Dünya kocaman bir çoğrafya...
İçinde bir sürü ülke var...
Ve siz hiç yalnız değilsiniz...
Öyle sanıyorusunuz ve yanılıyorsunuz..
Bu koca dünyada yapayalnızsınız...
Yalnızlığınızı paylaşacak içinizde bile yakın dostlar yok...
Dertleşmeye kalkışsanız, sizin için söylenecek çok şey var...
Türk insanı yalnız...
O eskiden söylenen büyük aile kavramı artık bir safsata oldu...
Türksünüz... Gururlusunuz...
Bu sizin gönenciniz...
Sizin bu onurunuz kimseyi ilgilendirmiyor.
Aslına bakarsanız iktidarı da ilgilendirmiyor...
İslami bakış açısıyla Sosyal Demokrat söylemler yapıyorlar onu ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar...
Onların tek derdi var.
İmam Hatiplerin düz lise sayılması ve cümlesinin üniversiteye gitmesi...
İlk bakışta hiç te garip gibi görünmüyor...
Bir çocuk lise düzeyinde okuyorsa üniversiteye gitme hakkı elbette vardır.
Eğer meslek lisesinde okuyorsa, aldığı eğitimin yükseğine devam etmesi son derece doğaldır.
Türkiye'de ağır aksakta olsa bunlar böyle yapılıyor...
Ama Marongozluk bölümünden mezun bir kişinin Siyasal Bilgileri bitirip vali olması pekte akla yatkın gelmiyor..
Aynı şey İmam Hatipler içinde söz konusu.
İmam olmak için eğitilen birinin mühendis olması garip bir olay...
Ama iyi bir teolog olması doğru bir seçim...
Bu akla yatkın...
Ama aynı öğrencinin İmam eğitimi alıp Kaymakam vali ve subay olması da garip...
Ancak önce operasyonel olarak birinci koşulu öne süreceksiniz...
Yani imam hatipliye mühendislik talebinde bulunacaksınız...
Gerekçeniz diğer meslek lisesi öğrencilerinin mühendislik eğitimi alabilmelerini göstereceksiniz...
Sonra birileri şaşkınlık için "olur mu ya" dediklerinde, "öyleyse vali yapalım" diyeceksiniz ve iş gargaraya gelecek...
Kamu yönetimi demokrasinin temel taşıdır..
Zaten bazı aklıeveller literatürde olmayan yeni bir deyimi ortaya attı.
"Şeriat demokrasisi"
İran'ı örnek gösterip, kanıt üretmeye çalışıyorlar...
Demokrasilerin temel bir kuralı var...
Seçime katılanların sayısı önemli değil, çeşitliliği önemli.
İran'da tek düşünce eksenli bir yönetim var...
Ya şeriatcısınız, ya yine şeriatcısınız...
İddianız; şeriatı en iyi ben uygularım biçimindedir...
Sonra isimlendirilmiş bir demokrasi nerede görülmüş söyler misiniz?
Faşist demokrasi olur mu?
Komünist demokrasi oldu mu?
Hayır...
Demokrasi çok sesliliğin değişik oranlarda meclislere yansıyabilmesidir...
Demokrasinin temel tanımının yapılamamasına rağmen "lastik" gibi istediğiniz yere çekme şansınız yoktur...
Zaten bu tartışmalar "sözde şeriat demokrasisi" kavramının Türkiye'ye yerleştirimesi çabasıdır...
Laik olamayan demokrasilerin de şeri yasalara göre idare edildiğini söylemek mümkün değildir...
Nitekim bir çok Avrupa ülkesi ve ABD laik ülkeler değildir. Ama din esaslı bir ülke hiç değildir.
Bu ülkelerde Hristiyan şeiratı uygulanmaz..
Gelin lailklik ilkesinin v e eğitimde laiklik karşıtı girişimlerin ne olduğunu birde Prof. Erdal İnönü'den denleyelim:
“Laiklik karşıtı birtakım eğilimler zaten vardı. Şimdi daha nüfuz kazandılar, onu görüyoruz. Özellikle Milli Eğitim Bakanlığının bazı önerilerinde, bazı davranışlarında eğitimde laiklikten uzaklaşma var. Bunlar çok yanlış şeyler. Laiklik, demokrasinin temel dayanaklarından, çağdaş uygarlıkta ilerlemenin temel araçlarından birisi. Ondan fedakarlık yapılamaz, bırakılamaz. Onu bırakırsak güçsüz kalırız. Uluslararası yarışta güçsüz kalırız. Bu açıdan çok önemli bir konudur. Laikliği hiçbir zaman bırakamayız, laiklikten uzaklaşamayız. Bunu herkes böyle bilmeli.”
Evet Milli Eğitim Şurası'nda herşey oldu bittiye getirildi.
İHL'leler düz sosyal bilimler lisesi sayıldı ve kaymakam, vali asker olma yolu açıldı.
Elbette şura kararların önce yasalaşması lazım...
Yasa için alt zemin hazırlandı..
Ama karşıt bir güç var...
Daha doğrusu karşıt bir görüş...
Anayasanın amir hükmü laikliktir...
Laik bir ülkede dini eğitim olmaz...
Bu çerçeveden baktığınızda İHL'ler çok tartışılır...
Tartışmayı bu noktaya getirmek isteyenler var..
Çünkü o zaman laiklerin din düşmanı olduğunu söyleyecek ve kapanması zor bir yara dehşetli bir şekilde kanayacaktır...
Türkiye'yi zor günler bekliyor...
Hemde çok zor...
Tüm entelektüeller (ziyaları kendisiniden menkul iki ayaklı lambaları kastetmiyorum) bu konuda iyi düşünmeli...
Sonra çok geç olacak...
Yayın Tarihi :
20 Kasım 2006 Pazartesi 11:12:06