1800 kilometreye yakın hattın 60 bin bağlantı yerinde aşınma ve paslanma tehlikesi saptandı. Sızacak petrolün bölgede ciddi bir çevre kirliliğine neden olacağı ve aşınma nedeniyle yüksek sıcaklıkta patlamalar yaşanabileceği uyarısı yapıldı.
Cumhuriyet gazetesi konuya birinci sayfasında geniş yer verdi. Osman ÇUTSAY imzalı haberi alıntılayarak aktarıyoruz:
FRANKFURT- ABDnin "korumak amacıyla" özel birlikler kurmak üzere harekete geçtiği nisan ayı içinde ortaya çıkan Bakû-Tiflis-Ceyhan petrol ve doğalgaz boru hattının, Türkiyenin başına büyük "bölgesel" sorunlar açabilecek gelişmelere kaynaklık ettiği bir kez daha saptandı.
Doğu Anadoluya döşenmeye başlanan ve normal koşullarda bu yıl bitmesi planlanan petrol boru hattının kalite denetimleri yapılmaz ve gerekli önlemler alınmazsa, çok ağır teknolojik, ekonomik ve toplumsal sorunlara yol açacağı kesinleşti.
İngiliz inşaat şirketleriyle hattın yürütücüsü konumundaki dünya petrol devi BP (British Petrolium) arasında patlak veren anlaşmazlık, büyük bir bölümü Anadoludan geçecek olan hattın ağır bir tehdit unsuru olduğunu da doğruladı.
Petrol ve doğalgaz taşınacak olan hattaki boruların bağlantı yerlerinin aşınmaya karşı yeterince korunmadığı, yeraltında kalacak olan 60 bine yakın kaynak yerinin paslanmaya açık olduğu ileri sürüldü. Buralardan sızacak olan petrolün bölgede sadece çok ciddi bir çevre kirliliğine de neden olmakla kalmayacağı, ayrıca ek yerlerindeki bu aşınma nedeniyle yüksek sıcaklıkta patlamalar yaşanabileceğine de dikkat çekildi. Amec ve CCIC (Consolidated Contractors International Company) başta olmak üzere, BPden tazminat talebinde bulunan şirketlerin BP yönetimine ağır suçlamalar yönelttiği saptandı.
Uzman raporları hazırlatan CCIC, bazı BP yöneticilerinin, hattın kaynak yerlerini aşınmaya karşı koruması gereken Kanada imalatı maddenin yeterli olmadığını bildikleri halde ve bile bile olumlu görüş bildirdiğini ileri sürerken, bir başka bilirkişi raporunda da boruların kaynak yerlerinde aşınma ortaya çıkacağı savunuldu.
Geçen günlerde Sunday Timestaki bir haberde, böyle bir durumda hattın sigortalanamayacağı ve dolayısıyla da kullanılamayacağı kaydedilmişti. BPden yapılan açıklamada ise koruyucu maddenin, hattı inşa eden Amec ve diğer şirketlerce kaynak yerlerine, doğru yöntemlerle ve gerektiği biçimde sürülmediğine, uygulamada titiz davranılmadığına işaret edildi.
Bütün bu sürtüşmeler çerçevesinde, Derek Mortimor adlı aşınmaya karşı koruma konusunda dünyaca ünlü bir uzmanın 2002 yılı Kasım ayında bu izolasyon işlemi için kullanılan yöntemi yetersiz bularak araştırma sonuçlarını BP yönetimine ilettiği bildirildi.
Bizzat BP tarafından görevlendirilen Mortimorun, basına da yansıyan açıklamalarında, BPnin toprak altına binlerce bomba yerleştirdiği duygusuna kapıldım diye konuştuğu saptandı.
Öte yandan, aralarında İngiliz, Gürcü, Kürt ve daha başka birçok çevre ve insan hakları örgütünün de bulunduğu örgütlerce oluşturulduğu belirtilen Bakû-Ceyhan Campaign adlı kuruluştan yapılan açıklamalarda da, BPnin, yetersizliği ortaya çıkan Kanada kökenli bu izolasyon maddesini hat inşaatında kullanma ısrarının altında rüşvetin yattığı iddiasına yer verildi.
Bakû-Tiflis-Ceyhan boru hattının, en kısa sürede gerekli önlemler alınmazsa, Türkiye başta olmak üzere, bölge ülkeleri için ağır sonuçlar doğuracağı bir kez daha vurgulandı.
Hattın, zenginlik taşıyan bir hat değil, bir saatli bomba ambarı halini alacağı savunuldu.
..
Yayın Tarihi :
3 Mayıs 2005 Salı 13:29:53