24
Mayıs
2025
Cumartesi
ANASAYFA

Asırlık çınarlar anlatıyor

Türkiye'nin dört bir yanında 100 yaşını devirenlerle konuştuk. Formülleri ortak bir sırrın parçası gibiydi. Tereyağ ve yoğurt masalarından hiç eksik olmamış. Kırmızı ete düşkünler, kolesterol bilmiyorlar. Hırslı değiller ve paraya önem vermiyorlar

100 yaşına kadar yaşamak hayal değil, çok uzak değil hatta gün geçtikçe çok daha mümkün. Sanıldığı gibi bir iki kişi değiller; bugün Türkiye'de 100 yaşına sağlıklı girenlerin sayısı 33 bini buldu. Bu sayı giderek de artıyor. 33 bin yaşlı arasından alzheimer'le hiç tanışmamış olanları bulduk, parkinsonun yanına yaklaşmayan delikanlı gibi yaşayanları seçtik.

Türkiye'nin 7 bölgesinde 100 yaşına sağlıklı girenleri bulduk, konuştuk. Sağlıklı, dinç, zehir gibi beyinleri ile 100 yaşına kadar yaşayanlardan bunun sırrını sorduk. Hâlâ zeybek oynayan Kübra Teyze, günde 80 merdiven çıkan Bekir Adalığ, bu yıl zeytinleri ağaçlarından kendisi toplayan İbrahim Topçu, "Gözlük kullanmaya şimdilik ihtiyacım yok" diyen Ferhat Kaya, birbirlerine 80 yıldır âşık olan Akıncı çifti, 100 yaşına gelmenin yollarını anlattı.

Neyi asla yapmıyorlar, neleri ortak, vazgeçemediklerinin peşine düştük. Uykuları, alışkanlıkları, inanışlarını, aşklarını sorduk onlar anlattı. Ellerini öptük, evlerini ziyaret ettik, akrabaları, çocukları, komşuları ile konuştuk. Tüm dünyanın peşinde koştuğu "İnsanları 100 yaşına kadar genetik mirasları mı, yaşam şekilleri mi koruyor" sorusunun yanıtını araştırdık. Bilinen yaşam önerilerini nasıl yalanlıyorlar. Açlık da çekmişler, yokluğu da biliyorlar, tereyağını kaşık kaşık yiyenler bile var. Savaşta yaşamışlar, büyük acıları görmelerine rağmen bugüne kadar dimdik ayakta kalabilmişler. Bu yazı dizimizde, Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü yolumuzu açtı. Prof. Dr. İsmail Tufan'ın yaptığı 100 yaş araştırması pusula gibi oldu. Türkiye'nin tüm bölgelerini dolaşıp, 100 yaşı deviren 30 yaşlıdan uzun yaşamın sırlarını dinledik.

Mutlular hâlâ kahkaha atabiliyorlar, inançlılar, çok çalışkanlar... Türkiye'nin dört bir tarafında 100 yaşı devirenler taş devri diyeti ile besleniyorlar. Tereyağsız masaya oturmuyorlar, yumurta olmazsa olmazları arasında. Yüz yaşına sağlıklı olarak girenlerin pek çok ortak özellikleri var. Bu özelliklerin bazıları dünyada başka yerlerde görülen bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış "100 yaş formülleri" reçetesine bire bir uyuyor.

Bazıları tamamen Türklere özgü. İşte bizim yüzlük nineler, dedeler ve onların yaşam reçetesi:

Kırmızı et tüketiyorlar. Nerdeyse çoğu taş devri diyeti ile beslenmiş. Erkeklerin çoğu hayvancılık ya da avcılıkla uğraştığı için iyi eti hemen tanıyorlar, eti seçerek yiyorlar. Balık, bakliyat ve tahıl bol bol tüketiyorlar. Ama en önemlisi yoğurt, hemen hemen hepsinin ortak noktası günde mutlaka bir kâse yoğurt yiyorlar. Sarımsak yine olmazsa olmazları arasında.

MARGARİNİ BİLMİYORLAR

Margarinin anlamını bile bilmiyorlar, ne olduğunu bir türlü tarif edemedik. Tereyağ vazgeçemedikleri arasında. Zeytinyağını çoğu ilaç niyetine kullanıyor.
Alkol nerdeyse hiç tüketmemişler çoğu sigarayı ağzına bile sürmemiş. Aralarında sigara kullanıp seksenlerinde bırakan bir kişi vardı, biri de hâlâ içiyor.

Kilo alıp verme gibi bir beslenme düzenleri olmamış, hep sabit kilolarını korumuşlar. Erkeklerin çoğu "askerlik kilom neyse hâlâ o kilodayım" diyor.
Huzurevleri veya bakımevleri uzak ve soğuk kavramlar. Çok güçlü aile bağları var. Aileleriyle birlikte ya da yalnız yaşıyorlar ama çevreleri ile iletişime çok açıklar. Konu komşuları, akrabaları ile iç içe yaşam sürüyorlar.

Kadın erkek eşitliğini doğal bir şey gibi görüyorlar. Eşler birbirlerine ve çocuklarına çok ama çok önem veriyorlar. Hep mutlu evlilikleri olmuş, genelde tek evlik yapmışlar uzun süre evli kalmışlar. Yüz yaşına birlikte gelmiş çiftler hâlâ işbölümü yapıyor.

Kahve kültürü ile sosyallik kuruyorlar. Yüz yaşına gelip sağlığını koruyan erkeklerin çoğu kahveye gidiyor. Onların kahveleri açık havada köy ya da kır kahveleri ağaçlar arasında. Kahve sohbetlerine fiilen katılıyorlar, hatta masaları sabit. Orada ülkenin gündemi takip ediyorlar. Arkadaşlık ve dostluk, yaşamının olmazsa olmazlarından biri ve belki de en önemlisi.

Hırslı değiller, çoğu paraya hayatları boyunca fazla önem vermediğini anlatıyor.
Yüz yıllık gençlerin önemli bir ortak özelliği: mutlulukları. Hepsi gülüyor, hayatın tadını biliyorlar. Neşeli, keyifli, coşkulu olmaya önem veriyorlar. Umutlu olmak, olup bitenlere ve geleceğe olumlu bakmak onların kişiliği olmuş.

ŞÜKREDİYORLAR

İnançlı insanlar. Şükretmeyi, fark etmeyi, yetinmeyi çok iyi biliyorlar. Sabah namazını da akşam namazını da kaçırmıyorlar. Aralarında hâlâ sabah namazı için imamı cami kapısında bekleyenler var.

Hareketli bir yaşamları var. Ancak bunu spor yapmak gün için yapmıyorlar, yaşam tarzları haline gelmiş. Gençliklerinde günde kilometrelerce yol aldıklarını anlatıyorlar, çoğu hâlâ insanı şaşırtacak kadar fiziksel aktivitede bulunuyor. Aralarında günde 70-80 merdiven çıkarak evine gidenler var.
Sabah erkenden kalkıyorlar, gün doğumunu kaçırmıyorlar, akşam erkenden yatıyorlar. Aralarında yaşlılık nedeniyle uyku sorunundan yakınanlar 20.00 yerine saat 22.00'de uyumaya başladığını söylüyorlar.

CENNETTE YAŞIYORLAR

Şehirde yaşayanları da var, onların manzaraları mutlaka deniz görüyor, ancak 100 yıllık çınarların en büyük özellikleri havası ve suyu cenneti andıran yerlerde yaşamaları. Yaşadıkları köyler, kasabalar cennetin bir parçası gibi. Çoğunun oturduğu yere yakın bir şelale bulunuyor, burada bulunan kaynak suları etraftan gelenler tarafından damacanalarla şifalı su diye taşınıyor, çiçekler, kuş sesleri ve temiz hava yüz yılık yaşamın ortak sırrı gibi duruyor.

Gezgin değiller, genellikle doğdukları yerde yaşamışlar. Yüz yılı birkaç kilometre arasında geçirmişler. "Şu evde evlenmiştim, burada yaşlandım" diye elleriyle rahatlıkla gösterebilecekleri uzaklıklar içinde geçirmişler hayatlarını. Gürcü, Arnavut göçmenleri çoğunlukta. Küçükken koptukları toprakların dilini hâlâ konuşuyorlar ancak daha sonra hayatları hep aynı yerlerde sürmüş. Aralarında iki dil konuşanlar çoğunlukta.

Sabah
Yayın Tarihi : 5 Temmuz 2010 Pazartesi 11:38:49
Güncelleme :5 Temmuz 2010 Pazartesi 11:43:42


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
tiara IP: 88.67.66.xxx Tarih : 5.07.2010 20:14:45

inanirim cünkü salihlide yasiyan 130 nerdeyse ninemiz var ve hala yasiyor (allahta uzun ömür versin) ve kendi gözlerimle sahidim inanmiyan gidip bakabilir ;)