Sabah gazetesi kafaları karıştırdı
Sabah gazetesinin cumartesi günü manşetten verdiği ’THY’de alarm’ başlıklı haber, ulusal hava yolumuzla ilgili ciddi iddialar içeriyordu. Haberde, Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün THY’yi, kritik bir raporla uyardığı belirtirek, raporda yer alan iddialara sıralanıyordu.
İddialar, seyahatlerinde havayollarını tercih edenlerin yüreklerini ağızlarına getirecek türdendi. Haberin dayandırıldığı rapora göre, THY uçaklarında parça değişimi ertelenmiş, Kalite Güvence Birimi, bir yıldır uçak-personel denetimi yapmamıştı.
Haberi okuyan herkesin aklına, THY nin binlerce yolcu ve uçuş personelinin yaşamını göz göre göre tehlikeye attığı geldi. Dolayısıyla, THY ye yönelik tepkiler de bu kaygıları izledi.
Ortada, Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı bir birime ait ciddi bir rapor vardı. Gazeticilik açısından Sabah iyi bir ’iş’ yakalamıştı.
Ama, yaşanan gelişmeler, bunun bir habercilik başarısı değil, fiyasko olduğunu ortaya koydu.
Türk Hava Yolları, haberin yayımlanmasının ardından kapsamlı bir açıklama yaptı. Haberde yer alan iddialara bir bir yanıt verildi:
İDDİA 2: Parça değişimi ertelendi.
THY’NİN YANITI: Bilindiği gibi uçak üreticisi firmalar ürettikleri uçakların, uçak parçalarının ve komponentlerinin hangi sıklıkla bakıma alınacağını ya da tümüyle değiştirileceğini belirler ve ilgili ülke sivil havacılık otoritelerinin tasdikine sunarlar. Dünyadaki saygın ve güvenilir tüm hava yollarının yaptığı gibi THY da bazı parçaların değişimini sivil havacılık uygulamalarının elverdiği limitler dahilinde tehir edebilir. Bu işlemi yapmak için THY tabi olduğu Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün muvafakatini talep eder. SHGM’nin onayı ile parça değişimi ertelemesi gerçekleştirilebilir. Ortaklığımızca yapılan tüm uygulamalar ulusal ve uluslararası teamüller ve düzenlemeler çerçevesindedir. Milli menfaatler kuralların harfiyen uygulanmasını gerektirir. Uçuş güvenliğini tehdit eden uygulamaların SHGM tarafından milli menfaatler argumanıyla yapılması mümkün değildir.
İDDİA 3: Kalite Güvence Birimi, bir yıldır uçak-personel denetimi yapmadı.
THY’NİN YANITI: THY uluslararası kurallar gereği yapmak zorunda olduğu iç denetimlerin yanı sıra , tamamiyle ortaklığımızın kalite politikaları gereği olarakilave iç denetimler de gerçekleştirmektedir. THY uçuş güvenliğine matuf ve zorunlu hiçbir iç denetimi aksatmamıştır. Kaldı ki, esas olan bağımsız dış denetimler olup, bunlar da FAA, EASA ve SHGM tarafından yapılır. FAA denetimi 2004 Şubat ayında yapılmış olup çok başarılı neticelenmiştir. Ortaklığımıza verilen FAA-145 sertifikası 2005 Şubat sonuna kadar uzatılmıştır. Yıllık yapılan bu denetim iki hafta içerisinde başlayacaktır. Eski adı JAR-145 olan sertifikamız Kasım 2004 itibarıyla EASA tarafından 2 yıllığına uzatılmıştır. Ayrıca, 2004 yılı sonunda Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından yapılan denetlemeler sonucunda THY’nin bakım yetkisi SHG-145 de her yıl olduğu gibi tekrar yenilenmiştir. Dolayısıyla THY’nin uluslararası anlamda sahip olduğu uçaklara bakım yapma yetkisinin askıya alınması ya da iptali ve bu nedenle 100 milyon dolarlar mertebesinde gelir kaybına uğrama riski bulunmamaktadır...
THY açıklamasındaki en ilginç nokta ise, 1. iddia, yani Sabah’ın manşetini oluşturan haberin dayandığı rapora ilişkindi:
İDDİA 1: Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü THY’yi kritik bir raporla uyardı.
THY’NİN YANITI: Gazetede haberin yayınlanması üzerine Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından Ortaklığımıza gönderilen 29.01.2005 tarih ve B.11.0.SHG.0.12.02.00 sayılı yazı ile "manşetten verilen habere kaynak olarak gösterilebilecek bir rapor veya bilgi notunun mevcut bulunmadığı" açıkça belirtilmiştir.
Hadi bakalım, çıkabilirseniz çıkın işin içinden. Manşetten verilen habere konu böyle bir rapor yokmuş. Sabah, olmayan bir rapora dayanarak hem THY’yi zan altında bırakmış, hem de binlerce insanın yüreğini ağzına getirmiş.
Asıl ilginci, Sabah gazetesinin, TYH hakkında önemli iddiaların yer aldığı haberinden 2 gün sonra izlediği tavırdı. Sabah, pazartesi günü, bu kez ’THY çok güvenilir’ başlığıyla başka bir haber yayımladı.
Doğal olarak da okuyucunun kafası karıştı. THY güvenilir mi değil mi, diye..
Okuyucu daha kafasındaki sorulara yanıt bulamadan, bir de Sabahın havacılık konularında uzman yazarı Güntay Şimşek’in, TYH’nin yok dediği rapora dayanarak, SHGM’yi suçlayan bir yazı kaleme alması kafaları daha da karıştırdı.
Sabah gazetesi ne yapmak istiyor anlamak mümkün değil. Büyük olduğunu iddia eden bir gazete, en azından raporun doğru olup olmadığını teyid eder, ondan sonra sayfalarına taşıyabilirdi. Rapor haber yapılırken, suçlanan kurumun da görüşlerine baş vurulabilirdi.
Sabah’ın, temel gazetecilik prensiplerini dikkate almadan gerçekleştirdiği bu fiyasko, bir dalgınlıktan mı kaynaklanıyor, yoksa altında başka bir şeyler mi var, doğrusu anlayamadık.
