AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Benim ilk öğrendiğim dil Kürtçeydi. Bizim evde Arapça konuşulurdu. Farklılıklarımızı koruyarak huzur ve barış içinde yaşamayı öğreneceğiz" dedi.
Ege Sanayici ve İş Adamları Derneği (ESİAD) tarafından düzenlenen sohbet toplantısına katılan Çelik, Türkiye gündemini değerlendirdi. Ruhban okulları hakkında konuşan Çelik, "1971 yılından beri bu okullar var. Olan okullar kapatılmıştır. Türkiye'de bunlardan 15-16 tane olan okulların öğrencisi olmadığı için kapanması gerektiği için kapatamıyoruz. Adamların aç dediklerin açamıyoruz, kapat dediklerini kapatamıyoruz. 13-14 okula şu anda Türk müdür atanmış durumda. Adam gidiyor sabahtan akşama kadar oturuyor. O okulda elektrik, kalorifer boşuna yanıyor. Doğru bir şey mi bu? Ben Milli Eğitim Bakanı iken kapatalım bu okulları dediğimde, dışişleri bize 'kapatırsak bu okulları; işte 'bizim bu okulları kapattılar' diye bizimkileri Batı Trakyaya yönlendiriyorlar' dedi. Biz bize yakışanı yaparız" diye konuştu.
"BİRBİRİMİZİ KABULLENMELİYİZ"
Toplumların kendi aralarındaki ırkçılığı ortadan kaldırması gerektiğini ifade eden Çelik, kendi yaşantısından örnekler vererek açıklamalarda bulundu:
"Benim ilk öğrendiğim dil Kürtçeydi. Bizim evde Arapça konuşulurdu. Farklılıklarımızı koruyarak huzur ve barış içinde yaşamayı öğreneceğiz. Yurtta sulh, cihanda sulh. Farklarımızı da koruyarak, herkesi kendi inancı ve etnik kültürünü de yaşatarak kabullenmek gerekir" dedi.
BAKAN ÇELİK'TEN İZMİR'E İLGİNÇ BENZETME
Toplantıda 'İzmir'in ötekeliştiği' yönündeki iddiaları da cevaplayan Hüseyin Çelik, "İzmir'den bir türlü harmoni çıkmıyor, kakofoni çıkıyor. Kayseri örneği var. Halkın iradesine dayalı. Varsa bakan, cumhurbaşkanı var. Ahenk var ki mesafe kaydediyor. Konya'da bir tek gecekondu bulamasınız. Bir türlü ortak paydalarda kentlilik bilinciyle İzmirlilik ekseninde buluşarak ciddi bir hamle yapılamadı. İzmir'i bu adeta ötekileştirme demek doğru değil ama, cumhuriyet daha kurulurken modernizmi temsil eden İzmir'i ben nur topu gibi çocuğa benzetiyorum. Ama kir pasak içindedir, güzel elbiseler giydirip o çocuk güzelleşir. Potansiyele sahip olmasına rağmen bu durumu hak etmiyor. Adeta burada bir şeye engel olma zihniyeti, çözümün bir parçası olmanın önüne geçiyor. İzmir dört tekerine de fren takılmış bir araç gibidir" ifadelerinde bulundu.
İzmiri yönetemediyiniz için çamur atması kolay.AKP ye bağlı diyer illerde farklı olanı söyleyin.3 dönemdir KARS ilini sizin belediyeler idare ediyor gidin birde oraya bakın!
Sayın Bakan çok doğru söylüyor ne var bunda anlayamadım İzmir gibi bir büyükşehirimiz yıllardır ötelenmiş ve yerel idare insiyatifinde birtürlü hakettiği yatırımları alamamıştır. yapılmak istenen yatırımlarında önüne geçilmiştir. İzmirli bunu haketmiyor ama gel görünki hep aynı zihniyetin temsili ile daha çook uzun yıllar İzmir yatırım alamaz. nedenide yönetim anlayışı. Lafla peynir gemisi yürümüyor beyler. bu zihniyet laf üretiyor, yatırım değil. 3 lafla Türkiye gündemene gelmek değil mesele yeğen mesele bugün lafı olmasada yarına yatırım yapmaktır...