Nüfusu 2 binin altında olduğu için kapatılmasına karar verilen 862 beldenin durumuyla ilgili olarak yargı kurumları arasındaki kavga, siyasileri de böldü.
İktidar partisi AKP, Anayasa Mahkemesi’nin kararının esas alınması gerektiğini söyleyerek, daha önce dava açan 120 belde dışında hiçbirinin seçime girmemesini savundu. CHP ve MHP ise tüm beldelerin seçime girebileceğini dile getirdi. Görüşler şöyle:
Sadullah Ergin (AKP Grup Başkanvekili) Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karardaki süreler bellidir. Bu süre 22 Mart 2008’dir ve 60 gün içerisinde dava açanlar bu kapsama girmiştir. Yaklaşık 120 belediye bu haktan yararlanmıştır. Seçime üç ay kala yeni bir süreç tartışma başlatmak yanlış. YSK bu konuya çözüm getirmeli. Biz yargı kurumları arasındaki tartışmaya taraf değiliz.
Süha Okay (CHP Grup Başkanvekili) Danıştay’ın kararı ve YSK’nın bu konudaki açıklamasıyla konu yeni bir boyut kazandı. Bu olayda, Anayasa Mahkemesi’nin kararının ’hüküm’ bölümü önemlidir. Bu hükümde de "iptal davası açanlar" diyor. Kararın gerekçesi esas alınmaz. Şunu yazdım, bunu yazdım diye iş yapılmaz. Dava açanlar bu hakkı elde edecektir. Tüm beldeler seçime girebilir. Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın açıklamasının kişisel olduğu ortaya çıkmıştır.
Oktay Vural (MHP Grup Başkanvekili) Bu karmaşadan Türkiye’yi kurtarmak gerekiyor. Tüm beldelerin seçime katılabilmesine imkan sağlamak için bir yasa teklifi hazırladık. Ancak Anayasa’nın ilgili hükmü, seçimlere bir yıldan az kala çıkartılan yasaların uygulanmasını engelliyor. Bu topun ortada kalmaması için Meclis’te bir irade ortaya konulmalı ve elbirliği ile gerekli düzenleme yapılmalıdır. Anayasa Mahkemesi Başkanı ayrı, üyeleri ayrı, Danıştay ve YSK ayrı şeyler söylüyorlar. Ortada kaotik bir durum var. Bunun yaratıcısı da Başbakan Tayyip Erdoğan’ın inadıdır.