Ergenekon davasının 7. duruşmasının öğleden sonraki oturumunda, iddianamenin okunmasına ara verildi ve sanık ve avukatların talepleri dinlenildi. Mahkeme, Tuncay Güney'in konumunun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sorulmasına karar verdi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümüne, hastaneden geldiği belirtilen tutuklu sanık Hayrettin Ertekin de katıldı.
İddianamenin okunması sırasında söz alan avukat Kadir Kartal, iddianamenin 516. sayfasına kadar okunmasının yeterli olduğunu söyledi. Kartal, iddianamenin geri kalanının tekrar olduğunu ileri sürerek, bundan sonrasının okunmamasını istedi.
Tutuklu sanık Oktay Yıldırım'ın avukatı Murat İnan da iddianame okunurken müvekkiliyle ilgili 530. sayfanın atlandığını dile getirerek, bu bölümün okunmasını talep etti. Bunun üzerine bu sayfa Cumhuriyet Savcısı tarafından okundu.
Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın'ın iddianameyi dönüşümlü okumasına, saat 15.55'te ara verildi. Daha sonra mahkeme heyetince sanıklar ve avukatların dinlenilmesine başlandı.
Veli Küçük'ün avukatı
Duruşmada söz alan, Veli Küçük'ün avukatı ve kızı Zeynep Küçük, bugüne kadar, daha önceden yazılı yaptıkları talepleri duruşmalarda sözlü dile getirmediğini söyledi.
Ayrıca sözlü talepte bulunmanın, müvekkiline, diğer sanıklara veya mahkemeye bir fayda sağlamayacağını düşündüğü için bu şekilde davrandıklarını anlatan avukat Küçük, müvekkiliyle ilgili soruşturmada başından beri gündem yaratılmaya çalışıldığını ve dezenformasyon yapıldığını, buna izin vermemek için de sözlü talepte bulunmadıklarını ifade etti.
Zeynep Küçük, bu düşüncelerinde haklı olduklarını gördüklerini, geçen duruşmadaki bir taleplerinin bazı medya kuruluşlarında yanlış ve çarpıtılarak yer aldığını savunarak, müvekkili hakkında yıllardır sistemli bir şekilde dezenformasyon yapıldığını, soruşturmayı yürütenlerin de bunun etkisi altında kaldığını ileri sürdü.
Avukat Küçük, "70 ayrı dedikodu ürünü ithamın iddianamenin içine taşındığını tespit ettik. Tahliye istemememiz bile yanlış yorumlanmıştır. Yazılı tahliye talebini sözlü olarak yenileme gereği duymamıştık. İddiaların tamamı asılsızdır. İddianamede somut, inandırıcı, hukuki hiçbir delil bulunmamaktadır. Bu durumda müvekkilimin, değil aylarca, günlerce, bir saat bile tutuklu kalmasını sağlayacak haklı bir gerekçe yoktur" diye konuştu.
Kimler katıldı?
Duruşmaya, Hayrettin Ertekin dışındaki tutuklu 45 sanık ile Kemal Alemdaroğlu, Ali Yasak ve Güler Kömürcü Öztürk'ün de aralarında bulunduğu 13 tutuksuz sanık geldi.
Duruşmada kimlik tespiti yapılan tutuksuz sanıklardan Hayrullah Mahmud Özgür, herhangi bir ikametgah adresi olmadığını belirterek, elindeki kağıttan anne ve babasının oturduğu evin adresini mahkeme heyetine bildirdi.
Gazeteci ve dul olduğunu belirten Özgür, sabıkası olup olmadığı sorulunca da "hakaret" suçundan 10 gün hapis yattığını bildirdi.
Geliri sorulan Özgür, "AKP iktidarı çalışmamı engelliyor. Sizin gibi devlet bana maaş ödemiyor. Devlete sahip çıktığım için buradayım" diye konuştu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Özgür'ü, "Konuşmalarınıza dikkat edin. Sorularıma cevap verin" şeklinde uyardı. Bunun üzerine Özgür, "Sorunuzun tam karşılığı budur" dedi.
Heyet Başkanı Şengün'ün, "Geliriniz yok mu?" sorusunu "4 yıldır yok" şeklinde yanıtlayan Özgür, sosyal güvenliğinin de bulunmadığını söyledi.
Tutuklu sanıklardan Emin Gürses'in, duruşma sırasında avukatı Filiz Esen'e 31 Ekim 2008 tarihli bir gazetede yayımlanan "Ergenekon sanığı İmralı'da Öcalan'la görüşmüş" başlıklı kendisiyle ilgili haberin kupürünü verdiği görüldü.
Avukat Esen, duruşmaya verilen arada, haberin doğru olmadığını savunarak, yasal işlem başlatacaklarını söyledi.
Tuncay Güney'in konumunun sorulmasına karar verildi
"Ergenekon" davasının duruşması, yarın saat 09.30'a ertelendi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki duruşma salonunda görülen davanın bugünkü duruşması sona erdi.
Mahkeme, duruşmayı yarın saat 09.30'a erteledi. Mahkeme Heyeti ayrıca, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan, Tuncay Güney'in konumunun sorulmasına karar verdi.
"Ergenekon" davasının bugün görülen 7. duruşmasında Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından iddianamenin 141 sayfası okunarak, 584. sayfaya gelindi.
Duruşmada iddianamenin okunmasına ara verildikten sonra sanıkların ve avukatların talepleri alındı.
Söz alan Doğu Perinçek, iddianamede "şüpheli" olarak anılan Tuncay Güney'in Kanada'dan getirtilerek mahkemede dinlenilmesini talep ettiğini bildirdi.
Perinçek, "Tuncay Güney, örgüt iddiasının tek kanıtıdır. Bu davanın temelini oluşturmaktadır. 3 genelkurmay başkanı, 2 jandarma komutanını, 'Ergenekon Terör Örgütü' üyesi olmakla suçlamaktadır. Çok büyük iddiaları bulunmakta. Dolayısıyla da mahkemede dinlenmesi gereklidir" şeklinde konuştu.
Mahkemenin daha önceki duruşmada Tuncay Güney'in katıldığı programların yayın kasetlerinin istediğini hatırlatan Perinçek, "Güney'in buraya getirtilmesi konusunda savcılığın işlem yapması gerek. 'Mülakat' diye bir delil olmaz. Mülakatı gazeteciler yapar. Benim bildiğim savcılar ifade alırlar. Savcıların yerine gazeteciler, gazetecilerin yerine savcılar geçmiştir. Hukuken son derece acayip bir durum içerisindeyiz" dedi.
Perinçek, Güney'in geçtiğimiz Aralık Ocak ve Şubat aylarında Türkiye'ye getirildiğini öne sürerek, "Güney arkadaşı olan gazeteci Nevzat Yılmaz tarafından görülmüştür. Güney, soruşturma aşamasında kendi ismi ile olmayan bir pasaport ile yasa dışı yollardan getirilmiş ve polisle ortak çalışmıştır. Bu bana ifademi alan polisler tarafından da emniyette söylenmişti" açıklamasında bulundu.
Doğu Perinçek, o sırada bu durumun gizleneceğini bilmediğinden, son derece normal karşıladığını, ancak çalışmaların hukuki bir tutanağa geçirilmediğini de söyledi.
Tuncay Güney ile yapılan mülakatın bazı bölümlerinin soruşturma dosyasından çıkartıldığını, Güney'in de kendisine sorulması üzerine ifadelerinin eksik olduğunu anlattığını öne süren Perinçek "Türkiye makaraya sarılıyor. CIA ile çalışan Güney'in beyanları deli saçmaları değil. Bunların amaçları var. Bu davanın gerçek savcısı Erdoğan'dır. Arkasında Amerika olduğunun ortaya çıkması için Tuncay Güney getirilsin" dedi.
Tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz de Perinçek'in Güney konusundaki beyanlarına katıldığını belirtti.
Güney'in dosyadaki konumunun ya da aranıp aranmadığının belli olmadığına işaret eden Kerinçsiz, savcılıktan Tuncay Güney hakkında ne işlem yapıldığının, şüphelilik durumunun sürüp sürmediğinin, neden dava açılmadığının sorulmasını
istedi.
Kerinçsiz, iddianamenin kendisi ile ilgili bir bölümünde de maddi hata bulunduğunu savunarak, bu bölümün düzeltilmesi için savcılığa gönderilmesini talep etti.
Ümraniye'de el konulan el bombalarına ilişkin Cumhuriyet Savcılığından ya da kolluk amirinden alınmış el konulma kararının da sorulmasını isteyen Kerinçsiz, bombaların kime ait olduğunun da belirlenmesi gerektiğini ifade etti.
Hüseyin Üzmez raporuna gönderme
Davanın tutuklu sanıklarından Hayrettin Ertekin de geçen hafta bir travma geçirerek düştüğünü, bu nedenle o günden beri zaman zaman hastaneye gittiğini ifade ederek, ancak asıl sorunun kalbinde olduğunu, kardiyolog bulunmadığı için de tedavisinin yapılamadığını söyledi.
Bu sırada Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, Ertekin'in rahatsızlığının tespiti amacıyla geçen hafta Adli Tıp Kurumuna sevk edildiğini hatırlattı. Ertekin de "Adli Tıp'tan rapor 60 gün sonra gelecekmiş. Biz Hüseyin Üzmez gibi 3 günde rapor getirtemiyoruz. Avukatım bugün o işlerle uğraşıyor. 3. Daire çok yoğunmuş. 120 kişi bekliyormuş sırada. 60 gün bekleyemem efendim. Kalp rahatsızlığım ile ilgili kullandığım ilacımdan 8 adet kaldı. Bir kardiyolog tarafından muayene edilmeliyim. Buradaki hastanelerde kardiyolog yok. Kendi doktorum tarafından muayene edilmem için izin verilmesini istiyorum" dedi.
Sanıklardan Hayrettin Mahmut Özgür de davanın ilk duruşmasına katıldığını, ancak hakkındaki arama kararı nedeniyle daha sonra ceza evine konulduğunu kaydetti.
Tutulduğu Ümraniye Cezaevi'ne bir dilekçe ile başvurduğunu, ancak duruşmaya getirilmediğini belirten Özgür, "Mahkemenin kararı üzerine eve polisler gitmiş. Annemin özel bir durumu var benim hapishanede olduğumu bilmiyordu. Öğrenince bilinci kapandı. Mahkemenin bu durumu dikkate almasını istiyorum" diye konuştu.
Sanık ve avukatlarının beyanlarının ardından söz alan Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Adli Tıp Kurumu'na sevk edilen Hayrettin Ertekin'in üniversite hastanesine gönderilmesi yönündeki talebinin reddedilmesini istedi.
Pekgüzel ayrıca Tuncay Güney hakkında da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca devam eden bir soruşturma olduğunu, Güney'in bu soruşturmada "firari şüpheli" olarak yer aldığını belirterek, Güney'in dinlenilmesi yönündeki taleplerin değerlendirilmesini mahkemeye bıraktıklarını söyledi. Sanık ve avukatların taleplerinin değerlendirilmesi için duruşmaya ara verildi.
Güney'in dinlenip dinlenmemesine karar verilecek
"Ergenekon" davasının görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Tuncay Güney'in konumunun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sorulmasına karar verdi.
Silivri Cezaevi Yerleşkesi'nde görülen Ergenekon Davası'nda verilen aranın ardından, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Köksal Şengün, alınan kararları okudu.
Heyetin aldığı kararlarda, Hayrettin Ertekin'in "acil teşhis" kaydı ile Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu Başkanlığı'na gönderildiğinin anlaşıldığı belirtilerek, adı geçen kurulun başkanlığından acilen teşhis raporunun gönderilmesinin istenildiği bildirildi.
Heyet Başkanı Şengün, sanık Muzaffer Tekin'in avukatının talebinin kabul edilerek, mahkemece duruşmaya ara verildiğinde kayıt devam etmek üzere, LCD ekranların kapatılmasının hükme bağlandığını kaydetti.
Şengün, beyanlarda ve dosyada sık sık ismi geçen Tuncay Güney'in konumunun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sorulmasına, Güney'in dinlenilip dinlenilmeyeceğine ve dinlenilme şekli konusunun gelecek celse düşünülmesine karar verildiğini ifade etti.
Tutuklu sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün doktor raporu ile belirlenen yatak istirahatini gerektirir durumu olduğunu belirten Heyet Başkanı Şengün, bu durum dikkate alındığında sanığın bu aşamada duruşma salonuna getirilmemesine, konu ile ilgili ayrıntılı hekim raporu tanzimi için cezaevi müdürlüğüne yazı yazılmasına karar verildiğini bildirdi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün, cezaevi idaresi tarafından olanak sağlandığı anlaşıldığından, tutuklu sanık Hayrettin Ertekin'e iddianamenin CD ortamında verilerek gerekli incelemeleri yapması konusunda cezaevine yazı yazılmasına karar verildiğini, başka suçtan tutuklu Semih Tufan Gülaltay ile hükümlü Sedat Peker'in duruşmada hazır edilmeleri için yazı yazılmasına hükmedildiğini açıkladı.
Tutuklu sanıkların tutukluluk durumlarının devamına karar verildiğini belirten Şengün, duruşmanın yarın sabah 09.30'a ertelendiğini kaydetti.
Toprak yol asfaltlandı
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin önündeki toprak yol asfaltlandı.
Davanın görüldüğü cezaevi önünde basın mensupları ve canlı yayın araçları ile güvenlik önlemi alan jandarmanın bekleyişi sürüyor.
Bu arada, "Ergenekon" davasıyla ilgisi bulunmayan başka konudan tutuklu olan bir kişinin evleneceği gelin, süslenen araba ve nikah memuru ile cezaevi önüne geldi. Basın mensuplarının yoğun ilgi gösterdiği gelinin aracında, "S.S." harflerinin yazılı olduğu görüldü. Gelin ve nikah memuru, daha sonra cezaevine girdi.