Genel Kurul'da Bakan'ın zor anları

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) Genel Kurulu'na katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in konuşması 'karşılıklı konuşmaya' dönüşürken, ortaya çıkan manzara da aşık atışmasını aratmadı. 

• Bakan Çelik:
Son 5 yılda her yıl 700 bin kişinin iş gücüne katıldı. İşsizlik oranının 10,3’ten 9,7’ye düştü.
• Salon:
"Türkiye İstatistik Kurumu bugün açıkladı, işsizlik oranı 10,1"
• Bakan Çelik:
"Tamam efendim, şimdi uçaktan inip geldim, müsaade edin. Mevcut işsizlerden mevcut iş gücüne katılan vatandaşlarımıza iş bulma imkanı sağlandı ama işsizliği istediğimiz oranda indiremediğimizi her vesile ile söylüyoruz"
• Salon:
"Gün gelecek devran dönecek, AK Parti halka hesap verecek"
• Bakan Çelik:
"Değerli emekçi kardeşlerim, halka her zaman hesap vermeye hazırız. Hazır olmayanlar bu kürsüye çıkmasınlar. Bu konuda bizim bir endişemizin olmadığını burada ifade ediyorum"
• Konuşmasında vatandaşlara kömür dağıtılması konusuna değinen Çelik,
"(Sadaka kültürü) deniyor sürekli. İş bilenin kılıç kuşananın. Yerin altında devletin kömürü var. Bu milletin kömürü var" dedi.
• "Yani siz ’Burada resmi sunumu yapın, samimi bir konuşma yapmayın’
diyorsunuz"
• Divan Başkanı:
Divan Başkanı Fehmi Işıklar "Sayın Bakan, arkadaşlarımızı dinleme imkanınız olmadığı için onlar da kısa kısa görüşlerini ifade ediyor. Kusura bakmayın, devam edebilirsiniz" 

• Bakan Çelik, salonda bulunan sendikacıların bilgi istemesi üzerine Tuzla
tersanelerinde yaşanan ölümlere ilişkin bilgi vermeye başladı. 

Bakanlığının ilk haftasında Tuzla tersanelerine geldiğini ifade eden Çelik’in sözlerinin yine salonda bulunanlar tarafından kesilmesi üzerine Divan Başkanı Işıklar, "Burada ben izin vermeden kimse konuşmayacak" diyerek müdahale etti ve sözü Bakan Çelik’e bıraktı. 

• Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Davetiyeyi DİSK olarak gönderdiniz. Ben de koşa koşa geldim ve huzurunuzda samimi olarak görüşlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Ama siz diyorsunuz ki, ’Tuzla’ya gel’. Geliyorum, ’Yine geldin’ diyorsunuz. 

’Sosyal güvenliğe gel’ diyorsunuz, geliyorum, ’niye’ diyorsunuz... 

Bakınız, o zaman kendimizi gözden geçirelim. Siz doğru yapıyorsanız saygı duyuyorum. Az önce sizin genel başkanınız her şeyi söyledi. Ben çok saygıyla dinledim ve notumu aldım. Kendilerine teşekkür ediyorum. 

Kendi görüşleridir, saygı duyuyorum sonuna kadar. 

• Burası benim evim, kusura bakmayın. ’Siz kimsiniz?’ diyecek olursanız,
ben de işçi Yaşar Usta’nın oğluyum. Burası bizim daveti aldığımız an tereddüt etmeden gelmemiz gereken yer. Onun için bu çerçevede konuşuyorum. Ben sizlerle 1 Mayıs Bayramı’nı da tartışmak istiyorum. Ben sizlerle 2821 ve 2822 sayılı yasalarda örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırmak için mücadeleye hazır olduğumu baştan beri söylemişim. Ama siz ya medyayı izlemiyorsunuz ya bakış açınızı tam ölçüp tartmamışsınız. 

İdeolojik makamlara da saygım var ama ben görevimi burada ifade etmek durumundayım." 

• "Tuzla’daki tablo sizin de bizim de yüreğimizi acıtıyor. Bunu başka
türlü düşünmek doğru değil. El birliği ile bu sorunu çözmemiz gerekiyor.
Sorun işverendeyse acıyan namerttir, sorun hükümetteyse bu konuda eleştiriyi almayan da namerttir. Böyle şey olur mu? Kimdeyse suç çıksın ortaya. Ama bizim gecemizin de gündüzümüzün de Tuzla’da olduğunu bilin, aklımız fikrimiz orada. Çünkü tabloyu ben gittim gördüm, görmeyenlerin görmesini tavsiye ediyorum.
• Salon:
"Mezarda emekli olmayacağız"
• Bakan Çelik:
"Mezarda emeklilik denilen olay bundan 65 yaşı kastediyorsanız, şu anda Türkiye’de bayanlar 45, erkekler 48 yaşında emekli oluyor. Bu kademeli olarak 2028 yılında 58-60 yaşına gelecektir. 65 yaşı ise 2048’e kadar uzayan bir düzenlemedir. Sonra siz iktidara geldiğinizde ne yapacaksınız ben merak ediyorum. Sosyal güvenlik sistemleri partiler için, siyasi çıkarlar için düzenlenmemeli."