30
Nisan
2025
Çarşamba
ANASAYFA

Gözü askerde kulağı Yargıtay'da

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "CHP'nin gözü askerde, kulağı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nda olacaksa böyle bir parti hiçbir zaman demokrat olamaz, hiçbir zaman sivil olamaz, hiçbir zaman da iktidar olamaz. Bu resepsiyon ve türban konusunda söyledikleri CHP'nin hala 1930'lu yıllardaki gibi gözünün askerde, kulağının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nda olduğunu gösteriyor" dedi.

Atlantik Eğitim Kurumları Mezunlar Derneği'nin açılış törenin ardından basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir gazetecinin, Hürriyet Gazetesi Başyazarı Oktay Ekşi'nin görevinden istifa ettiğini hatırlatması üzerine, "Ben daha zor, daha önemli bir şey soracaksınız diye çok heyecanlanmıştım" ifadesini kullandı. Ekşi'nin başyazarlıktan istifa ettiğini duyduğunu belirten Başbakan Yardımcısı Arınç, "Bu kendi takdirleridir. Gazete ile aralarında herhangi bir ilişki olduysa bunu da bilmiyorum. Ancak son yazısı fevkalade çirkin bir yazıydı" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü resepsiyonda yazıyla ilişkili eleştirilerini dile getirdiğini, Ekşi'nin de bugünkü yazısında özür dileyen ifadeler kullandığını söyleyen Arınç, yazıdaki çirkin ifadelerin hemen unutulacak ifadeler olmadığını söyledi.

 

"EKŞİ'NİN İSTİFASI YETERLİ DEĞİL"

Ekşin'nin istifanın yeterli olmadığını ifade eden Arınç, "Sayın Ekşi Basın Konseyi ve Ahlak Konseyi'nin de başkanlığını yapıyor. Ben önce oradan istifa etmesini bekliyorum. Sanırım başyazarlıktan istifa etti. Sayın Ekşi'nin, Basın Konseyi Başkanlığından istifa etmesini daha uygun buluyorum, şık olan budur" dedi.

 

BAYRAM RESEPSİYONU

Cumhurbaşkanı Gül'ün verdiği 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna, CHP ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensuplarının katılmamasıyla ilgili bir soru üzerine Arınç, önemli olanın davet olduğunu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de ayrımcılık yapmadan eşli olarak insanlara davet gönderdiğini söyledi. Arınç, kurumların resepsiyona katılıp katılmamaları konusu halk tarafından merak ediliyorsa bu kurumların da çok haklı sebepler göstermesi gerektiğini söyledi. Kendisinin de resepsiyona katılmadığını, üyesi bulunduğu hükümetin mensuplarının eşli veya eşsiz şekilde hükümeti kurumsal olarak temsil ettiklerini söyleyen Arınç, bugün gazetelerin ve televizyonların resepsiyon haberlerini ''askerler ve CHP katılmadı'' şeklinde verdiğini kaydetti.

"Birisi sivil bir örgüt, diğeri de askeri bir kurum. İkisinin yan yana gelmesi bence dikkat çekici ve eğer söylenecek şeyler varsa bu benzerliğe bakarak söylenmelidir" diyen Arınç, "29 Ekim Cumhuriyetimiz kurulduğu gündür. Cumhuriyetimizi, milletin birliğini ve başkomutanlık görevini temsil eden cumhurbaşkanıdır. 29 Ekim'in akşamında resepsiyon verilmesi gerekiyorsa bunu sadece Cumhurbaşkanımız yapar, bugüne kadar gelenek böyledir. Sayın Demirel, Sayın Sezer ve rahmetli Sayın Özal zamanında da 29 Ekim kutlamalarına Cumhurbaşkanı katılır, akşam da daveti sadece o verir, ikinci, üçüncü bir davet veya kurumların farklı gece tertip etmesi bugüne kadar yaşanmamıştır. 23 Nisan Meclisimizin açıldığı gündür. O gün Anıtkabir'e biz gideriz, kutlamaları biz izleriz, akşam da resepsiyonu

Meclis Başkanı olarak biz veririz. Yaşadığım bu 5 yıl ve onun öncesi ve sonrasında 23 Nisan akşamı Meclis Başkanı'ndan başka bir kişinin ya da kurumun resepsiyon verdiğini duymadım. 30 Ağustos Zafer Bayramı'dır, o gün Anıtkabir'e asker gider, merasimlere onlarla beraber biz gideriz, resepsiyonu sadece askerimiz orduevinde verir. 30 Ağustos'un akşamında hiçbir başka kurum veya kuruluşun orduevinde yapılan resepsiyona karşı bir alternatif resepsiyon yaptığını ne gördüm, ne duydum. Bu teamül yerleşmiştir.

Teamüllere karşı farklı şeyler yapılır mı, yapılırsa nasıl karşılanır, onu hem bunu yapanlara hem de kamuoyuna sormak lazım. Bir Cumhuriyet Bayramı'nda devletimizi temsil eden, milletin birliğini, başkomutan sıfatını taşıyan bir zat, Cumhurbaşkanımız bir davette bulunuyor, başka bir kurum da oraya gitmemek için başka bir resepsiyon tertipliyor. Bu şık bir davranış, doğru bir davranış değildir. Amaç ne olursa olsun böyle bir farklılığı ortaya koymak yanlış anlaşılır, eleştirilir ve o kurumu yıpratır. O

kurumu yıpratacak hareketlere hiç kimsenin tevessül etmemesi lazım. Devletin başındaki insan davet ediyor, buna ya katılırsınız ya katılmazsanız. Hiç kimse bir yüzbaşı katılmadığı zaman 'niye gelmedi' diye araştıracak değildir, hiç kimse 'Arınç niye katılmadı' diye sormak ihtiyacı duymuyor, ama kurumları temsil eden insanların haklı mazeretleri olmadıkça bu davetlere katılması Cumhuriyetin de bir geleneğidir" ifadelerini kullandı.

Dün akşamki resepsiyona Türkiye'nin farklı kesimlerinden bin 500'e yakın davetlinin katıldığını belirten Arınç, "Anadolu'nun bir haritası, bir toplamı, Türkiyemizin bir toplamı bu davete koşarak gelmiştir. Keşke gelmesi gerekenler de gelseydi, ama bu Türkiye'de sivilleşme adına, Sayın Cumhurbaşkanımızın konumu adına eksiklik değil, onlar kazançlı çıktılar, karlı çıktılar çünkü doğru olanı yaptılar. Gelmeyenler kendi durumlarını tekrar gözden geçirsinler. Halen Sayın Abdullah Gül cumhurbaşkanıdır, bütün yetkilerini kullanıyor, kullanmaya devam edecek. Beğenenler veya beğenmeyenler kendilerini buna göre dizayn etsinler. Türkiye'de güçlü bir hükümet var ve görevine devam ediyor" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun resepsiyona katılmayarak, ''halkla kutlayacağım'' açıklamasında bulunduğunu söyleyen Arınç, CHP'li milletvekillerinin resepsiyon günü nerede olacaklarının gazetelerde yer aldığını, CHP milletvekillerinin hayatlarında hiç gitmedik yerlere gidecekleri yönünde açıklamalarda bulunduklarını söyledi. ''CHP'de, 'ben Adana'da, ben Eskişehir'de, ben Muğla'da olacağım' diyen diyene, maşallah ne kadar vatandaşımızla, Anadolu'da bayram kutlamaya meraklılarmış. Araştırın hiç birinin o söyledikleri yerlere gitmediklerini göreceksiniz" diyen Arınç şöyle devam etti:

"Bizi ilgilendiren Sayın Kılıçdaroğlu'nun 'halkla kutlayacağım' sözüdür. Ben buna çok sevindim, Bağcılar, Güngören ya da Gaziosmanpaşa da kutlayacaktır diye ümit ettim. Bir de baktık ki CHP, eski CHP. Bağdat Caddesi'nde kutluyorlar. Bağdat Caddesi'nde, jet sosyetenin en hızlı olduğu yerde ellerinde Türk bayrakları, ağızlarında 10. Yıl Marşı ile Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyorlar, onlar hale 1933'lü yıllarda, halen 1930'lu, 1940'lı yıllarda. Halbuki bir CHP'li Parti Meclisi üyesi ne güzel söylemişti,

'artık 10. Yıl Marşı'nı bırakalım da 100. Yıl Marşı'nı yazalım' diye, onlar hala 10. yıldalar. Kadıköy Belediyesi ve topladıkları kalabalık Bağdat Caddesi'nde yürüyüş yaptı. Varoşlarda, veya İstanbul'un 14 milyonun yaşadığı yerlerde halk denince akla gelecek topluluklarla bu bayramı kutlamadı. Sırf resepsiyona gelmemek için İstanbul'a giden bir genel başkan, bir taraftan açık vermiştir ve Bağdat Caddesi'nde aklınca kutlama yapmıştır. CHP 60 yıldan beri iktidara gelemiyor, 1950'den bu yana. Gelebilir mi, matematik olarak gelebilir. Türkiye'de ciddi bir parti vizyonu çizerse, Türkiye'yi çok daha kalkındıracağını, gelişmiş bir ülke olarak AB hedefine ulaştıracağını, sosyal adalet noktasında ve diğer konularda daha iyi bir programla ortaya çıkacağını söylerse halkımız oy verip belki kazandırabilir, ama henüz sivilleşmemiş bir parti olarak bunu başarması mümkün değil. Neden sivilleşmemiştir CHP, 'Asker ve CHP resepsiyona katılmadı' başlığından dolayı. Demek ki CHP'nin iktidara gelmesi için daha 60 yıllık bir ömre ihtiyaç var" dedi.

"Başörtüsü konusunda AK Parti Grup Başkanvekilleri, CHP'yi ziyarete gittiklerinde nasıl karşılandılar? CHP Grup Başkanvekilleri nasıl konuşma yaptı; 'hayır, asla ve kat'a bunlarla bir araya gelmeyiz, komisyonda bulunmayız' " dediler diyen Arınç, "Niçin 15 dakika evvel Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı 'aman ha aman, bu laikliğe aykırıdır' dedi? CHP'nin gözü askerde, kulağı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nda olacaksa böyle bir parti hiçbir zaman demokrat olamaz, hiçbir zaman sivil olamaz, hiçbir zaman da iktidar olamaz. Bu resepsiyon ve bu başörtüsü konusunda söyledikleri CHP'nin hala 1930'lu yıllardaki gibi gözünün askerde, kulağının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nda olduğunu gösteriyor" ifadelerini kullandı.

İHA
Yayın Tarihi : 31 Ekim 2010 Pazar 10:11:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Hasan Dönmez IP: 94.121.186.xxx Tarih : 31.10.2010 20:32:09

   Sayın Arınçın bir başbakan yardımcısı vede hukukçu olarak söyledigi söze bakın(varoşlarda veya istanbulun 14 milyonunun yaşadıgı yerlerde halk denince akla gelebilecek topluluklarda bu bayramı kutluyacaktı)sanki orada toplanan halk degil, halk bir ülkenin bütünü degilmidir? sizin yanınızda olmayanlar halk degilmidir,?


aslan IP: 82.231.126.xxx Tarih : 31.10.2010 16:46:04

Insallah onuncu yili yaratanlarin bir gun ahi tutar seni... Bu kafayla devam ederseniz dedelerinin topraklarina topla, tufekle degil, yumusak inis yaparak sahip cikilacagi gunu gormen uzak olmayacak bulent bey!!!


Abdullah Sögütmez IP: 88.67.177.xxx Tarih : 31.10.2010 13:26:57

chpye ve MHPye vurup duracaginiza ÜLKENIN güvenligini saglasaniz ülkenin menfatleri icin calissaniz ne olur? müslümanligin arkasina yatip ülkeyi satiyor milleti kandiriyorsunuz bunun vebalini ahirette vereceksiniz. Milletede diyecegim baska TÜRKIYE yok titreyin ve kendinize gelin. pkkliyi kahraman SEHIDIMIZI KOMUTANLARIMIZI hain yapanlar müslüman olabilir mi? (Lütfen degistirmeden yayinlayin)