30
Haziran
2024
Pazar
ANASAYFA

Dünden Sonra , Yarından Önce, BendenSonra, Senden Önce



      “Her seferinde ve dahası bile bile aldanıyor, hiç bıkmadan sahte ilişkilerle ladese tutuşuyordu"...
       Bu aralar her nedense tüm açık yürekliliğiyle hep bu soruyu soruyordu  kendine.
       Sonra diyordu ki;”Akıllıyım,başarılıyım,eğlenceliyim,güzelim(kahretsin ki farkındayım) ama neden eksiğim?” Zincirin hangi halkası kopuk? Yada sorun nerede?”

       İstediğiniz iddiaya girerim,şu an benim yaşımda olup ,bu soruların cevabını bekleyerek sırf bu yüzden beyin hücrelerini genleştiren yüzlerce hatta binlerce kadın var yeryüzünde. 
      Baksanıza tüm dünyada sex&city’ler,kitaplar,filmler,albümler ve birçok ülkede yapılan ekstrem etkinlikler hep aynı sorunu baz alıyor son dönemlerde.
      30 ‘lu yaşların keyfini süren bizim kuşak kadınlar , ümmeti nisa olarak bir cevap yada birbirimizden kopya bekliyor,medet umuyor ,her birimiz beyaz atlı olmayacağını bilsek bile bu yanımızı tamamlayacak birer süpermen bekliyoruz..
       O kitaplarda,şiirlerde,köşe yazılarında anlatılanlara inanmak,filmlerdeki mutlu sonlara kendi umutlarımızı yamayıp, Orhan Baba’nın kulaklarını çınlatarak içimizde yarattığımız arabesk Leyla’lara kendimizce bir teselli vermek istiyoruz belki de .
      Hani aramızdan bir kadın çıkıp şu sorununu halletse hepimiz top yekün rahatlayacağız aslında.
     Tüm cesaretimi toplayıp, yine kendimi hemcinslerime kahramanca feda ederek bir adım öne çıkıyor ve bu problemi aşabilmemiz için neşteri kendi yüreğime sokuyorum.(Bu iyiliğim unutmayın..Ha bu arada sahi ne olacak benim bu harakiri merakımJ)

      Şimdiye dek hiç adetim olmayan bir ciddiyetle ,üşenmeyip,yemeyip içmeyip kendi yaşantımın “duygudiyografisini “ çıkarttım bu gece beynimde.
      Tüm samimiyetime ve iyi niyetime eklediğim,dürüstlüğüme rağmen sonuç tam bir facia çıktı... Şöyle bir geçmişime baktım da yalnızlığın ve kanmışlıkların en alası ile hep karşı karşıya kalmışım.. Tamam, hiç ortalama olmadım belki ama bari etrafımdaki bunca kalabalığın içinde , yalnızlığın ve yenen kazıkların bileşkesiyle bu kadar yakın temasta olmasaydım keşke diye hayıflandım.
       Bu keşif duygumun hemen ardından da acı gerçeği anladım.
       Şöyle bir etrafıma baktığımda ortada “gay” olmayan erkeklerin büyük bir kısmının benden ya çok yaşlı,ya çok küçük, geri kalan ortada dolaşan kuru kalabalık çoğunluğun da “ruh hastası” olduğu gerçeğiyle yüzleşmem çok uzun sürmedi.
       Düşündükçe keşfettiğim en önemli arıza, “tatminsizlik” duygusunda çıktı sonra.
       Herkes bir şekilde,bir şeylerin nasıl olması gerektiği konusunda ahkam kesiyor ama uygulamaya geldiklerinde trajikomik biçimde önce kendileri sınıfta kalıyordu.
     Herkesin kafasında kendine ait sevdalara yada olması gereken aşklara ait şablonlar ve uyulması gereken kurallar var.
     Kim kime yaklaşırsa hemen hopppp... şablonu çıkarıp, karşısındakini kendi cetveline uydurmak için o ölçülere göre kesip biçmeye başlıyor.Önceden yaşanmışlıklara ait kıstaslar yada acılar bir sonraki birlikteliği cendereye sokuyor,sütten yanan ağızlarımıza yoğurt kaşıklarını sokarken kaymağın tadından mahrum kaldığımızı anlamayacak kadar aptallaşıyoruz bazen. Bir başkasına hiç yakışmayan bir hareketin, bir diğerine çok yakıştığına,bir başkasında af çizgisine tekabül etmeyenlerin,bir diğerinde çok da rahatsız etmediğiyle yüzleşiyorum geçmişten bugüne yaşadıklarımı kıyasladıkça.


    "Bilgenin birine  sormuşlar demişler ki;"Efendim, dünyada en çok kimi seversiniz? "Terzimi severim," diye cevap vermiş. Soruyu soranlar bu cevaba şaşırmışlar,"Aman üstad, dünyada sevecek o kadar çok kimse varken terzi de kim oluyor? O da nereden çıktı?  Hem neden başkası değil de terzi?" Bilge, bu soruya da şöyle  yanıt vermiş;"Size ilginç geldiğini tahmin edebiliyorum ama ben cidden en çok terzimi severim.Çünkü ona  her gittiğimde ,bedenimi bilse bile benim ölçümü hep yeniden alır.Ama diğer insanlar öyle değildir.Ben yada bir başkası hakkında bir kez karar verirler ve  sonuna kadar da hep aynı gözle görürler."    


     Farkında mısınız bilmiyorum ama İnsan önyargılarından tamamen sıyrılıp karşısındaki tanımaya başladıkça kendini de yeniden tanıma fırsatı yakalıyor aslında. Bir insanı tanıdıkça, sadece kendi gibi olduğu için sevmek,kişiliğine şans vermek ve “tanıştığımıza gerçekten memnun oldum “diyebilmek işin püf noktası galiba...

     Bir soruyu sürekli aynı şekilde sorarsanız aynı cevabı alır, aynı kelimeyi , aynı şekliyle yazıp arattırdığınızda google da bile hep aynı kriterlere ait,aynı sonuçlara ulaşırsınız.(www.google.com.tr denemesi bedava)

       Hayatımızda da bu denge böyledir.Yapılan aynı hatalar , hep aynı istenmeyen sonuçları verir. Bu denklemden yola çıkınca ,geçmişte yaşanan tüm tatsız anıların yada insanların aslında birbirinin  tekrarı olduğunu yeni yeni farkediyorum. Yıllarca farklı zamanlarda, farklı kişilerle aslında tek bir hatamın faturasını ödemişim meğer . İşin bu yanından bakınca,tabiri caizse “seri bir katil” gibi çalışmışım hissettim bir anda.
     
       “Eğer birisi seni bir kez aldatmışsa; bu onun suçudur.
        Eğer o kişi seni pek çok kere aldatmışsa; bu senin suçundur.” demiş adamın biri.

       Birbirimize benzetilmekten hiç hoşlanmasakta,bazen öyle benzer hatalar yapıyoruz ki,kim yada nasıl biriyle yapıldığının çok bir önemi olmuyor,çünkü hatalar ve adımıza kesilen faturalar netice itibarıyla hep aynı .
       Sonuçta aşkı yaşatacağımıza böylesi hatalarla o güzelim duyguyu hunharca öldürüyoruz bir bakıma... 



         Demek istediğim şu ;”zararın neresinden dönerseniz bunu kar sayın, bundan böyle başkalarının yada önceki yaşanmışlıkların kalıplarına sokuşturacağınız hiçbirşeyi yaşamayın ve karşınızdakine yaşatmayın.”

        Hadi silkinin lütfen,ha gayret yeni bir başlangıç,herşeye.....
Yayın Tarihi : 29 Eylül 2006 Cuma 09:13:52
Güncelleme :29 Eylül 2006 Cuma 14:05:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ertuğrul temizer IP: 193.110.209.xxx Tarih : 5.10.2006 15:22:59
hiç bir zaman geç değildir.geçmiş geçmiştir.Şu anda yanızdakilerin kıymetini bilmek büyük erdemdir. bir moğol atasözü öküz yavaş gider ama toprak sabırlıdır. toprak olmanız dileği ile

erdal geyikçi-köçek IP: 85.98.168.xxx Tarih : 30.09.2006 20:39:37
YUKARI TÜKÜRSEN BIYIK,AŞAĞI TÜKÜRSEN SAKAL.bir atasözümüzle başladım nilgün abla.sakal ve bıyık erkelerde olur.erkeklerin birde kel olanları var.benim gibi hafiften kelim.aklıma hemen bir ata sözü daha geliyor.SACI UZUN AKLI KISA.bayalar içinmi söylenmiş bilmiyorum.ama şunu biliyorum.bayan erkeklerden çok akıllı.bizim buralarda kahve kültürü var.bir araştırma yaptım.erkeklerin neden kehveye çok gidiyorlardiye.bir abimin 5 kızı var.hiç erkek çocuğu olmamış.evde benden başka erkek yok demişti kadınların dırdırı çekilmiyor demişti.erkekleri kahve hanede,dedikodu yapıyorlar sanıyor herkes.öyle degil hepsinin derdi dırdır.dedikoduyu genelde bayanlar yapıyor.mesela bizim buralarda evlilikler, yakıştırmayla,çevresinin ve akrabasının öncülüğüyle evleniliyor.sanat camiyasındada görünüyor.evli olanları bile birbirlerine yakıştırıyorlar.sonrası mutsuzluklar ve boşanmalar,yaşanıyor.olan çocuklara oluyor.gelecektede çocuklarını kendi durumuna düşecegini hiç düşünmüyor.öncelikle insanları tanımak için araştırma yapa bilirler.bir işe girerken bile öncelikle, adliyeden temiz raporu alnıyor,vs vs vs lerde isteniliyor.eskiden kız istemeye gidildiğinde.içkisi,kumarı vs vs varmı diye araştırılırdı.şimdi ise işi,evi,arsası,vs vs varsa hemen veriyorlar.kızlarıda evet demek zorunda kalıyor.daha sonra yaşananlar.ayrılıklar.doğan çocuklar.evlendi klerinde hiç kimse çocuğu düşünmüyor.ilkgünden kim düşünür çoluğu çocuğu öyle değilmi.nilgün abla?bir abimin sözü vardı herkesin bir açığı vardır.söküğü terzi diker.yarayı doktor diker.kalbide sevgi diker demişti.şöyle bir geçmişime bakıyorumda.hiç söküğüm ve yaram olmamış.insanlarıda hep sevdim demekki kalp hastasıda degilim.artık sakal bırakıyorum,ramazan geldi bir ay sakal bırakacam.22 yıldı tuttuğum orucumuda tutacağım.ağzımı kapatacağım.hiç kimsenin dedi kodusunuda yapmayacağım.belki bu yaşımaca bilmeden yaptığım günahlarımdan arınırım.herkesede tavsiye ediyorum.kimse siz olamaz.siz kimse olamazsınız.kimse ben ben kimse olamam.ben kimsegibi düşünemem.kimse benim gibi düşünemez.hiç kimse senin gibide düşünemez. nilgün abla.ama yazdıklarınızdan birşeyler,öğrene bilirler...!ben öğreniyorum.unuttuklarımı sizden....!saygı ve sevgilerimle.erdal geyikçi........!

Aysenur Ulubas IP: 81.214.129.xxx Tarih : 29.09.2006 12:40:01
Haklısın mavi perim; bir insanı tanımak yada tanıyamamak hepimizin düştüğü en büyük yanılgı. Birisiyle anlaşabiliriz hatta onu anlıyabiliriz ama tanımak başka. Tanıyamadığımız gibi kendimizi de tanıtamıyoruz. Temennin çok güzel. Ama insan "yaşanmışlıklar" ı unutamıyor ki. Unutamadığımız için silkinemiyoruz, yeni bir başlangıç yapamıyoruz. Yazın için tebrik ederim. Ellerine, yüreğine ve bütün geceni nisaların bu problemine öncülük yapmak için, yemeyip içmeyip duygudiyografini çıkardığın için. Artık nisaların ayaklanma vakti geldi sanırım :)

Rumuz Goncagül IP: 85.108.60.xxx Tarih : 29.09.2006 10:27:57
Nilgün Hanımefendi, yazınıza; en son okuduğum Erdal Demirkıran'ın Adam Dediğin Benim Gibi Olur isimli kitabından çıkardığım sonuçla bir yorum yazmak geldi içimden. Yazarın kitabında özetle dediği gibi; Haklısınız ama denemekten ve hakkınız olan mutluluğu aramaktan asla vazgeçmeyiniz! Ben artık öyle yapıyorum çünkü; 'bir daha dünyaya gelirsen ne olmak isterdin?' sorusuna Bilge Adam'ın gülerek verdiği cevapta saklı bu sır: 'Bir dahası yok!'