Havalar soğuyor..
Hatta bir yerlere kar bile yağıyordur...
Sonbahar kısa sürdü...
Önümüz kış...
Yakındır kar yağar..
Böylesi cehennemi sıcakların yaşandığı bir yazın ardından, dehşetli bir kışın gelmesi doğaldır...
Ekim ayı sonbaharın en sert günlerini barındırır içinde...
Şöyle serin bir gecede derin hayallere dalsanız...
Bu bir terapi...
Eskiye dönüp, eski dediğimde dün veya önceki gün veya bir kaç yıl önce..
Yaşamınızdan tatlı ve renkli bir sayfayı hatırlasanız...
Bu eve hapsolduğunuz veya içinizin karardığını sandığınız bugün için size güç verecektir..
Daha kalorifer mevsimi değil..
Sobalar daha tütmüyor.
Ateş yakma mevsimi daha gelmedi..
İstanbul için hiç değil...
Ama şöyle şömine başında bir akşam çayı...
Derinden gelen bir müzik...
Daldığınız hayalleriniz...
Hiç de fena değil dimi...
Bırakın bunları böylesi bir yaşam nerede diyorsanız...
Onun düşünü kurun...
Düşler dünyasında yaşamak boş şey mi dediniz..
Unutmayınız ve hatırlayınız...
Her şey hayal etmekle başlar..
Su içinde hayal dünyasında yüzerken "Evraka evraka" diye dışarı fırlayan Arşimed dünyanın akışını hayal kurarken değiştirmedi mi?
O suyun kaldırma kuvvetini bulmuştu..
Ya başka hayal dünyasında gezinin fizikçi Nevton bir elma ağacın altında hayal kurarken başına düşen bir elma nedenyle dünyanın kaderi ile oynamadı mı?
Nevton bu şekilde yer çekimini bulmamış mıydı..
Sizde hayal kurun...
Ve sevginizi ve sevgiye duyduğunuz açlığı keşfedin...
Siz de kendi yaşam rotanızı değiştirin..
Kazanacaksınız...
xxx
Bir ateş düştü gözlerime
bir ışık gördüm
gözlerim kamaştı
yüreğimde bir kıpırtı
Bana bişiler oldu anlamadım..
Yaşıyor muyum...yoksa sarhoş muyum...
bilmiyorum..
Aklım kalbimi mesken tutmuş..
Artık söz dinlemiyor..
Duydum,
Yüreğimde de bu yangın başlamış
Söndüremiyorum
Duyularım kendine buyruk...
Sanki isyanlardalar..
Ben kendimi tanıyamıyorum
Ama tarifsiz bir mutluluk içindeyim
Needen bilemiyorum...
Mehmet Aycan
Yayın Tarihi :
10 Ekim 2006 Salı 17:37:02
Güncelleme :14 Şubat 2007 Çarşamba 12:52:58