20
Mayıs
2025
Salı
ANASAYFA

Başbakan teminat verdi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Hiçbir zaman Türk uçakları, bizim askerimiz Libya'daki kardeşlerine kurşun sıkan el, bomba atan uçak olmayacak" dedi.

Başbakan Erdoğan, Grand Cevahir Otel'de Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Fırsat Eşitliği Komisyonu tarafından düzenlenen "Herkes İçin Daha Eşit Bir Dünyada Eşitlik Komisyonlarının Rolü" konulu uluslararası konferansa katıldı.

Konuşmasında, iletişim teknolojileri sayesinde zıt kutupların birbirinden haberdar olduğu bir süreçten geçildiğini belirten Erdoğan, "Batıda evi, birkaç arabası, soysal güvencesi, yüksek maaşı olan, marketlerden sepetlerini tıka basa dolduran bir tüketici profili varken, doğuda insanların kuyudan su çekip, sıcak suyu çorba niyetine çocuklarına sundukları bir yoksulluk manzarası var. Kuzeyde bilgisayar, televizyon, telefon hayatın vazgeçilmezleri arasına girerken, güneyde hayatında bir kez olsun 'alo' dememiş milyonlarca insan var. Dünyanın bir kısmında çocuklarının eğitim, sağlık, sosyal güvenlik haklarını güvence altına alan bireyler varken, diğer bir kısmında yarın ne olacağını bilemeyen, yaşam savaşı veren bir kesim var" dedi.

Başbakan Erdoğan, ortadaki tezatın, farklı dünyalar arasındaki bu uçurumun, en fazla kadınları etkilediğini söyledi. Gelir dağılımdaki, refahtaki eşitsizliğin en fazla kadınları hedef aldığını belirten Erdoğan, "Dünyanın her yerinde kadınlar savaşın, terörün, törenin, istismarın, acizlerin, şiddetin doğrudan mağduru oluyor. Yoksulluk, eğitimsizlik, çarpık kentleşme, göç, herkesten önce kadın ruhunu tahrip ediyor. Çocukları kucaklarında katlettiler, bebekleri mama bulamayan, eşlerini gözlerinin önünde kaybeden kadınlar, sadece biricik varlıklarını değil, aynı zamanda geleceklerini kaybediyorlar. Türkiye olarak dış politikada değişmeyen ilklerimiz var. Ayırım yapmadan herkes için hak, adalet, barış, hukukun üstünlüğü, refah ve evrensel insan hakları istiyor ve güçlü şekilde bunu savunuyoruz. Son dönemde bölgemizde esen değişim rüzgarlarını destekliyor, değişimin olumlu yönde olması için her türlü katkıyı veriyoruz" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, hükümetin son 8 yılda gerçekleştirdiği reformların tüm dünyada takdirle izlenirken, bölgede de sağlıklı bir değişim noktasında örnek teşkil ettiğini söyledi. Bunun, 'bozulmadan değişmek mümkündür' tezini ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, "Yerel dinamiklerle değişmek mümkündür. İnançları tahrip etmeden, toplumsal değerleri ve topluma sırtını dönmeden gelişmek mümkündür. İşte Türkiye, böyle bir değişimin mümkün olduğunu açık olarak ortaya koydu.

Değişimi engellemeye yönelik tüm girişimlere, demokrasinin ileri standartlara ulaşmasını zorlaştıran tüm senaryolara rağmen Türkiye engelleri aşarak değişim ve dönüşümü bir ruh olarak yakalamıştır. Kadınlar, tarihin her dönemde değişimin öznesi oldular. İsrail tekrar Gazze'yi vurmaya başlamıştır. Kadınlar, çocuklar, insanlar ölüyor. Mısır'da kadın olmanın zorlukları, maalesef modern dünyanın ilgisini yeterince çekmemiş. Libyalı kadınların yaşadığı dram ekranlara yeterince yansıtılmıyor. Iraklı kadınların yaşadığı trajedi, insanlığın vicdanını henüz kanatmamıştır. Türkiye'de oğullarını, kızlarını terör örgütünün saldırılarında kaybeden anaların acısı, yeterince anlaşılmamıştır" açıklamasında bulundu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kadınların özellikle reklam piyasasında istismar edildiğini söyledi. Bunun dünya genelinde yaşandığını belirten Erdoğan, "Bu istismardan öte bir olay. Bu, kadının tacizidir. Kadın taciz edilmektedir. Bununla rant elde etme mücadelesini veren bir emperyalist zihniyet var, bir faşist zihniyet var. Buna karşı kimsenin direndiğini görmüyoruz. Kimse bunu gündeme getirmiyor. Asıl olan bu. Buna karşı kadın ayaklanmış mıdır. Kusura bakmayın ama ayaklanmamıştır. Gözlerinin önünde bu yapılmaktadır. Belediye başkanlığımda bir reklamı otobüs duraklarına astırmadım diye medya bana saldırdı ama ben taviz vermedim. Çünkü kadına saygım var. Bugün olsa yine aynı şekilde başında bulunduğum partinin hiçbir belediyesinde buna müsaade etmem.

Mısır, Tunus, Libya meselesi ortaya çıktığında da söyledim. Belli ülkeler için demokrasiyi doğuştan kazanılmış bir hak olarak görmek, bunun karşısında belli ülke ve bölgeler için demokrasiyi hak olarak görmemek açıkça ayırımcılıktır. Siyaset yapan bir kadın çıkıyor eğer ben 'Arap kadınıyla yan yana gelmem' diyorsa, bu kadına saygısızlıktır. Amerika'da yıllar yılı siyah-beyaz ayırımı yapıldı. Bunlar tarihte kaldı. Şimdi Türkiye'nin parlamentosunda bile bakıyorsunuz siyaset yapan bir kadın çıkıyor 'Arap kadınıyla bir araya gelmem' diyor. Bu ayırımcılık değil mi? Biz bir zenci de olsa, bir kölede olsa onunla yan yana gelir, onun derdiyle dertlenmenin mücadelesini veririz. Çifte standart bumerang gibi, döner sonunda o fırlatanı bir gün gelir bulur. Çifte standart, vicdanlarda onarılmayacak yaralar açabilir" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği için yarım asırdan bu yana gayret sarf eden bir ülke olduğunu söyledi. AB'nin, Türkiye'ye hiç samimi davranmadığını belirten Erdoğan, "Ahde vefa anlayışı AB'de yoktur ama biz sabırla, inatla bu yolculukta devam ediyoruz. AB müktesebatının da gereklerini yerine getirmeye gayret ediyoruz. 'Eğer bunlar yerine gelirse olur' diyorlar. Yerine gelmeyen ne onu söyleyin. AB üyesi ülkelerden 27 ülkenin içinde Türkiye'nin yakaladığı standartları yakalayamayan çok ülke var. Niye bize böyle yapıyorlar.

Türkiye, halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman. Bunun için böyle yapıyorlar. AB'yi Hıristiyan Kulübü haline getirdiniz diyorum. Biz ise şu anda İspanya ile birlikte Medeniyetler İttifakı'nın adımlarını attık. Niye bunu kuruyoruz. Şu anda 100'ü aşkın ülke ve kuruluş, Medeniyetler İttifakı'na üye. Dünya teröre kurban edilmesin diye bu adımı atıyoruz. Medeniyetler çatışmasıyla insanlık büyük bir bedel ödemesin. Dünya, Medeniyetler İttifakı ile barışı yakalasın. Bunu istiyoruz" dedi.

Erdoğan, Türkiye'nin birliğe üyeliğinin medeniyetler çatışmasına bir anti tez oluşturacağını söyledi. Türkiye'nin, 1.5 milyarlık İslam dünyasıyla batı dünyasını köprü olmak suretiyle birleştireceğinin altını çizen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Terörle ilgili büyük engeller aşılır. Türkiye'nin üyeliği, doğu ile batının birbirini daha iyi anlamasını sağlar. Birileri bunu anlamak istemiyor" diye konuştu.

Aynı zihniyetin, yapılan tüm uyarılara rağmen Libya'ya yönelik operasyonda zihinleri karıştırdığını savunan Erdoğan, şunları söyledi:

"Maalesef 'Haçlı seferi' gibi son derece münasebetsiz tanımlamalar da yapıyor. Zihinlerde soru işaretleri oluyor. Son yaşananlar, Türkiye'nin tavrında, tutumunda, uyarılarında ne kadar haklı olduğunu göstermiştir. Bugün Türkiye eğer NATO bu işi ele alsın diye ısrar etmiş ve NATO'nun şu anda işi ele almasında aktif rol oynamışsa asla bizden NATO ve Arap ligiyle müşterek bu hareketin yürütülmesi teklifini yapmak suretiyle Irak'ta yaşananların yaşanmasını istemiyoruz. Hiçbir zaman Türk uçakları, bizim askerimiz Libya'daki kardeşlerine kurşun sıkan el, bomba atan uçak olmayacak. Şu aşamadan sonra artık hatadan dönülmesini, Libya'ya petrol gözüyle değil, vicdan gözüyle bakılmasını istiyor, bunu gerçekleştirmek için yoğun gayret sarf ediyoruz."

İHA
Yayın Tarihi : 24 Mart 2011 Perşembe 12:50:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ziya gülkanat IP: 77.239.57.xxx Tarih : 24.03.2011 14:47:29

Sayin Basbakanim Meclisten evet oyu almadan nasil oluyorda teskeresiz Mehmetcigi Denize saldin,5 Firkateyn,1 Deniz alti yoksa firarami ciktilar.Libyaliya ates etmeyecektin de ne halt etmeye Denize aciliyorsun,Nato Müttefiklerin Tatbikat mi yapiyorlar,Gec sen bunlari yarin Mehmetcigin cenazeleri gelince ne diyeceksin,Su agzindaki baklayi cikarsana agzinda gevelemeye ne gerek var.Sen ates etmesende Müttefiklerin senin Gölgenden ates acar senide bu Savasin icine yiterler,Sen yapacan Beyaz bayrak acip Gaddafiye teslimmi olacan,Basimiza gelmedik bir bu kaldi zaten. 


yasar ertas IP: 94.101.46.xxx Tarih : 24.03.2011 14:06:51

ne kadar güzel demekki her seyi iyi biliyor ama netice nanay ayni benimdpiloma gibi aldim cerceveye koydum karsimda duruyor bu görüs ve düsüncelerde cerceveye koy as duvar gitsin batida marketlerde arabalara herkez doldurur calisanda calismayanda evleri kerpic ev degil hepsi daire calisir kirasini öder calismaz  devlet kirasini  öder her konuda kisiler kedi gibidir hep ayak üstü düserler neden düserler devlet saysinde düserler dönelim kuyudan su cekip isitanlar ve corba diye icenlere  ve idarecilerine idareciler masallah para dersen para altin dersen altin vs. hep onlarin  ta ki ölene kadar yada tak diyene kadar kuyudan su cekeni görüyor icin icin gülüyor yav su kuyuyu kaldirda cagimizda evine su getirde bir seyler yapta dügmeyi cevirp su alsin eee ama ben böyle de oda öyle olursa aramizdaki fark  nerde olacak yada oda rahata alisirsa daha cok isteyecek benim halim ne olacak  gelelim hacli seferine ne seferi ise sefer seferdir kimse kimsenin kara kasina kara gözüne asik degildir eskidende tarihte ve tarihdersinde savas anlatilnca sava ganimetleri önplanda ve kaybeden ceza ödemek diye ögretilirdik haa simdi mesela ben bir amerikaliyim benim oglum asker libyaya gidecek ölecek ben ...k yoluna gitti diyecem mantik bunu kabul ediyormu bir bedel öyle veya böyle alinmali   normalde bile bir katil ceza aliyor öyle ya BIZ kardesiz kardese ne silah ne dur deriz  örnek iki kardes birbirine girmis sen kenardan yesinler birbirini deyip ayirmaya bile tesebbüs etmez isen nasil kardeslik bu onlar birbirlerini yiyorlar sen kenardan önlerine ekmek yemek vermeye calisiyorsun önce sakinlik problemi halletmek sonra kardasca hep beraber yemek  yani benimmantigim onlar ölesiye birbirini yiyor sen hanima yemek yapta bunlara da verelim gibi bir sey oluyor genede özürümle beraber  insallah ben yanlis anlamisimdir 


ahmet IP: 95.14.78.xxx Tarih : 24.03.2011 19:23:23

 sayın başbakaım ırak savaşında da biz bombalamadık ama bütün mühimmat almanyadan  kalkan ağır bombardıman uçakları üzerimizden geçti israil uçakları akdenizi dolanıp bombaladı ırakın bilancosu 1.5 000 000 ıraklı  öldü petrolü büyük şirketlerin elinde amerika için işletiliyor   aynısı libyada sergileniyor bizde  yırtınıyoruz  yapmamazı gereken nato üyeliğinden çıkmak