Tophane’deki vaziyete içi cız edip kaleme sarılan Alaton: Sami Ofer’i tanımam. Oğlu bana Yahudi düşmanlığını kastederek ‘Siz başarmışsınız ama zorluklar yok mu’ diye sordu. Yalan söylemeyi tercih ettim ve yok dedim
Arka Plan
İshak Alaton geçtiğimiz günlerde GE’nin CEO’su Jach Welch’e Marx ile ilgili bir soru sorarak gündeme geldi. Birkaç gün sonra ise Referans gazetesi genel yayın yönetmeni Eyüp Can’a ülkedeki “yabancı” düşmanlığından, artan hoşgörüsüzlükten bahseden bir mektup gönderdi.
Bu iki gelişme akıllara şu soruyu getirdi: Acaba ünlü işadamı son günlerde özellikle bir şeylerden rahatsızlık mı duymaya başladı? Bu sorunun cevabını öğrenmek için Salı günü İshak Bey’le Ortaköy’deki Alarko Holding’de bir araya geldik...
**Referans gazetesinin genel yayın yönetmeni Eyüp Can’a bir mektup yazıp, azınlıklara karşı hoşgörüsüz tutumla ilgili serzenişte bulundunuz. Bu mektubun sebebi neydi?
Referans’ta Osman Öndeş’in bir yazısı çıktı. Ofer’in Londra’daki Deniz İşverenleri Derneği’ne 48 milyon dolar verdiğini yazıyordu. Deniz Müzesi kurulması için. Yani sırf bir müze kurulsun diye 48 milyon dolar veren bir adam! Peki Ofer kim? Burada dayak yemiş bir adam. Ben de bir müddet önce Tophane’deki İstanbul Modern’i gezmiş, etrafın durumunu görmüştüm. O yazıyı okuyunca içim cız etti.
**O müze burada kurulabilirdi diye mi geçirdiniz içinizden?
Evet, onun yerine rezillik, mezbelelik vardı. Bir de tesadüfen bir kruvaziyer gemisi duruyordu ben geçerken. Şık kadınlar gemiden iniyor, o çöplerin içinden geçiyorlardı. O görüntü bir şoktu benim için. Bu ayıbın ben de bir parçasıyım diye düşündüm.
**O mektup akıllara İshak Alaton artan bir hoşgörüsüzlüğe mi işaret ediyor sorusunu getirdi.
Sana açıkça söyleyeyim: Ben Sami Ofer’i hiç tanımadım. Fakat oğlu iki kez buraya geldi. Londra’da yaşayan çok saygın bir işadamı. Bana Yahudi düşmanlığını kastederek, “Siz saygın bir işadamısınız, başarmışsınız ama zorluklar yok mu?” diye sordu. Yalan söylemeyi tercih ettim ve yok dedim.
**Aslında var mı?
Ben Atatürk’ü tanıdım. Çocukken karşılaştık. Onun zamanında böyle bir ayrım yoktu. En azından onun kafasında yoktu. Ama Atatürk’ün etrafındaki bazı kişilerin bizlere, yani “ötekilere” müthiş reaksiyonları vardı. Onlar neticesinde Ankara’dan valiliklere talimatlar gidiyordu, taciz edin diye. Bu, zamanla bilinçli bir devlet politikası haline geldi.
**O politikanın bu hükümetle nispeten kırılacağını uman bir kesim var Türkiye’de. AKP’nin iktidara gelirken azınlıklara verdiği olumlu sinyallerin sizce devamı geldi mi? Yoksa ayrımcılık politikası yine yükselişte mi?
İktidarı temsilen Başbakan Erdoğan’ı konuşuyorsak onun samimiyetine inanıyorum. Çünkü kendisini yakından tanıma fırsatım oldu. O bakımdan şüphem yok. Ancak bir tespit var. Nur Vergin söylemişti, ben de katılıyorum: Mahallede anti-semitizm yok, sistemde, rejimde var.
**Nasıl?
Mesela Vakıflar Genel Müdürlüğü diye bir yer var. Orada Müslüman olmayan kitleye eziyete devam ediliyor. 12 yıl önce bir kanun çıkmıştı. Orada bu devlete sabotaj yapabilecekler sıralanıyordu: Büyükelçiler, turistler, bir de Türkiye’deki yabancılar-TC vatandaşları dahil!
ORTAM OLSA SİYASETE GİRERDİM
**Hem TC vatandaşı hem yabancı nasıl olunuyor?
Bilmiyorum. Herhalde beni kastediyorlar diye düşünmüştüm o zaman. Dönemin Adalet Bakanı da kabahati bende bulunca dava açmıştım. Madde bu dava üzerine silindi.
**Bugün siyasette gayri Müslimlerin olmaması bu zihniyetin ürünü müdür?
Tabii.
**Sizin taraftan da mı talep yok, sistem mi izin vermiyor?
Sistemin dengesi bu.
**Siz uygun ortamı bulsaydınız zamanında siyaseti düşünür müydünüz Türkiye’de?
Düşünürdüm. Sosyal demokrat bir parti bugünkü ortamda muhteşem bir şey olurdu. Çünkü sosyal demokrat kitle boşlukta.
**Dünyadaki elitlerin önemli bir kısmı Musevi asıllı. Bu Türkiye’de de böyle.
Ben özellikle Türkiye için kültürel yönden elit demeyi tercih ediyorum. Çok servet sahibi olan yok Museviler arasında. Ben de onların içinde değilim artık.
**Neden? Bu hükümet döneminde ortaya çıkan yeni elitlerden bahsediliyor. Onlar yüzünden bir rahatsızlık mı var?
Hayır ama bizim elitler yerlerinde sayıyorlar. Bir atılım yapmıyorlar.
KENDİMİZİ EMNİYETTE HİSSETMİYORUZ
**Yapmıyorlar mı yoksa yapamıyorlar mı?
Yapmıyorlar, çünkü kendilerini emniyette hissetmiyorlar.
**Neden?
Konuşulmayan bir kaygı bu. Bir baskı.
**Yaşamsal mı yoksa profesyonel mi bu kaygı?
Biraz öyle biraz böyle. Mesela birkaç yıl önce bir ihaleye girmiştik. En iyi fiyatı verdik bekliyoruz. Sonra öğrendik ki Bakan “Bu işi Yahudi’ye mi vereceksiniz?” demiş.
**Siz Türkiye’de “Musevi bir işadamısınız”. Böyle tanıtılıyorsunuz. Ama burada hiçbir Türk “Müslüman işadamı” olarak tanıtılmıyor.
**Şöyle bir şey var: Başarılı olmuş bir Musevi ise “Türk” diyorlar, kötü bir şöhreti varsa Musevi. Mesela Malki için Musevi diyorlardı. Ama Malki’yi öldürene Müslüman katil demediler. Ben de katilin isminin altını çizip oraya “Müslüman asıllı” yazıp gazetelere gönderdim. Bu mesaj alındı. Artık dikkat ediyorlar.
Bırak Türk olduğumu ben söyleyeyim
**Bir takım çevreler “Biz Türk’üz” değil “Biz Türkiyeliyiz” demek istiyorlar. Sizce bu haklı bir istek mi?
Çok haklılar. Öyle bir empatim var ki onlara. Zoraki “sen Türk’sün” baskısı o kadar rahatsız edici ki. Bırak ben söyleyeyim yahu!
**“Ben Türk’üm” yerine “Ben Türkiyeliyim” demek daha çok içinize siner miydi?
Bugün artık çok geç. Çünkü öyle bir noktaya getirdik ki bu kavgayı bunun bir çaresi sanki yok. Sadece zamana bırakmak ve baskıyı ortadan kaldırmak lazım. “Ben Türk’üm” dedirtmeyi unutmamız lazım. Mesela Katar şimdi Washington’a Nunu adında, Musevi asıllı bir hanımı büyükelçi olarak gönderdi. Ne güzel! Keşke Türkiye’de de olsa böyle güzel gelişmeler!
**Son dönemde “Bütün inançlara özgürlük” felsefesi altında siyaset yapıldığı söyleniyor ama bunun aslında Sünni İslam’ın toplumu domine etmesinin bir kılıfı olduğunu ileri sürenler var. Sizce inanç özgürlüğündeki açılımlar yalnızca İslam’a mı yönelik?
**Evet. Toplumun içinden gelen bir üstünlük iddiası var. Bir de kabul etmek lazım ki elindeki hamur çok eğitimli değil. Dış dünyayla çok ilişkin olmayınca kendini bir aidiyete vererek güvende hissediyorsun. O aidiyet de Sünni İslam.
**AKP’nin kapatılması size ne hissettirir?
Çok üzülürüm. AKP’liler adına değil demokrasi adına. Bunun yolu bu değil. Bu tongaya biraz kendi kabahatleriyle ama çoğu da bürokrasinin komplosuyla düştüler.
**Enerji ve turizmde öne çıkacağız
ALARKO 6 sektörde faaliyet gösteriyor. Devam eden projelerimiz arasında Maslak’ta şehir oteli, Kıbrıs’ta otel kompleksi, hastane projeleri, konut projeleri var. Ama önümüzdeki beş yıl içinde özellikle enerji ve turzm alanlarında öne çıkmak istiyoruz. Karabiga, Adana’nın kuzeyi, Seyit Ömer’de santral projelerimiz var. Yabancı ortaklarla nükleer santrallere girmek istiyoruz.
GE’nin CEO’su Marx’ı okumamış
**GE’nin CEO’su Jach Welch’e “Serbest piyasa ekonomisi artık işlevini yerine getiremiyor. Marx’ı yeniden mi keşfetmemiz lazım” diye sordunuz. Sorunuz uzun alkış aldı ve çok tartışıldı. Sanırım kapitalist sistemin çöküşü ya da işçi devrimini kastetmediniz.
Hayır. O dünyayı sıkıntıya sokacak bir devrim olur. Değişim gelirken çare bulmamız gerektiğini ifade etmeye çalıştım.
**Hangi değişim?
Servet dağılımının çok hızlı ve haksız bir şekilde yer değiştirdiği haksız bir dünya ile karşı karşıyayız. Dünyanın bir kısmı şımarıklaşırken diğer kısmı fakirleşiyor. Petrol ve benzerlerinin alternatifleri aranmalı. Bana sorarsan kısa vadede hayat tarzımızı değiştirmeliyiz. Beklentilerimiz lüks değil insancıl olmalı.
**Welch’ten gelen cevap sizi tatmin etti mi? “Tabii ki günümüzde Marx’ın öngörüleri söz konusu olamaz” anlamında bir cevap vermişti.
Çok büyük bir hayal kırıklığıydı. Bende çekiçle kafama vurulmuş hissi yarattı.
**Neden?
Arkadaşların söylediğine göre alkış sürerken Welch’in yüzü uzamış. Adamın anlayışsızlığının yanında empati fakirliği de var. Welch beni nahoş bir teklifle gelen garip bir adam olarak gördü.
**Bir de cevabında bilgi yoksunluğu vardı sanırım.
Evet, bu çok önemli. Welch 1955’lerde üniversiteye gitmiş. O dönemde komünizmle ilgili bir kitapla yakalansan ABD’de Türkiye’deki gibi hapse girerdin. Bu adam Marx’ı okumadığı gibi merak da etmemiş anlaşılan!
altug eren senın yorumunu okurken ne kadar zavallı bır tıp dedım kendı kendıme insanlara saygı duymayan hakaret eden bır ınsan toplum nazarında zavallıdır ve demişsınkı ben hem kuran kursuna gıttım hemde cumhurıyet okuluna gıttım dıyorsun bence sen yalan söylüyorsun demogoji yapıyorsun benden sana tavsıye görünmek ıstedığin gıbı değil göründüğün gibi ol benden sana tavsıye
Benim ülkemde etnik kökeni ne olursa olsun insanlar yaşamaya devam ediyor.Bir müslüman olarak isak altonu ve yahudileri sevmek zorunda değiliz ve şahsım adına israili ve yahudileri sevmiyorum.Benim Ayyıldızlı bayrağımın gölgesinde yaşa,insanların arasına fesat tohumlarını ek,sonrada deki bu ülkede azınlıklara baskı var.T.C.devleti kurulduğundan bu yana üzerinde baskı varsa niye kendi ülkene gitmiyorsun?Bunları söyleyen başka milletten biri olsa belki önemsemezdim.İnsanda hele yahudi ise baskıdan,zorbadan,anarşiden ve teröristten bahsederken en son konuşması gereken yahudilerdir.abd yi arkana alıp o Filistinli insanlara yaptıklarınızı bilmeyen varmı.Siz israil oğulları ALLAHın kendinize yol gösterici olrak gönderdiği onlarca peygaberleri katlettiniz. Para elinizde dünya ekenomisi emrinizde.Benim ülkemi yöneten başbakan hizmetinizde onun sayesinde satın almadık arazi bırakmadınız.Bu adam kalkmış üzerimizde baskı var.yoksa benim ülkemide filistin yapmak niyetindesin.Bütün israilliler şunu kafasına iyi soksun mazlumun ahı ve kanı asla yerde kalmıyacaktır.Belki banada suikast düzenlersiniz adımıda el kaide ve filistinli militan koyarsınız.Ama ben TÜRK OĞLU TÜRKÜM veMÜSLÜMANIM.Yemek yediği tabağa i.......k israilliye ait bir olgudur.
H. Karanfil Bey yazdığın yorumun ne kadar ahmakça ve zil cahilce olduğunu bildiğinden olacak ki, ismini de uydurmuşsun. Bir Müslüman olarak İshak Alaton'u ve Yahudileri sevmek zorunda değiliz diye başladığın yazından da anlaşıldığı gibi okumayan, sormayan, araştırmayan şeyhim veya hocam böyle diyor diye inanan, neden ve niçin diye düşünebilecek kadar beyni olmayan bir zavallısınız. Müslümanlığın ve Türklüğün yüzkaralarından birisiniz. Ben de müslümanım elhamdülillah. İshak Alaton'u hiç mi ama hiç tanımadığıma Kuran üstüne yemin ederim ama bildiğim bir şey var, İshak Alaton gibi yüzlerce kişi binlerce Müslüman ve Türk çalışanına iş vererek ekmek veren, aş veren bir kişidir.Yurt dışında Türkiye'yi temsil edebilecek yetenekte ve kabiliyette bilgi birikimi ve imkanı olan birisidir. Senin ve senin gibilerin kafalarının alamayacağı birçok yerde ve konumda Türkiye'yi savunmuştur ve savunmaya devam etmektedir. Hristiyanlar da en az ben müslümanım diyen senin kadar Yahudi düşmanıdırlar (Tabi bunu senin bilebileceğini hiç zannetmiyorum ya..) Dolayısıyla senin gibi düşünen Müslümanlar hristiyanlarla aynı saftadırlar. Hiç birbirinizden farkınız yok ama şu soruları niçin kendinize sormuyorsunuz?
1- Yahudiler neden çok zengindirler ve dünyayı ekonomik olarak kontrol edebilmektedirler? (Yoksa Allah öyle mi istiyor?)
2- Neden Allah bütün varlığı ve gücü onlara vermiştir? (Acaba Allah öyle mi istiyor?
3- Beş milyon Yahudi nasıl olurda en az 100 milyonluk Müslüman Arap alemini hiçe sayar? ( Allah öyle istediğinden mi?)
4- Neden birçok bilim adamı, alim ve sanatçı Yahudilerden çıkar? (Yüce Rabbimin bir bildiği mi var?). Neyse? daha yazılacak çok şey var ama ne senin ne de senin gibilerin kafası bunları alır? Hiç olmazsa kendimi yormayayım. ALLAH TÜRKLÜĞÜ VE İSLAMİYETİ SENİN GİBİLERDEN KORUSUN..
Not: Bizim mahallenin imamı, Bomanti bira fabrikasında çalışan işçinin aldığı maaş haramdır çünkü bu fabrikada içki üretimi yapılıyor diye Cuma hutbesi okumuştu ama babam bu fabrikadan aldığı maaş ile beni hem kuran kursuna hem de Cumhuriyet okullarına göndermişti. Anlayana sivrisinek?.