Canlı yayında ilginç kriz!

NTV'de dün akşam yayınlanan 'Neden' adlı tartışma programında türbanlı yazar krizi yaşandı.

Canlı yayında, kameraların hep kendisini çektiğinden ve en son kendisine söz verildiğinden yakınan Yeni Şafak gazetesi yazarı Fatma Barbarosoğlu, "Ben reyting malzemesi miyim, neden en son ben konuşuyorum?" diyerek tepki gösterdi.

NTV'de dün akşam yayınlanan 'Neden' adlı tartışma programında "Türban sorunu devlet krizi olmaya mı gidiyor?" konusu ele alındı.

Programın konukları arasında olan Sosyolog-Yenişafak Gazetesi Yazarı Fatma Barbarosoğlu, ilerleyen dakikalarında program sunucusu Oğuz Haksever'e " en son söz hakkının kendisine verildiğini ve kameraların kendisine 'zoom' yaptığını iddia ederek tepki gösterdi.

Fatma Barbarosoğlu ile programa reklam arası vermek isteyen Oğuz Haksever arasında şu ilginç diyalog geçti:

Fatma Barbarosoğlu: Küçük bir itirazımı dile getireyim. Bir kere buradaki konuklar benimle yekdil olabilecekler mi, birinci mesele o. İkinci mesele teknik olarak neden ben sonuncu olarak konuşuyorum ve burada otururken sık sık kamera beni zoomluyor, neden? Çünkü baş örtüsü tartışmalarında baş örtülü konuk reytingi artırıcı bir unsur olarak görüldüğü için mi? Üçüncüsü de neden sonuncu olarak konuşuyorum? Yani ben burada bütün bu konuşmacıların söylediklerine itiraz etmek, onları ikna etmek ya da bu konunun hem öznesi, hem nesnesi duruma hapsedilmek üzere mi bu kadar bekletildim? Bir kere bu nezakete aykırı.

Oğuz Haksever: Hemen anlatayım. Birincisi programın bir gidişatı var, sayın Barbarasoğlu. Bir hukuk bunu çözebilir mi diye düşündük, daha sonra bu konuda fikirler aldık. Siyaset bunu nasıl götürüyor, bu tamamen programın gidişatıyla ilgili. Hiçbir şekilde ön yargı yok, ayrıca kameranın ....

Fatma Barbarosoğlu: Tamam gidişattan başlayalım o zaman, ilahiyat diyelim ki en son gidişat olabilirdi, bende sosyologum. Yani eğer bu gidişat ise bütün bu yasaklara maruz kalan özne olarak değil ben buraya sosyolog kimliğimle geldim.

Oğuz Haksever: Tabi tabi tabi.

Fatma Barbarosoğlu: Dolayısıyla şu propagandaya maruz kalmamalıydım, bende buna itiraz ediyorum. Ben şu an bir propagandaya maruz kaldım sonuncu olarak. Bir de üstelik reklam arası verilecek, yani öznesi miyim ben bu konunun, nesnesi miyim? Nesnesi isem devam etmeyeceğim çünkü.

Oğuz Haksever: Yok hayır hiç öyle bir şey yok, öyle bir önyargımız yok.

Fatma Barbarosoğlu: Yani eğer konuşmalardan benim söylediklerimi benim baş örtümü parantez içine almayı başarabilecekseniz eğer bunu konuklar için de söylüyorum, kalacağım. Ama benim baş örtüm parantez içine alınmayacak, ben burada yer yer baş örtünün nesnesi, yer yer de öznesi konumunda kalacaksam devam etmeyeceğim baştan söyleyeyim.

Oğuz Haksever: Hayır bizim sizin, onu kesinlikle söyleyeyim. Ne bu kurumun, ne de bu sunucunun sizin dış görünümüzle değil, sizin söyleyecekleriniz katkı sağlayacak diye düşünüyor.

Fatma Barbarosoğlu: Sona kalmamalıydım, sona kalmamalıydım. Benim açımdan bu bir sorun teşkil etmez ama şu açıdan sona kalmamalıydım; algı açısından. Yani eğer demokratik hak ve hürriyetlerden sosyolojik bir takım olgulardan bahsediyorsak o zaman bütün bu yasaklara maruz kalan kişi olarak baş örtülünün en son konuşma hakkı vardır gibi bir şeye maruz kaldığı için itiraz ediyorum.
Yoksa burada edebiyat konuşuyor olsaydık bende edebiyatçı kimliğimle bulunuyor olsaydım bu itirazı zaten dile getirmezdim.

Oğuz Haksever: Peki aldım bu sözlerinizi. Hiç ama şundan emin olun, bir de şunu söyleyelim; diğer konuklarımız ne kadar gösteriliyorsa kamerada siz de o kadar gösterildiniz. Dilerseniz bu programın tekrarını izleyebilirsiniz, orada da bunu rahatlıkla görebilirsiniz. Teşekkür ettim sabrınız için, hatta bağışlamanızı da isteyecektim ama siz söze girdiniz.

Fatma Barbarosoğlu: Sabır değildi bu. Bende sabretmiyorum diyorum.

Oğuz Haksever: Teşekkür ederim, tekrar tekrar söylüyorum; bizim sizin giysi seçiminizle, tercihlerinizle hiçbir şeyimiz yok. Biz zihninizdekileri öğrenmek istiyoruz. Bu programın temel amaçlarından bir tanesi kamuoyunun serbestçe oluşmasına katkıda bulunmak. Bu kaygıyla sona saklandınız, o yüzden böyle oldu. Teşekkür ediyorum en azından sabrınız için bir kez daha.

Fatma Barbarosoğlu: İkna olmadım onu söyleyeyim.

Mithat Sancar: Fatma hanımın kaygılarını anladığımı sanıyorum ama yani diğer konuşmacılar ve siz değildi mesele.

Oğuz Haksever: Bende anlıyorum yani ama öyle düşünmediğimizi, öyle olmadığımızı söyledim.

Mithat Sancar: Hiç kendimi yani sizin karşınızda bir konumda görmek istemem, hele bu konuda.
Yani çok ....

Fatma Barbarosoğlu: Çünkü benim durumum zor hakikaten.

Mithat Sancar: Hayır hayır yani ben kendimi, sizi anlıyorum doğru ama diğer konukların hani konuşmalarından sonra o propagandaya maruz kalmak gibi bir durumu ben asla kabul etmem kendi adıma.

Şahin Filiz: Burada herkes fikrini söylüyor, kimse propaganda yapmıyor.

Oğuz Haksever: Yok hayır, hayır.

Mithat Sancar: Çünkü yani sorulan soruyla sınırlı cevap verdik. Başka boyutlarıyla ilgili görüşlerimiz kamuoyunca biliniyor. Yani böyle bir konumda bakmadığımı en azından kendi adıma mutlaka söylemek isterim yani.

Oğuz Haksever: Peki diğer konuklarımız da görüşlerini dile getirdiler. Bir kısa ara verelim, daha sonra sayın Barbarosoğlu’yla tekrar ediyoruz sabrı için teşekkür edip kendisine sorumuzu soracağız, görüşmek ümidiyle.