El-Kaide terör örgütünün Türkiye yapılanması içinde faaliyet gösterdikleri ve İstanbul'da 15 ile 20 Kasım 2003 tarihlerindeki bombalı saldırılara karıştıkları iddiasıyla 69 sanığın yargılandığı davada DGM, yeni yasa yürürlüğe girinceye kadar esasla ilgili herhangi bir işlem yapılmaması gerektiğine hükmetti.
Cumhuriyet Savcısı'nın görüşünü bildirmesinin ardından davanın ilk duruşmasını bitiren mahkeme heyeti, DGM'lerin kaldırıldığını hatırlattı.
Mahkeme heyeti, yeni bir yasa yürürlüğe girinceye kadar esasla ilgili herhangi bir işlem yapılmaması gerektiğine karar verdi.
Sanıkların sorgularının yapılması ve iddianamenin okunmasının dosyanın esasına gireceğini belirten mahkeme heyeti, bu nedenle sorgu yapılmamasına ve yeni yasanın beklenmesine hükmetti.
İstanbul 2 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada, sanık avukatları, yeni yasal düzenlemeler nedeniyle DGM’lerin bu davada yetkisiz olduğunu söylediler.
Makeme savcısı da mütalaasını aynı yönde verdi. Dava sürecinin nasıl işleyeceğinin belirlenmesi için davaya ara verildi.İstanbul’da 15 ve 20 Kasım’da düzenlenen terörist saldırılara ilişkin 50’si tutuklu 69 sanığın yargılanmasına başlandı. 5 gün aralıksız sürecek davanın ilk gününde, 12 sanık mahkemede dinlenecek. 4’ü saldırgan, 64 kişinin öldüğü, 750 kişinin de yaralandığı saldırılarla ilgili olarak 50’si tutuklu 69 sanık, hakim karşısına çıkacak.
SANIK AVUKATLARIN İTİRAZI
İstanbul 2 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada, sanık avukatları, yeni yasal düzenlemeler nedeniyle DGM’lerin bu davada yetkisiz olduğunu söylediler.
Sanıklar da dava başlangıcında hakimin salona girişinde ayağa kalkmadılar.
İddianamede 5 sanık hakkında, müebbet hapis cezası isteniyor. Diğer 65 sanık hakkında da 4.5 yıldan 22.5 yıla kadar değişen hapis cezaları talep ediliyor.
İSTANBUL PATLAMALARLA SARSILDI
15 Kasım 2003 tarihinde sabah saatlerinde Türkiye önce Beth İsrael kısa süre sonra da Neve Şalom sinagoglarına düzenlen eş zamanlı saldırılarla sarsıldı.
Bu saldırılardan 5 gün sonra İngiltere Başkonsolosluğu ve HSBC Genel Müdürlüğü’ne de kamyonetlerle intihar saldırısı düzenlendi. Saldırılarda 4’ü intihar saldırganı 64 ölürken, 750 kişi de yaralandı.
İstanbul polisinin başlattığı soruşturma sonucunda saldırıların arkasında elebaşlığını Habip Aktaş’ın yaptığı El Kaide bağlantılı bir örgüt olduğu ortaya çıkartıldı. Yüzlerce kişi gözaltına alındı. Aylar süren soruşturmalar sonucunda İstanbul DGM başsavcılığı 50’si tutuklu 69 kişi hakkında dava açtı.
EL KAİDE’NİN TÜRKİYE BAĞLANTILARI
Dava iddianamesinde, El-Kaide örgütünün kuruluşu, Türkiye yapılanması ve eylem kararlarının Afganistan’da alındığı belirtildi.
İstanbul’daki saldırıları için kullanılan 150 bin doların da El Kaide örgütü tarafından karşılandığı, 50 bin dolar Habip Aktaş’a Avrupa’da Suriyeli örgüt üyesi Alaa Fettahi tarafından verildiği,100 bin dolar ise İran’da örgütün şûra üyesi Adnan Ersöz’e teslim edildiği iddianamede yer aldı.
Kararın ardından bir açıklama yapan müdahil avukatı Hasip Kaplan, "Mahkeme heyetinin verdiği bu kararla artık DGM'lerin yargılama yapamayacağı tespit edilmiştir" dedi.
İstanbul'da iki sinagog, HSBC Bank Genel Müdürlüğü binası ve İngiliz Başkonsolosluğu'na yönelik düzenlenen, 61 kişinin ölümüne ve 500'den fazla kişinin de yaralanmasına sebep olan bombalı saldırılarla ilgili olarak 50'si tutuklu 69 sanığın yargılandığı dava, İstanbul DGM'de görüldü. DGM'lerin kaldırılmasının ardından yeni kurulacak İhtisas Mahkemeleri'nin davaya bakmasına, tutuklu sanıkların kaçma ihtimaline karşı tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, görevsizlik kararı verdi. Tutuklu sanıklar, bulundukları cezaevlerine geri götürüldü.
Bu arada, İstanbul DGM'de görülen duruşma çıkışında basın mensuplarına bir açıklama yapan müdahil avukatı Hasip Kaplan, "DGM'nin bu davada verdiği kararla, artık yargılama yapamayacağı tespit edildi. Hızlı bir şekilde DGM'lerin yerine görev yapacak mahkemelerin kurulması gerekiyor. Bu dosyalara, bu mahkemeler tarafından bakılması gerekiyor. Davalar ile ilgili olarak yarın sadece kimlik tespit çalışmaları yapılacak. Savunma alınmayacak. İddianame okunmayacak. Onun için bir an önce İhtisas Mahkemeleri'nin kurulması gerekiyor" dedi.
"MAHKEMENİN KARARI KAFA KARIŞTIRICI"
Kaplan'ın ardından bir açıklama yapan sanık avukatı İlhami Sayan ise "Ortak usul yönünden işlem yapılacak, esas işlemler yapılmayacak. Sanıkların ifadeleri alınmayacak. Bu kararla artık DGM'lerin yargılama yapamayacağı kabul edildi. Ancak mahkemenin kararı kafa karıştırıcı. Bu da müvekkillerimizin mağdur olmasına yol açmaktadır. Altyapı çalışması yapılmadan kanun değişikliği yapılırsa, böyle bir sonuca yol açar. Değişiklik, sadece isimlerden ibaret olacaktır" şeklinde konuştu.
15 ve 20 Kasım 2003 tarihlerinde gerçekleştirilen terör eylemleriyle ilgili olarak hazırlanan iddianamede, El Kaide terör örgütünün lideri Usame Bin Ladin'in adı ilk defa yer aldı. İddianamede, saldırılarda kullanılan patlayıcı yüklü kamyonetleri, Afganistan'daki kamplarda eğitim aldığı belirlenen Habib Aktaş'ın hazırladığı, sanıklar Fevzi Yitiz'in ve Gürcan Bac'ın da kendisine yardımcı olduğunun tespit edildiği belirtildi. İddianamede, sanıklardan Adnan Ersöz'ün, eylemlerin finansmanında kullanılmak üzere talep ettiği 150 bin doların, El Kaide örgütü üyesi 'Alaattin' kod adlı Alaa Fettahi tarafından kendisine verildiğinin anlaşıldığı da kaydedildi. Militanların, kuruculuğunu Usame Bin Ladin'in yaptığı El Kaide örgütünün askeri kanat sorumlusu Ebu Hafs El Mısri ile görüşerek, TÜSİAD (Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği) üyelerine yönelik kaçırma ve fidye eylemi yapma talebinde bulundukları, ancak bu önerinin kabul görmediği de ifade edildi. İddianamede, intihar eylemcilerinin seçiminde gönüllülük esasına başvurulduğu, militanlar için motivasyon amaçlı piknikler düzenlendiği de savunuldu.
SAVCININ İDDİANAMESİ
İddianamede, uluslararası terör örgütü El-Kaide'nin Türkiye yapılanması içinde yer aldıkları ve bombalı saldırı olaylarına karıştıkları ileri sürülen Harun İlhan, Adnan Ersöz, Fevzi Yitiz, Osman Eken ve Yusuf Polat'ın, TCK'nın 146/1. maddesi uyarınca "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı değiştirmeye cebren teşebbüs etmek" suçundan ölünceye kadar müebbet ağır hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. İddianamede, ayrıca örgütün Konya "şura" üyelerinden Seyit Ertul ve Baki Yiğit'in, TCK 168/1 "yasadışı silahlı örgüte liderlik yapmak" suçundan 22.5 yıldan az olmamak üzere hapis, tutuklu 48 sanık ile tutuksuz 19 sanığın "yasadışı silahlı örgüte üye olmak" suçundan ve "yardım yataklıktan" 4.5 yıldan 22.5 yıla kadar ağır hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Ayrıca, iddianamede 35'i tutuklu 45 sanığın TCK 168/2 "yasadışı silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 11.5 yıldan 17.5 yıla kadar cezalandırılmaları istenirken, aralarında Habib Aktaş'ın eşi Cemile Aktaş'ın da bulunduğu 15 kişinin, TCK 169. maddesi gereği yardım yataklıktan 4.5 yıldan 7.5 yıla kadar ağır hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. 3 aydır yürütülen soruşturma sonucu tamamlanan iddianame, 147 sayfadan oluşuyor. Eylemlerin, örgütün Türkiye sorumlusu Habip Aktaş tarafından organize edildiği ve El Kaide'nin Avrupa ve İran'daki örgüt elemanları tarafından finanse edildiği öne sürüldü. 150 bin dolara mal olduğu öne sürülen eylemler için, 50 bin doların İran'dan, 100 bin doların ise Avrupa'daki örgüt elemanları tarafından gönderildiği belirtildi.