14
Mart
2025
Cuma
ANASAYFA

DAVA BİR MEDYA SİRKİNE DÖNEBİLİR

CHP'den Ankara Büyükşehir Belediye başkan adayı olan SHP lideri Murat Karayalçın, yerel seçimlerde DSP'den umudunu kesti.

CHP'nin Ankara adayı olarak solun desteğini almayı hedefleyen Karayalçın, bu iddiasından kısa sürede vazgeçmek zorunda kaldı. DSP lideri Zeki Sezer'in "Ancak bağımsız aday olması durumunda destek veririz." şeklindeki açıklaması, Sezer ile Karayalçın arasında daha önceden planlanan görüşmenin içeriğinin değişmesine neden oldu. Karayalçın, DSP'den adaylığıyla ilgili destek istemedi.

Hatta yerel seçimler konusunu hiç gündeme getirmedi. Bu tablo, iki liderin görüşme sonrasında yaptıkları açıklamalara da yansıdı. Sezer, "Belli ki merak edilen, mart yerel seçimlerinde neler olacağı. Ama bugün o konu aramızda konuşulmadı.

Sayın Karayalçın'ın daha önce Sayın Baykal'la yaptığı görüşmeden anlaşılan o ki, CHP 29 Mart seçimleriyle ilgili olarak yolunu çizmiş. Ve yine anlaşılıyor ki, bu konuyu hiç konuşmamış olmamıza rağmen, Sayın Karayalçın da Ankara'dan, CHP'nin adayı oluyor. Kendisine başarılar diliyoruz." dedi. Karayalçın'ın kendilerine herhangi bir öneriyle gelmediği vurgulayan Sezer, yerel seçimler öncesi solda DSP'nin dışında gelişen olaylar yaşandığını kaydetti.

Sezer'le çok keyifli bir sohbet yaptıklarını belirten Karayalçın ise yıllardır sürdürdüğü 'solda birlik' çabasında başarılı olamamaktan yakındı. Karayalçın, şunları söyledi: "Biz 80'li yıllarda başlayan 'bir araya gelelim', 'birliktelik sağlayalım' görüşmeleri, dilekleri arasında bazı sözcükler, kavramlar geliştirdik. Bazı kavramların olmazsa olmaz olduğunu düşündük; ancak bunlardan sonuç alınamadı. Belki ihtiras düzeyini çok yüksek tutmuştuk, belki çok fazla bürokratik yaklaşımlar sergilenmişti, olmadı. Bu seçimde, bu süreçte daha mütevazı adımlarla, daha kısa adımlarla ama daha emin adımlarla yola çıkmalıyız. Bugün önümüzde bir resim var. Umuyorum ki bu resim 2009 Mart seçimlerine kadar çeşitlenecek, renklenecek."

Alınan bilgilere göre, Karayalçın görüşmede İnönü'yü Anma Toplantısı'na ilişkin davetiyeyi verdikten sonra bu programa ilişkin ayrıntılı bilgi sundu. Ardından partisinin hazırladığı yerel yönetimlere ilişkin kitapçığı Sezer'e takdim etti ve bu konuda uzun süre konuştu. Bir süre sonra da müsaade isteyerek kalktı.

Daily Telegraph gazetesi, Ergenekon davasının ilk duruşmasını birinci sayfanın manşetinden verdi.

Rus basını da yer verdi

İngilizce yayın yapan Russia Today televizyonu, Afganistan’daki Taliban’a benzettiği “aşırı sağcı gruba” yönelik davanın “Türkiye’nin AB üyeliğine yardımı” olacağını ileri sürdü. Kommersant gazetesi ise, tutukluların büyük çoğunluğunun Rusya’da iyi ilişkilere sahip olduğunu ve davada Moskova’nın ayak izlerinin de görüldüğünü belirtti.

Ortam sürerse AİHM’ye gider

Yargılama sürecinde, mahkemenin fiziki koşullarının düzeltilmemesi halinde bu durumun ileride Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde dava konusu yapılabileceği de Avrupalı yetkililerin dikkat çektiği unsurlar arasında yer alıyor. Mevcut ortamın sürmesinin, Türkiye’deki iç hukuk yollarının tüketilmesinin ardından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) adil yargılanma hakkını garanti altına alan 6. maddesine dayanarak dava açılması için uygun ortam yaratabileceği de altı çizilen noktalar arasında bulunuyor.

AB uluslararası standart istiyor
GÜVEN ÖZALP Brüksel

Soruşturma aşaması kadar ilk duruşmasıyla da tartışmaların odağında yer alan Ergenekon davası, Avrupa Birliği’nce (AB) yakından izleniyor. Davanın içeriği konusunda yorum yapmama konusunda özen gösteren Brüksel, soruşturma aşamasında verdiği “uluslararası standartlara uyum” mesajını yineledi.
AB Komisyonu’nun dış ilişkilerden sorumlu üyesi Benita Ferrero Waldner’in sözcüsü Christiane Hohmann, davanın çok yakından izlendiğini belirterek, “Davanın ve soruşturmaların uluslararası standartlara uygun olarak devam etmesini bekliyoruz. Bizim için yargı sürecinin standartları çok önemli” dedi.

Komisyon’dan soru üzerine gelen bu açıklama, Brüksel’in Ergenekon davası konusunda “resmi sessizlik uygulama” ya da mümkün olduğu kadar genel hatlı ve içeriğe girmeyen bir yaklaşım benimseme konusundaki tavrını koruduğunu gösteriyor.

Ergenekon soruşturmasında dalgaların yoğunlaştığı dönemde bir açıklama yapan AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’in sözcüsü Krisztina Nagy de “Davanın, polis soruşturması ve adli prosedürlerle ilgili en iyi uluslararası uygulamalarla uyumlu biçimde yürütülmesini bekliyoruz” demişti.

5 Kasım’daki rapora girer

Türkiye açısından önem taşıyan ve bir çeşit “sınav” olarak da değerlendirilen dava sürecinde sağlıklı bir sonuca ulaşılmasını sağlayacak fiziki şartların oluşturulması da AB’nin yakından izlediği unsurlar arasında yer alıyor.

Komisyon kanadı, içerik konusunda yorum yapmak istemese de konu, 5 Kasım’da yayımlanacak olan İlerleme Raporu’nda yer alacak. Raporda, “süreçte kararlılıkla ilerlenmesi ve Ergenekon’un tüm bağlantılarının ortaya çıkarılması” mesajının verilmesi öngörülüyor. Sanıkların haklarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun bir şekilde korunmasının da Komisyon’un düşeceği notlar arasında yer alması bekleniyor.

Milliyet
Yayın Tarihi : 22 Ekim 2008 Çarşamba 19:00:53


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?