20
Mayıs
2025
Salı
ANASAYFA

“Bu adamı kullanın”

İki önemli konu…

Türkiye bu iki sözü ciddiye almadı pek…

Bu iki önemli konu AKP Hükümeti ile birlikte Türkiye’nin hangi noktaya taşındığının işareti.

ABD ve AB el altından AKP hükümetine destek veriyor..

Ancak ABD ve AB ayını zamanda el altından PKK’yı körüklüyor…

ABD’nin şahin kanadı Erdoğan hükümetinden umudu kesmiş gibi…

Şahinler, baş yayın organı New York Times gazetesi aracılığı ile Erdoğan’ı ve partisini yıpratıyor..

AKP hükümeti ise telaş içinde ABD’ye iki elçi gönderiyor…

AKP milletvekilli Şaban Dişli ve Başbakan’ın baş danışmanı Cüneyt Zapsu…

Bu ikili ABD’de katıldıkları toplantılarda kırdıkları pot ile Türk ABD ilişkilerini bırakın yakınlaştırmayı iyiden iyiye germeyi başarıyorlar…

Hem de nasıl başarıyorlar..

İmaj düzeltmek için gittikleri ABD’de, karizmayı iyiden iyiye çizdirerek dönüyorlar..

Söyledikleri şu;

Türkiye’de iktidarı siz belirlersiniz biliyoruz. Ama bu kez öyle olmayacak. Biz yine iktidara geleceğiz. Bizi boşuna devirmeye çalışmayın. O adamdan (Başbakan Erdoğan’dan) yararlanın…

Ne demek bu…

Aslında bu söylenen Türkiye’de sokaktaki adamında ağzına pelesenk olan bir anlayıştır..

Türkiye’de iktidarları ABD belirler..

Doğrudur veya yanlıştır..

Ancak Zapsu, bunu ABD’de katıldığı tüm platformlarda kabulleniyor ve diyorki;

“Bizi iktidardan indirmek için boşuna çaba harcamayın. Bu kez ipler bizim elimizde ve en az 7—8 yıl iktidardayız. Siz bu adamı devirmek yerine kullanın”

Ne demek bu şimdi?

Bu sözü söyleyen Başbakan’ın özel danışmanı.

Sonra ikinci bir söz daha geliyor Zapsu’ya…

Diyorlar ki; Hamas ile görüştünüz…Bizde PKK ile görüşürsek kabul eder misiniz?

Cevap; kem küm..

Hayır, diyeceksiniz ki, Görüşün, tıpkı bizim Hamas’a söyşlediğimiz gibi terörü bırakın deyin…

Desinler, terör sadece 10 dakikada biter…

O kadar basit…

Ama bizimkiler bunu ABD’li dostlarına söyleyemiyorlar...

Söyledikleri ; Zaten görüşüyorsunuz..

Bu doğru, görüşüyorlar… İnancımıza göre, olayların planlayıcısı da Atlantic’in ötesinden..

Hani Öcalan yakalanınca her şey bitecekti..

Bebek katili içerde, olaylar daha bir organize oldu..

Yani bu işin organizatörleri Öcalan sülalesini bu işten temizledi…

Şimdi sadece, simgesel olarak İmralı sakinini kullanıyor…

O kadar..

Anlaşılan Atlantic ötesi “kadim dost” AKP’ye sırt döndü…

Ama yerine yandaşı bir parti bulmak zor…

O nedenle şimdilik AKP hırpalamak ve kendi yanlarına çekmekle meşguller…

İkinici söz ise Başxbakan’ın, “silahı bırak masaya gel” sözü…

Başbakan hayır o anlamda söylemedim, muhatabım DTP’dir diye dursun..

Kimse öyle algılamadı bu sözü..

PKK’da algılamadı..

Kimileri “PKK’ya şifreli mesaj gönderildi” diye yorumladı..

Artık, kimi entoloşlarında desteği ile “Demokratik konfederalizm” sözü söylenmeye başlandı..

Bu sözü yıllar öncesinden hatırlıyorum…

“Türkiye federalizmi, konfederalizmi tartışmalıdır”

Bu söz Kıbrıs için söylenmedi…

Bu söz Türkiye’nin güney doğusu için dönemin başbakanı Turgut Özal tarafından sarf edildi..

Bu konuda yorum yok…

İnsan dil sürçmesi peş peşe gelince, derin düşüncelere dalıyor..

Önce “kürt gerçeğini” kabul edeceksiniz..

Ederseniz, masaya çağırmak zorunda kalırsınız…

Bu yara bu kez değişik biçimde kaşınıyor ve ayrılık sözleri alanen söyleniyor…

Buna tepki çığ gibi büyüyecektir…

Türkiye’de ABD iç savaşını örnek alan bazı sivri zekalılar var…

Bundan Türkiye’nin güçlenip çıkacağını sanan bu zavallılar kaşınan yaradan akan cerahattan büyük zevk alıyor…

Türkiye hızla bir kaosa sürükleniyor..

Biz ise tartışıyoruz diye, bu yarayı ciddi ciddi kaşıyoruz..

Tartışma böyle olmaz, bu şekilde tartışmanın sonu kavgaya gider…

Dikkatli olmalıyız…
Yayın Tarihi : 10 Nisan 2006 Pazartesi 14:39:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?