1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

Sayın paşa emriniz olur ama ben yanmak istiyorum...

Her sabah işe gelirken selamlaşırız. Tanışıklığımız 1983 yılına dayanır.. Ben Milliyet’te gazetecilik yaparken o da Nuruosmaniye Caddesi’nin başında ayakkabı boyacılığı yapıyordu… Ben Kadıköy’de oturuyordum o Üsküdar Selamsız’da. Şimdi ben de Üsküdarlı oldum. .O şimdi Çiçekçi adliyesinin önünde ben de kenthaber’deyim. Dedim ya her sabah selamlaşır eskiyi yadederiz… O İslam Çupi’nin hastasıydı, ben ise başka yazarların denizlerinde yüzerdim.

Eşini kaybedeli üç sene oldu. Bazen bir kadınla görüyordum. “Yalnızlık kötü, evleneceğim” diyordu. Geçenlerde yine rastladım. Boya sandığını omzuna asmış kederli kederli geliyordu; dokunsam ağlayacak vaziyetleri… ‘Hayrola’ dedim. “Sorma” dedi. “Gece rüyama girdi esmer güzelim. Dayanamıyorum. Üç sene oldu öleli;hep gözümün önünde. Her hafta üç kez mezarını ziyaret ediyorum. Ağlaya ağlaya bir hal oluyorum. Biliyorsun manitam da var fakat onun yerini tutmuyor. Dile kolay evliliğimiz 55 yıllıktı. 0 14 ben 15 yaşındaydık evlendiğimizde. Bir sene sonra ilk bebeğimiz oldu. İlk kızımız şimdi 55 yaşında. 10 çocuğumuz oldu altısı yaşıyor. Ne kadar mutluyduk. Hiçbir şeyciği yoktu. Abisi hastalanmıştı. ‘Gitme hastaneye; senin yüreciğin dayanmaz’ dedim. Ve yüreği dayanamadı. Birden kalpten gitti. Bir şeyciği yoktu, esmerimin. Bak gör resmini, -bu arada sandığını yere bırakıp cüzdanından eprimiş siyah beyaz vesikalık bir fotoğraf çıkardı- ne kadar güzel değil mi? Amerikan artistlerine benzetirlerdi mühür gözlümü… Bazen çok efkârlanırım, yüksek tansiyonum olmasına rağmen sabah bakarım iki parmak kalmış koca rakı şişesinde. Bu gece yine rüyamdaydı… Yaktı beni, yaktı… Keşke ben öleydim…” dedi… Kederini, hasretini döktü güz yağmuru kokulu sabaha.

Hayat böyledir… Sevenler, içten sevenler; sevdiklerini yitirdiklerinde dayanamazlar… Benim kadim dostum gibi, “Yaktı beni, esmer güzelim” diye hasretinden yanar, kadınının o sabun kokulu ellerini özler…

O akşam, bulutlar çekilmişti. Gökyüzüne baktım ve ne kadar zavallı olduğumuzu anımsadım. Ucu bucağı olmayan evrendeki yerimizi anlamaya çalıştım. Hayatın anlamını düşündüm. İçimizdeki sevgi, âşk, arkadaşlık, dostluk duygularının yerini nasıl öfke, hırs, kıskançlık, düşmanlık duygularının aldığını düşündüm. Ve tüm bu duygulardan evrende sakin sakin dönen ve sakini olduğumuz dünyamızın da diğer yıldızların da münezzeh olduğunu anladım…

Bu sabah yine haberler aktı… Bir paşa, “Avrupa Birliği yandaşlarının… Türkiye hainlerinin… Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratamayacağını…" söyledi. Aynı paşa, söz konusu aynı "hain"lere “Ya Türkiye’yi terk edeceklerini ya da Anadolu denizinde boğulacakları” nı hatırlattı...

Söylediklerinizden alınmıyorum... Üstelik dünyayayı bu hale getirmenin tarihsel günahını işleyen  Avrupa'ya ayılıp bayıldığım da yok fakat yine de  "emriniz olur paşam" demek geliyor içimden...

Doğduğum, hüzünlerimi, sevinçlerimi paylaştığım; sevdiklerimi, dostlarımı, ata mezarlarımı, anılarımı sizin emriniz üzerine terk mi edeceğiz... Neler oluyor... Aklımızı mı yitirdik... Hangi ruh halindeyiz... Söyler misiniz bana...

Yahu, ülkücü tosuncuklar da “Ye sev ya terk et” demiyorlar mıydı farklı düşünenlere … neyse…

Sayın paşa… 

Bu ülke askeri kışla değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ben,-diğer TC’daşlarımı bilmem- artık her sabah “koğuş kalk” emriyle uyanmak istemiyorum… Sık sık yaşatılan koğuş duygusunu bana yaşatmaya ve anımsatmaya hiç hakkınız yok...  Sayın paşa...

Sayın paşa, başka bir diyeceğiniz yoksa ben gökyüzünde yıldızları seyretmek  ve bu dünyayı yaşanmayacak hale getirenler olarak ne kadar zavallı olduğumuzu bir kez daha anımsamak ve her sabah selamlaştığım kadim dostuma özenip sıradan insanlar gibi sevdiklerim için yanmak istiyorum…
Yayın Tarihi : 29 Eylül 2006 Cuma 21:00:01
Güncelleme :1 Ekim 2006 Pazar 15:43:45


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
MEHMET CÜREBAL IP: 85.101.79.xxx Tarih : 30.09.2006 15:35:38
Katılıyorum.Okudum beğendim.

davutpolat IP: 85.107.35.xxx Tarih : 4.10.2006 11:25:50
sn yazar yazınızda sanki TSK keyfiyetinden dolayı konuştuğunu yada olayları ülke gerçeğini görmeden vurdum duymazlığınızı yazınızda belirtiyorsunuz.TSK konuşması mutlaka sağlam temeller dayanan bir rahatsızlık konusunda uyarısını yapıyor.ülkesine sahip çıkan herkes cumhuriyetine sahip çıkmalı.yoksa koğuş kalktan daha değişik ses duyduğunda iş işten geçer.ülkeye sahip çıkma adına daha duyarlı yazı yazın.