Ergenekon soruşturması iddianamesinin son gözaltılar nedeniyle bir süre daha gecikeceği dün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açıklandı. 2 bin 500 sayfayı bulduğu söylenen iddianame zaten bir yıla yakın bir süredir bekleniyordu; demek ki bir süre daha beklenecek.
Bu açıklama, AK Parti saflarında operasyonun boş çıkması, dağın fare doğurması ihtmali üzerine ortaya çıkan endişeleri artırdı. Bu endişe, resmen dile getirilmese de, isim verilmeden, ama açıkça dile getirilmeye başlandı. AK Parti’nin etkili bir ismi, dün yerli ve yabancı konukların bulunduğu bir ortamda şu benzetmeyi yaptı:
“Son operasyonda emekli de olsa üst düzey subayların gözaltına alınmış olması, akla savcının bu kişiler ve diğerleri hakkında zaman içinde güçlü deliller biriktirmiş olmasını getiriyor. Çünkü soruşturmanın uzun süredir devam etmesi ve daha önce birkaç kere operas-yon yapılmış olması, eğer varsa delillerin bu kişiler tara- fından ortadan kaldırılmış olma ihtimalini de düşündürü-yor. O nedenle zaman içinde birikmiş deliller diyorum.
“Öte yandan son operasyon adeta partimizin eline pimi çekilmiş bir el bombası bıraktı. Bombayı vaktinden erken atsak, karşı tarafın yakalayıp bize geri göndermesi halinde, bomba bizim tarafta patlar. Geç kalırsak bizim tarafta patlama ihtimali var.”
Demirel: Ordu emanet etmişsiniz
Dokuzunucu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de deneyimli AK Partili gibi emekli subayların gözaltı konusuna değiniyor. Dün ABD Büyükelçiliği’ndeki Milli Bayram daveti sırasında gazetecileri yanıtlayan Demirel; “Bu kişilere ordularınızı emanet etmişsiniz. Ordu emanet ettiğiniz kişileri nezarete alırken çok dikkat etmek lazım. Yarın bu kişiler delil yokluğundan serbest kalırsa sıkıntı olabilir.
Türkiye’de geçmişte idamla yargılanan kişilerin beraat ettiği görüldü, o sıkıntıları hep yaşadık”.
Demirel, Türkiye’nin kısa çok partili tarihinde başına gelen üç askeri darbeden ikisine muhatap olup hükümeti elinden alınan, üçüncüsünü de Cumhurbaşkanı olduğu dönemde askerle hükümet arasında köprü kurarak önlediğini açıça söylemekten çekinmeyen bir siyasetçi. Bu sözleriyle askeri darbeleri onayladığı ya da o korkuyu canlandırmaya çalışarak siyasi hesap güttüğünü söylemek zor; artık güncel siyasetin dışında. Bu sözlerle, son operasyonda gözal-tına alınan emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur’a şahsen kefil olduğunu söylemek de öyle.
Ancak Demirel’in göstermek istediği ile AK Partili ismin anlatmaya çalıştığı endişe aynı: Türkiye’de ilk defa yürütülen önemli bir soruşturmanın başarısızlığa uğramasının kaçmasına yol açacağı fırsat, getireceği hasar ağır olabilir.
Soruşturmanın önemi ve ciddiyeti İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün el attığı konu, herkesin elini sürmek isteyeceği bir konu değil; girmesi cesaret isteyen bir alan. Türkiye’de ilk kez hükümeti anti-demokratik yoldan devirmek amacıyla, silahlı örgütlenmeyi içeren bir komplo kurmak süretiyle askeri darbeye müsait zemin hazırladıkları iddiasıyla bazı kişiler hakkında soruşturma yürütülüyor, gözaltıları tutuklamalar yapılıyor.
Böyle bir komplonun ve örgütlenmenin ortaya çıkarılması, sorumluların cezalandırılması, Türkiye’de demokrasinin olgunlaşması açısından yeni bir standardı ortaya koyacaktır. Yunanistan, İspanya ve Portekiz’de benzeri süreçler yaşanmıştır.
Üstelik bu kez önemli başka gelişmeler de var. Örneğin Genelkurmay bu soruşturmanın yürütülmesinde yasal makamlarla işbirliği yapıyor. Emekli generallerin gözaltına alınmaları, kaldıkları yerlerde arama yapılması, evraka el konulması işlemleri, askeri savcı gözetiminde yürütüldü.
Asker, üst düzeylere gelmiş mensuplarının kalkıştığı yanlış işleri açığa çıkarma çabalarını engelleme çabasına girmediğini göstermek istiyor adeta.
Bu durumda savcılığın ve onun eli kolu olan polisin iki kat ciddiyetle çalışması gerekiyor. Eğer biraz daha gecikeceği açıklanan iddianamede ortaya konacak kanıtlar yetersiz kalırsa, Demirel’in endişesini dile getirdiği gibi ağır ithamlar beraatle sonuçlanırsa, o zaman AK partili ismin korkusu gerçek olabilir; bomba onu hazır olmadan fırlatanın elinde patlayabilir.
Umalım, dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dediği gibi Türkiye bu sıkıntılı süreçten demokrasi ve hukuk standardını yükselterek çıksın. Aksine durum daha ağır sıkıntıları getirebilir.
işte cezaevlerinin gercek yüzü. adamı bir yılda öldürdüler. www.afistiyorum.com
Genelkurmay Başkanı iki çok değerli paşasını feda etmiştir,olsun gözaltına alınan bu çok değerli-kahraman paşalar gibi yüzlerce paşa ve milyonlarca TC vatandaşı vardır.İki paşayı feda etmek ayıbının yanında TSK'nın saygınlığına da gölge düşürmüştür.Yoksa yeni Cumhurbaşkanı adayı Yaşar Büyükanıt mı olacaktır?
niye bekliyorsunıuz kardeşim neden bütün yetkiler sizde değilmi eğer gerçekten suç işlemişlerse tutuklayın gerekirse yargılayın ama bu hamleler başka bir amaç içinse sizde o savcılarda o suçları işleyenler kadar suçlu olduğunuzu gösteriyor