30
Nisan
2025
Çarşamba
ANASAYFA

Demirel'den çok tartışılacak öneri

9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, şu anda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşinin türbanlı olmasının Cumhurbaşkanı seçilmesine engel oluşturmadığını belirterek, engel olması için bir kural olması gerektiğine dikkat çekti.

Demirel, "Bir kural konulmalı tabi... Hanımın kıyafeti şöyle olur, adamın kıyafeti şöyle olur. Çünkü zaten Devrim Kanunları var. Devrim Kanunlarına bir şey ilave getirin" dedi.

Süleyman Demirel, CNNTürk’te Ankara Kulisi programında son siyasi gelişmeleri değerlendirirken, soruları da yanıtladı.

Demirel, Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilme olasılığı ve eşinin türbanlı olmasına ilişkin bir soruyu yanıtlarken, Erdoğan parlamento tarafından seçilirse eşinin başının bağlı olmasının engel olmayacağı görüşünü savundu. Demirel, "Engel teşkil eder diyebilmem için bir kural olması lazım. Kıyafet kuralı olması lazım. Başbakanken başı bağlı olduğu zaman buna vaki itirazlar sadece az miktardayken bu Cumhurbaşkanı olduğu zaman eğer kıyafet kanunu yoksa Cumhurbaşkanı kıyafeti şöyle olacak hanımının böyle olacak şeklinde bir kural yoksa neye dayanarak itiraz edilecek" diye konuştu.

"KURAL KONULMALI"

Süleyman Demirel, böyle bir kuralın gerekip gerekmediğine ilişkin soruya da "Bir kural konulmalı tabi" yanıtını verdi. Demirel, "Hanımın kıyafeti şöyle olur, adamın kıyafeti şöyle olur. Çünkü zaten Devrim Kanunları var. Devrim Kanunlarına bir şey getirin. İlave getirin" diye konuştu.

Demirel, AİHM’in türbanla ilgili kararının Cumhurbaşkanı eşi için de geçerli olup olmadığına ilişkin bir soruyu da şu yanıtı verdi:

"Yorum, AİHM’in dediği şey dini simgelerin okullarda ve kamu kurumlarında çalışanlarda kulanılmamasıdır. Cumhurbaşkanlığını kapsamaz. Kapsamadığı takdirde kıyas yoluyla yapacağınız herşey yanlıştır. Ben ülkemde huzur istiyorum. Sükun istiyorum. Bunu sağlamanın yolu cart curt yapmak değil. Bir grup insanın entellektüel veya okumuş veya diğerinin üzerinde tahakküm kurmaya kalkması olması değil. Dayatma yapması değil. Yani kuralları koyalım. Bu kuralları hepimiz beraber kabul edelim ve ona uyalım."

"28 ŞUBAT’IN NERESİ DARBE"

Demirel, TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın eskiden AB’yi vatana ihanet saydığı ve karşı çıktığı, ancak 28 Şubat’tan sonra değiştiği açıklamalarının anımsatılması üzerine de "Şaşı bakıyormuş. Bu yeni tabirle hidayete ermektir. Hidayete ermiş, aydınlanmış" dedi.

Demirel, Türkiye’de artık askerin etkisiyle başka bir değişiklik olmayacağını ifade ederek, "28 Şubat ne ki?" diye sordu. Demirel, MGK’nın toplandığını, 18 maddelik bir karar aldığını, bu kararın aldığında Devlet Başkanı olarak kendisinin, Başbakan olarak Necmettin Erbakan’ın, Başbakan Yardımcısı olarak Tansu Çiller’in, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının imzaları bulunduğunu vurguladı. Demirel, "Bunun nesi darbe? Bu 18 maddeye kimse yanlış dememiş. Birisinde deniliyor ki Atatürk’e hakareti durdurun. Efendim Atatürk’ün korunmaya ihtiyacı mı var deniliyor. Bir takım terbiyesizlikler oluyor tabi. Her devlet kendi büyüklerini koruyarak geliyor" diye konuştu.

"AVRUPALI KENDİ RIZASIYLA YÖNETİLMEK İSTİYOR"

Demirel, Avrupa Anayasası’nın Fransa ve Hollanda’da reddedildiği anımsatılarak, "Türkiye’ye kapılar kapanıyor mu?" şeklindeki soruya da "AB’nin bir anlamı yoksa Türkiye’nin de bir anlamı olmaz. AB ayakta durduğu sürece, Türkiye AB için çok anlamlıdır ve vazgeçilmezdir. Türkiye, AB için çok anlamlıdır ve vazgeçilmezdir" dedi. AB’nin kendi kendini toplamak zorunda olduğunu kaydeden Demirel, Avrupa halkı ile Brüksel arasındaki bağların kopuk olduğunu, halkın saygınlık istediğini, Avrupalıların kendi rızalarıyla yönetilmek istediklerini ifade etti.

ANKA
Yayın Tarihi : 5 Haziran 2005 Pazar 17:46:44
Güncelleme :6 Haziran 2005 Pazartesi 11:16:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?