30
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

AKP şansını kaçırdı!

Avrupa Parlamentosu Liberal Grup Üyesi Yunan asıllı Alman Milletvekili Jorgo Chatzimarkakis, 1 Mayıs'ta Taksim'de gösterilere izin verilmemesiyle ilgili olarak ''AKP hoşgörü sergileme anlamında büyük bir şans kaçırdı'' dedi.

Chatzimarkakis, 3H (Hürriyet, Hukuk, Hoşgörü) Hareketi ile Alman Friedrich Naumann Vakfı ortaklığıyla, Naumann Vakfı İstanbul ofisinde gerçekleştirilen yuvarlak masa toplantısında, 3H Hareketi üyesi gençlerle bir araya geldi.

1 Mayıs dolayısıyla İstanbul'da yaşanan olaylara değinen Chatzimarkakis, "AK Parti, bugün insanlara gösteri yapma imkanı vermeyerek, hoşgörü sergileme anlamında büyük bir şans kaçırdı" diye konuştu.

Chatzimarkakis, polisin göstericilere müdahalesine ilişkin olarak da bu görüntülerin Almanya, İngiltere ve Fransa'da da yaşandığını ifade ederek, "Bu, AK Parti'yi antidemokratik yapmaz. Bu gece Alman televizyonlarını izleyin, bu görüntülerden daha kötülerini göreceksiniz" ifadesini kullandı.

Bugün yaşananlara biraz tanık olduğunu kaydeden Chatzimarkakis, "Ancak
taş atmak ifade özgürlüğü değildir. Polis, taş atılınca yanıt verir" dedi.

Türkiye'nin AB üyeliği

Chatzimarkakis konuşmasında Türkiye-AB ilişkilerine de değindi. AB'nin Türkiye'nin içişlerinde sadece görüş ve anlayışını ortaya koyabileceğini belirten Chatzimarkakis, "AB siyasi rakipler arasında bir özür ya da bahane aracı olarak kullanılmamalı" dedi.

Türkiye'nin AB müzakerelerine başlaması konusunda kendisinin de "evet" diyenlerden olduğunu vurgulayan Chatzimarkakis, bunu yaptıklarında gelişmelere bakarak Türkiye'ye güvendiklerini, ancak günümüzde bazı şüpheleri olduğunu dile getirdi.

AB yolunda gerekli reformların hızla yapılamadığını kaydeden Chatzimarkakis, Türkiye'nin gündeminde parti kapatma davasının olduğunu söyledi.

"Savcı haklı olabilir"

Avrupa ülkelerinde parti kapatmanın zor olduğunu, siyasi açıdan bakınca bu konuda AK Parti'ye hak verilebileceğini kaydeden Chatzimarkakis, ancak hukukun üstünlüğü açısından savcının da haklı olduğunun söylenebileceğini ifade etti.

Chatzimarkakis, "Başbakan Erdoğan'ın, 'bunları önlemek için ne yaptık, hangi reformlar başarıldı, başörtüsü serbestisinden başka ne yaptık, DTP'nin kapatılması konusunda ne yaptık?' diye kendisine sorması gerek" diye konuştu.

AB'nin, Türkiye'nin içişlerinde sadece görüş ve anlayışını ortaya koyabileceğini kaydeden Chatzimarkakis, "AB, siyasi rakipler arasında bir özür ya da bahane aracı olarak kullanılmamalı" dedi.

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, Türkiye'nin AB ile müzakerelerinin sonucuna ilişkin olumsuz açıklamalarının Türk halkı üzerinde yarattığı olumsuz etkileri de değerlendiren Chatzimarkakis, bunların sonuca bir etki etmeyeceğini, sonucun Türkiye'nin elinde olduğunu vurguladı.

"Aynaya bakın ve kim olduğunuzu bulun"

Türkiye'de Kemalist laiklik ile İslami anlayışların karşı karşıya olduğunu ifade eden Chatzimarkakis, "Aynaya bakın ve kim olduğunuzu bulun. İhtiyacınız olan Osmanlı hoşgörüsü. Gerçek laiklik budur" dedi.

Chatzimarkakis, bununla birlikte ahlaki değerler ile yasaların ayrılması gerektiğini de dile getirdi.

AB ile Türkiye arasında farklılıkların değil, ortak noktaların ortaya çıkarılması gerektiğini ifade eden Chatzimarkakis, "Ne kadar farklı olduğumuzu değil, ortak noktalarımızı görmek istiyorum. Çok kültürlü AB'de ortak değerlerimizi görmek istiyorum" dedi.

Chatzimarkakis, Avrupa'nın da Türklerden öğreneceği çok şey olduğunu belirterek, Türklerin Almanlara, ailevi değerlerini ve aile bağlarını nasıl koruduklarını öğretebileceklerini söyledi.

...
Yayın Tarihi : 2 Mayıs 2008 Cuma 11:23:29
Güncelleme :2 Mayıs 2008 Cuma 11:36:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
emrullah IP: 195.33.241.xxx Tarih : 2.05.2008 16:47:47

AKP anti-faşizan ilaçlarını almayı unuttu ve olanlar oldu. Daha ne kadar devam edecek AKP anti-faşizan ilaçları alarak bilinçsizce demokrasi sevdalığı yapmaya... AKP acil olarak kendisini gerçekten sorgulamaya başlamalı. Bilinçaltı gerçeği varken, ego telkinleriyle demokratik olunmaz. AKP kendisini gerçekten sorgulamaya başlamalı ve ben gerçekten demokrasi istiyor muyum diye sormalı. Artık içinde bilinç altında yumruk olmuş, faşizan duygularıyla yüzleşmeli, onları bulup öldürmeli, gerekiyorsa toplumdan yardım alarak toplumun terapisine başvurmalı...