CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Dersim' tartışmaları sonrasında Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısındaki sözlerine sert çıktı.
Dersim halkının laik demokratik cumhuriyetle bir sorunu olmadığını belirten Kılıçdaroğlu Başbakan Erdoğan'ı kendi üzerinden bölücülük yapmakla suçlarken, "Bu ülkenin başbakanın zihin haritası Ermeni diyasporasının zihin haritasıyla aynıdır. Bu Başbakan Ermeni soykırımı iddialarını da dayatırsa şaşırmam… Başbakansın hesap mı soracaksın sormazsan namertsin!" diye konuştu. CHP milletvekili Hüseyin Aygün'ün Dersim konusunda yüzleşme çağrısına karşı ortak basın toplantısı düzenleyen milletvekillerini uyaran Kemal Kılıçdaroğlu, izinsiz yapılan basın toplantılarını yasaklandığını ilan etti. Kılıçdaroğlu, "Bundan sonra izin vermeyeceğim böyle şeylere" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında öncelikle Van'daki deprem ve bedelli askerlik konularına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Tasada ve kıvançta beraber olduklarını, Van'daki bu acı nedeniyle gösterdiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, bütün Türkiye'nin kalbinin Van ve Erciş için attığını söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Birileri bölmek, ırkçılık yapmak istedi. Türkiye tek yürek Erciş'e kilitlendi, çünkü biz ulusuz, kenetlenmişiz, birbirimizinden kimse ayıramaz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, hiç kimsenin olmadığı saatte CHP'nin deprem bölgesinde olduğunu, CHP'li belediyelerin tek yürek çalıştığını, gönderdikleri yardımlar dolayısıyla kargaşa çıkmadığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kaldığı, depremzedelerin yemek yediği çadırları Kartal Belediyesi'nin kurduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, yüreklerini koyarak, vatandaşların derdiğini dinleyerek, konuyu siyasallaştırmayarak, istismar etmeyerek herkesin dikkatini depreme çektiklerini belirtti.
Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de depremin olduğu gece ilk arama kurtarma ekibini gönderen belediye olduğunu, bunların reklamını yapmadıklarını ifade etti. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, yüreklerinde insan sevgisi bulunduğunu dile getirerek, Van, Erciş halkının, CHP'nin ne olduğunu, nasıl hizmet verdiğini, vatandaşları nasıl kucakladığını, yürek yüreğe nasıl mücadele ettiğini bildiğini söyledi.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, kız çocuğu Öznur'un, beslenme yetersizliğinden öldüğünü ifade ederek, ''Hani her taraf erzak doluydu? Acaba bu bakanın vicdanı sızlıyor mu? Bunlar kendi vicdanlarında, kendilerini sorguluyorlar mı?'' diye sordu.
Japonya'daki benzer bir olayda İmardan Sorumlu Bakan'ın, ''Ben depremzedeler için her şeyi yapmaya hazırdım ancak felaketzedelerin kalbini kırdığım için özür dilerim'' diyerek, görevini bıraktığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Bizde bırakın kalbini kırmayı, adamı ölüme sürüklüyorsunuz, enkazın altında kalıyor, siz de seyrediyorsunuz. Ama çivilenmiş gibi koltukta oturuyorsunuz. Bu siyasal yüzsüzlük ve ahlaksızlıktır'' görüşünü savundu.
'Gensoru görüşülürken gel anlat'
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Erciş'te, ''Size palavra atmam, palavracı genel başkanlardan değilim, palavracı başbakan değilim'' dediğini belirterek, şunları kaydetti: ''İnanıyor musunuz Allah aşkına? Başbakan, 'Gazze'ye yardım götürecek gemilere, Türk donanmaları eşlik edecektir' dedi. Gazze'ye yardım götürecek iki gemi uluslararası sularda durduruldu, Türk donanma gemileri eşlik etti mi; hayır. Palavracı kim?
CHP'li belediyeleri suçlamıştı, 'CHP'li belediyeler aracılığıyla terör örgütü PKK'ya para aktarılıyor' demişti. 'Açıklamazsan namertsin' dedim, açıkladı mı, hayır. Kim palavracı? Açıklamazsa gensoru vereceğimizi söyledik, gensoruyu verdik. Gensoru, televizyon yayını saat 19.00'dan sonra olmadığı için bu saatten sonra görüşülsün diye başka bir gensoruyla birleştirip, gensorumuzu aşağı çektiler. Biz gensoruyu geri çektik, bu hafta görüşülecek. Sayın Başbakan'a sesleniyorum, palavracı olup olmadığının yolu, o gensoru görüşülürken gel anlat bakalım, kimmiş o belediyeler, söyle bakalım. CHP'li belediye hangisi, söylemezsen sen palavracı Recep'sin, kusura bakma.''
Seçim döneminde, kolay askerlik konusunu gündeme getirdiklerini, durumu iyi olanlardan para alınıp, iyi olmayanlardan bedel alınmayacağını önerdiklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın, bu önerilerine önce itiraz ettiklerini, sonra ''Ben Tayyip Erdoğan olarak böyle bir sorumluluğun altına giremem. Parası olan var olmayan var. Parası olan bastırıp kurtulacak, olmayan askerlik yapacak. Seçimden sonra referanduma götürürüz'' açıklamasında bulunduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, ''Şimdi açıklandı. Parası olmayan askere gidecek, parası olan bastır parayı kurtul... Garibanın çocuğu askere, varlıklının çocuğu 30 bin karşılığı al tezkere. Şimdi adam gibi adamsan, palavracı değilsen, doğru konuşuyorsan, çıkacaksın...Bu yasayı senin milletvekillerin, parlamento kabul ederse, referanduma götürelim. Millet 'evet' derse mesele yok. 'Hayır' diyorsa...Referanduma götürebilir mi? Onun için diyorum; götürmezsen senin unvanın bundan sonra palavracı Recep'tir'' diye konuştu.
Başbakan Dersim'le bölücülük yapıyor!
CHP lideri Kılıçdaroğlu, 'Dersim' tartışmalarına yönelik Başbakan'ın Erdoğan'ın sözlerini eleştirirken de özetle şunları söyledi:
Sayın başbakan benim üzerimden bölücülük yapıyor….Bu öyle bir fitneki cevap vermek o fitneye cevap vermek bile ortak olmaktır.
Ben dersimli bir ailenin çocuğuyum, bu ülkenin çocuğuyum üç tane evlat yetiştirdim bu ülke için.
Allah nasip ederse yarın Başbakan olacağım…..
Kafasında fındık kadar beyin taşıyanlar bunun değerini bilemezler. Bütün Dersim halkının demokratik laik cumhuriyetle sorunu yoktur.
Bu ülkenin Başbakanın zihin haritası ermeni diasporasının zihin haritasıyla aynıdır. Bu Başbakan Ermeni soykırımı iddialarını da dayatırsa şaşırmam.
Hesap mı soracaksın sormazsan namertsin! Dersimli bu hakaret sayar. Bu iki yüzlülüğü Dersimli'nin anlamadığınımı sanıyorsun?
Dersim’den de dersimliden de sana ekmek yok başka kapıya….
Parti disiplini var. Parti içinde farklı görüşler olursa başımın üstüne. Kitle partisiyiz, biz her yerde ve her zaman kendi ideolojimize inanıyoruz. Hedefi Mustafa Kemal koymuş; çağdaş uygarlık. Herkes özgürdür. Bizde baskı yok. O tartışmalar olmasa o tartışmalar olur muydu? Parti içi rekabet adına göz göre göre partiye zarar vermek...
Herkes aklını başına almalı. Halkın moralini bozmaya hakkı da yoktur yetkisi de yoktur. Kimse kusura bakmasın ben buna izin vermem. Ben düşüncelerimi açıkça söyleyen biriyim. kimseyi üzmek istemem. Bana zarar verebilir ama kimsenin CHP'ye zarar vermesine izin vermem. Dostça, kardeşçe kim seçilip gelmişse... AKP ülkeyi pazarlayan bir partidir. Kendisi çıktı söyledi. Türkiye'yi pazarlayanların bu ülkede yerinin olmaması lazım. onlar pazara gitsinler
hep boş konuşuyosun kemal bey birak bu işleri yeter artık sıkıldık
Sayin Kilicdaroglu birakin bu polemikleride gercek gündeme dönün. Adam gibi partiyi toparlayip gelecek secimlerde basari kazanmasi icin calisin senelerdir muhalefet olmak iyice kafalarinizi karistirmis önünüzü geleceginizi göremez hale getirmis herhalde. Önceden meclisi anayasa mahkemelerine dava acarak engellemeye calisiyordunuz simdide gensorularla, bu yaptiginiz cocukluktan baska birsey degil, benim oyuncagimi aldiniz ben size küstüm hesabi, birakin lütfen böyle davranmalarida oturup adam gibi politika yapin bu devletin bu memleketin bu milletin yararlari icin ne yapabiliriz diye caba ve kafa patlatin polemik yapmak icin degil, artik iyice gülünc duruma düsüyorsunuz. Sizi yakin zamanda partiniz icindede dahil ciddiye alacak kimse kalmayacak. Milleti biktiriyorsunuz artik