Yargıtay Başkanı 'yargı reformu'yla ilgili konuştu: Yürütme yargıyı kuşatmaya çalışıyor. HSYK'da Adalet Bakanının bulunması doğru değil.
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, "Şimdi görüyoruz ki yapılmak istenilen düzenlemelerle yürütme, yargıyı daha da kuşatma altına almak istemektedir" dedi.
Gerçeker, YARSAV'ın Noterler Birliğinde düzenlediği "Bağımsız Yargı ve Anayasal Düzenlemeler" konulu panelin açılışında yaptığı konuşmada, yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız üç ayrı erk olarak yetki, görev ve sorumluluklarının ayrı ayrı Anayasa'da düzenlendiğini, her kuvvetin diğer güçlere Anayasa ile verilmiş hak, yetki ve sorumluluklarına saygı göstermek zorunda olduğunu söyledi.
Gerçeker, yargı bağımsızlığının Cumhuriyet'in ayrılmaz unsurlarından olan demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olmanın en temel güvencesi olduğunu ifade etti.
Yargıtay olarak yargı bağımsızlığının daha da güçlendirilmesi için kuvvetler ayrılığı, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ilkelerine uygun olarak yargı üzerindeki idari vesayetin kaldırılmasını Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulundan (HSYK) adalet bakanı ve müsteşarın çıkarılmasını, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulunun HSYK'ya bağlanmasını, HSYK'nın ayrı bina ve bütçesinin olmasını sürekli dile getirdiklerini ve istediklerini anlatan Gerçeker, "Şimdi görüyoruz ki yapılmak istenilen düzenlemelerle yürütme, yargıyı daha da kuşatma altına almak istemektedir" diye konuştu.
Yargının sorunlarının çözümüne yönelik hiçbir olumlu adımın atılmadığını, fiziki koşulların yetersizliğinin yanında personel eksikliğinin de çok büyük problemler oluşturduğunu vurgulayan Hasan Gerçeker, şikayetlerin günden güne arttığını ancak sorunların mazeret kabul etmeyeceğini söyledi.
Ülkeyi yönetenlerin adaletin hızlı ve güvenilir biçimde gerçekleşmesini sağlamak için gerekli önlemleri almak zorunda olduğu görüşünü aktaran Gerçeker, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yüksek yargı kurumlarına yargı dışından yürütme ve yasama tarafından üye atanması, yargı bağımsızlığıyla bağdaşmayacağı gibi, bugün için gerekliliği ve önceliği bulunmamaktadır. Yapılmak istenilen düzenlemeler, yargı bağımsızlığını daha da geriye götürecek, özellikle HSYK'nın çalışamaz duruma gelmesine neden olacaktır. Bunun örnekleri, RTÜK ve Rekabet Kurulu gibi üst kurullarda çok açık biçimde görülmektedir. Sayıştayda yıllarca parlamentodan üye seçimi yapılamamıştır. HSYK'ya parlamento tarafından üye seçilmesi, bu kurumun siyasallaşmasına neden olacaktır. Kurulda bakan ve müsteşarının olmasının yarattığı sorunlar, istikrarsızlıklar ortada iken bu durum, istikrarsızlığı daha da artıracaktır.
Yüksek mahkemelerle ilk derece mahkemelerinin birbirini tamamlayan, bir bütünün ana unsurunu oluşturan kurumlar olduğu, bizlerin de o hakim ve savcılar içinden seçilerek geldiğimiz, onları da temsil ettiğimiz gerçeği göz ardı edilerek, juristik, oligarşik sistemden, kast sisteminden bahsedilmesi, yargının onur ve saygınlığıyla bağdaşmayan 'al gülüm, ver gülüm' gibi tabirlerin kullanılması, çok üzüntü vericidir. Adaletin en temel unsurunun tarafsızlık olduğu unutulmamalıdır. Tarafsızlığın da olmazsa olmaz koşulu bağımsızlıktır.
Bağımsız olmayan bir yargının tarafsız olması düşünülemez."
-"ANAYASA İLE SAĞLANMIŞ BULUNMAKTADIR"-
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, demokratik sisteme yapılabilecek en büyük kötülüğün yargı bağımsızlığını geriye götürmek olacağını dile getirerek,
bunun için demokratik meşruiyetin gerekçe gösterilmesinin de çok büyük bir yanılgı olacağını savundu.
"Yargının demokratik meşruiyeti, halk oyuyla kabul edilen Anayasa ile zaten sağlanmış bulunmaktadır" diyen Gerçeker, yargının Türk milleti adına yetkisini kullandığını, demokratik meşruiyet gibi bir sorununun da olmadığını söyledi.
Her ülkenin kendi koşullarına göre değişik yargı sistemleri oluşturduğunu ve Avrupa Birliği ülkelerinde yargı bağımsızlığı gibi bir tartışmanın söz konusu olmadığını belirten Gerçeker, yargı reformu konusunda Yargıtayın görüşlerinin daha önce açıklandığını ve aynı görüşleri muhafaza ettiklerini kaydetti.
Gerçeker, alt yapı sorunları çözülmeden yargı reformu yapmanın bir anlamı olmayacağı görüşünü dile getirerek, yargı bağımsızlığını geriye götürecek düzenlemelerin yaratacağı kargaşa ve sorunların iyi düşünülmesi gerektiğini belirtti.
YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan da YARSAV'ın kuruluşuna ilişkin süreci anlatarak, güncel yargı konuları hakkında görüşlerini aktardı.
BOZDAĞ'DAN JET YANIT
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in Yargı Reformu’na yönelik, “Yürütme, yargıyı kuşatma altına almak istiyor” şeklindeki açıklamalarını değerlendirerek, “AB ülkelerinde HSYK üyelerini parlamento seçerken, müdahale olmuyor da, TBMM seçince mi müdahale oluyor” dedi.
Bozdağ, Meclis’te bir grup gazeteciyle yaptığı sohbet toplantısında; Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in, Yargıçlar ve Savcılar Birliği’nin düzenlediği, “Bağımsız Yargı ve Anayasal Düzenlemeler” konulu paneldeki, “Yargı Reformu’na” yönelik açıklamaları değerlendirdi.
Gerçeker’in, “Yürütme, yargıyı kuşatma altına almak istiyor. HSYK’nın yapısı konusunda geri adım söz konusu değil. Meclis’ten HSYK’ya üye seçimi yargıyı siyasallaştırır” şeklindeki eleştirilerini değerlendiren Bozdağ, “Meclis’in, HSYK üyelerini seçmesi yargıyı güçlendirir” sözleriyle savundu. Bozdağ şöyle dedi:
“HSYK; bugünkü haliyle esasında, Yargıtay ve Danıştay, HSYK mahiyetinde olup, sade Yargıtay ve Danıştay hakim ve savcıları temsil eder mahiyetinde. Kürsüde olan hakim ve savcıları temsil etmemektedir. HSYK üyelerini de Yargıtay ve Danıştay doğrudan seçmemektedir. Meclis ve Cumhurbaşkanının HSYK’ya üye seçme görevini vermek, yargının bağımsızlığını güçlendirir. Bugün AB ülkelerinde parlamento seçiyor. İsveç, İspanya, Polonya, Fransa ve İtalya’da HSYK üyelerini parlamento seçiyor. Bu ülekelerde yargı siyasallaşmıyor da, Türkiye’de Meclis seçince mi siyasallaşacak.”
Bu tezi savunanların, millet iradesine güvenmediğini ortaya koyduğunu belirten Bozdağ, “Bu da demokrat anlaşışın dışa vurumudur” diye konuştu.
-CHP’LİLERİN ÇARŞAF EYLEMİ-
Bozdağ, CHP Mersin Kadın Kollarının, çarşaf eylemeni de sert sözlerle eleştirdi.
Ortaya koyulan çarşaf yırtma eylemini, “Çağdaş değil, önyargılı tahammülsüzlük” şeklinde yorumlayan Bozdağ şöyle konuştu:
“Kendi gibi düşünmeyenleri yok sayan, ortaçağ anlayışının 21. Yüzyılda sokulan eylem ve görüntülerdir. CHP’nin pek çok alanda samimiyetsiz, iyi niyetten uzak, sadece toplumun değerlerini istismara dönük, tarikat, kuran kursu… açılımları gibi çarşaf açılımı da CHP’nin zihniyetini, samimiyetsizliğini ve ikiyüzlülüğünü ortaya koyan davranışlardır. CHP çarşaf açılımında, çarşafa dolanmıştır.”
CHP’nin bu ve buna benzer eylemlere kamuoyunun yakından tanık olduğunu ve milletin değerlerini nasıl istismar edildiğine sık sık şahit olunduğunu dile getiren Bozdağ, “Elmadağ’da Hacca gitmek isteyen vatandaşın onuruyla dalga geçen Önder Sav, Dersim’de ‘analar ağlamadı’ diyerek anaları aşağılayan Onur Öymen, başı örtülü diye nikay kıymayan CHP’li Belediye başkanlarına tavır koymayan, parti disiplin mekanizmasını işletmeyen ve parti yönetiminin, ‘Bunlar bizi ilgilendirmez, üç beş kişinin eylemi’ diye reddedilen davranışlar olarak nitelendirmek gerekir” diye konuştu.
-CHP’NİN GENETİK KODU-
CHP’nin, bu gibi eylem ve davranışlarını milletin “CHP’nin kurumsal tavrı” olarak değerlendireceğini savunan Bozdağ, “Şekille uğraşmak, kıyafetle uğraşmak ülkemizde yaşayan ve kendi gibi olmayanları, kendileriyle aynı değerleri paylaşmayanları, hor ve hakir görmek, çağdışı görmek CHP zihniyetinin genetik kodlarıdır” dedi.
Millet kendine değer vermeyen CHP’ye gerekli dersi sandıkta vereceğini belirten Bozdağ, “Karanlık orta çağ zihniyetiyle hareket eden CHP’ye milletimiz gerekli cevabı verecektir” diye konuştu.
kendi düsüncelerini kabul ettiremedikleri zaman devreye atatürk laiklik ve cumhuriyeti öne sürüyorlar bunlarin hepsinie saygim var itirazimiz yok amma velakin devletin icinde devlet kurmaya gelince bunlarin hicbirini akillarina bile getimiyorlar soruyorum saygi deger baskana hsyk kime bagli ögrenebilirmiyim tabi elbette karisacak ben askerligimi yaptim öldü ise allah rahmet eylesin sag ise onu buradan saygi ile selamlarken allah saglik afiyet versin sabah ictimasinda tabi askerlik yapanlar ictimanin nedemek oldugunu bilirler yapmayanlarin bilmedigi dogaldir oglum bir er astsubay a emir verecek oldu mu vay o ordunu haline derdi anlayan anladi okadar siyasete özeniyorsaniz biliyormusunuz o tasidiginiz cübbe paygamber cübbesi oldugunu o saygi deger cübbeniz cikarin inin er meydanina