Milliyet Gazetesi muhabiri Nedim Şener, Metris’ten Silivri’ye nakledilmeden önce iki mektup yazdı. Bunlardan birincisi, eşi ve 8 yaşındaki kızına. Diğeri gazetedeki arkadaşlarına...
Şener’in eşine yazdığı üç sayfalık mektupta, eşinin sağlık durumu ile ilgili temenniler ve kızına ilettiği duygusal satırlar var. Bu bölümleri özel hayata saygı gereği yayınlamıyoruz. Ancak Şener’in eşine yazdığı mektupta dava ile ilgili ilginç bir bölüm var.
Şener o bölümde şöyle diyor:
“Anlaşılıyor ki son zamanlarda değil tam iki yıl önce sahte bir mail ile beni hedefe almışlar. Bu olayın son 7-8 ay içindeki TV programlarıyla bire bir bağlantısı yok. Nasıl olsa böyle bir operasyona beni dahil edeceklermiş. Çünkü bizim gibi gazetecileri yok etmeye karar vermişler ve devamı gelecek gibi görünüyor. Bana yöneltilen sorular 2003-2006 dönemlerine kadar iniyor. Mesela Uzanlar kitabını Hanefi Avcı mı yazdı diye soruyorlar.
‘Niye görüştün?
Yasin El Kadı kitabı bile konu oldu. 2007 yılında Arena’da Adil Serdar Saçan’a sorduğum bir soruyu neden sorduğumu bile sordular. Ergenekon operasyonu başlamadan çok önce yaptığım telefon görüşmelerini bile niçin şu şu kişilerle görüştün diye sordular.”
Ameliyat sorusu üzdü ve şaşırttı
Şener’in gazetedeki arkadaşlarına yazdığı mektupta ise özellikle eşinin kalp ameliyatının bile sorgulanmasının kendisini nasıl üzdüğü kısmı çarpıcı. Bu bölüm aynen şöyle:
“Sorguda yadırgadığım en çarpıcı soru eşimin kalp operasyonu ile ilgili olanıydı. Savcı Öz, avukatlarımın huzurunda ‘Eşin ile telefon görüşmesinde ‘Başıma gelecekleri bilsem senin operasyonu yaptırmazdık’ diyorsun. İnsanın aklına, ‘Acaba sen hakkındaki adli operasyonu önlemek için mi eşini kalp operasyonuna soktun sorusu geliyor’ dedi.
Ben de kendisine ‘Böyle bir şey söz konusu olamaz. Kalp rahatsızlığını 14 Şubat günü Hizmet Hastanesi’nde öğrendik. Ardından Memorial Hastanesi’nden Bingür Sönmez’in tavsiyesiyle Prof. Dr. Levent Saltık’ın belirlediği tarihte operasyon gerçekleşti. Savcılık savunması ardından mahkeme savunmasında bu konuyu mahkeme tutanağına da geçirttim.”
bu dava başladığında davada tutuklanan birimi yoksa bir gazeteci mi söylemişti hatırıma gelmedi ama dediği hala hatırımda şunu söylemişti ergenekon davasında delilerinin çoğu internetten hazırlanıyor yani isminizi giriyorlar kaç sayfa açılırsa o sayfalarda sizin hakkınızda ne varsa önünüze sual olarak soruluyor hani sorulan soruları bilsek ve tarayıcıya bu beyin adını girsek belkide sorulan soruları aynı sıra ile bulabiliriz ben buna inanıyorum belkide yeni bir sorgu sistemidir yargıya yada iddea makamına söyleyecek bir şey yok zaman bunun doğrumu yanlışmı olduğunu bize gösterecek
Vay anasını!!! eğer böyle bir soru soruldu ise şapka çıkartıyorum.Böyle bir soru soranın kalbi olduğundan şüphe duyarım.Ben şahsen bir kanun adamının böyle bir soruyu da karşısındaki insana tevcih edebileceğine inanmıyorum.Aman allah,ım yaaa.