığı derginin türkçe adı sızıntı tarikatının televizyonunun adı samanyoludur bu kadar benzerlik pes dedirtir yöntemler araçlar amaçlar aynı fettullah türkiyenin Lawrence dir
Kuddusi arkadaş ya tarihi yanlış okumuş ya da bu ülkede yaşamıyor.Said Nursi Peygamberimizin soyundan gelen arap asıllı bi muhterem zattır. Tarihte siyaset ile alakalı hiçbir olaya katılmamıştır.Şeyh said ile karıştıryorsanız demekki tarih dersinden sınıfta kaldık. Said Nursinin Diyarbakırla olan irtibatını ilk defa sizden öğrendim. hayatını defalarca okudum neden böyle bir bilgi yok.Siz kaynağı söyleyin bende okuyayım.
Said Nursi'nin 12-13 adet kitaptan oluşan külliyatını (Risale-i Nur) tamamen okuyun hiç bir yerinde Siyasetle alakalı konular bulamazsınız. Bırakın kitapları, arkadaş ortamında Siyasetin' S' si bile konuşulmaz. Çünkü amaç sadece: kafayı gaflet bataklığından çıkarıp ahiret hayatını kazanmaya çalışmaktır. Yani tamamen Uhrevi konulardır. Dolayısıyla bu iki kavramın ( Nurculuk - Siyaset) birbirleriyle pek işi olmaz.. Kimilerinin Risale-i Nur' a karşı semapatisi vardır. Sadece kendi imanının kalitesi için okur. Bu nedenle Fetullah Gülen - Akp - Nurculuk üçlüsünü oluşturmak art niyetten öteye gitmiyor. Zaten bir kimse Siyaseti kullanarak İslama hizmet edeceğini söylüyorsa bilinki o Nurcu değildir.Sonuç olarak ya Fetullah Gülen nurcu değil yada birileri onu siyesette etkin birisi olarak görüyor yada göstermek istiyor. Art niyetin söz konusu olup olmaması açısından bu durumu iyi değerlendirmek gerekiyor.
ben bir Allahi birde peygamberlerini ve kurani bilirim bu adamda kimmis fettullah gulen ..sanki peygamber turkiyenin en buyuk dusmani bence odur pkk dan bile tehlikeli bu adam akp de onun yandasidir.bir insanin dinine inanmasi icin bir baska insanin onderligine ihtiyaci yoktur inanan zaten namazinida kilar dini vecibelerinide yerine getirir o kulla allah arasindadir.turk askerini halkin gozunde asgiliyorlar insanlarin askeriyeye olan guvenlerini sarsip sonra ceeee diyecekler ve birde bakmisikki ulkemiz bir zamanlar humeyninin turkiyeye gelmesi gibi olmus bu kimlerin isine yarar acaba?
Hidayet ve Barış öktem arkadaşlar, sizler ya Türkiye'de yaşamıyor, başka bir ülkede yaşıyorsunuz, Yada hergün içiçe yaşadığımız fetullahçıları tanımıyorsunuz. Yada, tanıyorda, işinize gelmediği için saptırıyorsunuz. O kürtsaid değilmiydi Abdulhamit'in aylarca hapse attığı adam? Ozamanın ileri gelenleri aracılığıyle salıverildi ve Diyarbakır'a sürüldü. Abdulhamit'in ajanları orada peşini bırakmadılar, izlediler. Neyapıyordu dersiniz? Gündüzleri halkla içiçe ve camilerde insanları örgütlerken, Akşamları Diyarbakırın bağ evlerinde Rakı içip, kadın oynatıyordu. Tarihler ve belgeler bunu böyle yazıyor, ben değil. Sizin fetullah efendiniz farklı birşeymi yapıyor amerikada dersiniz? Lütfen uyanık olalım, Öyle birkaç sahtekere uyup Dinimizi ve Milliyetimizi örselettirmiyelim.
Yorumcu Hidayat adlı arkadaş. Ben tabiki polemik yaşamak istemem, ama siz istediniz bende kanıt kitabının adını veriyorum: Prof. Dr. Alpaslan Işıklı'nın, SAİD NURSİ, FETULLAH GÜLEN ve "LAİK' SEMPATİZANLARI. Adlı kitabı alır okursan ayrıca ben kendi adımada sevineceğim. Kaldıki istersen birçok başka kitaplarda, başka belgelerde bulabilirsin. yeterki iste. Şimdiden saygılar sunarım.