29
Nisan
2025
Salı
ANASAYFA

Bunu asla doğru bulmam!

TBMM Başkanı Çiçek, "Yargının içinden ve dışından, yargı üzerinden yargısal konularla ilgili bir siyasi kanal açılmaya çalışılıyor. Bu son derece tehlikelidir" dedi.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve beraberindeki heyeti kabul etti.

Kabulde konuşan Çiçek, TBMM'nin milletin meclisi olduğunu, söz söylemek, kendilerine ulaşmak isteyen herkesi dinlemeye çalıştıklarını, bu nedenle Feyzioğlu ve arkadaşlarıyla görüştüklerini söyledi.

Çiçek, 3 Ocak günü yaptığı açıklamanın basına yansımalarına değinerek, bu konuşmasında sanki yalnızca 138. madde üzerinde durduğu gibi bir izlenim oluştuğunu belirtti. Konuşmasında Ceza Muhakemesi Kanunu 137. maddesine vurgu yaptığını da hatırlatan Çiçek, gelinen noktaya bakıldığında soruşturmanın gizliliği ilkesine en önce yargı ve güvenlik birimlerinin kendisinin uymadığını ifade etti. Hukuku uygulayanların kanunlara uymasının önemine işaret eden Çiçek, yargı bağımsızlığının, sorumsuzluk anlamına gelemeyeceğine dikkati çekti.

Çiçek, şöyle devam etti:

"Türkiye'de özgürlük ve sorumluluk dengesini bir türlü kuramadık. 'Özgürlüğüm var, herşeyi yaparım. Ben bağımsızım, herşeyi istediğim gibi yaparım'. Bir hukuk devletinde hiç kimse her istediğini, her istediği şekilde yapamaz. Yasalar çerçevesinde yapacaktır. Yasalara uyulmayacaksa biz sabahlara kadar çalışıp yasa çıkarıyoruz, o zaman bunun anlamı ne olacak? O gün önemli ölçüde vurgu yaptığım konulardan bir tanesi 137. madde idi. Kimse bunun üzerinde durmadı. Çünkü o konuşmadan da siyasi bir çıkarım yaparak, belli hedeflere yönlendirmek suretiyle yine her zamanki huyumuz nüksetti."

Herkesin öz eleştiri yapması gereğini tekrar eden Çiçek, "Sanki şu tartışma ortamında birileri kanuna kendisi uyuyor, başkaları uymuyormuş gibi suçlama yapıyor" dedi.

Kim uyuyor bu masumiyet karinesine?

Terör örgütlerini ortaya çıkaran yargının, maalesef çok uzun zamandan bu yana soruşturmanın gizliliğini ihlal edenleri ortaya çıkarmadığını, sembolik olarak açılmış davalar bulunduğunu, ancak onlardan da sonuç alınmadığını ifade eden Çiçek, adil yargılamayı etkileme konusuna da dikkati çekti. Çiçek, soruşturmalar başlar başlamaz teknolojinin getirdiği imkanlarla kamuoyunun yönlendirildiğini belirterek, bunun sakıncalı bir durum olduğunu vurguladı.

Masumiyet karinesine de uyulmadığını kaydeden Çiçek, "Kim uyuyor bu masumiyet karinesine? Daha dosyanın içerisini bilmiyoruz, yazılanların çizilenlerin dışında, ama herkesi baştan mahkum ediyoruz" dedi.

Çiçek, şöyle devam etti:

"Ben bunların hepsine vurgu yaptım. Herşeyden evvel bu yasalar doğrudur, yanlıştır, değişinceye kadar herkesin uyma mecburiyeti vardır. Yanlışsa kaldıralım. Gizlilik de kalksın, maç nakleder gibi bütün soruşturmalar aleni yapılsın. Son soruşturmalarda 90 kişi gözaltına alındı, 24 kişi tutuklandı. Ama geri kalan 70 kişinin hayatı karardı. Ticari, mesleki itibarı var. Alışveriş yapıyor, mal alıyor, mal satıyor. Bir bilimadamı, makam sahibi kişi olarak düşünün. Daha işin başında işi bitmiştir. Soruşturmanın gizliliği bunun için lazımdı. Buna uzunca bir zamandır yargı makamlarının kendisi de uymuyor. Uymadığı için yargı Türkiye'de tartışılır hale geliyor. 138 diyoruz, buna hepimizin uyması lazım. Ama uyduğumuzu da kimse söyleyemez. Siyaset kurumu da uymuyor, başka kurumlar da uymuyor. Televizyonlardaki tartışmalara bakarsanız hiç kimsenin anayasaya baktığı yok. Hukuku bir tarafa bırakıyoruz, siyaseten işimize nasıl geliyorsa tartışıyoruz. Ama sonra da diyoruz ki 'Türkiye hukuk devletidir'. Bu nasıl hukuk devleti? Uymadığın kuralın arkasına nasıl sığınırsın? Nasıl o zaman Türkiye'de biz bu işleri yürüteceğiz? Dilimize pelesenk olmuş, masumiyet karinesi, Türkiye hukuk devleti... Hukuka uyularak ve hukuk uygulanarak hukuk devleti olunur. Yoksa sadece söylemekle bir ülke hukuk devleti olamaz. Geldiğimiz noktada herkesin bir vicdan muhasebesi yapması gerektiğini söyledim. Bazıları sanki kendisi uyuyor, başkaları uymuyormuş gibi yine kendisini kenara alıverdi."

Başka ülkelerde yargı başkanlarını kimse bilmez

Belli bir süredir medyatik yargı oluşmaya başladığını, yargı başkanlarının, mensuplarının siyasi parti başkanlarından fazla konuşur hale geldiğini söyleyen Çiçek, bunun ifade özgürlüğü olarak değerlendirilemeyeceğini, bu konuşmaların yargıya olan saygının azalmasına yol açacağının altını çizdi. Çiçek, "Başka ülkelerde yargı başkanlarını kimse bilmez, kararlarını bilir. Bizde parti başkanlarından çok daha fazla bilinir hale geldi" diye konuştu.

Çiçek, "Bugün geldiğimiz nokta itibariyle yargının içinden ve yargının dışından yargı üzerinden yargısal konularla ilgili bir siyasi kanal açılmaya çalışılıyor, bir siyaset oluşturulmaya çalışılıyor. Bu son derece tehlikelidir. Bunu asla doğru bulmam" dedi.  

AA
Yayın Tarihi : 9 Ocak 2014 Perşembe 12:36:29
Güncelleme :9 Ocak 2014 Perşembe 12:45:48


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
fatih IP: 188.3.77.xxx Tarih : 9.01.2014 23:14:53

ergenekon ,balyoz davalarında bu savcıların desekcisi olan ben bu davanın savcısıyım diyen başbakan gezi olaylarında polisin yaptıklarını kahramanlık diye öven ve bugüb görevden aldıgı o eminiyet müdürlerine gezi olaylarındaki başarılarından dolayı ödül veren başbakan ergenekon ve balyoz davalarında bırakın bagımsız yargı işini yapsın ülkenin bagırsakları temizleniyor diyen başbakan simdi iş yolsuzluk akp yolsuzluguna gelince aynı savcı aynı emniyet müdürlerini çete ilan etti ve günlük bu savcılara ve emniyet müdürlerin saldırıyor dünle bugün arasında ne degişdide başbakan saldırıya ğeçdi çünki sıra kendine geliyor bırakın savcılar geregini yapsın ülkenin yosuzluklardan dolayı bakan sıpalarının yedigi paralardan dolayı bagırsaklarını bi temizlesin ama heralde sayın başbakanın korkusuvar sıra kendine ve çocuklarına gelecek diye ama ayran içmemişlerse karınları agrımaz içdilerse bedelinide ödesinler sen hergün yargıya saldıracak savcılar hakkında itamlarda bulunacan iftira niteliginde açıklamalarda bulunacan kimse bişey demiyecek ama savcı kendini savundumu vay savcı nasıl konuşur savcı konuşmaz konuşmaya etikde degildir ama demokratik ve hukuk devletindede hiçbir kişi ve kurum yargıya saldıramazz