1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

REENKARNASYON GERÇEĞİ

Ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğine inanan spiritüalistlerin bu olaya verdiği addır. Terim 19.yy.’da ortaya atılmış gibi görünse de, Ruh göçü inancının kökeni bir hayli eski olmakla birlikte kimi inanışlardaki ruh göçü (metempsychosis, transmigration) kavramının spiritüalistlerin reenkarnasyon kavramı ile aynı olmadığı görülmektedir. 

Bilinen Batı tarihinde ilk kez Pisagor ve Platon gibi bazı eski Yunan bilgin ve filozofları tarafından dile getirilmiş olan ruh göçü kavramı, aslında çok eski çağlardan beri, eski Mısır, Kelt, Maya ve İnka uygarlıkları gibi birçok uygarlıkta bilinen ve kabul görmüş olan bir kavramdır. İskandinav mitolojisinde de ruh göçüne ilişkin öğeler bulunmaktadır. Platon ruh göçü fikrine özellikle "le Phedon", "le Banquet" ve "Er’in Öyküsü" eserlerinde değinmiştir. 

Antik çağın Yunanistan’ından sonra Gnostiklerce de kabul edilmiş ve Roma Uygarlığı’nda özellikle Mitraizm misterlerinde benimsenmiş bu kavrama Kabbala’da (gilgulim) ve belirgin ifadelerde bulunan sufilerin ( Ferideddin Attar, Bahram Elahi) sayısı az olmakla birlikte Tasavvufta da rastlanır. Günümüzde de ruh göçü kavramını kabul eden birçok inanç sistemi, tarikat ve felsefi akım bulunmaktadır. Ruh göçü fikrini kabul etmiş eski ve yeni inanç sistemlerinin mensupları arasında, Hindular, Budistler, Katharlar (Cathares), Eseniler(Esseniens), Caynacılar, Sihistler, Umbanda'cılar (Makumba, Brezilya),Yezidiler, Nusayriler, Dürzîler ve Anadolu Kızılbaşları sayılabilir. Bu kavram Asya’nın Şamanist toplumlarının birçoğunda ve birçok Kızılderili kabilesinde de mevcuttur. Hint'te "samsara" adıyla bilinen bu kavram, Budist Türkler'de "sansar" adını almıştır. 

Hatta bu doğmanın doğruluğuna o kadar inanılıyordu çeşitli araştırmalar yapıldı. Örneğin A.B.D.’nden Prof. Ian Stevenson önceki hayatını hatırladığını söyleyen yaklaşık 1000 çocuğun vakasını araştırdı. Ian Stevenson tarafından çeşitli ülkelerde incelenen vakaların sayısı 2002 yılında 2006'yı bulmuştur. İncelemelerinin bir kısmı Charlottesville Üniversitesi tarafından İngilizce olarak yayımlanmıştır. 

Fakat bu düşüncenin doğruluğunu ispatlamak çabası ile yapılan bu çalışmalar aslında herhangi bir kanıt ortaya koymuyor aslında yeniden doğma diye bildiğimiz ölümsüz olan ruhun bir başka bedene girmesi ve hep var olma isteği insanın bunu arzu etmesi dünyadaki kıt kaynaklardan yeterince faydalanamıyor olması ama onları da arzulaması ile vücut buluyordu dikkat çekici olan bu fikirlerin kalabalık ama kaynakları kıt olduğu ülkelerde daha sık yaşanması gerçeği. 

Reenkarnasyonun aslında diğer doğmalar gibi insanın yarattığı bir tür ruhsal sığınma mekanizması olduğu ve kişinin bir algılama hatası ile birleşerek ortaya çıkan bir durum olabileceğini gösteriyor. Bu algılama hatasının başlıca sebebi kişinin bir olay karşısında duyu organları ile olayı algılaması sırasında iki farklı algılama meydana gelmesi ile gerçekleşmiş olabilir mi? aynı olayı iki beyin yarım küreleri farklı olarak algılar mı? Olay içerik olarak birebir aynı olmakla birlikte insan hafızasına kayıt ediliş süreleri farklı farklı olma olasılığı var mı? bu soruları kendimize sormalıyız ve kendimize peki bu nasıl olabilir kişinin beyin yarım küreleri bir olay karşısında biri diğerinden önce olayı kayıt edebilir mi sorusu gelmeli tabi bunu Henry bergson 'un kitabında ilk olarak rastlıyoruz bu kitapta beyinin algılarken farklı kayıtlar tutabileceği ve birinci kayıttan sonra saniyenin onda biri gibi bir süre içinde ikinci algılamayı kaydetmeye başlayabileceği ikinci kayıt bittikten sora insan olay üzerinde düşünmeye başlaması ile birlikte hafızasında iki farklı kayıtın olduğunu fark etmesi ile insan beyninin kayıtları karşılaştırırken iki kayıtın da birbirini tuttuğunu fark edebileceğini ve bir kayıtın önce diğerinin sonra oluştuğu anlayacağını fakat kayıtların arasındaki süreyi hesaplayamayacağını, kayıtlar arası zaman farkını tespit edemeyeceğini iddia etmektedir ve insan geçmişini tarayacak ve böyle bir olayla geçmişte karşılaşmamış olduğunu fark edecektir hayal kurmayı seven beynimiz ise bize senaryolar yazmaya başlayacaktır. 

Mesela bu senaryolar “ Ben bu şehri önce görmüştüm ben şu kişi ile önceden konuşmuştum. Bu olayı önceden yaşadım. “ gibi o an yaşadığı olayları algılama hatası yüzünden önceden de yaşadığını sanır. Bazı toplumlarda bu zihin yanılmaları dini inanışlarla kültürel anlayışlarla da desteklendiği zaman insanlar daha önce yaşadığını sanmaktadır. 

Fakat bütün vakalar böyle değildir. Bazıları da ilgi çekmek isteyen kişilerin uydurmalarıdır. 

Dünyamızda 6 milyar insan yaşamakta ve bu 6 milyar insanın nerdeyse yüzde sekseni yeniden dirilmeyi temel almış inanışlara mensup hatta Hıristiyanlık, Musevilik ve İslam dininin bazı tarikatları dahi ölmüş bir kişinin yeniden dünyaya gelebileceği gibi bir görüşe kapılarını kapatmamıştır. ( örnek Hz isa, Hz Hızır, vs.) nerdeyse tüm dünya şaman kökenli bu düşünceyi inanışlarına sokmuş ve yaşatmaktadır. 6 milyar insana sizin, binlerce yıldır yaşatmış olduğunuz inanışlarınız yanlıştır diyememekteyiz. 

Özellikle Çin ve Hindistan da sosyal hayat bile bu inanışlarla şekillenmiştir. Bu gibi toplumların tepkisini çekmemek için yeniden dirilmeyi ne var nede yok denmiyor. Hatta günümüzde bu inanışı bir malzeme gibi kullanarak bundan kazanç elde etmektedirler.

Örneğin yapılan filimler, yazılan kitaplar , falcılık ,ruhçuluk, bu kaynaktan beslenen faaliyetlerdir. Reenkarnasyonun olmadığının ispatlanması, kabulü bu kaynaktan beslenen milyonlarca kişiyi, gurubu zümreyi sarsacaktır. 


Beklide yeni bin yılda bu değer ve düşünceler değişecek ama o anın şimdi olmadığı kesindir.

Kaynaklar:
Encyclopedia of Mystical& Paranormal Experience, Rosemary Ellen Guiley
A Encyclopedia of Occultism and Parapsychology, Leslie Shepard
Bilinmeyen Mevlana, Burhan Yılmaz, Kozmik Kitaplar
Reenkarnasyon, Cem Çobanlı, Dharma Yayınları
Yunus Emre,İlhan Başgöz
Dharma Ansiklopedi, Dharma Yayınları
henri bergson zihnin kudreti adlı kitap

Ahmet DÜŞKÜN
Yayın Tarihi : 13 Mart 2008 Perşembe 13:49:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Gökhan IP: 85.108.152.xxx Tarih : 13.03.2008 15:23:57

İnsanoğlunun kafasını en çok kurcalayan konulardan biridir yeniden doğuş.Gerçekten düşünen her kişi,bu konu üzerine en az bir kez kafa yormuştur.Bu yüzden görüşler de çok çeşitli.Dolayısı ile kein bir yargıya varılabilmesi güçtür.Spekülasyona son derece açık bir konu olduğu için marjinal ideolojilerce de kullanılmaıştır.


sertab küçük IP: 78.179.69.xxx Tarih : 22.04.2008 21:50:45

birkere reenkarnasyon diye bişi olursa cennet cehennem kavramları diye bişi kalmazdı hatla ve hatla öbür dünyada soru suel diye hiç birşey kalmazdı benim aklım şu anda çok karıştı ama ben inanmıyorum çünkü bana çok saçma geliyo