1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

Bu rapor ipe Türkiye'yi götürür

Dünya basınının da gündemindeki Türkiye-İsviçre maçının tüm resmi evrakı ortaya çıktı. Bu raporlar Türkiye'nin canını çok yakacağa benziyor.

Güvenlik Sorumlusu Alan Hutchings raporunda, "Bu asla mazeret kabul etmeyecek bir rezalet ve fiyaskodur. Türkler gerçeklerin ortaya çıkmasını engelliyor." derken, FIFA Delegesi Michal Listkiewicz, "Türk futbolcuların maçtan sonraki halleri kabul edilemez. Polis ve güvenlik, uygulamada işbirliği yapmadı." açıklamasını yaptı. İsvicreli futbolcu Benjamin Huggel de, "Tünelin başında tekmeler yedim. Hayatımdan endişe ettim ve ailemi bir daha hiç göremeyeceğimi düşündüm" şeklinde rapor yazdı.

Sadece Türkiye'nin değil dünya medyasınında yakından takip ettiği olaylı İsviçre-Türkiye karşılaşmasıyla ilgili FIFA'nın vereceği kritik karara sayılı günler kala FIFA Disiplin Kurulu'nun elindeki tüm belgeleri ortaya çıktı. FIFA Disiplin Kurulu'nun 6-7 Şubat tarihlerinde yapacağı toplantısında alınacak karar işte bu belgelerin ışığında verilecek. Polonyalı gözlemcisi Michal Litskiewicz ile İngiliz güvenlik sorumlusu Alan Hutchings'in raporları ve ifadeleri son derece iç karartıcı. Özellikle Hutchings'in ifadeleri Türkiye'yi yakacak cinsten. Bunlara eklenen İsviçreli futbolcu Huggel'in duruşmadaki sözleri de aleyhimizdeki önemli ifadeler arasında yer alıyor.

Maçın Belçikalı hakemi Frank de Bleeckere, Polonyalı gözlemcisi Michal Litskiewicz ile İngiliz güvenlik sorumlusu Alan Hutchings'in FIFA Disiplin Kurulu'na sundukları raporlar ve verdikleri ifadeler… İsviçre Milli Takımı Teknik Direktörü Jakop Khun, fizyoterapist Stephen Meyer, futbolcular Benjamin Huggel, Valon Behrami, Raphael Wicky ve Johann Vogel'in Kurul'daki duruşma tutanakları … Ve Türkiye adına olayın baş kahramanlarından Mehmet Özdilek ile Alpay Özalan'ın yine kuruldaki ifadeleri.

33 SAYFALIK FIFA DOSYASINDAN BAZI BAŞLIKLAR

Aleyhimize en ağır ifadeleri içeren raporun sahibi İngiliz güvenlik sorumlusu Alan Hutchings'in raporundan birkaç cümle …

"…Tribündeki atmosfer düşmancaydı… Sahaya havai fişekler atıldı… Demir parmaklıkların olması büyük bir facianın yaşanmasını önledi… Maç sonrası yaralanan Stephane Grichting idi…Hayaları şişmişti ve kan geliyordu. Olayı soruşturmak için bir çok insanla konuştum, hiç kimse yardımcı olmak, açıklama yapmak istemedi. Görüştüğüm polis şefi beni dinledi ve omuzlarını silkip yürüdü gitti. Stat Müdürü bana video filmin son 30 saniyelik bölümünü gösterdi. Türk Futbol Federasyonu'nun bütün yetkililerinin vurdumduymazlığı ve isteksizliği Mr. Grichting'in başına gelenlerin tek sebebidir. Bu asla mazeret kabul etmeyecek bir rezalet ve fiyaskodur. Türk polisi, stat yetkilileri ve Türk Federasyonu yetkilileri gerçekleri biliyor ama söylemeye ve mahkemeye yardımcı olmaya yanaşmıyor. Türkler gerçeklerin ortaya çıkmasını engelliyor."

Maçın Polonyalı gözlemcisi Michal Listkiewicz'den birkaç satır :

"Seyircileri tribünden anonsla yönlendirdiler. Sahaya bir çok yabancı madde atıldı. Genel olarak işbirliği çok iyiydi. Bu işbirliğindeki tek kötü an, maçtan sonra yaşanan olaylarda, Türk güvenlik görevlilerinden birisinin İsviçreli oyuncu Grichting'in genital bölgesine vurması oldu. Polis ve güvenlik, FIFA Komisyoneri'nin ve FIFA Güvenlik Yetkilisi'nin talimatlarına uymaları gerekirken uygulamada işbirliği yapamadılar."

Belçikalı hakem Frank de Bleeckere'nin raporundan birkaç satır, "Türk futbolcuların oyundan sonraki bölümdeki tutumu kabul edilemez. Türklerin kalecisi Volkan odamıza gelip bize bağırdı."

İsviçreliler arasında en ağır ifadeler ise Benjamin Huggel'e ait. İşte Huggel'in duruşmasından birkaç satır:

"Daha havaalanında Streller'e tükürdüler. Otobüse geldiğimizde üzerinde annelerimize hakaret yazıları olan pankartlarla karşılaştık. Daha sonra taraftarlar elleriyle otobüse vurup boğaz kesme işareti yaptılar. Bilmediğimiz biri otelde Alex Frei'nin odasına telefon etti ve onu tehdit etti. Maçta ben büyük bir korku yaşadım. Panikledim ve en kısa yoldan soyunma odasına gitmek istedim. Tünelden geçerek soyunma odasına gittim. Gerçekten çok kötüydü, ölüm korkusu yaşadım. Tünelin başında düştüm ve muhtelif yerlerden tekme yedim. Hayatımdan endişe ettim ve ailemi bir daha hiç göremeyeceğimi düşündüm."

İsviçre Milli Takımı Teknik Direktörü Jakop Khun: "Maç centilmence geçti, İsviçre'ye sağ salim döneceğimizden emindim. Bir tanıdığımın tavsiyesi üzerine futbolculardan oyundan sonra taraftarlara gitmeyip sahayı hemen terk etmelerini istedim. Arada sadece bir özel durum oldu. Kaleci Volkan oldukça tehditkâr bir şekilde üzerime geldi, bizim fizyoterapist beni korudu"

İsviçreli futbolcu Valon Behrami'den birkaç cümle : "Olaylar sırasında Emre arkamdaydı. Onunla İtalyanca konuştum, bir şey yapmamasını söyledim. Koşmaya devam etti ve sonra bir güvenlik görevlisi tarafından tutuldu. Bizim oyunculardan birinin üzerine yürüdüğünü gördüm. Ben de ona İtalyanca bunu yapmamasını istedim."

Kaptan Johann Vogel "Tünelde baldırıma çok kuvvetli bir tekme yedim. Güvensizlik hissediyordum, özellikle aldığım darbeden dolayı korkmuştum. 15 yıllık futbol hayatımda hiç başıma böyle bir şey gelmemişti. Orada polisler ve kravatlı insanlar vardı."

Fizyoterapist Stephen Meyer "Oyun sırasında gittikçe daha fazla rahatsız oldum. Maç sırasında tedavi için sahaya girdiğimde Türk oyuncular tarafından itildim ve hatta tehdit edildim. Bu 20 yıllık futbol hayatımda bir ilkti. Daha sonra Bernetta ile ilgilendiğimde saldırganlık daha da artmıştı. Bana babanı veya ananı … gibi lâflarla hakaret edildi."

Futbolculardan Raphael Wicky'in duruşmasından birkaç satır : "Alpay'dan yumruk, Emre'den tekme yedim Sırtıma, bacaklarıma vuruldu ve sonra bir Türk oyuncu da alnıma vurdu. Bu sırada Altıntop kardeşler beni korudu."

Alpay Özalan'ın ifadesinden birkaç satır : "Huggel'in yardımcı antrenörümüz Mehmet Özdilek'e tekme attığını gördüm. Ben de bu nedenle Benjamin Huggel'e tekme atmaya çalıştım, fakat yanlışlıkla başka birine tekme attım. Wicky'ye vurmadım.

Mehmet Özdilek'in ifadesinden birkaç satır : : "20 yıllık oyuncuyum, hiçbir zaman kırmızı kart görmedim. Genç oyuncular için bir rol modeliydim. Dört gün içinde çok güç şartlarda iki maça çıktık. Ortam çok gergindi. İsviçrelilerin koşması beni kışkırttı. Bir refleksti, korktuğum için böyle hareket ettim."


.
Yayın Tarihi : 1 Şubat 2006 Çarşamba 15:51:27
Güncelleme :1 Şubat 2006 Çarşamba 16:41:53


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?