AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli, Silivri Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde imar değişikliği ve banka kredisi karşılığında 1 milyon dolar alarak iş takipçiliği yaptığını öne süren CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarına belgelerle cevap verdi. Hiç kimseye verilmeyecek en ufak hesabının olmadığını kaydeden Dişli, "Haysiyetimle oynandı. Bunları, bu mübarek günde Allah'a ve millete havale ediyorum" dedi.
Dişli, CHP'li Kılıçdaroğlu'nun hakkında ortaya attığı iddiaların ardından ilk kez açıklama yaptı. Dişli'ye AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ da eşlik etti. TBMM bir basın toplantısı düzenleyen ve oldukça üzgün olduğu gözlenen Dişli, Kılıçdaroğlu'nun iddialarına karşılık CHP'ye bazı sorular yöneltti.
Hakkında ortaya attığı iddiaların çarpıtılmış, saptırılmış ve bir tek belgeye dayandırılmak istenen belgeler olduğunu belirten Dişli, "Ben ODTÜ mezunuyum, ABD'de master yaptım, Harvard'da işletme eğitimi gördüm, uzun süre uluslararası bankalarda üst düzey yöneticilik yaptım, benim kazanımlarım alın teri ile elde edilmiştir. Kazancımı hiçbir zaman gayri ahlaki, gayri hukuki, gayri meşru şekilde elde etmedim. Gizli saklım yok. Bugüne kadar beni hiçbir gayri hukuki, gayri ahlaki işin içerisinde görmemişsinizdir" diye konuştu.
2002'de siyasete girdiğini hatırlatan Dişli, "Hiç kimseye ama hiç kimseye verilmeyecek en ufak hesabım yok. 50 yılımı vererek kazandığım haysiyetimin, itibarımın iftirayla, karalamayla, şantaja alet edilmesi kolay bir şey değildir. Haysiyetimde oynandı. Bu mübarek günde Allah'a ve millete havale ediyorum. Birilerinin AK Parti ile görülecek hesabı var ise bu hesap çamurla, iftirayla görülmez, milletle görülür" şeklinde konuştu.
"2 ŞAHİTLİ RÜŞVETİN BELGESİ OLMAZ"
Basında yer alan başlıksız belgenin eski ortağıyla kredi temininde yardımcı olduğunu gösteren bir belge olduğuna işaret eden Dişli, bu belgenin hukuki bir formatta hazırlanmış bir belge olmadığını, bir hukukçunun da hazırlamadığını söyledi. Dişli, "Bu belge iş takibi veya rüşvet belgesi değildir. Siz değil misiniz, rüşvetin belgesi olmaz, diye. Farz edin oldu. Rüşvet belgesine 2 adet şahit tutulur mu? Rüşvet belgesi 4 nüsha yapılıp, 4 kişiye dağıtılır mı? Bunu iddia etmek akıl, mantık ve vicdanla bağdaşmaz. Bu olayın aslı basına yansıtıldığı gibi değildir. Olayı gündeme getirenler ve haber yapanlar işin aslını araştırmadan veya kötü niyetle bu işi gündeme getirmişlerdir" ifadelerini kullandı.
"Ben basının ve siyasetçilerin yapmadığı araştırmayı kendim yaptım. İftiraların basında yer aldığı günden beri konunun aslı nedir, ne olmuştur, nasıl olmuştur diye onun belge ve bilgilerini topladım" diyen Dişli, geniş kapsamlı açıklamasının bu nedenle geciktiğini söyledi. Asılsız ve çarpıtılmış belgelerle basının huzurunuza çıkmak istemeğini dile getiren Dişli, Kılıçdaroğlu'nun iddialarına karşılık şunları söyledi:
"Benim hiçbir bilgim ve ilgim olmamasına rağmen yaptığım araştırmalardan sonra şu bilgilere ulaştım. Olayın aslı ne biliyor musunuz? İmar değişiklik çalışmasını Silivri'de ilk başlatan belediye, Silivri'nin CHP'li belediye başkanıdır. CHP'li Selami Değirmenci ve üyeler tarafından imzalanmıştır. İmar değişikliği İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nde kabul edilmiştir. Yolsuzluk iddiasını ortaya atan CHP'nin Belediye Meclis üyeleri ve CHP Grubu neden Meclis'te olumlu oy kullanmıştır? Yoksa benden baskı gördükleri için mi böyle davranmışlar? CHP'li üyelerin hiçbiri belediye meclisi oturumunda lehte veya aleyhte söz alıp konuşmamışlardır. Onlar da mı Dişli'nin dişlerinden korktular? Alt çenesi güçlü, dişlerin mi korktular? Ortaya atılan iddialar benim ilgim dışındadır. Bu konuyla ilgili hiç kimseye ricada bulunmadım, hiç kimseyle görüşmedim. Herhangi belediye yetkilisiyle dolaylı veya dolaysız ikili görüşmem olmadı. Bu iddiaların arkasında art niyetten başka bir şey yoktur."
"KÖYLÜLERDEN DEĞİL, İŞADAMLARINDAN ALINDI"
Dişli, parselleri köylü vatandaşlara baskı yaparak aldığı yönündeki iddialara da cevap verdi. Bu parsellerin köylülerden değil 6. parsel Hazine'den açık arttırma yoluyla, 7. ve 8. parseller de önde gelen işadamlarından alındığını açıklayan Dişli, "Hem onlar saf köylüler değil ticaret yapan insanlardır" dedi. Arsa sahiplerinden Aziz Sezginer'in, Mehmet Karasu'ya 'Eğer bana ilave menfaat temin etmezsen, açıktan ödeme yapmazsanız bu olayı CHP aracılığıyla gündeme getiririm' diye şantajda bulunduğunu savunan Dişli, "Bu kadar paragöz, para peşinde koşan Aziz Sezginer bu belgeyi kaç liraya sayın Kılıçdaroğlu'na satmıştır. Bunu Kılıçdaroğlu açıklamalıdır. Aziz Sezginer mahkemeye başvurduğunda 26 tane delil sunmuştur, sayın Kılıçdaroğlu bunları açıklamaktadır. Teki dışında hiçbirinin benimle ilgisi yoktur. Hiçbirinde benim imzam yoktur. Benimle alakalı da değildir" diye konuştu.
Silivri Belediyesi'ne TESCO'nun 325 milyar TL bağışıyla ilgili iddiaya da karşılık veren Dişli, bağışa 4 CHP'li belediye meclis üyesinin kabul oyu verdiğini açıkladı.
İTO'NUN TİCARET SİCİL BELGESİNİ GÖSTERDİ
Malvarlığıyla ilgili genel bilgiler veren Dişli, hem hakkındaki iddialarla ilgili belgeleri, hem de malvarlığıyla ilgili belgeleri uygun gördüğü bir televizyon programında açıklayacağını bildirdi. 31 Ocak 2002 tarihinde 25 bin 469 euro maaş aldığını gösteren bordroyu, 2001 yılında Hollanda Hükümeti'ne verdiği 431 bin gulden verginin belgesini, yıllık 785 bin 192 euro kazancı olduğuna belgeyi de basın mensuplarına gösteren Dişli, bir gazetecinin '1 milyon doları hangi yolla getirdiniz?' sorusu üzerine, "Ben 1 milyon dolar getirdim demedim. Şahsi birikimlerimi getirdim. Kamuoyuna bilgi verdim. Ya inanırsınız ya inanmazsınız. Bu işin ortası olmaz" karşılığını verdi.
Dişli, Akademi Ofset'in ortağı olmadığı yönündeki iddialar üzerine de, İstanbul Ticaret Odası'nın 17 Aralık 1990 tarihli ticaret sicil belgesini gösterdi. Dişli, Alesta Reklam Yayıncılık Matbaacılık Dış Ticaret Anonim Şirketi'nin eski ortaklarından olduğunu açıkladı. Dişli, istifa edip etmeyeceği yönündeki soruları ise cevapsız bıraktı.
Dişli'ye destek vermek amacıyla basın toplantısında yanında bulunan AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ise şunları söyledi:
"CHP, AK Parti ile olan mücadelesini gayri meşru yöntemlerle sürdürüyor. Dedikodularla, başkalarına alet olarak yapacağına milletin gönlünü alarak yapmalı. Millet CHP'yi de AK Parti'yi çok iyi biliyor. Bu ülkeye AK Parti'nin ne kazandırdığını, CHP'nin ne kazandırdığını çok iyi biliyor. CHP daha önce telekulak iddiasını ortaya atmıştı. Ancak yine iddialar asılsız çıkmıştı. Bu konuyu Dişli'nin açıklamaları doğrultusunda milletimizin değerlendireceğine inanıyorum."
CHP'den Deniz Baykal, AKEPE li bazı vekillerin, yolsuzluk konusunda pasiflerininin yüklü olduğunu bildiği için onları genel başkanlarının bile ikna etmekte zorlanacağını düşünüp sadece kendisi ile Tayyip Erdoğan'ın dokunulmazlığının kaldırılmasını teklif etmişti. Ancak arkasında yolsuzluk dosyaları bulunan bir genel başkanın da, dokunulmazlık zırhını kaldırmayı kabul etmesi mümkün olmadı. Fakat "Yolsuzluklara damardan girmek!!!" güzel bir tekerlemeydi. Gerçek olmadığı görülmesine rağmen hala toplumun önemli bir bölümünün gazını almaya yetti. Üç gün önce bir yazarımız köşesinde "Kendin Edersen Bulursun" başlıklı yazısını Mustafa Kemal Atatürk'ün sık duyulmayan bir sözü ile bitirmişti: "Her millet icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortaktır." Bence de Lafın doğrusu budur.