30
Nisan
2025
Çarşamba
ANASAYFA

Ata'ya en uzun yazan lider oldu

Obama, Anıtkabir Özel Defteri'ne bugüne kadarki liderlerden daha uzun bir yazı yazdı

ABD Başkanı Barack Obama Ankara’daki programına Anıtkabir’de Atatürk’ün manevi huzuruna çıkarak başladı.

ABD Başkanı yazan kırmızı ve bayaz karanfillerden oluşan bir çelenkle Mozoleye gelen Obama’ya Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Ankara Valisi ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve eşlik etti.

 

Siyah bir takım elbise, beyaz gömlek ve kırmızı kravatı tercih eden Obama, mozoleye çelenk koyduktan sonra saygı duruşunda bulundu. Anıtkabir çıkışında basın mensuplarına el sallayan Obama’yı Cumhurbaşkanlığı özel korumalarının da eşlik ettiği görüldü.

-OBAMA, ANITKABİR ÖZEL DEFTERİNE ŞUNLARI YAZDI:

Obama, Misak-ı Milli Kulesi'ne geçerek, Anıtkabir Özel Defterini imzaladı.

ABD Başkanı deftere şu satırları yazdı:

"Vizyonu, kararlılığı ve cesaretiyle Türkiye Cumhuriyeti'ni demokrasiye yönelten ve mirası tüm dünyaya kuşaklar boyunca ilham vermeye devam eden Mustafa Kemal Atatürk'e saygılarımı sunmak, benim için bir onurdur.

 ABD'nin 44. Başkanı olarak, Türk-Amerikan ilişkilerini güçlendirmeyi, Atatürk'ün, halkına umut veren modern ve müreffeh bir demokrasi olarak Türkiye vizyonunu desteklemeyi ve 'Yurtta barış, dünyada barış' ilkesini gerçekleştirmeyi sabırsızlıkla bekliyorum." ABD Başkanı daha sonra, Çankaya Köşkü'ne gitmek üzere Anıtkabir'den ayrıldı.

Bu arada, yoğun ve özel güvenlik önlemlerinin alındığı Anıtkabir'de, basın mensupları Obama'nın Anıtkabir ziyaretini belirlenen dört ayrı noktadan takip edebildi.

Türk basın mensupları, otobüslerle içeriye alındı ve basın mensuplarının ekipmanları polis köpekleri tarafından arandı.

 Bekleme sırasında, Anıtkabir özel kafeteryası gazetecilere açıldı ve Anıtkabir görevlileri tarafından simit ve şeker ikram edildi. Ayrıca, Obama ile birlikte ABD'den Ankara'ya gelen basın mensuplarına ziyaret sırasında dikkat etmeleri gereken protokol hususları hakkında kısa brifing verildi.

Obama ve beraberindekiler gelmeden önce, Misak-ı Milli kulesinin içerisine oda parfümü sıkıldığı gözlemlendi.
 

Obama Köşk'te

ABD Başkanı Obama ziyaretinin ardından Çankaya Köşkü'ne gitti. Cumhurbaşkanı Gül, Obama'yı törenle karşıladı. ABD Başkanı, resmi karşılama töreninde Türk askerini 'Merhaba asker' diyerek selamladı.

Muhalefetle 5’er dakika

Obama, TBMM Başkanı Köksal Toptan tarafından Başkanlık makamı girişinde karşılanacak. Toptan ile 15 dakika başbaşa görüşecek Obama, Toptan’ın makam odasında sırasıyla CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile 5’er dakika görüş alışverişinde bulunacak. Ardından TBMM Genel Kurulu’na geçecek Obama, 45 dakika kürsüde kalacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de Obama’yı TBMM’de kendisine ayrılan özel locadan dinleyecek. Obama’nın ziyareti nedeniyle bugün Meclis’e ziyaretçi de alınmayacak. Obama TBMM’nin ardından Başbakan Tayyip Erdoğan’la Başbakanlıkta görüşecek.

Komutanlar 21 ay sonra Meclis'te

ABD Başkanı Obama'nın TBMM'de yapacağı konuşmayı komutanlar da izleyecek.Komutanlar DTP'ye tepki olarak 21 aydır Meclis'teki törenlere katılmıyordu.

Meclis'e en son emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve kurmayları 23 Nisan 2007'de gelmişti. 22 Temmuz'da DTP Meclis'e girince asker de TBMM'deki törenlere katılmamaya başlamıştı.

.
Yayın Tarihi : 6 Nisan 2009 Pazartesi 11:58:39
Güncelleme :6 Nisan 2009 Pazartesi 12:15:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
HUSEYIN SASMAZ IP: 86.92.76.xxx Tarih : 6.04.2009 12:55:42

Bu çağda yaşayan insanlar,İslâm\'ı tam tatbik eden İslâm Devleti\'ni idrak etmedi. Bu insanlar, batılıların saldırılarıyla ortadan kaldırılan İslâm Devleti\'nin (Osmanlı Devleti\'nin) son zamanlarında yaşadılar. Onlar, İslâm Devleti\'nin sonlarına doğru İslâmî yönetimin ancak kalıntılarını gördüler. Onun için İslâmî yönetimin suretini zihinlerinde, hafızalarında canlandırarak vakıaya hakim kılan müslümana rastlamak zordur. Zira genellikle İslâm\'ın yönetimini ancak, İslâm topraklarının tamamında hakim olan fasid (çürük) demokratik nizamlarda gördüğü ölçü içerisinde tasavvur edebilmektedirler. Zor olan şey, sadece bu değil. Bununla birlikte, batı kültürünün etkisinde olan bu zihniyetlerin ortadan kaldırılmasında daha da çok zorluk vardır. Bu batı kültürü, batının İslâm Devleti’ne karşı kullandığı meşhur silahıdır. O, bu silahı ile İslâm Devleti\'nin hayat damarını mızrakladı. Yine o, bu silahı ile İslâm Devleti\'nin çocuklarının annelerini öldürüp kanını akıttığı halde gelip onlara kibirlenerek şöyle dedi: \"Ben, size kötü bakımından, kötü terbiyesinden dolayı öldürülmeye müstehak olmuş olan ihtiyar annenizi öldürdüm. Ben, size bendeki terbiyeyi (nizamı), sunuyorum ki; onunla hayatın zevkini, daimi mutluluğunu tadın...\" Böylece onlar, katil ile tokalaşmak için ellerini ona uzattılar. Halbuki onun silahı, daha annelerinin kanıyla kanlı duruyordu... Batı, müslümanlara sırtlanların takdiğini uyguladı. (Hikaye edildiği gibi;) \"Sırtlan, ne zaman ki avını tesbit ederse (korkaklığından dolayı hemen avının üzerine gitmez de bir taktik uygulayarak) onu unutur gibi terk eder, ta ki avı onun yanına kendisi gelsin. Daha sonra avını ani bir darbe ile yakalar. Av, ancak kendi kanını görünce uykudan uyanır. Fakat geç kalmıştır. Daha sonra sırtlan, avını vadinin dibine götürür ve onu orada yer.\" Batı kültürünün tesirinde kalan zihniyet sahipleri de bir gün; onların asıl devleti olan İslâm Devleti\'ni ortadan kaldıranın Batının bu zehirli silahı (kültürü) olduğunu görerek anlarlar ki; onların hayatlarını ve varlıklarını ortadan kaldıran da aynı şeydir. Yani bırakmamak için daima sıkı sıkıya tutundukları o batı kültürü ve mefhumları, fikirleridir. Onların taşıdıkları bu fikirlerden, kavmiyetçilik, dini devletten ayırmak ve İslâm\'ı tekzip eden görüşler ve benzeri batı kültürünün onlara taşıdığı bir kısım zehirlerdir. Muhakkak ki asıl mesele, çeşitli devletler kurmak değildir. Fakat asıl mesele, İslâm aleminin tamamında bir tek devlet kurmaktır. Asıl mesele, herhangi bir devlet ya da Allah\'ın indirdikleriyle hükmetmeyen fakat ismi İslâm olan bir devlet de kurmak değildir. Hatta asıl mesele, İslâm\'ı \"fikri liderlik\" olarak taşımaksızın sadece İslâmî kanunlarla hükmeden ve \"İslâm\" olarak isimlendirilen bir devlet kurmak da değildir. Evet, muhakkak ki asıl mesele, böylesi bir devlet kurmak değildir. İslâm akidesinden fışkıran İslâmî hayatı yeniden başlatacak, İslâm\'ı topluma tamamen tatbik edecek ve İslâm\'ı nefislere ve akıllara işledikten sonra İslâm Davetini aleme taşıyacak olan bir devlet kurmaktır asıl mesele...