Turizme ilk başlanan yıllarda ‘Türkiye’de tatil’ sloganı yaygındı. Yıllar geçti artan yatak sayısı, yaşanan rekabetler sonunda fiyatlar düştü ‘Yatak satma’ dönemine gelindi.
Yüzyılın icadı olsa gerek ‘Herşey dahil’ keşfedildi, misafirlere bol kepçe yemek ve içecek ikram edilmeye başlandı. Bugün gelinen durumun özü; konuklarımız ülkelerine ‘kilo’ alarak dönmeye başladı.
Tesisler, 2010 yılı için oda-yatak fiyatlarını belirliyor. Kimi, ‘2009’la devam’ derken kimi de, 2008-2009’da gerçekleşen fiyatların ortalamasını alıyor.
IC Grubu Genel Koordinatörü Abdullah Keleş ile telefonla konuşurken, 2010 yılı için fiyatların 2009 contrat fiyatlarıyla aynı tutulduğunu anlattı. Ancak duyumlarını da paylaştı Keleş: “2008 ve 2009 yılında gerçekleşen fiyatların ortalaması alınarak 2010 yılı fiyatı olarak belirleyen işletmeler de var.”
Bu doğruysa 2010 yılı için az da olsa fiyat düşüklüğü yaşanacağı anlamına geliyor. Çünkü contrat fiyatları ile gerçekleşen fiyatlar arasında hep düşüş yaşanıyor. “Ama” dedi Keleş, “Ama, 2010 sezonu 2009’dan iyi olacak.”
Kardiyolog Op.Dr. Yıldırım Cömertoğlu, mesleğini bırakıp ailesinin işini, turizmi tercih etmiş. “Nereden çıktı bu turizm” diye sorunca, şakayla karışık, “Sakızdan” dedi Cömeroğlu. Gülüştük... Ve devam etti: “Gerçekten sakızdan çıktı. Dedem Berat Cömertoğlu’nun sakız fabrikası vardı 1980 öncesi. O dönemin kavgalı ortamı ve yoklar dönemi nedeniyle ekonomik darlığa girilmiş. Fabrikayı kapatarak, Alanya Okurcalar beldesinde 25 dönümlük arazide kamping ve karavan turizmi yapmaya başlamıştı. Babam ve amcamla birlikte çalışmışlar ve bugün Delphin’ler ismiyle 4 tesiste 4 bin 100 yatağa sahip işletmemiz var.”
Ailenin 3’ncü kuşağından olan Yıldırım kardeşi Tolga ile amca çocukları Alper ve Egemen turizmde gelişiyorlar. Birçok ödüller almışlar, son olarak TUİ’nin “Holly Ödülü”nü yani En İy Tatil Oteli ödülünü aldılar.
-Kilo alıp dönüyorlar-
Delphin Palace’nin Genel Müdürlüğü’nü üstlenen Yıldırım Cömertoğlu, kalp doktoru olması nedeniyle otel konuklarının sağlığıyla daha ilgili olduğunu anlattı. Yaşlı misafirlerin aşırı yemek ve ardından güneşe çıkmaları nedeniyle kalp krizleri geçirebildiklerini söyledi. Yılda en az bir kez kriz vakası görünüyormuş. Cömertoğlu, “Tesislerimizde doktorlarımız tabi var ama öyle bir durum olunca bende ilgileniyorum, olumsuz bir durum olmadan misafirimizi sağ salimen evine gönderiyoruz” dedi.
“Herşey dahil olunca yemeği fazla mı kaçırıyor misafirler” diye sorunca, Cömertoğlu, gülümseyerek anlattı: “Ee tabi, açık büfe. Salatasıyla, yemeğiyle, tatlısıyla 50’den fazla çeşit sunuluyor. Birçok insan kendini kaybediyor, diyetini filan unutuyor. 2 2 haftada misafirlerimiz ortalama 3 kilo almış olarak ülkelerine dönüyorlar.”
Delphin Palace Satış Pazarlama Müdürü Emir Akçin’e gelecek sezon için uygulayacakları fiyat politikalarını sordum, “2009 contratlarıyla aynı tuttuk” karşılığını aldım. Akçin, “Fiyat düştüğü zaman onu tekrar çıkarmak çok zordur, imkansızdır” dedi.
-Ruslar kayıp yılın acısını çıkaracak-
Daha çok Rus turistlerin tercih ettiği Kemer bölgesinde 2008-09 ortalaması fiyatların verildiğini bunun da fiyatta düşüş anlamına geldiği belirtiliyor. Ancak 2010 sezonunda Rusların bu yılki kayıp yılın acısını çıkaracaklarını düşünen turizmciler çoğunlukla.
-Kundu’da kaybolmak-
Turistik tesisleri geçip Kundu köyünden kente dönüş yolunda kaybolduk. Şaka değil kaybolduk. Yolda çalışmalar vardı. Dar bir yola geçit verilmiş. İki araç peşpeşe gidiyoruz. Ne bir yön tabelası, ne bir işaret. Seraların, bahçelerin aralarından ilerledik. Birkaç dakika ilerledik, yol bitti. Zar zor döndük geriye. Köyden birisinden yardım aldık. Eliyle uzaktaki seraları gösterdi, “Onların arasından geçip, yola varırsınız” dedi.
Ardımızdan gelen araçta Emekli Jeoloji Mühendisi Sabahattin Şahin ve Erzincan’dan gelen konukları Dr. Seval- Dr. Necati Bulut ve çocukları Gökalp vardı. Şahin, konuklarını Antalya’yı gezdiriyordu; “Havada güzeldi gezelim dedik. Kundu’dan Aksu’ya çıkak üzere bu yola girdik. Girmez olaydık. Seraların arasında kaybolduk. Madem kapattın yolu, uyarı tabelası konmalıydı. Yola da benzemiyor ama, insan bir dozerle düzeltir bu yolu” diye şikayet etti.
-Yatak borsası oluştu-
Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Yönetim Kurulu Üyesi ve GM Center sektör dergisinin sahibi Selçuk Meral, kriz sayesinde iyi tesisler, daha az iyi tesisler ve kötü tesislerin ortaya çıktığını söyledi. Fiyatları yukarı çekme gayretleri olsa da, bunun başarılmasının zor olacağını vurguladı Meral.
“Kontratlar, anlaşmalar geçerliliğini kaybetti” dedi Meral ve devam etti: “Anlaşmlar üzerinde 10 kez değişiklik yapılıyor. 104 dolar diyen ortalama fiyat ne yazık ki 54 dolara kadar düşebiliyor. Borsa oldu artık yatak satışı.”
Meral, turizmin başladığı yıllarda, Türkiye’de ‘Tatil’ satıldığını ama şimdilerde yatak satılır hale geldiğini anlattı. Yeni tatil konseptleri oluşturulamadığı için bu hale gelindiğini, yatırımcının da kasasına gireni düşündüğü için turizmde çöküşe doğru gidildiğini vurguladı.
Turizm sektörünün, ‘Benim odam boş kalmasın’ dönemine girdiğine işaret etti Selçuk Meral, yatırımcının ‘Tüccar ve ticaret erbabı’ olarak davrandığını öne sürdü. POYD Yönetim Kurul Üyesi Meral, yatırımcı ile yönetici arasındaki ilişkileri şöyle özetledi:
“Yönetici zorlanıyor. Yatırımcıya, ‘bugün ne kazandık’ diye soruyor. Kötü niyetinden değil belki ama o hale gelindi. İzin gününlerinde bile otelden ayrılamayan arkadaşlarımız var.”
Turizmde, gelecek yılların daha zorlu geçeceğinin işaretleri var. Acil önlemler paketine gereksinim olduğunu tahmin etmek için turizmci de olmaya gerek yok bizce.