3
Haziran
2025
Salı
ANASAYFA

DERİN DEVLET İLK KEZ TANIMLANDI

Ergenekon iddianamesinde derin devletin tanımı ilk kez resmi olarak yapıldı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen Ergenekon İddianamsinde ilk kez 'Derin Devlet' tanımı yapıldı. İddianamede, Ergenekon örgütünün kendisini dışarda 'Derin Devlet' olarak tanıttığının iddia edildi.

İşte Ergenekon iddianamesinndeki derin devlet tanımı:

II.BÖLÜM ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ

Bu bölümde genel olarak ERGENEKON terör örgütünün yapısı ve örgütlenmesi ile amaçlan anlatılacaktır.

1-ÖRGÜTÜN KURULUŞU VE OLUŞUMU

Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden "ERGENEKON" terör örgütünün uzun yıllardır ülkemizde faaliyet gösterdiği, 1999 yılında örgütün re-organizasyonuna ihtìyaç duyularak örgütün yapılanması, çalışma yöntemleri, yapılanması vb. hususları içerecek hususların yazılı hale getirildiği ve bu çalışma ile sivil unsurların örgüt içerisinde yer almasının sağlanması gerektiğinin vurgulandığı ve böylelikle 1999 yılından sonra örgütün sivil açılımlar sağladığı görülmüştür.

"ERGENEKON" terör örgütü en başta, "derin devlet" ifadesi ile amlan, ülkemizde birçok kanlı eylemler gerçekleştiren, gerçekleştirdiği bu eylemlerle ciddi kriz, kargaşa, anarşi, terör ve güvensizlik ortamı oluşmasını amaçlayan ve bunu kısmen de olsa başararak ülkemizin gelişme ve kalkınmasının önünde engel olan bir örgüttür.

Çeşitli kaynaklardan edinilen bilgilere göre NATO'nun komünizmle mücadele amacıyla birçok ülkede kurduğu bu örgütler, zaman içerisinde amaçlan dışına çıkmış ve bir kısım kişi ve zümrelerin kendi amaç ve ideolojilerini gerçekleştirmek için kullandıkları birer terör örgütüne dönüşmüştür. Dünyadaki birçok ülke İtalya örneğinde olduğu gibi bu oluşumlarla gerekli mücadeleyi yapmış ve bunu başardıklarında "HUKUK DEVLETİ" olabilmişlerdir.

Ne yazık ki, ERGENEKON terör örgütü uzun yıllardır sürdürdüğü faaliyetlerle ülkemizin bir MAFYA ve TERÖR CENNETÍNE dönüşmesine neden olurken, bazen bir marya liderinin yaptığı eylem ve açıklamalarla hükümetlerin düşürülebildiği, bazen de bir terör örgütünün gerçekleştirdiği eylemlerle ciddi kaosların yaşandığı ülke olmamıza sebebiyet vermiştir. Öte yandan gerçekleştirilen faili meçhul cinayetlerle ülkemizin yetişmiş insanları ve sahip olduğumuz önemli değerlerden olan aydınlar katledilmiş ve her olaydan sonra ülkemiz yeniden kaosa, karanlığa ve güvensizlik ortamına sürüklenmek istenmiştir. Böylelikle ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ, ülkemizde yaşayan tüm vatandaşlarm huzurlu ve güvenli bir yaşam sürmesini sağlayacak olan HUKUK DEVLETİ olmanın önünde daima bir engel teşkil etmiştir.
Fakat gerçekleştirdiği bunca eyleme rağmen, ERGENEKON terör örgütünün gizli ve hücre yapılanması, eylemlerin profesyonelliği ve kamu kurumlarındaki yapılanma ve ilişkileri sayesinde eylemlerin ERGENEKON terör örgütü bağlantısının deşifre edilmesi daima engellenmiştir.


20. yüzyılın sonlarına doğru Susurluk'ta meydana gelen bir trafik kazası ile ülkemizdeki bu kanlı örgütün kapıları kısmen de olsa aralanmıştır. Fakat örgütün o dönemdeki etkinliği ve gücü nedeniyle yeterince derinleştirilememiş, sadece buz dağının görünen yüzü aydınlatılmış ve örgüt amaçlan doğrultusunda karanlık eylemlerine devam etmiştir.


ERGENEKON terör örgütünün devlet kurumlarında ciddi bir şekilde irtibatlarının olduğu da ortadadır. Bu nedenle ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ'ne yönelik başlatılan bir çalışmayı anında öğrendikleri gibi kendilerine yönelik çalışma yapan kişi ya da kurumlan yıpratmak, yıldırmak ve baskı altına almak için anında örgütün her türlü imkan ve taktiklerini seferber ettikleri görülmüştür.

Şüpheliler Oktay YILDIRIM, ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve MİLLİIRGAT (KOD) Soruşturma aşamasında ölen Kuddusi OKKIR'dan ele geçirilen "ERGENEKON-LOBİ" ve "DEVLETİN YENİDEN YAPILANMASI" başlıklı dokümanlara bakıldığında bu belgelerin öncelikle ERGENEKON terör örgütünün sivil unsurlarının oluşturulması ve örgütlenmesi amacıyla hazırlanıp uygulamaya konulduğu hiçbir tereddüte yer vermeyecek açıklıkta anlaşılmaktadır.

Daha sonra dosyaya dahil edilen, Tuncay GÜNEY'den 2001 yılında elde edilen ERGENEKON belgelerinin incelenmesinde, "ERGENEKON'UN YAPILANDIRILMASI" başlık 29 Ekim 1999 tarihli dokümanın örgütün hiyerarşik yapısının, amaç ve prensiplerinin yazılı hale getirilip kayıt altına almayarak, daha da sistemli ve yapılacak işlerin ayrıştırılmasına ve hangi işte hangi birimin (departmanın) sorumlu olacağına kadar hiyerarşik taksimat ve örgütün kati gizli prensiplerinin madde madde yazıldığı ve böylece devlet içinde başka bir devletin oluşturulmasının amaçlandığı görülmüştür.

Bu dokümanın içeriğinden ERGENEKON terör örgütünün daha eski yıllardan beri faaliyetlerini sürdürdüğü, üst düzey yöneticilerin özellikle devlet kadrolarında çalıştıkları sırada edindikleri tecrübeler ışığında illegal olarak bu örgütün faaliyetlerini sürdürdükleri belirlenmiştir. Özellikle Susurluk kazası olarak bilinen olaydan sonra meydana çıkartılan illegal yapılanma üyelerinin bir kısmının devletin üst düzey birimlerinde görev yapmış görevli şahıslar olması ve bu şahısların bir çoğunun "Susurluk Çetesi" olarak bilinen davada ceza ahp mahkum olmaları oldukça anlamlıdır. Ancak bu olayın aydınlatılması için toplumsal desteğe karşın örgütün deşifre edilememesi, yapılanmanın devlet kurumlan içindeki uzantılarının güçlü olması ile oluşumun derinliğinin ve etkinliğinin doğal bir sonucudur. Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün adi birçok yerde geçmesine rağmen hakkında herhangi bir işlem yapılamamıştır.

Yine "MAFİANIN YENİDEN YAPILANMASI(REORGANİZASYONU)" dokümanında bu hususun açıkça tartışılıp bu tür riskli bir işte kamu görevlilerinin yer almasının hukuki sıkıntılar oluşturabileceği, bu sebeple mafyanın başına sivil bir şahsın getirilmesinin uygun görüldüğü ve bu kararların da yasal hale getirildiği görülmüştür.

"ERGENEKON" dökümanının 7. bölümünde "GENEL DEĞERLENDİRME" başlığı altında bulunan paragrafta;
"(Sözdc)Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faalìyet göstermekte olan 'Ergenekon'un yeni bir yapılanmaya yönelme zorunluluğu ve gereksinimi vardır. Bunların yam sıra yeni çalışma yöntemleri geliştìrilmesi esastır. Ayrıca Ergenekon'un kamuoyundaki imaj ve düşünce değişiminin sağlanması zorunluluğu vardır. Kamuoyu kafasının karıştığı, içinden çıkamadığı, mantıklı ve tatmin edici açıklamalar alamadığı zamanlarda gelişen her olay karşısında Ergenekon (derin devlet) sözcüğünü anımsayıp, dehşete kapılarak ìçten içe Ergenekon sözcüğünü yinelemektedir. Bu durum kamuoyunda moral çöküntüsüne neden olmakta, toplumda gelecek endişeleri belìrmektedir. Bu gerçeği gören kötü niyetli çevreler ise; Medya kuruluşları içindeki yandaşlarından yararlanarak Ergenekon aleyhinde 'Kara Propaganda' yürütebilmektedìrler." Denilmiş ise de örgütün kara propagandadan rahatsizlik duymadiği gibi Bu noktada, "Kara Propaganda'mn yararlarını görmezden gelemeyiz. Ancak, Ergenekon, 'Kara Propaganda'mn sağlayacağı yararlılıkkta doyum noktasına ulaşmıştır. Bundan sonrası ise, negatiftir." denilmek suretiyle de ERGENEKON terör örgütünün "kara propaganda sınırı` yapılmasından da memnuniyet duyup, bu noktada doyum noktasına ulaşıldığı vurgulanmaktadır.

Aynı bölümde ERGENEKON tabirinin yanında {Derin Devlet) vurgusu yapılmış olup, örgüt yöneticileri kendilerini "derin devlet` olarak kabul edip, bu şekilde diş dünyada da algılanmasını sağladıkları, dosyada mevcut bir çok şüphelinin kendi aralarındaki telefon ve e - mail görüşmelerinde "derin devlet adına hareket ettiklerini, hiç çekinmeden söyledikleri gibi örgütün dış dünya ile olan irtibatlarını sağlayan üye ve yöneticilerince de bu olgunun sürekli kullanıldığı için kamuoyunda da ERGENEKON tabiriyle "derin devlet" tabirinin bir arada kullanılmasını sağladıkları, ayrıca bu hususu örgütün yazılı dokümanlarına da çekinmeden yazdıkları tespit edilmiştir.

"DERİN DEVLET" tabiri; Turk Dil Kurumunun resmi sitesinde; "Devletin çıkarlarının gözetip kolladığı öne sürülen, göz önünde olmayan örtülü güç" olarak tanımlanmakta ve bilinmekle beraber ERGENEKON örgütü üyelerince; "devletin gerçek sahiplerinin kendileri olduğu, tüm yöneticilerin hain olduğu, Anayasal kuralların devletin güvenli ve sağlıklı yönetilmesine yetmeyeceği, bu sebeplerle ERGENEKON gibi bir derin oluşumun devleti perde arkasından yönetmesinin zorunlu olduğu, bu şekilde devleti yönetenlerin ERGENEKON YAPILANMASINA itaat etmelerini sağlamak için, gerektiğinde şok suikastların bile işlenebïleceği şeklindeki kuralları bizzat ERGENEKON yapılanmasının tavizsiz ve acımasız kurallarını belirleyen "ERGENEKON'un YENİDEN YAPILANMASI(Reorganizasyonu)" dokümanında açıkça örgütsel kural olarak yer almıştır.

ERGENEKON terör örgütünün gizli amaçlarına ulaşabilmek için katı iç kurallarının belirlendiği bu dokümanda, örgütün gizli amaçlan da yer almaktadır.

...
Yayın Tarihi : 25 Temmuz 2008 Cuma 20:56:42
Güncelleme :25 Temmuz 2008 Cuma 20:59:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?