Ermeni soykırımı iddiaları Türkiyenin başını ağırtmaya devam ediyor.
İddiaları boşa çıkarmak için Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Yusuf Halaçoğlu, 50 binden fazla belge incelediklerini ve kesinlikle Osmanlı İmparatorluğunun Ermeni soykırımı yaptığına dair bir tek belgeye rastlamadıklarını açıkladı.
Özel Sabancı Üniversitesinden Prof. Halil Berktay ise konu hakkında farklı konuştu.
Milliyet gazetesi yazarı Derya Sazakın "Sohbet Odası" başlıklı röportajında soruları yanıtlayan Prof. Berktay, "Tehcir emri, bütün Ermeni tebaasını hedef alıyordu. 1915, Doğuyla sınırlı değil. Öldürme unsuru hariç bu kadarı dahi jenosit tanımına giriyor" diyor
Osmanlının son dönemindeki 1915 olaylarını bir tarihçi olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? 1. Dünya Savaşı öncesinde Osmanlının ruh hali nasıl gözüküyor?
Dışarıya karşı çok endişeli. Kendisini hep mazlum ve kurban olarak gören çok öfkeli ve patlamaya hazır bir Türk milliyetçiliği oluştu.
1912 - 13 Balkan savaşları bu açıdan çok büyük bir dönüm noktası oldu. Yunan ve Bulgar orduları ilerlerken İstanbuldaki azınlıklar Perada zaferi kutluyorlardı. Birinci Dünya Savaşı patlak vermeden Yunanlılara, Rumlara yönelik etnik temizlik başladı. Osmanlı Mebusan Meclisi Reisi Halil Menteşe anılarında bunu anlatıyor.
Trakyadan sürgün
Balkan Savaşında Osmanlıya ihanet edenlere karşı önlem alınmış...
Trakyadaki Rumlara yönelik bir temizlik. Cemiyetin teşkilatı (Teşkilatı Mahsusa) eliyle Rumların ürkütüleceğine dair bir talimat dahilinde hareket başlıyor. Halil Menteşe anılarında 100 bine yakın Rum burunları kanamaksızın Yunanistana gittiklerini yazıyor. İzmir civarında benzer şeyler oluyor. Yarı açık, yarı gizli politikayla etnik temizlik yapılıyor. Bu olaylar Ermeni katliamlarının silahsız provasıdır. O sırada Ermeni tehciri planlanmıştı demiyorum ama sonuç olarak böyle bir tecrübe vardı.
1912de İstanbulun düşme tehlikesi belirmiş. Enver Paşa, Harbiye nezaretinin boşaltılarak, Anadoluya geçme emrini vermek durumundaydı, hiç olmazsa Anadolu ihanet edebilecek unsurlardan temizlenmeli ve güvenli olmalıydı. Tehcir kararı böyle bir haleti ruhiye içinde alınmıştı.
Emir Talat Paşadan
Ermeni tehciri emrini kim çıkarıyor? Enver Paşa mı?
Talat, bana göre Enverden çok daha önemli bir insandır. İttihatçıların esas beynidir. Napolyon döneminin bir gizli polis şefi vardır Fuşe, Talat biraz ona benziyor. Her şeye hikmeti devlet diye bakıyor. Ermenilere karşı Enveri, Cemali Talat ikna ediyor. Ermeniler de büyük bir hesap hatası yapıyorlar. Aldırmayalım, bunlar blöftür diyorlar.
Tehcir emri, imparatorluğun bütün Ermeni tebaasını sırf Ermeni oldukları için hedef alıyordu. Yani tehcir kanunu şöyle demiyordu: Sadece Doğu Anadoluyu boşaltacağız! Hayır. 1915, Doğu Anadoludaki savaş bölgesiyle sınırlı değildir. Tehcir kanunu başlı başına bir etnik temizliktir.
Tehcir emri nasıl uygulanıyor?
- Devletin yasal aygıtı eliyle, Dahiliye Nezaretinden doğrudan doğruya yollanan emirlerle, Bölgenizdeki Ermenileri derhal toplayacaksınız deniliyor: Konvoylar halinde Güneydoğuya, oradan Suriyedeki, Iraktaki bazı şehirlere yollayacaksınız, orada iskân edilecekler. Mesele Doğu bölgesiyle sınırlı değil. İznikten, İzmitten, Çorludan alınanlar var. Ermeni oldukları için tehcir ediliyorlar. Günümüzde öldürme unsuru hariç bu kadarı dahi jenosit tanımına giriyor. Bir etnik grubu topluca yok etme, sürüp atma kategorisine giriyor.
Osmanlı bürokrasisinin mutlak şekilde ittihatçı sosyal Darvinizmin peşinden gittiğini düşünmeyelim. Direnenler çıkıyor.
Esas işin karanlık noktasına geliyoruz. Bugün daha net anlıyoruz ki, resmi emirlerin yanı sıra, ikinci ve gizli emirler var.
Gizli emirleri kim çıkarıyor? Teşkilat ı Mahsusa mı?
- O zamanki derin devlet. İttihatçıların paramiliter gizli askeri kanadı var. Yakup Cemiller, Bahattin Şakirler, Doktor Reşitler falan... Bu adamların içinde yer aldığı Teşkilat -ı Mahsusa var. Kemal Tahir, Kurt Kanunu romanında Teşkilat -ı Mahsusa fedailerinin, Sarı Paşayı, yani Mustafa Kemali öldürmelerine nasıl ramak kaldığını anlatır.
Ötekinin tarihinin yazımında neredeyse sadece Türk kaynakları kullanılıyor.
Resmi söylem şudur: Efendim, maalesef açlıktan ölmüşler! Ermenilerle ne savaşı var? İlk katliamlar bir sinyal. Yerel nüfus içindeki en kötü unsurlar, Ermenilerin artık avlanmasının serbest olduğu sinyalini alıyor. Katliamların ikinci türevsel dalgası başlıyor. Size bunun kanıtını sunmak istiyorum.
Dahiliye Nazırı Talatın telgrafı...
Evet, Talat Paşaın Diyarbakır Valisine çektiği (29 Haziran) 12 Temmuz 1915 tarihli telgrafı okuyorum: Diyarbakırdan sevk edilen Ermenilerden ve diğer Hıristiyan ahaliden bazılarının geceleri şehirden çıkarılıp öldürüldüğü ve çevredeki Müslüman ahalinin topluca kıyam ederek tüm Hıristiyanları katletmelerinden korkulduğunun istihbar edildiğini bildiriyor Talat. Diyarbakır Valisini, Ermenilere yönelik tedbirlerin diğer Hıristiyanlara asla uygulanamayacağı konusunda uyarıyor. Talat tedbir derken neyi kastediyor, tehciri mi, katliamı mı? Söylemiyor.
Hedef Ermeniler
Telgrafı başka türlü okumak mümkün değil mi?
Diyelim ki, Talat bütün katliamların önlenmesini ve sadece Ermenilerin tehcirinin kan dökülmeksizin sürmesini istiyor. Ne derdi? Her çeşit katliam derhal önlensin. Talat bunu demiyor. Ama Diyarbakır Valisine dolambaçlı yoldan, Diğer Hıristiyanlara dokunmayın, Ermenilere bildiğiniz gibi yapmaya devam edin demeye getiriyor. Gizli emirler var. Devlet Ermeni muhacirlerin yanına koruma birlikleri verdi diyorlar.
Askeri korumaya rağmen saldırı oluşmuşsa bu çatışmanın bilgileri nerede? Resmi tez bana şu belgeyi göstersin Yusuf Halaçoğlu (Türk Tarih Kurumu Başkanı), Hikmet Özdemir (Ermeni Masası Başkanı) subay raporları göstersinler.
Atatürk temizdi
Cumhuriyet kurulduktan sonra Ermeni dosyası nasıl kapatılmış?
- Olayın korkunçluğunun herkes farkında. Enver, Talat, Cemal yönetimi 1915 - 16 yılında İtilaf Devletleri tarafından savaş suçlusu ilan ediliyorlar. Misak -ı Millinin bir eki var. Cezalandırma Sözleşmesi... Ermeni katliamının sorumlularına yönelik. Kemalist önderlik yola çıkarken ilk başta böyle sözler veriyor. Mustafa Kemal, İttihat ve Terakki içinde aykırı ve muhalifti. Enver ile arasındaki husumet biliniyordu. Belki Kemal Tahirin yazdığı gibi Mustafa Kemalin ortadan kaldırılması bile düşünülmüş olabilir.
Hal böyleyken İttihat Terakki, Anadoludaki Milli Mücadeleyi yönetecek lider olarak Mustafa Kemalde karar kıldı, onu bir emanetçi olarak gördüyse bile neden onda karar kıldı? Mustafa Kemalin yetenekleri su götürmezdi, savaş kahramanıydı, müthiş bir karizması ve saygınlığı vardı. Eli temizdi! Ermeni meselesine karışmamış.
Ben bir tarihçi olarak söylüyorum, Mustafa Kemalin Anadoluya gönderilerek Milli Mücadelenin önderliğini üstlenmesinde, İttihat Terakkinin gizli yönetiminin bunda konsensüs sağlamasında Ermeni meselesinin de dolaylı etkisi vardır. Milli Mücadeleye 1915 Ermeni faciasının gölgesi düşmesin diye çok özen gösteriyor. Mustafa Kemalin Ermeni tehcirini ve Ermenilere reva görülen eziyeti savunan tek bir demeci yoktur.
Kürtleri de kullandılar
1915 Ermeni olayları sırasında Kürtlere yönelik benzer emirler çıkarılıyor mu? Niye sadece Ermeniler sürülüyor?
- O tarihte henüz Kürt milliyetçiliği yok. Ermeniler, Anadolunun tek ve büyük Hıristiyan nüfusu. Yarısı Doğu Anadoluda yaşıyor. Ermeni milliyetçiliği Taşnak Sütyun ciddi bir mesele. Geçmişte Osmanlı, Bulgarlara karşı Pomakları kullandığı gibi Ermeni kıpırdanışlarına karşı da Kürtleri kullanıyor. Hamidiye alayları meşhur. Kürt aşiretleri de arkasına alıyor. Türk milliyetçi söyleminde zaman zaman Biz öldürmedik, Kürtler öldürdü denir. Kürtler Osmanlının emrindeydi.
Gürüne göre 400 bin ölü
Ölen Ermeni sayısı hakkında sizin tahmininiz nedir?
- Saygın bir diplomat olan Kamuran Gürünün yazdığı yarı resmi nitelikteki Ermeni Dosyası kitabında maalesef 1915 - 16 yıllarında 400 - 450 bin Ermeninin öldüğü söyleniyor. Dünyanın belli başlı ansiklodepik kaynaklarında asgari 600 bin kişiden söz ediliyor. Cemiyeti Akvamın bir Nansen Komisyonu vardı, (Mülteciler Komisyonu) orada 800 bin ölüden söz ediliyor. Ermeni diyasporası araştırmacıları 1 milyon ölü diyorlar.
Ermenilerin hiç mi günahı yoktu?
- Ermenilerin iki milliyetçi örgütü vardı: Taşnak Sütyun ve Hınçak. Bunlardan Taşnak daha sağdaydı. Doğu bölgesinde Çarlık Rusyasının himayesinde Osmanlıya karşı harekete geçiyorlar. Ermeni milliyetçi komitacılarının bir etnik temizlik savaşı yürüttükleri, kendi bölgelerini Türk - Müslüman köylerinden temizlemeye çalıştıkları, Rus ordularıyla işbirliği yaptıkları da bir gerçektir derken, Türkiyedeki resmi çevreler abartının da abartısı olarak Ermenilerin 500 bin Müslüman Türkü öldürmüş olduklarını iddia etmeye çalıştılar. Yok böyle bir şey!
Bugün için ne söylenebilir?
- Türkiye Cumhuriyeti 1915 olaylarından sorumlu tutulamaz. Başbakan veya Dışişleri Bakanı şunu söyleyebilir: Bütün ulus devletlerin oluşumunda acılı ve karanlık sayfalar vardır. İttihat Terakki yönetimi Osmanlı halkının bir kısmına karşı tehcir kararı almış ve bu uygulama sonuçta birkaç yüz bin insanın ölmesiyle sonuçlanmıştır. Bu tarihsel olaydan ötürü üzüntü duyuyoruz. Ama bundan ötesi ancak tarihçilerin özgür tartışmasının ve nesillerin bu gerçekle barışmasının ürünü olabilir.
BMye götürelim, çünkü Soykırım olmadığı ortaya çıkar lafının tamamen blöf olduğuna inanıyorum.
KİMDİR?
1947de doğdu. Lisans ve lisansüstü eğitimini 1968de Yale Üniversitesinde tamamladı. Tarih alanındaki doktorasını Birmingham Üniversitesinden aldı. Ankara Üniversitesi, ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesinde öğretim üyeliği yaptı. Halen Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesinde öğretim üyesi.
MİLLİYET
Yayın Tarihi :
7 Mart 2005 Pazartesi 13:32:51
Güncelleme :7 Mart 2005 Pazartesi 13:35:08