Belçika Senatosu Adalet Komisyonunda, sözde Ermeni soykırımını reddedenlerin cezalandırılmasını hedefleyen yasa tasarılarına ilişkin görüşmeler, söz konusu yasa tasarılarının reddedilmesi ve Federal Meclise iade edilmesiyle son buldu.
Valon Liberal Parti (Mouvement Reformateur-MR) ve Valon Yeşillerin (ECOLO) girişimleriyle sunulan, sözde soykırımı kabul etmeyenlere para ve hapis cezası öngören tasarıların reddedilmesiyle, konuya ilişkin yasanın eski halinde kalması, sadece uluslararası kurumlarda tanınmış soykırımların dikkate alınması kararlaştırılmış oldu.
Federal Mecliste onaylanarak Senatonun onayına sunulan yasa değişiklik tasarılarında Ermeni soykırımı iddiaları gündeme taşınıyor ve bu iddiaları reddedenlerin 8 gün ila bir yıl hapis, 26 ila 5 bin avro para cezasına çarptırılmaları hedefleniyordu.
Senato Adalet Komisyonunda son haftalarda devam eden yoğun tartışmalarda, MR ve ECOLO dışındaki tüm partiler, "hukuki açıdan yanlış bir adım atıldığı", "tarihi olayların değerlendirme ve yargılanmasının Belçikaya düşmediği", "Belçikadaki Türk toplumunun uyum ve tepkilerinin dikkate alınması gerektiği" ve "Ankara hükümetinin attığı son olumlu adımların görmezden gelinemeyeceği" gibi unsurlarda uzlaşma sağladılar.
Belçikalı siyasetçilerin söz konusu tasarıları reddetmesinde Türk toplumunun ve sivil toplum örgütlerinin demokratik tepkileri ile Belçika siyasetine atılmış bazı Türk asıllı politikacıların da etkin rol oynadıkları dikkati çekti.
Türk asıllı Flaman sosyalist senatör Fatma Pehlivan da, Adalet Komisyonunda yaptığı konuşmada, Belçika Senatosunun bu tür tartışmalar için platform ve karar yeri olamayacağını belirtti. Pehlivan, farklı görüş ve tarihi olayları kendisinin de gündeme taşıyabileceğini, ancak bunları tartışma yerinin Belçika Senatosu olmadığını belirtti.
Tartışmalar sırasında "bilimsel araştırma gereği" üzerinde duran ve konunun "hassasiyetine" değinerek "siyasi yetkisizlik" ifade eden, "Bir soykırımın olup olmadığına biz karar veremeyiz" diyen senatörlerin sayısında artış olduğu gözlemlendi.
Tasarıya karşı çıkan senatörler, özellikle "hukuksal açıdan sakıncalar ve karşılaşılacak olası sorunlar" üzerinde durdular, "fikir özgürlüğü" unsuruna değindiler.
Ermeni yandaşı bazı politikacılar, tasarının tarihe gömüldüğünü, bundan sonra Belçikada soykırımdan söz edilemeyeceğini söylediler ve konuyu farklı yasalar çerçevesinde tekrar gündeme taşımayı deneyeceklerini ifade ettiler.
Belçika basınının önemli bir kesimini de arkasına alan ve yoğun çabalar harcayan Ermeni lobisinin, bugünkü sonuçtan sonra büyük bir "hayal kırıklığı" yaşadığı ve saldırılarını hükümet koalisyonundaki Valon Sosyalist Parti (PS) ile Hıristiyan Demokrat ana muhalefet partisi CDHa yönelttiği gözlemleniyor.
Türk sivil toplum örgütleri ve Türk toplumu ise sözde soykırımı ısrarla gündemde tutmaya ve yasallaştırmaya çalışan MR ve ECOLO partilerine tepki gösteriyor.
MR, 17 Aralık zirvesi öncesinde de, Türkiyenin ABye katılım müzakerelerinin başlaması için sözde soykırımın tanımasının önkoşul olmasını öneren bir açıklama yapmıştı.
Yasa değişiklik tasarılarının reddedilmesinin ve Federal Meclise iadesinin ardından sözde soykırım tartışmalarının Belçika siyaset gündeminden "bir süre" düşmesi, nazi soykırımı kapsamlı eski yasanın işlerliğinin değişmeden devam etmesi öngörülüyor.
AA
Yayın Tarihi :
8 Haziran 2005 Çarşamba 02:07:02
Güncelleme :8 Haziran 2005 Çarşamba 02:08:36