28
Mayıs
2025
Çarşamba
ANASAYFA

Kısa çalışma ödeneği 6 ay uzatıldı

Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek, krizle mücadele kapsamında alınan önlemlerden en önemlisi olan İşsizlik Fonu'na başvuru süresinin 6 ay daha uzatıldığını açıkladı.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, TEKEL işçileri ile ilgili olarak, "Bizim ülkemizde aklı veren çok oluyor da ekmeği veren az olur. Başkalarının laflarına bakarak kimse kanunla karşı karşıya gelmemelidir. İnsanlar miting yapacaksa, protesto edecekse, bunların hepsinin yasal çerçevede olmasında herkes için fayda vardır" dedi.

Çiçek, Başbakanlık Yeni Bina'da 6.5 saat süren Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Danıştay'ın 4-C ile ilgili kararını değerlendirdi. Kararı ajanstan okuduğunu ancak gerekçesini bilmediğini belirten Çiçek, kararı ilgili birimlerin kendi yönlerinden değerlendireceklerini ve yapılması gereken ne ise yapacaklarını söyledi.

Çiçek, bir gazetecinin, 'Başbakan, müdahale için yarını işaret etmişti. Bir müdahale beklenebilir mi?' sorusu üzerine, "Dava idare aleyhine açılmıştır. Davanın tarafı olan idareler evvela bu kararı değerlendirirler, işin bir yönü budur. Bir yargı kararı olması nedeniyle gereği ne ise o yapılır. Yeni bir düzenleme gerekirse o da yapılabilecektir. Diğer sorduğunuz husus kamu düzeni ile alakalı bir husus. Bu ülkede herkes hakkını arayabilir, aramanın yolları açıktır. Ama yasalara uygun haklarını aramalıdır. Yasaların dışına çıkarak hak arama çabasında olmak hak arayanları da haksız duruma düşürür, doğru olmaz, kanunla karşı karşıya getirir. Buna herkesin dikkat etmesi lazım. Bizim ülkemizde aklı veren çok oluyor da ekmeği veren az olur. Başkalarının laflarına bakarak kimse kanunla karşı karşıya gelmemelidir. İnsanlar miting yapacaksa, protesto edecekse, bunların hepsinin yasal çerçevede olmasında herkes için fayda vardır. Kimse kanunla karşı karşıya gelmemelidir. Toplumsal müsamahayı başka türlü değerlendirmemelidir" yanıtını verdi.

"ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÇOK GEÇ KALDI"

Çiçek, Anayasa değişikliği ile ilgili bir soru üzerine, bu konuyu hükümet olarak Bakanlar Kurulu'nda değerlendirmediklerini, parti platformlarında görüştüklerini belirtti. Çiçek, şunları kaydetti:

"Dün Başbakanımız da açıkladı ki Mart ayı içinde bu değişikliklerle ilgili bir teklifi TBMM'ye sunma imkanımız olacaktır. Bu teklif olgunlaştığında herkesin bilgisi olacak. Bu işin Meclis'te yasalaşmasında katkı vermelerini umduğumuz muhalefetin de bilgisi olacaktır. Bu çalışmalar bitince nasıl bir yol takip edileceğini de ilgili arkadaşlar söylerler."

"Anayasa değişiklikleri için bugün değilse ne zaman?" diyen Çiçek, bu değişiklik istenmiyorsa her gün 'vakti, zamanı değil diye' mazeret bulunabileceğini söyledi. Çiçek, "Kişisel kanaatim, bu Anayasa değişikliğinin zamanı çoktan gelmiş ve geçmiştir. Ne kadar erken yapılabilirse, ne kadar herkes olmasın diye çaba sarf etmek yerine, olsun diye gayret içinde olabilirsek, bu Anayasa'dan kaynaklanan problemleri de büyük ölçüde ortadan kaldırabiliriz diye düşünüyorum. Ama biz zamanın her zaman müsait olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bu Anayasa'yı TBMM değiştirecektir. Bugünkü Meclis'te vatandaşın yüzde 85'i temsil edilmektedir. Bunu de hesaba kattığımızda zamanın müsait olduğunu, hatta değiştirmek için de çok geç kalındığını ifade etmek isterim" diye konuştu.

ERMENİ TASARISI

Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, 4 Mart'ta ABD Kongresi'nin Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde görüşülecek Ermeni Tasarısı ile ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine, "Türkiye ve ABD iki önemli müttefik ülkedir. Dolayısıyla bu türlü bir tasarı Türk-ABD ilişkilerine önemli ölçüde zarar verir. Özellikle hem Türkiye hem ABD'nin bölgedeki sorumlulukları ve bunun getirdiği yükümlülükler dikkate alındığında sözde bir kısım tasarıların meclislerde karara bağlanmasını biz baştan beri doğru bulmuyoruz. Bunun Türk-Amerikan ilişkilerini büyük ölçüde etkileyeceğini düşünüyoruz. Bunu komisyon üyeleri de herhalde düşünecektir ve düşünmelidir. Kafkaslar'da barış ve istikrar için Türkiye'nin de Ermenistan ile yürüttüğü bir inisiyatif var. Olumsuz bir karar bu ilişkileri de zedeleyecektir. Herkesin bu gelişmeleri dikkate alarak tarihi kararları karara bağlamak gibi bir alışkanlıktan vazgeçmeleri lazım. O zaman bu kararları alanlar da başka türlü sıkıntılara düşebilirler. Onun için biz sağduyunun galip geleceğini ümit ediyoruz. Bu konuda da her kademede konuyu gündeme getiriyoruz. Şu anda ABD'de heyetler var. Yani biz bu tasarının geçmemesi noktasında üzerimize düşeni yapıyoruz. Ama bütün mesele oylamaya katılacakların da bu hassasiyeti dikkate alarak oy vermeleri hepimizin beklentisidir" dedi.

Açıklamalarının ardından Çiçek, gazetecilerin KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın 'Kaybedersem AK Parti politikası da kaybeder' yönündeki sözlerini hatırlatması üzerine şunları kaydetti:

"Bu konuda Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı. Bizim desteğimiz Türkiye olarak Kıbrıs Türk halkındadır, dolayısıyla orada sürdürülen politikalaradır. Biz orada adil ve kalıcı bir barışın tesisini arzu ediyoruz, politikamız budur. Bunun parametreleri de daha önce açıklanmıştır. BM parametreleri çerçevesinde adil ve kalıcı bir barışın sürdürülmesinden yanayız, bizim desteğimiz de bunadır. Kıbrıs'ta da işleyen bir demokrasi var. Biz adayların hepsin bugün olan ya da aday olacakların hepsine eşit mesafedeyiz. Kıbrıs'taki seçmenler, Türk halkı kimi seçerse biz onlarla çalışmaya hazırız. Dolayısıyla bizim desteğimiz kişilere değil, Kıbrıs Türk halkına ve sürdürülen politikalardır.

Çiçek, açıklamada, sulama birlikleri ile ilgili kanun tasarısını imzaya açtıklarını bildirdi. Yer altı ve yer üstü sularının değerlendirilmesi ve zararların önlenmesi için DSİ'nin tesisler yaptığını hatırlatan Çiçek, aradan geçen sürede sulama birliklerinin yaptığı faaliyetlerle ilgili bazı ihtiyaçlarının ortaya çıktığını söyledi. Çiçek, bu birliklerin daha etkin ve verimli olması bakımından bu kanunda değişikliğe ihtiyaç olduğunu belirterek, tasarıyı imzaya
açtıklarını söyledi.

Çiçek, insan hakları ile ilgili İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması ile İlgili Kanun Tasarısı'nı da görüştüklerini belirten Çiçek, "AB reformları çerçevesinde insan hakları alanında birçok düzenleme yapılmıştır. Ancak mevzuatın çıkartılması yetmiyor; uygulamadaki yansımaları da görmek gerekiyor. Başta polis, jandarma ve sahil güvenlik personelini kapsayan bu tasarı, uygulamalar sırasında varsa hak ihlalleri ve şikayetlerin incelenmesi gerekiyor.
Bunun için bir mekanizmaya ihtiyaç var. Kolluk Gözetim Komisyonu Tasarısı'nda öngörülen model sivil ve bağımsız bir mekanizmadır. Dolayısıyla vatandaşlarımızın kolluk hizmetleri ile ilgili şikayetlerini bu bağımsız ve sivil kuruluş denetleyecek" dedi.

HAYVANCILIĞA DESTEK

Çiçek, hayvancılığın desteklenmesiyle ilgili bir Bakanlar Kurulu kararı alındığını da belirterek, hükümetin 2002 yılından bu yana bütçe imkanları ölçüsünde tarım desteklerini büyük ölçüde artırdığını vurguladı. Çiçek, 2002 yılında toplam tarımsal destek 1 milyar 868 milyon TL iken bugün itibariyle yaklaşık 6 milyar TL'ye yükseldiğini belirterek, "Bu tarımsal destek içinde hayvancılık maalesef geçmişte büyük ölçüde ihmal edilmiştir. Bu hem istihdam açısından hem belli bölgelerdeki vatandaşlarımızın geçim kaynağı olması nedeniyle hayvancılığın desteklenmemiş olmasının getirdiği pek çok sıkıntı var. 2002 yılında bu 1 milyar 868 milyon TL'lik tarımsal destek içerisinde hayvancılık için ayrılan para sadece 83 milyon TL'dir. Toplam destek içindeki payı yüzde 4.4 idi. Biz hayvancılığın öneminin farkındayız. Özellikle kırsal kesimde ve Türkiye'nin belli bölgelerinde hem önemli bir istihdam kaynağıdır hem de geçim kaynağıdır. Onun için hem tarımsal destek arttı hem de miktar arttı. Dolayısıyla 5 milyar 897 milyonluk bu sene vereceğimiz tarımsal destek içerisinde hayvancılığın payı 1 milyar 265 milyondur. Ayrıca bu kararname ile bu destek kapsamında hayvan başı ödemeler, yem bitkileri ekilişi, süt ve et primi desteği, su ürünleri, arıcılık, ipek böceği yetiştiriciliği, hayvan hastalıklarıyla mücadele desteği de vatandaşlarımıza sağlanmaktadır. Dolayısıyla 1 Mart tarihi itibariyle bu destek yürürlüğe konulmuş olmaktadır" şeklinde konuştu.

KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNİN SÜRESİ

Bakanlar Kurulu'nda alınan bir kararla kısa çalışma ödeneğinin süresinin altı ay daha uzatıldığını bildiren Çiçek, "2009 yılında bu kısa çalışma imkanından faydalanan kişi sayısı 192 bin 162'dir ve ödenen para da yaklaşık 163 milyon TL'dir. 2010 yılı Şubat ayı sonu itibariyle yararlanan kişi sayısı yaklaşık 203 bin olmuştur. Dolayısıyla artışı da dikkate alarak bu imkandan istifadeyi uzatmış oluyoruz altı ay daha. Kısa çalışma ödeneği ile ilgili süre uzatılmış oluyor bugünden geçerli olmak üzere'' dedi.

Çiçek, Bakanlar Kurulu'nda AB ile ilgili çalışmaların da ele alındığını ve ilerleyen dönemde müzakereye açılabilecek fasıllar olduğunu belirterek, Rekabet Faslı'nın açılabilmesi için Devlet Yardımları Kanun Tasarısı'nın yasalaşması gerektiğini ve tasarının bugün imzaya açıldığını bildirdi. Çiçek, "Kısa sürede tamamlanıp yasalaşması halinde 'Rekabet Faslı' için bizim açımızdan bir engel söz konusu olmayacaktır" diye konuştu.

Çiçek, 'Kamu Alımları Faslı' ile ilgili olarak da Kamu İhale Kanunu'nda, AB raporlarında ifade edilen eksikliklerin giderilmesi için Maliye Bakanlığı'ndaki çalışmaların hızla sürdürüldüğünü kaydetti. 'Sosyal Politikalar ve İstihdam Faslı'nın açılabilmesi için de Sendikalar Kanunu'nun çıkması gerektiğini söyleyen Çiçek, bu tasarının da şu an TBMM'de olduğunu ifade etti
 

İHA
Yayın Tarihi : 1 Mart 2010 Pazartesi 19:15:03
Güncelleme :1 Mart 2010 Pazartesi 22:54:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
İsa TOPALOĞLU IP: 78.174.199.xxx Tarih : 2.03.2010 19:46:30

Daha çook uzatırsınız.. Durum seçimlere gidiyor..  Kömür, odun, beyaz eşya dagıtımına bakınca geçerli mazeret onurlu hareket..