1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

Arınç: İmtiyazlı ortaklık lütuf değil

TBMM Başkanı Bülent Arınç, Alman Birlik partileri (CDU/CSU) tarafından Türkiye’ye AB üyeliğinin yerine teklif edilen ’’imtiyazlı ortaklığın’’ Türkiye için bir lütuf olmadığını herkesin bildiğini söyledi.
Arınç, Berlin’de bugün yaptığı temasların ardından Türk gazeteciler için Büyükelçilik’te bir basın toplantısı düzenledi.
Bülent Arınç, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin 1963 yılında imzalanan Ortaklık Anlaşması’na dayandığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
’’Sadece duygusal ilişkilerle bunu izah etmek mümkün değildir. Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkanların düşüncelerinin çok geçerli olmadığını, çok makul ve haklı sebeplere dayanmadığını söyleyebiliriz. İmtiyazlı ortaklık teklifinin Türkiye için bir lütuf olmadığını biliyoruz. Türkiye’nin böyle bir meselesi ve beklentisi yoktur. Biz zaten 1996 yılından bu yana böyle bir ortaklığın içindeyiz. Bunları muhataplarımız da biliyorlar. Ancak böyle bir konunun iç politika malzemesi yapıldığı da ortadadır.’’ Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin çok özel olduğunu belirten Arınç, şöyle devam etti:
’’Geçmişe baktığımızda iki halkın da iki devletin de çok iyi ilişkiler içinde olduğunu biliyoruz. Almanya’daki siyasi partiler arasında da aynı işbirliği ve söz birliği olsun istiyoruz Türkiye’ye karşı. Milyonlarca Türk 40 yıldan bu yana Almanya’da iş ve ev sahibi olmuşlardır. Bu insanların 700 bine yakını Alman vatandaşıdır. Seçme ve seçilme haklarına sahiptir. Böylesine yakın ilişkiler 17 milyar dolar ticaret hacmine ulaşmışsa, Almanya’da yapılan yatırımların ve işadamlarının sayısı onbinlerle ifade edilebiliyorsa, Almanya’dan Türkiye’ye gelerek yerleşenlerin sayısı da dikkat çekici oranda artıyorsa, böyle bir tablonun AB’deki bir Türkiye ile bütünleşmesi gerekir. Türkiye zaten bir Avrupa ailesinin üyesidir. Bir çok Avrupa kuruluşunun üyesidir.’’ Türkiye ile Almanya arasında bir çok ’’dostluk köprüsünün’’ olduğunu ifade eden Arınç, ’’Geçmişte bir çok olay iki halkı birbirine bağladı. Avrupa’da önemli bir devlet olan Almanya’yla Türkiye arasında hem hükümet hem parlamentolar arası düzeyde iyi ilişkiler sağlandı. Bu ilişkileri özellikle bu dönemde artırmayı ve güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Ziyaretimizin birinci amacı budur. Türkiye ile diğer ülkeler arasında parlamenter diplomasiyi harekete geçirmek istediğimiz için parlamentoların da gücünü ortaya koymaya çalışıyoruz. Parlamentolar halkı temsil ediyorlar. Halkların bir araya gelmesi, dostluk ve kardeşlik duyguları içinde ilişkiler kurması, her iki parlamentoda dostluk grupları kurulması, her iki parlamentonun komisyonlarının birbirlerini tanımaları ve birbirlerinin birikimlerinden istifade etmeleri elbette önemlidir.’’

KIBRIS

Almanya Federal Meclis Başkanı Wolfgang Thierse ile 2 konuyu görüştüklerini kaydeden Arınç, Thierse’nin yaklaşık 2 ay önce Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında Kıbrıs’ta henüz referandumların yapılmadığını, Türkiye ve Türklerin, Ada’da yaşayan Türklerin barışma, uzlaşma ve çözümden yana olduğunu, oylama sonucunda bunun görüleceğini ifade ettiğini belirtti.
Arınç, ’’Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Türklere karşı artık ambargonun uygulanmaması ve Kıbrıslı Türklerin izolasyondan kurtulmaları, bu konuda adım atılması gereği karşılıklı olarak ifade edilmiş oldu’’ şeklinde konuştu.
Thierse ile Leyla Zana konusunda da görüştüklerini belirten Arınç şunları söyledi:
’’DGM, Leyla Zana ve arkadaşları hakkında aldıkları ilk kararda ısrar etmişlerdi. Bu, hem Avrupa Parlamentosu (AP), hem de Alman parlamentosu içinde üzücü bir gelişme olarak nitelendirilmişti. Biz bunu izah ederken, bir yargı kararını izah ediyor ve yargıya ne yasamanın ne yürütmenin müdahalede bulunamayacağını, bunun tüm Avrupa için de geçerli olduğunu söylüyorduk. Onlar da artık Türkiye’de bu tür davalar sebebi ile insanların tutuklu kalmamaları gerektiğini, tahliye olsalar bundan büyük bir rahatlık duyulacağını söylemişlerdi. Bugün geldiğimiz noktada yine bir yargı kararıyla adı geçen kişiler serbest bırakıldı. Bundan duydukları rahatlığı ifade ettiler. Türkiye’de başarılan reformların artık uygulanmasında da hiç bir çekince kalmadığını, Türkiye’nin bunu rahatlıkla uygulayabileceğini ifade ettiler’’.
Türkiye’nin başardığı reformlarla ve Kopenhag kriterlerini büyük ölçüde yerine getirmesi ile müzakerelere başlanmanın mümkün olabileceğini ifade eden Arınç, ’’Almanya hükümet nezdinde büyük bir destek vermektedir. Türkiye’yi ziyaret eden Başbakan Gerhard Schröder ve Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, Türkiye’yi bu konuda desteklediklerini ifade etmişlerdir. Bu destek devam ediyor. AP seçimlerinde muhalefetteki Birlik partilerinin (CDU/CSU) daha fazla oy alması ve daha fazla parlamenter çıkarması Almanya’nın Türkiye’ye verdiği desteği azaltmayacaktır. Bu destek İtalya’dan ve İngiltere’den de gelmektedir. Fransa’da bu konuda bazı tereddütler olduğu gözlenmektedir. AP seçimleri ortadadır. Bunlar iç politik gelişmeler olarak değerlendirilebilir. İktidar partileri oy kaybetmiş olabilir. Bunlar iç politik nedenlerden kaynaklanıyor olabilir. Biz Türkiye’nin 1963’de Ankara Anlaşması’yla başlayan süreç içinde görevini fazlasıyla yerine getirdiğini, 2004 yılında AB’ye yeni giren 10 ülkeden hiç bir eksiği olmadığını rahatlıkla söylüyoruz’’ şeklinde onuştu.

’’ALMANYA’DA YAŞAYAN TÜRKLERİN KİMLİKLERİNİ MUHAFAZA ETMELERİNİ ARZU EDİYORUZ’’

TBMM Başkanı Bülent Arınç, Almanya’da yaşayan Türklerin kimliklerini muhafaza etmelerini istediklerini söyledi.
Arınç, Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği’nde Türk gazeteciler için düzenlediği basın toplantısında, ’’Almanya’da yaşayan Türklerin kimliklerini muhafaza etmelerini arzu ediyoruz. Onlar Türk toplumunun bir parçasıdır. İnançları, dilleri, kültürleri Almanlardan farklı olabilir. Bu farklılıklar bizim zenginliğimizdir. Bunlardan dolayı utanç da duymuyor, sıkıntı da duymuyoruz. Bunları muhafaza ederek gelecek nesillere aktarmak çok olumlu’’ ifadelerini kullandı.
’’Arzu ettiğimiz bir diğer husus da artık bu toplumda bir göçmen işçi, bir misafir ya da bir işçi konumundan çıkarak bu topraklarda kalıcı olmayı, mülk edinmeyi, iş yapmayı ve buralarda saygın toplumun eşit vatandaşları gibi haklarına sahip olmayı arzu ediyorlarsa toplumla iyi bir entegrasyon sağlamalılar’’ diyen Arınç, uyumlu bir entegrasyon sağlanması gerektiğini, başkalarının bunu asimilasyon kabul edebileceğini belirterek, ’’Mutlaka bize benzeyeceksiniz diyebilirler. Ama makul düşünen hiç kimse böyle bir şeyi yüksek sesle söylemez’’ dedi.
Alman toplumuyla en iyi ilişki kurmanın yollarından birisinin Almanca öğrenmek olduğunu kaydeden Arınç, şunları söyledi:
’’Bu insanlarla iyi ilişki kurmanın tek yolu aynen bir Almanın konuştuğu gibi bu dili konuşmaktır. Bunun hiçbir mazereti olmaz. (Hayır ben kendi dilimde bu toplumla ortaklık kuracağım, barışık olacağım) denilemez. Bir defa bu dilin mutlaka öğrenilmesi gerekir. Hem de çok küçük yaşlardan itibaren öğrenmek gerekir.
Bulunduğumuz ülkenin yasaları, kanunları bizim için de geçerlidir. Kendi haklarımızın zayii olduğunu, haklarımıza kavuşamadığımızı düşünüyorsak yapacağımız şey hukuk zemininde bunun mücadelesini vermektir. Bu örgütlü toplumla da olur ama bireysel olarak haklarımızı arayarak da olur. Ama bunun için de en geçerli yol bu ülkenin kanunlarını ve kurallarını iyi bilmektir. Bu okullar için de böyledir çalıştığımız yerler için de böyledir. Sendikal haklar için de böyledir. Finansman ve bankacılık yönünde de böyledir.’’ Uyumlu bir entegrasyonun önemini vurgulayan Arınç, ’’Geçen yıl TBMM’de CHP’li ve AK Partili milletvekillerimizin oy birliğiyle kabul ettiği bir Araştırma Komisyonu kuruldu. Yurtdışında yaşayan yurttaşlarımızın sorunlarını bu komisyon çok güzel bir raporla ortaya koydu. Geçen yıllarda da buna benzer çalışmalar yapılmıştı. Bu rapor, neler yapılabileceğinin, hangi eksikliklerin bulunduğunun tespit edilmesi açısından çok yararlı oldu’’ dedi.
Arınç, Almanya’da yaşayan Türkler ile ilgili olarak, ’’Buradaki Türk toplumunun aralarındaki çekişmeleri bırakarak Türkiye’nin bir elçisi gibi, Türkiye’nin AB üyeliği konusunda en iyi referansı verebilecek bir topluluk olarak bulunmasını isteriz. Çünkü AB’ye Türkiye’nin alınmaması için çaba sarf edenlerin en büyük argümanlarının birisi de toplumlumuzun entegrasyon konusundaki isteksizliğidir. Türk toplumunun çok iyi bir lobi faaliyeti içinde Türkiye’nin propagandasını, Türkiye’nin tanıtımını yapmasını arzu ediyoruz’’ diye konuştu.
Yurtdışında yaşayan Türklerin sorunlarını araştıran komisyonun raporunun da TBMM’nin internet sitesinde yayınlandığına işaret eden Arınç, ’’www.tbmm.gov.tr’’ adlı internet adresinde bu rapora ulaşmanın mümkün olduğunu ifade etti.
Arınç, daha sonra Berlin Başkonsolosu Aydın Durusoy tarafından verilen akşam yemeğine katıldı.
BERLİN - İHA
Yayın Tarihi : 15 Haziran 2004 Salı 01:22:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?